Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5605 E. 2020/1659 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5605 Esas
KARAR NO: 2020/1659
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI: 2015/971 E. – 2017/533 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Dava, cari hesap borcunun ödenmediği iddiası ile başlatılan takipte İİK 67 maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir. Davalı taraf, takibe konu alacağın 961,32 TL’sini kabul etmiş, bakiye meblağ yönünden iade faturalarını delil olarak sunarak borçlu olmadığını savunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekili süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; kararın kanun yolunun gösterilmemesinin hatalı olduğunu, davacının müvekkilinin elinde kalan malları almayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin düzenlediği faturaları ise kabul etmediğini, malları iade almaktan imtina ettiğini, iade almamasının hiçbir dayanağı olmadığını, müvekkilinin artık piyasadan çekilmesi nedeni ile malı iade almaktan kaçındığını, son bilirkişi raporunda müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edildiğini, iadelerin tamamının sebep gösterilmeksizin yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir. Somut uyuşmazlıkta mevcut delil durumuna göre; taraflar arasındaki satım sözleşmesi ihtilafsız olup davalı kendi defterinde kayıtlı olan iade faturaları nedeni ile borçlu olmadığını savunmuş ise de, iade faturalarının davacı tarafça kabul edilmediği, taraflar arasında yazılı sözleşme mevcut olmadığı, davalının taraflar arasındaki süregelen ilişkide iadenin her mal yönden her zaman yapılabildiği iddiasının ispatlanamadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.072,11 TL harçtan, peşin yatırılan 268,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 804,09 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 20,00TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/10/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.