Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5619 E. 2020/1658 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5619 Esas
KARAR NO: 2020/1658
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI: 2014/856 E. – 2017/426 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili şirket hakkında İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile haksız ve kötüniyetli olarak ilamsız icra takibi başlattığını, 10.05.2012 tarihli faturanın noter aracılığıyla iade edildiğini, faturaya konu taşıma işleminin müvekkili şirket dışında üçüncü kişi ile alakalı olduğunu, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, malı gönderen şirketin CF olarak yani navlun kendisine ait olmak üzere malı gönderdiğini, davalı ile nakliye anlaşması yapan şirketin dava dışı şirket olduğunu, bu şirketle müvekkili arasındaki anlaşama gereği malın Türkiye’ye geliş bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, ispat külfetinin davalıda olduğunu, müvekkilİ şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile müvekkil şirket araçları üzerinde bulunan haciz ve yakalama kararlarının kaldırılmasını, takibin iptaline karar verilerek davalının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davacı tarafa karşı başlatmış olduğu takibin ve ödeme emrinin haklı ve usulüne uygun olduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinin taraflar arasındaki ticari ilşiki ve müvekkilinin alacağının varlığını kanıtladığını, müvekkili ile davacı arasındaki uyuşmazlığın mal taşıma sözleşmesinden kaynaklanan bedelin ödenmemesinden kaynaklandığını, davacı tarafın maldaki gümrük sorunu nedeniyle malı teslim alamadığı için müvekkilinin yapmış olduğu bu masrafları ödemekten kaçındığını ancak malın Türkiye’ye kabul edilmemesinde müvekkile atılacak bir suçun bulunmadığını, davanın reddine, müvekkil lehine %40’tan olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; .”…bilirkişi incelemesinde, davacı taşıyıcının yükü teslim engeliyle karşılaşmış olması ve bu durumda CMR 15 ve 16 maddeleri kapsamında talimat aldığına ve bu doğrultuda hareket ettiğine ilişkin bir verinin dosyada yer almaması sebebiyle, bekleme masrafı ve geri dönüş navlununa ilişkin davacıdan talepte bulunamayacağı belirlenmiş olup, bilirkişi raporunun dosya içeriğine, mevzuat ve uygulamalar göre yerinde olup hüküm kurmaya elverişli olduğunun mahkemece de kabul edilmesi karşısında, davacı tarafın davalı tarafın başlatmış olduğu icra takibi dosyasında belirtilen miktarlarda borcu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı tarafın İst. … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin davacı yönünden iptaline, asıl alacağın %20’si olan 1.998,92 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Halkalı Gümrük Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen belgelerde malın yanlış beyan edildiğini gösteren belge, davacı vekili tarafından verilen malın mahrecine iadesi dilekçesinin müvekkilinin malı mahrecine neden geri götürdüğünü ortaya koyan resmi bir belge olduğunu, gümrük işlemleri nedeni ile para cezasına maruz kalan davacı malın geri götürülmesini (mahrecine iadesini) talep etmiştir. Bu nedenle malın gümrükte beklediğini ve geri gönderildiğini,davacıya ait gümrük müşaviri olduğundan gümrükteki işlemleri müşaviri takip ettiğinden talimata gerek kalmadığını, Müvekkilinin malı Yunanistan Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ne kadar kadar taşıdığını ve davacıya teslim edilmek üzere antrepoya teslim ettiğini, teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, Gümrük müşaviri görevlendirenin davacı olmasının malın gümrükten alınmasının davacı üzerinde olduğunu ve taşıyıcı olan müvekkilinin de malı antrepoya teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğini gösterdiğini, Navlunun mahrecine iadesini davacının talep ettiğin, bekleme ve navlunu da davacının ödemek zorunda olduğunu, Mahkemenin teslim engeli çıktığına ilişkin gerekçesinin dosyadaki deliller ile çeliştiğini, tüm işlemlerin davacının kendi atadığı müşaviri tarafından yapıldığını, Mal alıcıya teslim edilmeden iade edildiğinden sunulan Yargıtay kararına göre CMR hükümlerinin uygulanamayacağını, mahkemenin CMR 15,16 md göre değerlendirme yapmasının hatalı olduğunu, hatalı rapora göre karar verildiğini, gümrük belgelerinin değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72 maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe dayanak faturada bekleme, navlun bedelinden sorumlu olmadığını iddia etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalının yükü teslim edememe sebebinin anlaşılamadığı, taşıyıcının yükü teslim engeli ile karşılaşmış olması CMR 15,16 maddeleri gereğince talimat alındığına ilişkin belge sunulmadığı gerekçesi ile davalının davacıdan bekleme masrafı ve geri dönüş navlununa ilişkin talepte bulunamayacağı yönünde görüş belirtilmiştir.Davalı vekili ise, malın laboratuarda tahlil edildiğini, beyan edilen mal ile taşınan malın yanlış beyan edilmesi nedeni ile davacıya idari para cezası kesildiğini, bunun üzerine davacının yetkilendirdiği müşavirinin malın mahrecine iadesini talep ettiğini belirterek rapora itirazını sunmuştur. Bu durumda Gümrük İdaresi tarafından gönderilen evrakların (davacı firmaya kesilen ceza, davacı firmanın müşavirine ait mahrece iade yazsı…vb) bilirkişi tarafından neden dikkate alınmadığı anlaşılamadığından, bilirkişi heyetinden gümrükteki beklemenin ve malın teslim edilmemesinin hangi sebepten kaynaklandığının net bir şekilde tespiti ile davacının sorumlu olduğunun tespiti halinde ise bedelin uygun olup olmadığı hususunda asıl alacak ve faiz hesaplaması içerir ek rapor alınması ve neticeten mal teslim edilmediğinden CMR hükümlerinin değil TTK genel hükümlerinin uygulanarak değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 md gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, 2- İlk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 42,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 128,20TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.