Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5552 E. 2020/1619 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5552 Esas
KARAR NO: 2020/1619 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2017
NUMARASI: 2016/432 E., 2017/594 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, Çanakkale İli, Çan İlçesi’nde uzun yıllardır nalburiye-inşaat malzemeleri iş kolunda iştigal etmekte olduğunu, dava dışı … şirketinin çatı ve cephe işi ile Adana İlinde faaliyet gösterirken, … markası ile Biga Organize Sanayi Bölgesi içerisinde imalat yapmakta olduğunu, müvekkil şirketin mevcut ticari yapısı ve müşteri portföyünü dikkate alarak davalı şirketten mal almak istediğini ve buna istinaden de ekte sunmuş olduğumuz 16.08.2014 ve 01.10.2014 tarihli Önden Bağlantılı Malzeme Satış ve Sevk Sözleşmeleri ile toplamda 400.000,00 TL’lik sipariş verdiğini, ilgili sözleşmelerden 16.08.2014 tarihli siparişe konu malların sözleşme süresi içerisinde teslim edildiğini ve fatura karşılığında müvekkili şirket tarafından çek bedellerinin ödendiğini, buna mukabil 01.10.2014 tarihli sözleşmede de belirtildiği üzere; a-… Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 28.02.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı,keşidecisinin müvekkil şirket lehdarının davalı olduğu çek, b-… Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 31.03.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı,keşidecisinin müvekkil şirket lehdarının davalı olduğu çek c- … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.04.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı,keşidecisinin müvekkil şirket lehdarının davalı olduğu çek d- … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.05.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı,keşidecisinin müvekkil şirket lehdarının davalı olduğu çek, e- … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.06.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı,keşidecisinin müvekkil şirket lehdarının davalı olduğu çek, olmak üzere toplamda 200.000,00 TL meblağlı çeklerin davalı … şirketinin sigortalı çalışanı ve bölge müdürü (… T.C nolu) …’a dava dışı şirket adına keşide edilerek teslim edilmiş olduğunu ve teslime dair karşılıklı imzalar atıldığını, bununla birlikte taraflar arasında tanzim edildiğini ve sipariş konusunu, bedelini ve çeklerin teslim alındığını gösteren 01.10.2014 tarih ve … no ile tanzim edilen, siparişe konu dava konusu çekleri de ihtiva den tahsilat makbuzunun da karşılıklı olarak imzalanarak müvekkili şirkete teslim edildiğini, Sözleşmenin diğer hususlar başlıklı maddesinin 4.maddesinde “Ürünler verilen siparişlerden 7-15 gün temrin içinde sevk edilecek olup verilen bu temrin tarihinde ilgili siparişlerin bağlantı yapılan firmaya teslim edilememesi durumunda sözleşmenin feshi sebebi sayılacak ve çekler firmaya keşide tarihlerinden önce olacak şekilde iade edilecektir. Sözleşmede belirtilen yükümlülüklere uyulmaması ve/veya siparişlerin süresinde teslim edilmemesi durumunda bağlantı yapan firma bağlantı yapılan firmanın bu husustan kaynaklanan zararlarını hiçbir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın karşılamayı kabul ve taahhüt eder.” şeklinde karşılıklı irade beyanı olmasına rağmen aradan geçen zamanda sözleşmeye konu siparişlerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından çeklerin iadesi için uzun bir süre beklenildiğini ancak çekler iade olmayınca ve çek vadeleri de yakınlaşınca Biga 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/98 E. Sayılı dosyası ile yukarıda belirtilen 5 adet çek için 23.02.2015 tarihinde menfi tespit davası açıldığını, yargılama devam ederken,dava konusu çeklerin dava dışı şirketçe 3.kişilere ciro edilmesinden dolayı, davalarına istirdat davası olarak devam edildiğini ve neticesinde Biga 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08.03.2016 tarih, 2015/98 E. – 2016/107 K. Sayılı kararı ile “…davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak üzere Adana Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, davalı şirketin 190.682,99 TL borçlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür. … Bankası Çan Şubesi’ne müzekkere yazılarak,dava konusu çeklerin ödenip ödenmediği sorulmuş, gelen yazı cevabından tüm çeklerin ödendiğinin bildirildiği görülmüştür. Davacı vekili 10.12.2015 tarihli beyan dilekçesinde dava konusu çek bedellerinin dava süresince ödenmiş olması nedeniyle ödenen çek bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek olan reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, davacı tarafından keşide edilen ve aradaki sözleşme nedeniyle davalıya verilen çekler nedeniyle davalı tarafça mal teslim edilmemesi nedeniyle çeklerin iptaline, davacının bu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Yargılama devam ederken çek bedellerinin ödenmesi nedeniyle dava istirdat davasına dönüşmüştür. Aldırılan bilirkişi raporuna göre davalı tarafından çek bedelleri karşılığında davacıya mal teslim edilmediği sabittir. Bu nedenle davanın kısmen kabulü ile davacının, dava konusu çekler nedeniyle davalıya 190.682,99 TL borçlu olmadığının tespitine, 190.682,99 TL’nin davalıdan istirdadına…” şeklinde karar verdiğini, yine dava devam ederken … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 31.03.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı, … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.04.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı, … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.05.