Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5630 E. 2020/1645 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5630 Esas
KARAR NO: 2020/1645
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2017
NUMARASI: 2015/86 E. – 2017/223 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili, taraflar arasındaki 04.12.2003 tarihli bankacılık hizmet sözleşmesine istinaden çek kredi taahhütnamesi imzalandığını ve davalı adına çek hesabı açıldığını, 1 adet çekin karşılıksız çıkması üzerine yükümlülük bedeli olan 310 TL’nin banka tarafından ödendiğini, iade edilmeyen 8 adet çek yaprağı sorumluluğundan kaynaklanan tutar olan 4615,00TL depo edilmesi talebiyle ilamsız takip başlatıldığını, takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, müvekkilinin herhangi bir sözleşme ve taahhütname imzalamadığını, çek hesabı açılmadığını, çek teslim edilmediğini, müvekkili tarafından keşide edilmiş ve karşılıksız bir çek olmadığını savunmuş, evrakların asıllarının ibrazını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; davacı bankanın sözleşmenin ve belgelerin aslını incelemeye sunamadığı, gerekçe olarak belge asıllarının saklama süresi olan 10 yıllık sürenin geçtiğini ve bu nedenle imha edildiğini ileri sürdüğü, ancak davalı taraf sözleşmenin imzalanmadığını ve çek teslim edilmediğini iddia ettiğinden belge asıllarının incelenmesi gerektiğini, bilirkişi raporundaki tespitin bankanın ekran kaydına dayalı olduğunu, bu kayıtların tek taraflı düzenlenebilecek bir kayıt olduğunu, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf isteminde; bilirkişi raporunda takibin kaldığı yerden devam edebileceği yönünde görüş belirtilmiş ise de mahkemenin rapora aykırı karar verdiği, Bankacılık Kanunu 42.maddesine istinaden belge saklama yükümlülüğünün on yıl olduğunu, tüm evrakların bankanın sisteminde kayıtlı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir. Dava konusu, bankacılık işleminden kaynaklanan takipte itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali istemine dayalıdır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TMK’nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Buna göre, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davalı taraf sözleşme ilişkisini, fotokopi evraklardaki imzayı kabul etmediğinden davacının öncelikle iddianın dayanağı olan sözleşme, taahhütname vb belgelerin asıllarını sunması gereklidir. Belge aslı sunulmadığından ve sureti üzerinde yapılan imza incelemesi ile sonuca gidilemeyeceğinden davacı vekilinin sözleşme gereğince banka kayıtlarının esas alınmasının gerektiğine ve banka ekran kayıtlarına dayalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesine ilişkin istinaf istemi yerinde değildir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olup davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/10/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.