Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5712 E. 2020/1709 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5712 Esas
KARAR NO : 2020/1709
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2017
NUMARASI : 2016/447 2017/613
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 16/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 62.745,70 TL alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin takibe konu faturalardaki malları imal ederek davalının farklı yerlerdeki istasyonlarına davalının talimatı doğrultusunda teslim ettiğini, bu tankların halen kullanılmakta olduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinden alacağı olmadığı gibi bu konuda dosyaya bilgi ve belge sunmadığını, müvekkilinin davacıdan satın almış olduğu tüm ürünlerin bedellerini davacıya ödediğini, bu nedenle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının alacağın dayanağını oluşturduğunu iddia ettiği faturalar ve sair belgeleri dosyaya ve müvekkiline sunmaktan özenle imtina ettiğini, alacağın likit olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; tarafların defterleri arasındaki mutabakatsızlığın davacının düzenlediği 43.719,00 TL bedelli faturanın davalının defterlerinden yer almamasından, davalının 5.000 TL’lik ödemenin ise davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından, yine davalının defterlerinde yer alan 19.026,70 TL bedelli faturanın da davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davalı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesinde 43.719,00 TL’lik fatura konusu malın teslim alınmadığını ileri sürdüğü, davacı vekilinin de bu beyanın savunmanın genişletilmesi kapsamında olup muvafakat etmediğini beyan ettiği, davalının cevap dilekçesi ile düplik dilekçesinde ödeme savunmasında bulunduğu, bu nedenle rapordan sonraki beyanların savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olup mahkemece kabul edilmediği, davalı kayıtlarında yer alan 19.026,70 TL’lik faturanın ise davacıya tebliğine dair belge sunulmadığı anlaşıldığından, bu faturaya itibar edilmediği, sonuçta davacının defterlerindeki kayda göre davalıdan 57.745,00 TL olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 57.745,70 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkili şirketin kayıtlarında yer almayan 43.719,00 TL fatura konusu malın müvekkiline teslim edilmediğini, ayrıca irsaliyeyi teslim alan kişinin de (Şahin Sarı), müvekkilinin çalışanı olmadığını, bu hususun SGK’dan araşıtırlamsı gerektiğini, rapora yaptıkları itirazın değerlendirilmediğini, SGK’dan araştırma yapılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, yine davacı kayıtlarında gözükmeyen 19.026,70 TL bedelli faturanın Malkara Camiatik Şubesi’nde yapılan tankın delik olması nedeniyle uğranılan zararın bedeliyle ilgili fatura olduğunu, faturanın 03/12/2015 tarihinde davacıya gönderildiğin, 05/12/2015 tarihinde adresten ayrıldığı bildirilerek iade edildiğini, konuyla ilgili belgelerin ekte olduğunu, davacının 31/12/2014 tarihinde ticaretini terkettiğini ve bu durumun 08/01/2015 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiğini, davacı tarafından verilen dilekçede ticaret terk nedeniyle mal beyannamesinin tescil ve ilanının istenildiği, yapılan ilanda 31/12/2014 tarihli mal beyanında aktifi-pasifi yoktur, firmanın alacağı ve borcu yoktur şeklinde ilan yapıldığını, sicil gazetesi çıktısının ekte bulunduğunu, davacının ticareti terkten sonra da iş yapmış gibi faturalar kestiğini, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, ticareti terk eden kişinin defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmasının ve sahibi lehine delil teşkil etmesinin mümkün olmadığını, alacak liket olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini bildirmiş, istinaf dilekçesi ekinde 23/11/2015 tarihli, 19.026,70 TL bedelli, konusu hasarlı tankın neden olduğu zarar bedeli olduğu, ekinde taşınmış iade yazılı bir belgenin sunulduğu, İTO’nun firma sicil belgeleri başlıklı 11/08/2017 tarihli belgede davacı ile ilgili sicil kaydının kapalı olduğu, karar tarihinin 31/12/2014 olarak belirtildiği, yine ekindeki belgede ticareti terkettiğinin yazılığı olduğu, bu durumun 8 Ocak 2015 tarihli ticaret sicil gazetisinin 783.sayfasında ilan edildiği ve burada aktifi ve pasifi yoktur. Firmanın alacağı ve borcu yoktur şeklinde yazılı bulunduğu, altında ise davacının isim ve imzasının yer aldığının belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece …icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 62.745,70 TL asıl alacağın tahsili için 09/02/2016 tarihinde 9 adet faturalardan kaynaklanan bakiye alacak dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, fatura fotokopilerinin icra dosyasında yer aldığı, 43.719,00 TL bedelli faturanın da faturalar arasında yer aldığı, davalının ise alacaklıya ödeme emrinde belirtildiği şekilde borçlarının bulunmadığından bahisle itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 13/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; taraf defterlerinin