Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5640 E. 2019/563 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5640 Esas
KARAR NO : 2019/563 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2017
NUMARASI : 2015/1164 E. – 2017/771 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının … Ticaret Limited Şirketi’nin müdürü olup, şirketin yapmış olduğu ticari faaliyetlerde kendisi çek kullandığı gibi, müşterilerinden de çek aldığını, davacıya, yapmış olduğu bir ticari faaliyet sonrasında, …. Laleli Şubesi’nin IBAN …. numaralı hesabına kayıtlı, VKN ….., keşide yeri …., keşidecisi ….. ve keşide tarihi 30.10.2015 olan, ….. numaralı, 51.000,00-TL bedelli hamiline yazılı çekin …. tarafından verildiğini, ….Ticaret Limited Şirketi’nin müdürü, davacının yetkilisi ise, şirketin muhasebe işlerini de yürütmekte olan, davacının kardeşi …. olduğunu, davaya konu çekin, tarihi geldiğinde ilgili bankadan tahsil edilmesi için arkası imzalı olarak, muhafaza amacıyla davacı tarafından, kardeşi … teslim edildiğini, ….. muhasebe odasında bulunan çeki yerinde bulamayınca, 02.09.2015 tarih 2015/83330 Sor. numarasıyla Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na çekin kaybolduğu iddiasıyla başvurduğunu, çeki kaybettiğine dair beyanda bulunduğunu, kayıp sebebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvurudaki çek ile davaya konu edilen çekin aynı çek olduğunu, daya konu çekin kaybolduğundan, 02.11.2015 tarihinde İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2015/1038 E. numarasıyla başvurularak, ödeme yasağı talepli olarak çekin iptali için, davacısı …. olmak üzere, hasımsız dava açıldığını, mahkemece 05.11.2015 tarihinde, çek ile ilgili olarak ödeme yasağı kararı verildiğini, 18.11.2015 tarihinde, davacı müşteki … alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı takip dosyasının ödeme emri tebliğ edildiğini, söz konusu takibe konu edilen çekin, … Laleli Şubesi’nin IBAN … numaralı hesabına kayıtlı, VKN …., keşidecisi …. , keşide yeri …, keşide tarihi 30.10.2015 olan, …. numaralı, 51.000,00-TL bedelli çek olduğunu, davaya konu edilen çekin, şirketin yapmış olduğu bir iş sebebiyle, şirket müşterisi …’den alındığını, davalı …’nin eline geçmesinin ise tamamen hukuk dışı yollardan olduğunu, davacı ile davalı arasında bir borç ilişkisi, cari alacak ilişkisi bulunmadığını, davalının kardeşi olan muameleci …. haksız şekilde çeki ele geçirdiğini, haksız kazanç sağlaması için kardeşi …’ye verdiğini, beyanla, davacının davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaların tamamının gerçek dışı olduğunu,, başka çek ve senet kaybolmadığı halde sadece davaya konu çekin şirket muhasebesinden kaybolduğunu, ödeme günü gelmeyen çekin tahsili için çok önceden ciro elde edildiği gibi hayatın olağan akışına uymayan iddiaların akla ve mantığa aykırı olduğunu, çekteki cironun davacının şahsına ait olup, şirket cirosu olmadığını, ayrıca tahsil cirosu da olmadığını, dolayısıyla ileri sürülen iddiaların hem maddi ve hem de hukuki mesnedi olmadığını, davacı borçlunun çekteki cirosunu ve imzasını inkar etmemekte olduğunu, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğuna göre ileri sürdüğü iddiaları yazılı (kesin) delille ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın delil listesinde ileri sürdüğü iddiaları ispatlayacak bir yazılı delil olmadığını, HMK 201 md. gereği bu davada tanık dinlenmesi de mümkün olmadığını, davacı borçlu tarafın, çeki yazdırmamak ve sonrasında bedelini ödemekten kaçınmak için sırf kötü niyetle iş bu davayı açtığını,beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının… Ticaret Lltd.Şti.nin yetkilisi, kardeşi …’ın ise müdürü olduğunu, yapılan ticari bir iş ilişkisi sonunda şirket müşterisi …. şirkete olan borcunu ödemek için … Laleli Şubesi hesabına kayıtlı, keşidecisi …., keşide tarihi 30/10/2015 olan, 51.000 TL bedelli hamiline yazılı çeki …’a verdiğini, …’ında çeki ciro ederek tarihi geldiğinde tahsil etmesi için davacıya verdiğini, davacının muhasebe odasına konulan çeki bulamayınca 02/09/2015 tarihinde Bakırköy C.Başsavcılığına çekin kaybolduğunu ihbar ettiğini, İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesine başvurularak 2015/1038 esas sayılı dosya ile çekin iptali davası açıldığını, 05/11/2015 tarihinde çek hakkında ödeme yasağı kararı verildiğini, bu esnada 18/11/2015 tarihinde alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün…esas sayılı takip dosyasının ödeme emrinin tebliğ edildiğini, söz konusu takibe konu edilen çekin aynı çek olduğunu, bu çekin şirketin yapmış olduğu bir iş sebebiyle aralarında alacak-borç ilişkisi bulunan şirket müşterisi …alındığını, çekin icra takibi ile alacaklı olduğunu iddia eden …’nin eline geçmesinin ise tamamen hukuk dışı yollardan olduğunu, davacı ile davalı arasında bir borç ilişkisi, cari alacak ilişkisi bulunmadığını ancak kardeşi olan …şirketin araç alım-satım işlerinde Trafik tescil müdürlüğündeki işlerinde aracı olduğunu, plaka işlemlerini yaptığını, evrak işlerini takip ettiğini, bu nedenle muhasebe bölümünde vakit geçirdiğini, kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak muhasebe odasında bulunduğu sırada söz konusu çeki çaldığını, çeki tahsil etmesi için kardeşi …’ye verdiğini, … bankanın çek hakkında İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin ödeme yasağı nedeniyle ödeme yapmadığını, …. ve…. hakkında Küçükçekmece C.Başsavcılığının 2015/55083 soruşturma sayılı doyası ile hırsızlık, güveni kötüye kullanma, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlamalarıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, bu nedenlerle davaya konu çekin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, çekteki cironun davacının kardeşine ait olduğunu, şirket cirosu olmadığı gibi tahsil cirosuda olmadığını, davacının kötü niyetli olduğu için ve çeki ödememek için bu yollara başvurduğunu, ayrıca davacının kardeşi tarafından 2015/1164 esas sayılı dosyada menfi tespit davası açılmış olduğunu ve dosyanın derdest olduğunu, yine davacının kardeşi tarafından davalıya karşı açılmış olan İstanbul 19.