Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5743 E. 2020/1707 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5743 Esas
KARAR NO : 2020/1707
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI : 2015/1019 2017/609
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı, kendisinin davalıdan yazar kasa post cihazı satın aldığını, ancak birçok kez arızalandığını ve 4-5 kez yetkili servise gittiğini, satıcı firma ile görüşmesine rağmen cihazı iade almadıklarını, tamir ettirdiklerini, ancak her defasında yeniden arızalandığını, görüşmelerden sonuç alamayınca ihtarname çektiğini, ancak sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat ile yazar kasa post cihazı bedeli 1.600,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 25/04/2017 tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesinde talep ettikleri 1.000 TL maddi tazminatın 1.978,81 TL kar kaybı ve 38,66 TL işlemiş avans faizi olarak ıslah ettiklerini ve ihtar tarihinden itibaren faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı vekili, süresinde yapılan ayıp ihbarı bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın üretici ve yetkili servis sağlayıcı olan … A.Ş’ye ihbarı gerektiğini, davacının tazminat taleplerinde samimi olmadığını, manevi tazminata hükmedilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu üründe ayıp olduğu, 6 kez arıza verdiği, ayıbın gizli nitelikte bulunduğu, ürünün 4 aylık dönemde en az 40 gün kullanılmadığı, bu sürede davacının kar kaybına uğradığının anlaşıldığı gerekçeleriyle satış bedeli 1.600,00 TL, kullanılamayan günler nedeniyle uğranılan kar kaybı olarak 1.978,81 TL ve 38,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.617,47 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, taleplerin üretici firmaya yönlendirilmesi gerektiğini, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, cevap ve beyan dilekçelerindeki savunmalara itibar edilmediğini, manevi tazminat talebinin reddine dair lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesini istediklerini, cihazların garantileri ve süresi konusu da 3100 Sayılı Kanunun öncelikle uygulanması gerektiğini, buna göre cihazın iadesi ya da değişimi değil, onarımın olacağını, davacının tacir olup basiretli davranması gerektiğini, maddi tazminat talebinin müvekkilinden istenemeyeceğini, ayrıca tazminatla ilgili olarak ispata yarar delil sunulmadığını, delil listesinde yer almayan belgenin bilirkişi tarafından belirtilerek mahkeme dosyasına celbi yönündeki ara kararın ve sonrasında aleyhe hüküm kurulmasının doğru olmadığını, itiraz dilekçesinde yer alan açıklamaların hiçbirinin dikkate alınmadığını, ek bilirkişi raporunun hazırlanmasını da kabul etmediklerini, raporların tek taraflı olduğunu bildirmiştir. Davalının, davacıya düzenlediği 20/09/2013 tarihli yazar kasa post cihazı satışına ilişkin faturanın 1.600,00 TL bedelli olduğu görülmüştür. Dosyaya sunulan garanti belgesinde garanti süresinin 2 yıl olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 29/11/2016 tarihli üç kişilik bilirkişi heyeti raporunda; cihazın 6 kez servise götürüldüğü ve garanti kapsamında servis hizmeti aldığı, bu sırada cihazın yaklaşık 4 aylık sürede 40 gün süreyle kullanılamadığı, cihazın alındıktan sonra arıza vermeye başladığı, bu itibarla üretimden kaynaklı gizli ayıp bulunduğu sonucuna varıldığı, davacının 29/01/2014 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğu, davacının ödemiş olduğu satış bedelini isteyebileceği, 40 günlük kullanılamayan süre için 2013 yılı gelir vergisi beyannamesinin ibrazı halinde tazminat konusunda hesaplama yapılabileceğinin bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 10/04/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; davacının ödediği satış bedelini davalıdan isteyebileceği, 40 günlük kullanılmayan süre için kar kaybı olarak dava tarihi itibariyle 1.978,81 TL asıl alacak ve 38,66 TL işlemiş avans faizi istenebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekili, ek rapora itiraz dilekçesi sunmuş ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yer alan hususların hiçbirinin dikkate alınmadığını, davanın reddinin gerektiğini beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle mal bedelinin tahsili ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, davalıdan aldığı yazar kasa pos cihazının birçok kez arızalandığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu cihazın üretiminden kaynaklanan gizli ayıplı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Gerçekten de dosya içeriğinden davacının 4 aylık süre içerisinde bu cihazı 40 gün süreyle kullanamadığı, cihazın 