incelendiği, taraf defterlerindeki mutabakatsızlığın davacının kayıtlarında yer alıp davalıda gözükmeyen 43.719,00 TL’lik fatura ile davalı kayıtlarında yer alıp davacıda gözükmeyen 19.026,70 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, davalının faturasının tebliğine ilişkin belgenin dosyaya ibraz edilmediği, davacının düzenlediği 43.719,00 TL’lik faturanın ise diğer fatura içeriklerine göre davalı talimatı doğrultusunda petrol şirketlerine teslim edilen tanklara ait olduğu, nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere davalı şirkete ait olduğunun kabulü halinde davacı kayıtlarına göre davacı alacağının 53.745,70 TL olacağı, buna göre davacının 9.000,00 TL fazla talepte bulunduğunun anlaşıldığı, ayrıca davalının yaptığı 5.000,00 TL’lik EFT ödemesinin de davacı kayıtlarında yer almadığının bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilince rapora karşı verilen dilekçede; 5.000,00 TL’lik ödemenin sehven kaydedilmediğinin anlaşıldığı, 43.719,00 TL’lik fatura konusu malın ise davalının talimatı doğrultusunda … plakalı vasıta şoförü … teslim edilerek Kırklareli’deki … İstasyonuna teslim edildiğinin kabulü gerektiği, mahkemenin bu teslimi kabul etmemesi halinde ise istasyonda keşif yapılmasını istediği görülmüştür. Davalı vekilince yapılan itirazda ise 19.026,70 TL’lik faturanın davacı adresine gönderildiği, ancak adresin kapalı olduğundan iade geldiğini, irsaliyeli faturadaki teslim alan kişinin şirketlerinin çalışanı olmadığını, bu konunun SGK’dan araştırılmasını istediklerini bildirerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını istediği görülmüştür. Mahkemece yapılan yazışma üzerine Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan davalının 2014 Mayıs ise 2015 Ağustos dönemlerine ilişkin BA ve BS formlarının çıktılarının gönderildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise borcunun bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı kayıtlarında yer alıp da davalıda gözükmeyen 43.719,00 TL’lik fatura ile davalı tarafından düzenlenen 19.026,70 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, davacı tarafından teslim edilen Malkara Camiatik Şubesi’ndeki tankın delik olması nedeniyle 19.026,70 TL’lik faturayı düzenlediklerini savunmuş ise de, söz konusu bu savunma ayıplı mal teslimi kapsamında olup davalı tarafça bu hususta yapılmış bir tespit veya ayıp ihbarına ilişkin bilgi ve belge dosyaya yansıtılmadığından, davalı tarafın bu fatura nedeniyle karşı alacağı olmadığı kanaatine varılmıştır. Nitekim mahkemece de bu hususta isabetli olarak değerlendirme yapıldığı görülmüştür. Yapılan bu değerlendirmeden sonra ihtilaflı kısmın davacının düzenlediği 43.719,00 TL bedelli faturaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf bu faturanın davalının talimatı doğrultusunda … plakalı vasıtası şoförü …’ya teslim edilerek Kırklareli’deki … İstasyonuna teslim edildiğini ileri sürmüştür. Davalı taraf ise … isimli çalışanları bulunmadığını savunmuştur. Davacının sunduğu belgeden … vasıta şoförü olduğundan davacının çalışanı olmadığı açıktır. Dolayısıyla bu yönden SGK’dan araştırma yapılması gerekmemektedir. Somut olayda davacı taraf mal teslim ettiğini ve alacaklı olduğunu iddia ettiğinden alacağını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Öte yandan dava dosyası içeriğinden, davalı şirketin 2014 Mayıs – 2015 Ağustos arası dönem için BA-BS formlarının da 22/11/2016 tarihli yazı ekinde dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle uyuşmazlık konusu 43.719,00 TL bedelli faturanın davalının BA formlarında yer alıp almadığı üzerinde durulması, ayrıca vasıta şoförü olan Şahin Sarı’nın söz konusu fatura içeriği mallarla ilgili olarak …şirketine malların teslimiyle ilgili belge düzenleyip düzenlemediğinin adı geçenden sorularak varsa böyle bir belgenin dosyaya kazandırılması ve … şirketiyle davalı arasında bayilik ilişkisi bulunup bulunmadığı, tankların seri numaraları da faturada belirtildiğinden adı geçen şirket nezdinde bu şekilde tankın bulunup bulunmadığının … şirketinin demirbaş ve envanter kayıtları da incelenmek ve gerektiğinde keşif icra edilmek suretiyle tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca davalı taraf istinaf dilekçesinde davacının ticareti terk ettiğine dair bilgi ve belge sunmuş ise de, davacının gerçek kişi olduğu, bu hususların somut olay bakımından dinlenebilir olmadığı kanaatine varılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davalı vekilinin 19.026,70 TL’lik fatura ile davacının ticareti terk ettiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Ancak yine yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davalı vekilinin 43.719,00 TL’lik fatura içeriğinin teslimine dair istinaf talebi, tahkikat eksik yapıldığından dairemizce yerinde görülmüştür. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2017 tarih, 2016/447 esas, 2017/613 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 48,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 134,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/10/2020