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/658 esas sayılı dosyasının red edildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi, 05.06.2017 gün ve 2015/1164 E., – 2017/771 K. Sayılı kararıyla; davacı …’ın mevcut çek fotokopisine göre çekte cirosunun bulunduğu, davacı tarafça söz konusu cironun inkar edilmediği, imzaya itirazında da bulunulmadığı, hayatın olağan akışı dikkate alındığında, genellikle de çeklerin kullanılacağı sırada ciro edildiği, çekin ciro edilerek muhafazasının mutad bir uygulama olmadığı, kural olarak mevcut bir borç için verildiğinin esas olduğu, her ne kadar davacı tarafça söz konusu çekin davalı tarafından usulsüz yollarla ele geçirildiği iddia edilmişse de, bu iddianın davacı tarafça kanıtlanamadığı, yine davacı tarafça cirosu bulunan çek bedelinin ödendiğinin de ileri sürülmediği gibi, aynı zamanda ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı tarafın asıl davasının reddine karar vermiştir.Birleşen dosya yönünden ise, her ne kadar davacı … tarafından davalı aleyhine çek istirdadı davası açılmışsa da, davacı …. söz konusu çeki hamil olarak elinde bulundurduğunun ispatlayacak belgelerin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle, birleşen dava yönünden de davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde; dava ve birleşen dava dilekçelerindeki beyanlarını tekrar ettiği, davaya konu çek’i …. aldığını, şirketin muhasebe işlerini de yürüten davacının kardeşi … teslim edildiğini, davacılar ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığını, davalının kardeşi … davacı …’ın müdürü olduğu şirketin Trafik Tescil Müdürlüğü’ndeki işlerinde aracı olduğunu, ispat yükünün alacaklıda olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, beyanla mahkeme kararını kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı … vekilinin 25.01.2019 tarihli dilekçesi ile davadan 21.01.2019 tarihli borç ödeme protokolüne dayanarak feragat ettiğini, karşılıklı olarak masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş, dairemizce meşruhatlı ihtarat yapılmasına rağmen sulh protokolünü ibraz etmemiştir. Davalı vekiline feragat dilekçesinin tebliği edildiği “yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2017 tarihli 2015/1164 Esas – 2017/771 Karar sayılı kararıyla asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verildiği, karara karşı asıl ve birleşen davanın davacıları vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu daha sonra davacı … adına Av. …’ın vekaletname ibraz ederek, “21/01/2019 tarihli borç ödeme protokolüne dayanarak davadan feragat ettiklerini, karşılıklı olarak masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını” beyan ettiği görülmüştür.Davacı vekiline meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen borç ödeme protokolünü ibraz etmemiştir. Davalı vekili feragat dilekçesinin tebliği üzerine, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin devam ettiğini beyan ettiği görülmüştür.Asıl dava yönünden; HMK 311. Madde gereğince ,feragat kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf vekilinin talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, feragat nedeniyle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/544 Esas – 2016/630 Karar sayılı dosyasında davacı …., …. Laleli Şubesi hesabına kayıtlı, keşidecisi…, keşide tarihi 30/10/2015 tarihli, 51.000,00 TL bedelli hamile yazılı çekin …’a ciro edilerek, tarihi geldiğinde tahsil etmesi için davacıya verildiğini ve çekin muhasebe odasından çalındığını beyanla çekin istirdatı davası açmışsa da; alacaklı … tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasıyla … ve …. aleyhine çeke dayalı takip başlattığı, dosyaya sunulan çek örneğinden davacı … çekde cirosunun ve hamil sıfatının bulunmadığı, davacılar vekilinin de istinaf dilekçesinde çekin davacılardan …. kardeşi muhasebe işlerini yürüten …. muhafaza amacıyla teslim edildiğini beyan ettiği göz önüne alınarak … hamil sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, feragat nedeniyle asıl davaya yönelik istinaf talebi kabul edilerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmişse de birleşen dava yönünden istinaf talebi reddedildiğinden, hüküm aynen muhafaza edilmiştir.
KARAR:6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince davacı … vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi, 05.06.2017 gün ve 2015/1164 E., – 2017/771 K. sayılı kararının kaldırılmasına, Birleşen davada, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,1-Asıl davanın feragat nedeniyle REDDİNE,Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 870,96TL’den mahsubu ile fazla alınan 827,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T gereğince 5.960,00TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,2-Birleşen dava yönünden, davacının davasının subut bulmadığından REDDİNE, Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 29,20TL’nin mahsubu ile 15,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T gereğince 5.960,00TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,3-Asıl ve Birleşen davada, davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,İstinaf yargılaması yönünden; 5-Birleşen dava yönünden alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,6-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 15/03/2019