Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5715 Esas
KARAR NO : 2018/2764 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2017
NUMARASI : 2016/1061 E., 2017/726 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında 16.01.2015 tarihli satım sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşme kapsamında davalı şirketten 5 parça makine teneke üretim hattı satın almak istediğini, bu kapsamda 09.02.2016 tarihinde 20.000 Amerikan Doları ön ödeme gerçekleştirildiğini, davalı şirket tarafından sözleşmeye uygun makine üretimi ve teslimi yapılmamış olduğu gibi siparişin tesliminde dahi gecikildiğini, makinaların teslim alınması sırasında açıkça ayıplı olduğunun e-posta mesajları ile sabit olduğunu, müvekkili tarafından satım konusu makinalarda yer alan ayıp davalıya bildirildiği halde davalı tarafın söz konusu ayıbı gidermediği gibi anılan satım sözleşmesi kapsamında davacı müvekkili tarafından yapılan ön ödemeyi de iade etmekten imtina ettiğini beyanla davalının Küçükçekmece … icra Müdürlüğünün …E sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının dava açma sıfatı bulunmadığını, sözleşmenin davalı … Makina ile…arasında olduğunu, …adlı kişinin davacı şirketin yetkilisi olmadığını, davacı şirketin sadece satış sözleşmesinin bir kısmını oluşturan ödemeyi yapan 3. kişi olduğunu, sözleşmeden dönmek hakkının bir bozucu yenilik doğuran hak olarak sadece sözleşmenin taraflarınca ve haklı sebep var ise yapılabilir olduğunu, esasa yönelik itirazlarında ise 16.01.2016 tarihli sözleşmeye göre makine teslim şeklinin Exwork teslimi şeklinde olduğunu, hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte bir an için davacı şirketin dava açma sıfatı kabul edilse bile taraflar arasındaki sözleşmede çok açık olarak makinenin exworks teslim edileceğine ilişkin kayıt olduğu için makinenin teslim yerinin makinanın üretildiği davalı müvekkilinin fabrikası olduğunu, sözleşmenin tarafı …’un sözleşmeye aykırı olarak teslim öncesinde ödemesi gereken 35.000,00 USD bedeli müvekkiline ödemediğini, taraflar arasında iki farklı sözleşme olmasının ve sözleşmeler arasında 14.000,00 USD farkın sebebinin … bazı parçalar için ikinci el kullanılmasını kabul etmesi olduğunu, müvekkili tarafından üretilen makinede ayıp halinin olmadığını, davacı tarafın makinelerin sözleşmeye uygun şekilde teslim edilmediği iddiasının doğru olmadığını, dava konusu makinenin teslime hazır şekilde müvekkili şirketin deposunda beklediğini, sözleşmeden dönme beyanının hukuken geçerli olmadığını, sözleşmenin tarafı olan dava dışı…’a 04.06.2013 tarihinde satılan ve 45 gün içinde teslim alınması gereken ürünün müvekili şirket tarafından 45 gün içinde teslime hazır hale getirilmesine rağmen 25.11.2015 tarihinde teslim alındığını beyanla davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde müvekkilinin dava açma sıfatına sahip olduğunu, keza takip konusu alacağın ödeme dekontundan kaynaklandığını, bunun yanı sıra davacı şirket ile dava dışı …rasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğundan müvekkili tarafından davacıya ödenen 20.000,00 USD tutarındaki ödemenin iadesi için başvurulacak her türlü yasal yol hakkında Bilal Hamoud tarafından 01.07.2016 tarihinde muvafakat verildiğini belirtmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, davacının cevaba cevap dilekçesindeki beyanların iddianın genişletilmesi mahiyetinde olup muvafakat etmediklerini, delil listesinde yer almayan ve sonradan sunulan muvafakatnameyi kabul etmediklerini belirtmiştir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında, 21/07/2016 tarihinde “16/01/2016 proforma fatura tarihli 45 günlük teslim süreli makinanın teslim edilmemesinden kaynaklanan 09/02/2016 tarihli ön ödeme tutarının iadesine ilişkin alacak” açıklamasıyla 20.015,75 USD üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, borçlunun itirazında “takibe konu borçla ilgili olarak takip talebinde dayanak olarak gösterilen 16/01/2016 tarihli proforma faturaya göre müvekkili şirketin 20.015,75 USD borçlu değil, aksine 35.000 USD alacaklı olduğunu, takibe borca faize ve ferilerine itirazlarının kabulü ile müvekkili şirketin