Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5852 E. 2020/1778 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5852 Esas
KARAR NO : 2020/1778
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2014/188 2017/153
DAVANIN KONU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı …’in İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …dosyasına yapmış olduğu icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunu, Müvekkili …’ın Lapseki ve Çanakkale bölgesinde sebze ve meyve toplayıcılığı yapmakta ve toplamış olduğu sebze ve meyveleri anlaşmış olduğu ambar ve hal esnaflarına gönderdiğini, dava konusu senette böyle bir ticari ilişkiden kaynaklanarak verildiğini, Zira … ile anlaşarak Çanakkale ve Lapseki bölgesindeki sebze ve meyvelerin toplanması ve gönderilmesi için anlaştıklarını, Buna mukabil olarak da anlaşmaya dâhil edilen sebze ve meyvelerin toplanıp gönderilmesini garanti altına almak için diğer taraf … müvekkili …’dan 25.000.TL.-‘lik işbu senedi aldığını,. Bahsi geçen işbu ticari alışveriş 2008 – 2009 yılında gerçekleştiği ve dava konusu teminat senedi de 2008 – 2009 tarihinde verildiği, durumun böyle olmasına ve 2008 – 2009 ve 2010 yıllarında müvekkili … anlaşma gereği Lapseki ve Çanakkale bölgesindeki sebze ve meyveleri toplayıp …’a gönderdiğini, Yani üzerine almış olduğu taahhütleri yerine getirdiğini, Ne var ki teminat olarak vermiş olduğu işbu senedi geri almadığını, . Zaten işbu senedi ….’tan talep etmiş olmasına rağmen kendisi işbu senedin kaybolduğunu ve nerede olduğunu bilmediğini söylediğini, kendisi de …’a güvendiğinden işbu olayın üzerine fazla gitmediğini, Nitekim kaybolmuş olduğu ve nerede olduğu bilinmeyen işbu senedin 2013 yılında … ’ın 2010 yılında ortaklaşa kurdukları … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde %50 ortağı olan …’de çıktığını, … de işbu senedi İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, Alacaklı görünen … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50 ortağı ve genel müdürü olduğunu, tek yetkili imza yetkilisi olduğunu, açıkladıkları nedenlerle ve sabit olacak hususlar nedeniyle, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 25.000.TL.- bedelli senet ile ilgili borcunun olmadığı işbu senedin teminat ve bedelsiz senet olduğunun tespitine, icra dosyasının iptaline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, durum böyle olmasına ve borcunun olmamasına rağmen müvekkilin tek mülkü olan dairenin Lapseki İcra Dairesinin… Tal. Sayılı dosyası ile 17.06.2014 tarihinde satılma ihtimaline binaen icra takibinin ve satışın tedbiren durdurulmasına, masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işbu menfi tespit davası ile ilgili öne sürdüğü tüm beyan ve iddiaların hukuki mesnetten yoksun olup reddi gerektiğini, Davacı borçlu, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu iddia etmiş ise de, takip dayanağı senedin bono niteliğinde olup, Türk Ticaret Kanunu uyarınca bononun mücerret bir borç ikrarı olduğunu ve bunun aksinin ispat külfetinin davacıda olduğunu, ayrıca takibe konu senedin bono olması sebebiyle tanıkla ispatı mümkün olmadığı, bu sebeple davacının şahit olarak gösterdiği …’m dinlenmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, kaldı ki davacının dosyaya iddialarını ispat edecek hiçbir yazılı belge sunamadığını takibe konu senedin alacağımın tahsili zımnında icraya konulduğu, davacının itirazda bulunmaması üzerine icra takibi kesinleştiği, Davacı tarafın borçlu olmadığı yolundaki beyan ve iddialarının herhangi bir fiili ve hukuki dayanağı bulunmadığı, . Açıklanan ve resen nazara alınacak sebeplerle haksız ve kötü niyetli davanın reddi ile davacı tarafın %40 inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, mahkeme masraflarının karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “tüm dosya kapsamı, kasa evrakı , ekleri dosyaya celp olunan belge ve bilgiler, icra dosyası, dava dışı … Ltd. Şti.’nin dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle icra takibine konu senedin defterler ve kayıtlarda yer alıp almadığı ile taraflar arasında ve dava dışı ….. Ltd. Şti. Arasında her hangi bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı, borç alacak ilişkisinin tespiti ile varsa icra takip tarihi itibariyle alacak ve faiz miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi Finans Uzmanı … ile Yrd. Doç. Dr. … tarafından tanzim olunan 16/03/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı … Ltd. Şti.’nin kuruluşuna ait ticaret sicil gazetesinin incelenmesinde davalı taraf ile dava dışı Halil Bakbak’ın bu şirkete %50’şer oranında ortak oldukları, davacının şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, diğer ortak … ise müşterek imza ile şirketi temsile yetkili olduğu, dava dışı … Ltd. Şti. İle …Bankası arasında 10/06/2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin imzalandığı, davacının kendisine ait … ili, … ilçesi, … ada … parselde kayıtlı taşınmazını … Bankası Vatan Caddesi Şubesi lehine ve dava dışı … Ltd. Şti. Adına kullanılacak krediye teminat olarak ipotek verdiğini ve buna dayalı 25/11/2011 tarihli 4479 yevmiye numaralı resmi senedin mevcut olduğu, Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden 50.000,00-TL limit ile çalışılmaya başlandığını, konulan ipotek sonrasında davacının kredi limitinin artırımına gittiği ve 172.500,00-TL’ye kadar kefil olduğu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davacıya ait taşınmazın icradan satışa çıkartılmasına istinaden ipoteğin devam edip etmediği yönündeki talebi üzerine 28/03/2014 tarihli yazı ile banka alacağının 68.737,15-TL olduğunun ifade edildiği, dava dışı şirketin 02/04/2010 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, bu itibarla şirkete ait 2010 yılı ticari defterlerinin yasal sürede yaptırıldığı ancak yıl sonu kapanış tasdiğinin yapılmadığının görüldüğü, dava dışı şirkete ait 2010 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde alacak senetleri hesabında 25.000,00-TL tutarında alacak senedi kaydının bulunduğu ve bu kaydın kasa hesabına alacak olarak kaydının alacak senetleri hesabına borç vermek sureti ile gerçekleştiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece verilen sipariş avanslarından ibaret olduğu, davacı yana dava dışı şirketten avans niteliğinde ödemeler yapıldığı ancak bunların faturaya dönüşmediği, bu şekildeki son işlemin 2012 yılında gerçekleştiği, dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacı yanın almış olduğu ödemeler karşılığında herhangi bir mal veya hizmet teslim etmediği, icra takibine konu edilen senedin vadesinin 30/09/2012 olduğu ve yapılan incelemede düzenleme tarihinin 30/04/2012 olduğu dikkate alındığında 2010 yılı ticari defterlerinde yer alan senedin dava konusu senet olmadığı, ayrıca incelenen defterlerde alacak senetleri hesabına ait muavin hesap ekstresinde de 25.000,00-TL tutarında başka bir senet kaydı da bulunmadığından davaya konu senedin dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almadığına dair raporlarını mahkemeye sunduğunu, davalı asilin 06/04/2016 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu senedin kendisi ile bir alakası olmadığını, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini beyan ettiğini, davacı vekilinin UYAP kararı ile gönderdiği tarihsiz dilekçesi ile davalıya yemin teklifinde bulunduklarını beyan ettiğini, davalı asilin … 18/10/2016 tarihli celsede davacının yemin metninde yazılı hususlarda yemin ettiği, davacının itirazları yerinde bulunmayan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre dava dışı şirketin 02.04.2010 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunca tescil edildiği, bu itibarla şirkete ait 2010 yılı ticari defterlerinin açılış tastiklerinin yasal süresi içinde yaptırılmış olduğu ancak yıl sonu tastikinin yaptırılmadığı, bu itibarla ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, dava dışı şirkete ait 2010 yılı ticari defterlerinde 25.08.2010 tarih, 227 numaralı yevmiye maddesinde alacak senetleri hesabında 25.000-TL tutarında alacak senedi kaydının bulunduğu, kayıt işleminin 100 numaralı kasa hesabına alacak, 212 numaralı kasa hesabına alacak senetleri hesabına borç vermek suretiyle gerçekleştirildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece verilen sipariş avanslarından