Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5728 E. 2020/1712 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5728 Esas
KARAR NO: 2020/1712
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2017
NUMARASI: 2015/117 2017/714
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili ve diğer borçlular aleyhine icra takibi başlattığını, takibin genel kredi sözleşmesi, ihtarname ve taahhütnameye dayandırıldığını, ancak müvekkilinin genel kredi sözleşmesinde borçlu ya da kefil olmadığı gibi buna bağlı olarak düzenlenen taahhütnameyi de imzalamadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, temlik eden … Kadıköy Şubesi ile dava dışı … Ltd. Şti arasında 23/11/2004 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye davalının da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, borların ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davacının iddiasının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; yargılama sırasında kredi sözleşmesinin celbi için yazılan yazılara olumsuz cevap verildiği, sözleşme aslının temin edilemediği, bu nedenle imza incelemesinin yapılamadığı, davalının alacağını ispat edecek herhangi bir kayıt ve belge sunamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin tazminat talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar vermediğini, kararın eksik inceleme ile verildiğini, davalının müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı biçimde takip başlattığını, müvekkilinin gayrimenkulünün haczedildiğini, icra tehdidi altında kaldığını, haczi kaldırmak için dosya bedelini depo etmek zorunda kaldıklarını, davalının takibinde kötüniyetli olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; davacının dava dışı kredi borçlusu … Ltd.Şti’nin ortakları arasında yer aldığını, konuyla ilgili ticaret sicil gazetesini dosyaya sunduklarını, buna rağmen kredi sözleşmesi aslının sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulünün hatalı olduğunu, sözleşmenin aslını araştırma konusunda yeterli süre verilmediğini bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve diğer borçlular aleyhine 29.043,18 TL ‘si asıl alacak olmak üzere toplam 48.636,58 TL’nin tahsili için 15/05/2013 tarihinde İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, dayanak olarak genel kredi sözleşmesi ve taahhütnamenin gösterildiği görülmüştür. Dosya içinde bulunan 23/11/2004 tarihli genel kredi sözleşmesinin ilk ve numarası okunmayan sayfasının yer aldığı, bu sayfada davacının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak adının yazıldığı ve karşısında imza bulunduğu, icra dosyası içinde bulunan 01/01/2004 tarihli sözleşmenin birinci ve 27.sayfa fotokopisinin incelenmesinde ise, davacının adının geçmediği, yine icra dosyası içinde bulunan 23/11/2004 tarihli 39 Milyar bedelli kredi sözleşmesinin 1.ve 27.sayfasının fotokopisinin bulunduğu, bu sözleşmede davalının adının geçmediği görülmüştür. Mahkemece yargılama sırasında sözleşme aslının istendiği görülmüştür. … tarafından dosyaya verilen 25/05/2016 tarihli cevabi yazıda; davacıya ait imzayı içerir belgeye rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür. Son duruşmada davalı vekilinin sözlü duruşma için gün talep etmediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı aleyhine takip yapmış, davacı taraf ise kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını iddia etmiştir. Gerek dava dosyasında gerekse icra dosyasında fotokopileri bulunan 23/11/2004 tarihli ve 75 Milyar TL bedelli genel kredi sözleşmelerinde müşterek borçlu müteselsil kefil olarak … ile …’nin yer aldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf kendisinin sözleşmede kefil olarak yer almadığını ve imzalamadığını iddia etmiştir. Dolayısıyla imza incelemesi açısından sözleşme aslına ihtiyaç vardır. Ancak yargılama boyunca yapılan yazışmalarda dayanak yapılan sözleşme aslı dosyaya sunulamamıştır. Sözleşme aslının dosyaya sunulamaması nedeniyle imza incelemesi yapılamamıştır. Açıklanan bu nedenlerle menfi tespit isteminin kabulü yerindedir. Bu itibarla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Öte yandan davacının, dava dışı kredi borçlusu şirketin ortakları arasında yer alması, bu borçtan sorumlu olmasını gerektirmez. Bu yöne ilişkin davacı vekilinin istinaf talebi de yerinde değildir. Yine yargılama süreçleri incelendiğinde, sözleşmenin aslının araştırılması için yeterli süre verilmediğine dair istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Davacı vekili, haksız icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davalının takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacı vekilinin bu konudaki istinaf talebi yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalıdan alınması gereken 1.983,93 TL harçtan, peşin alınan 495,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.487,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/10/2020