borcunun bulunmaması nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1061 Esas 2016/726 Karar sayılı kararı ile; ” Yargıtay 19. HD’nin 25.05.2016 tarih 2016/6350 Esas 2016/9415 Karar sayılı kararı ile 27.04.2016 tarih 2015/17601 Esas 2016/7551 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği şekilde; husumet dava şartı olup yargılamanın her aşamasında talep üzerine ya da resen dikkate alınması gerektiğinden; davacının dava dışı Bilal Hamoud ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu yönündeki iddiası karşısında adi ortaklıkta, ortaklar adi ortaklığa ait haklar üzerinde birlikte hak sahibi olduklarından icra takibinin de tüm ortaklar yani davacı şirket ile dava dışı Bilal Hamoud tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması gerektiği somut olayda ise icra takibi yalnızca adi ortaklardan davacı şirket tarafından başlatılmış olmakla usule uygun yapılmış bir icra takibinden söz edilemeyeceği “gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davacı şirket ile dava dışı … arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu, …un müvekkili şirkete 01/07/2016 tarihinde adi ortaklık menfaatine başvurulacak her türlü yasal yol hakkında muvafakat verdiğini, davalı şirketin … ile 69.500,00 ABD doları karşılığında 5 parça makina teneke üretim hattının satışı üzerinde anlaştığını, 01/07/2016 tarihinde taraflar arasında satış sözleşmesi imzalandığını, proforma fatura düzenlendiğini, davalı şirketin talebi üzerine 16/01/2016 tarihinde yeniden biraraya gelerek bedeli 55.000 ABD doları olarak revize ettiklerini, müvekkilinin 09/02/2016 tarihinde 20.000 ABD dolarını davalı şirkete ödediğini, 45 gün içinde teslimi gerekirken teslim edilmediğini, müvekkili şirket yetkilisinin 30/06/2016 tarihinde bir email mesajı göndererek makinaların süresinde ve sözleşmeye uygun olarak teslim edilmediği için ödenen 20.000 USD’nin iadesinin talep edildiğini,
– müvekkili şirket ile … arasında adi ortaklık ilişkisi bulunsa da davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibinin sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, bu hususun bankaya yapılan ödeme dekontu ile ispatlandığını, ispat yükünün müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia ettiği davalı şirkete ait olduğunu, davalı şirketin bu ödemenin iddia ettiği üzere …adına ve hesabına yapıldığını ve müvekkilinin kendisine borçlu olduğunun ispat etmesi gerektiğini, adi ortaklık ilişkisinin delillerle ispatlandığını, mahkemenin de bu hususu kabul ettiğini, ancak mahkemenin muvafakat verildiğini göz ardı ederek hukuka aykırı olarak husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verdiğini,
– davalının adi ortaklık ilişkisinden haberdar olduğundan satış sözleşmesini … ile imzalamalarına rağmen makinaların teslimi, vadesinin ertelenmesi sözleşmeye ilişkin malların kullanılmış olması sebebiyle yeni protokolün şartlarının konuşulması hususlarında müvekkili ile iletişime geçip karar aldıklarını, bu hususun email yazışmalarıyla ispat edildiğini, davalının adi ortaklığını bilmediğini iddia etmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ödemenin Bilal Hammoud ile imzalanan 16/01/2016 tarihli satım sözleşmesine istinaden havale edilmesi, davalı şirketin fabrikasına yapılan 31/05/2016 ve 28/06/2016 tarihli ziyaretlerin müvekkili şirket yetkilisi … ile … tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olması, satım sözleşmesine istinaden teslim alınacak makinaların takibi müvekkili şirket tarafından yapılmış olmasının davalı şirketin adi ortaklıktan haberdar olduğunun gösterdiğini, ortaklığı bilmediğinin iddia edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu,
-muvafakatnameyle müvekkiline yetki verildiğini, sonradan sunulan muvafakatnamenin iddiaların genişletilmesi mahiyetinde olmadığını, Yargıtay İçtihatları ile davanın her aşamasında tamamlanabileceğinin karar verildiğini, HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkünse bunun tamamlanması için kesin süre verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine ilişkin kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekilinin istinafa cevap vermediği görülmüştür.