ibaret olduğu, başka bir anlatım ile davacı tarafa dava dışı şirketten avans niteliğinde ödemeler yapıldığı, ancak bunların faturaya dönüşmediği, bu şekilde son işlemin 2012 yılında gerçekleştiği, dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacı yanın almış olduğu ödemeler karşılığında herhangi bir mal veya hızmet teslim etmediği, icra takibine konu edilen senedin vadesinin 30.09.2012 olduğu, mahkeme kasasındaki senet aslına ilişkin mahkemenin 23.11.2015 tarihli duruşmada senet aslının incelenerek düzenleme tarihinin 30.04.2012 olduğunun duruşma zaptına geçtiği dikkate alındığında 2010 yılı ticari defter kayıtlarında yer alan senedin huzurdaki davaya konu senet olmadığı, başka bir senet kaydı da bulunmadığından davaya konu senedin dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almadığı anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın reddine, şartlar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…. Yapılan bilirkişi incelemesinde dava dışı … Ltd.Şti.nin %50 si davalı …’e, %50 si de dava dışı … ait olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca yapılan bilirkişi incelemesinde icra konusu yapılan 25.000.TL.- tutarındaki senedin dava dışı şirketin ticari kayıtlarında yer almadığı da tespit edilmiştir. Yani iptali istenen senet hiçbir şekilde ticari bir amaçla dava dışı şirkete verilmediği tespit edilmiştir. Oysa davalı beyanlarında iş bu senedin …’dan …. Ltd.Şti. ile yapmış olduğu ticari ilişki nedeniyle vermiş oldukları avanslara istinaden alınan bir senet olduğunu iddia ve beyan etmiştir. Ne var ki bilirkişi raporunda böyle bir ticari ilişkinin var olmadığı tespit edilmiş olduğuna göre dava konusu senedin geçerli olmaması gerektiği ortadadır. Yine davalı … davacı … ile yapmış olduğu ticaret nedeniyle vermiş olduğu avansların toplamı olarak iş bu senedi aldığını beyan etmiş ise de bilirkişi incelemesinde yapılan tespitlerde … ile … Ltd.Şti. arasında herhangi bir ticari ilişkinin var olduğu tespit edilememiştir. Ve dava dışı … Ltd.Şti. ile …’ın arasındaki ilişkinin Çanakkale bölgesinde ki sebze ve meyvelerin toplanması ve dava dışı … Ltd.Şti.ne gönderilmesi için aracılık edilmesinden başka bir hususu kapsamadığı ortaya çıkmıştır ve belli olmuştur. Durum böyle olduğu sabit olması nedeniyle dava konusu senedin borçla ilgili değil de aslında teminat senedi olduğu anlaşılmıştır ve kabul edilmiştir. – Ayrıca davalı … kendi beyanıyla davacı …’a Çanakkale/Lapseki bölgesinde topladığı sebze ve meyveleri İstanbul Hal’ine getirmesi ve dava dışı .. Ltd.Şti.ne teslim etmesi için avans yani para verdiklerini açık ve net bir şekilde kabul ve ikrar etmiştir. Bu durumda gelen her mal için avans değil de ödeme yapıldığını kabul etmek gerekir. Ve bu ticari ilişkiye göre alacaklı dava dışı … Ltd.Şti. değil de davacı … olduğu ortadadır. Zira malı getirip teslim eden ve para alması gereken davacıdır. Buna rağmen davalıya senet verilmiş olması hayatın olağan akışına uygun değildir. Ve söz konusu senedin Çanakkale bölgesindeki malların (sebze ve meyve) toplanması ve İstanbul Hal’ine getirileceği taahhüdüne karşılık davalı ve şirketi teminat olarak aldığını göstermektedir. …” denilerek kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava; takibe konu edilen kambiyo senedinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti isteminden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı yanın iddiası ; senedin teminat senedi olduğu ve takibe konu edilemeyeceği noktasındadır.Davacının teminat olarak senedi verdiği dava dışı şirketle olan ticari ilişkisinde dava dışı şirketin ticari kayıtlarında senedin yer almaması senedin teminat senedi olduğunun göstermediği gibi, senet metninde de nakden kaydı taşıması nedeni ile ve teminat olduğuna ilişkin başkaca bir yerinde herhangi bir açıklama bulunmaması da nazara alındığında ; davacının bu yönde ispat vasıtası getirmemiş olmasına nazaran istinaf başvurusunun esastan reddine karar verme kgerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,30 TL nin mahsubu ile eksik yatan 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/10/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.