Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5708 E. 2020/1746 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5708 Esas
KARAR NO : 2020/1746 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2017
NUMARASI : 2014/205 E. – 2017/590 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2020
İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 14/06/2017 tarihli kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile 2013 senesi Şubat ayından itibaren devam eden bir ticari münasebete başladıklarını, bu minvalde davalı şirkete pek çok ürün satıldığını, ancak davacı şirketten alınan ürün bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen 24.01.2014 tarihli mutabakat mektubuna göre, tarafalar arasındaki cari hesabın 31.12.2013 tarihi itibariyle 82.129,77-TL olduğu bildirildiği ve müvekkili şirketin muhasebe yönetimi biriminden de bu husus teyit edildiğini, bu hususta taraflar arasında yazılı mutabakat gerçekleştiğini ancak yazılı mutabakata rağmen davalı taraf borcunu ödememesi nedeni ile İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, takibin davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu bu nedenle davalı borçlunun icra dosyasına yaptığı haksız itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebi ile davalının alacağın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili şirkete teslim edilmeyen mallara ilişkin olarak 118.133,38-TL tutarlı irsaliyeli faturalar, üzerlerindeki tanzim tarihlerinden çok sonra Aralık 2013 tarihli, sehven hata ile KDV’ler ödendiği ve bu nedenle davacının zor durumda kaldığı, akabinde müvekkili şirketin keseceği iade faturasının davacı tarafından kabulü şartına bağlı olarak, davacı çalışanı … tarafından müvekkili şirkete teslim edildiği, müvekkili şirket çalışanlarının fatura teslim almaktan imtina etmesi nedeni ile, faturalar … tarafından teslim alan sıfatı ile imzalanarak müvekkili şirkete verildiği, … bu hususlara ilişkin açıklamalarını içerir el yazısı ile yazılmış beyanlarının ekte delil olarak sunulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebi ile davacı çalışanı … ‘nın beyanlarına güvenilerek davacı faturaları müvekkili şirket ticari kayıtlarına işlendiği, davacı tarafından dosyaya sunulan mutabakat mektubu da bu dönemdeki borç ilişkisine ait olup, gerçeği yansıtmadığı, davacının faturada yazılı malın müvekkili şirkete teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini beyanla davanın reddini, davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata hükmedilmesin talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.06.2020 tarihli 2014/205 E. – 2017/590 K. sayılı kararıyla; “Asıl dosya yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile -Davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin asıl alacak olarak 82.189,75 TL miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Asıl alacak olan 82.189,75 TL nin % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekiline gerekçeli kararın 05/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 16.06.2017 tarihli süre tutum dilekçesi ibraz ettiği ve dilekçede sadece tehir-i icra talepli olarak istinaf yoluna başvurduklarının beyan edildiği , daha sonra 25.07.2017 tarihli istinaf dilekçesi ibraz ettiği dilekçesinde; davacının faturaya konu ürünlerin teslim edildiğini ispat edemediğini, faturadaki taklit imzaların kime ait olduğunun tespit edilmeden karar verildiğini, müvekkilinin, davacı şirket çalışanına teslim ettiği iade faturasına davacının defterlerine işlenmemiş olmasından müvekkilinin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin, istinaf dilekçesine cevabında; davalının istinaf dilekçesinin değiştirip genişletmesine muvaffakatlarının bulunmadığını, mahkemenin istinaf sebepleri ile bağlı olduğunu, 16.06.2017 tarihli dilekçenin istinaf dilekçesi olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu dilekçede de istinaf sebeplerinin bildirilmediğini, davalının 25.07.2017 tarihinde HMK’ya aykırı olarak ikinci dilekçenin dikkate alınmamasını talep ettiklerini, iki haftalık süre geçtikten sonra bu dilekçenin verildiğini, davanın kesin delillerle ispat edildiğini, kararın haklı olduğunu, malların davalı şirkete teslim edildiğini, mutabakat metninin onaylandığını, davalının faturasının müvekkilinin kayıtlarında bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E : İtirazın iptali istemli asıl ve birleşen davada, ilk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Dosyanın incelenmesinde, davalı vekiline gerekçeli kararın 05/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 16.06.2017 tarihli süre tutum dilekçesi ibraz ettiği ve dilekçede sadece tehir-i icra talepli olarak istinaf yoluna başvurduklarının beyan edildiği, HMK 345. madde gereğince iki haftalık istinaf başvuru süresinin son gününün 19/06/2017 tarihine denk gelmesine rağmen, süresinden sonra 27/07/2017 tarihinde (dilekçede 25.07.2017 tarihinin yazıldığı görülmüştür) istinaf dilekçesi ibraz ederek istinaf sebeplerinin ileri sürüldüğü görülmekle, ikinci dilekçenin süresinden sonra ibrazı nedeniyle dikkate alınamayacağı, süre tutum dilekçesininde de, istinaf sebepleri ileri sürülmediğinden ancak kamu düzeni ile ilgili hususlar yönünden resen inceleneceği, kararda da kamu düzenine aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK 345, 346. maddeler gereğince reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın HMK 345, 346. maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 19/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.