GEREKÇE:
İtirazın iptaline konu davada, davacı vekili taraflar arasında 16/01/2015 tarihli satım sözleşmesi ile satılan beş parça makine teneke üretim hattının teslim aşamasında ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ayıbın giderilmediğini, davalı tarafın müvekkili tarafından yapılan ön ödemeyi de iade etmediğini beyanla Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında tahsili talep edilen 20.015,75 USD alacağa yönelik itirazın iptali ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin icra dosyasına itirazında müvekkilinin 16/01/2016 tarihli proforma faturaya göre 20.015,75 USD borçlu değil, aksine 35.000 USD alacaklı olduğunu beyanla borca faize ve ferilerine itiraz ettiği, davaya cevap dilekçesinde ise sözleşmenin dava dışı …arasında yapıldığını beyanla davacının alacaklı sıfatı bulunmadığını ileri sürdüğü ve husumet itirazında bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde, … ile davacı arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, alacağın ödeme dekontundan kaynaklandığını, Bilal Hamoud’un 01/07/2016 tarihli muvafakatname ile kendisine yasal işlem başlatmak üzere muvafakat verdiğini beyan ettiği görülmüştür.
Dosyaya ibraz edilen 09/02/2016 tarihli 20.000 USD bedelli ödeme dekontunda “proforma fatura tarih 16/01/2016 no Bilal/3” açıklaması yapıldığı görülmüştür.
Dosyaya davacı vekili tarafından ibraz edilen 01/07/2016 tarihli muvafakatnamenin adi yazılı şekilde düzenlendiği, yeminli tercümesinin İskenderun … Noterliğinin 09/11/2016 tarihli … yevmiye numarası ile tasdik edildiği, içeriğinde ” .. … tarafından 16/01/2016 tarihli …Ltd. Şti ile aralarında yapılan satım sözleşmesi gereğince … Ltd. Şti tarafından yapılan 09/02/2016 tarihinde …. Ltd. Şti’ne ait hesabı gerçekleştirilen 20.000 USD tutarındaki ön ödemenin iadesi için … Ltd. Şti aleyhine yapılacak her türlü hukuki ve cezai yollara başvurulmasına muvafakat ettiğini “beyan ettiği görülmüştür.
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1061 Esas 2016/726 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dışı… ile arasında adi ortaklık bulunduğuna dair iddiasını kabul ile dava şartı yokluğundan davayı reddettiği, davalı vekilinin mahkemenin adi ortaklığa ilişkin gerekçesi ve kararına karşı istinaf talebinde bulunmadığı ve karşı çıkmadığı, takibe konu 20.000 USD ödemenin davacı şirket tarafından proformo faturaya yönelik olarak yapıldığının ödeme dekontundan anlaşıldığı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20/01/2016 tarihli 2015/5046 Esas 2016/393 Karar sayılı kararı ve aynı dairenin, 07/05/2018 tarihli 2016/18129 Esas 2018/2500 Karar sayılı kararında işaret edildiği üzere; adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığı, tüm ortaklar tarafından takip ve dava yapılması ya da adi ortaklığı oluşturan ortaklardan biri tarafından diğerine temsil yetkisi verilmesi halinde temsil yetkisi verilen ortağın icra takibi yapıp dava açabileceği, dosyaya davacı tarafça ibraz edilen 01/07/2016 tarihli muvafakatname ile …’un 20.000 USD tutarındaki ön ödemenin iadesi için davalı şirket aleyhine yasal yollara başvurmak üzere davacı şirkete yetki verdiği göz önüne alınarak yetki belgesine dayanarak davacının icra takibi ve dava açma hakkı bulunduğu , ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında Bilal Hamoud tarafından verilen muvaffakat belgesini değerlendirmediği, kanaatiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2017 gün ve 2016/1061 E., 2017/726 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile … 59,30 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 145,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 28/12/2018