6 kez servise götürüldüğü anlaşılmakta olup davacının cihazı iade edip bedelini isteme hakkı doğmuştur. Dava konusu cihazı davalı taraf davacıya sattığından davalının husumete ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı vekili 3100 Sayılı Kanunun uygulanması gerektiği şeklindeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Zira 3100 Sayılı Kanunun mükerrer 8/4 maddesinde satışını yaptıkları cihazların arızalandığı halde çalışır hale getirmeyen üretici veya ithalatçı kuruluşların cihazları rayiç veya emsal bedellerini ilgili mükellefe ödemek durumunda oldukları şeklinde bir düzenleme mevcut ise de, somut olayda taraflar arasında ticari satım ilişkisi bulunduğundan davacı alıcının satılandaki ayıp nedeniyle genel hükümler çerçevesinde davalı satıcıya karşı talepte bulunması yerindedir. Mahkemece bilirkişiden rapor alınarak davacının söz konusu cihazı kullanamaması nedeniyle 40 günlük süre için 2013 yılı gelir vergisi beyannamesi esas alınarak maddi tazminata hükmedilmiş ise de, davacının bu süre içerisinde satış yapamadığı olgusu dosyaya tam olarak yansıtılamamıştır. Dolayısıyla hükmedilen tazminat hesabı da dairemizce fahiş görülmüştür. Somut olayın özelliği ve hakkaniyet gözetilerek dairemizce davacının kazanç kaybının 1.000 TL olması gerektiği yönünde vicdani kanaate varılmıştır. Bu yönden davalı vekilinin istinaf talebi kısmen kabul edilmiştir. Öte yandan ilk derece mahkemesince manevi tazminat talebi reddedildiği halde kendisini vekil aracılığıyla temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmayıp bu yönden de davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Re’sen bağlamında yapılan değerlendirmede ise; satış bedelinin davalıdan alınmasına karar verildiğine göre satış konusu malın da davalıya iadesine karar verilmemesi birlikte ifa kuralına aykırı olup bu husus dairemizce yeniden kurulan hükümde gözetilmiştir. Her ne kadar satım konusu mal ayıplı olmakla birlikte iade hükmü kurulduğunda taraflardan birinin parayı kullandığı, diğerinin ise malı kullandığı kabul edilerek faiz başlangıcının malın satıcıya iadesinden sonra başlatılması yönünde Yargıtay uygulaması bulunmakta ise de, somut olay bakımından satış konusu mal yazar kasa pos cihazı olup dosya içeriğindeki bilirkişi raporundan, yazar kasanın Ümraniye Vergi Dairesi’ne 03/012/2014’de yapılan müracaat ile kullanım dışı bilgisi verildiğinden davacının bu tarihten sonra cihazdan yararlanamadığı anlaşıldığından, gerek mal bedeline gerekse kar kaybı tutarına bu tarihten itibaren faiz işletilmesinin hakkaniyete daha uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Ayrıca davacı taraf, dava dilekçesinde istediği faizin türünü belirtmediğinden, bu durumun yasal faiz olarak kabul edilmesi gerektiği halde yazılı şekilde avans faizine hükmedilmesi talep aşımı niteliğinde olup dairemizce yeniden kurulan hükümde yasal faize hükmedilmiştir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2017 gün, 2015/1019 Esas, 2017/609 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; Satış bedeli olarak 1.600,00 TL ve kullanılamayan günler nedeniyle uğranılan kar kaybı olarak 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.600,00 TL’nin 03/12/2014’den itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birlikte ifa kuralı gereğince 20/09/2013 tarihli fatura ile davalı tarafından davacıya satılan … TR kodlu 1 adet … Yeni Nesil Yazar Kasa Pos cihazının davacıdan alınarak davalıya iadesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, 4-Yasal şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine,5-Alınması gerekli 177,60 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 129,80 TL peşin harç ve 17,38 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 30,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,6-Davacı tarafından yatırılan 129,80 TL peşin harç ve 17,38 TL ıslah harcı toplamı olan 147,18 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan 29,50 TL ilk masraf, 258,00 TL posta-tebligat masrafı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.087,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 629,82 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Reddedilen maddi tazminat nedeniyle dairemizce hakkaniyet indirimi yapıldığından davalı yararına takdiren vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 10-Manevi tazminat talebi reddedildiğinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 12- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 29,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 114,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/10/2020