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı çeklerin vadesi geldiğinde, söz konusu çeklerin dava dışı … şirketi tarafından davalı …’ne ciro ve temlik edildiğinin anlaşıldığını, bu çeklerle ilgili davalı şirkete beyanda bulunularak, temlik aldıkları çeklere karşılık herhangi bir mal veya hizmet satışı bulunmadığını, bu nedenle çeklerin müvekkili şirkete iadesinin talep edildiğni ancak olumlu bir yanıt alınamadığını, kaldı ki, davalı şirket tarafından elinde bulunan çeklerden vadesi en yakın olan … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 31.03.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı çek ile ilgili davalı şirket tarafından alınan ihtiyati haciz kararının, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, müvekkili şirketin,tüm banka hesaplarına bloke konulunca ve tüm araçları haczedilip yakalanınca ilgili çek bedelinin haciz baskısı ve tehdidi altında 21.04.2015 tarihinde davalı şirkete ödenmek zorunda kalındığını, devamında … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.04.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı çek, vade tarihi olan 30.04.2015 tarihinde, yine … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.05.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı çek de vade tarihi olan 30.05.2015 tarihinde müvekkili şirketin iştigal konusu ticari faaliyetlerini bertaraf etmesi muhtemel haciz işlemlerine engel teşkil etmesi amacıyla davalı şirkete ödenmek zorunda bırakıldığını, Faktoring’in; “Müşterinin üçüncü şahıs olan borçlu karşısındaki mal tesliminden veya işgörme/hizmet ediminden ileri gelen alacaklarının karşılığını, alacağın tahsilinden önce avans olarak ödeyerek alacağın tahsil edilmemesi riskinin ve müşteri için borçlunun muhasebesinin tutulması, ihtar işlemleri gibi işgörme/hizmet edimlerinin üstlenilmesi suretiyle devir ve satın alınması” olarak tanımlanmakta olduğunu, Faktoring hizmetlerinin ise; Kredi Riskini Karşılama; Tahsilat ve Muhasebe; Fonlardan Avans, şeklinde özetlenebileceğini, Faktoring şirketlerinin çek, bono (senet) poliçe gibi kambiyo senetlerine dayansa bile, bir mal veya hizmet satışından kaynaklanmayan ve mal ve hizmetin satışına ilişkin fatura veya benzeri belgelerle belgelendirilemeyen alacakları satın almaları ve tahsilini üstlenemeyeceklerini, Faktoring şirketlerinin devir aldığı alacağın, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle belgelenmesi gerektiğini, Faktoring şirketinin müşterisinden devraldığı bir alacağı icra yoluyla takip edebilmesi için; faktoring sözleşmesi ile beraber, alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri de icra dosyasına ibraz etmek zorunda olduğunu, Faktoring şirketi ile kambiyo senedini kendisine ciro eden arasında bu şekilde bir Faktoring sözleşmesi bulunmaması halinde çek, bono veya poliçe faktoring şirketine geçmemiş sayılacağını, Faktoring şirketi, kambiyo senedine dayalı alacağı temlik alırken yukarıda bahsedilen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve çek, bono veya poliçenin, bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik alındığını kanıtlayamamışsa bu kambiyo senetlerini icra takibine koymaya yetkili olmadığını, Faktoring şirketinin bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura ve benzeri belgelerle desteklenmeyen alacakları usule aykırı olarak satın alır ve tahsilini üstlenirse çek veya senedi ibrazı nedeniyle ödemek zorunda kalan kişinin sebepsiz yere ödediği paranın geri ödenmesini dava edebileceğini, müvekkili ile dava dışı … şirketi arasındaki somut durumun Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/98 E 2016/107 K sayılı kararı uyarınca tespit edilmiş olduğundan, buna göre müvekkili tarafından dava dışı şirkete ciro edilen ve yine ciro/temlik yolu ile davalı … şirketine geçen 3 adet çekin 01.10.2014 tarihli malzeme satış sözleşmesinin mütemmim cüz-ü niteliğinde olduğunu, davalı şirketin dava konusu çekleri fatura ve benzeri belgeleri teslim almadan temlik aldığını ve böylece ilgili çekleri tahsile ve icra takibine konu etmeye yetki olmadığını, bu nedenlerle dava konusu çekler bakımından müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine ve bu çekler ile ilgili haciz baskısı ve tehdidi altında davalı şirkete ödenen … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 31.03.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı çek, … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.04.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı çek ve … Bankası A.Ş-Çan Şubesi’ne ait … çek nolu, 30.05.2015 keşide tarihli ve 40.000,00 TL meblağlı çek olmak üzere toplamda 120.000,00 TL meblağlı çekler karşılığında müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine ve çek bedellerinin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı yan yasal sürede cevap ve delil bildirmemiş, tahkikat aşamasında verdiği dilekçesinde “..müvekkili şirketin Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu tarafından denetlenmekte olduğunu, müvekkili şirketin faktoring işlemlerini yaparken uyulması gereken yükümlülükleri belirleyen Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 9. Maddesinin 2. Fıkrasının ” Faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz” şeklindeki hükmüne harfiyen uygun olarak hareket ettiğini, müvekkili şirketin iş bu davaya konu olan çekleri faktoring müşterisi dava dışı … A.Ş ile 03/03/2014 tarihinde imzaladığı faktoring sözleşmesi temelinde 08/10/2014 tarihli alacak bildirim formu ödeme araçları tevdii bordrosu ile ve işbu davaya konu olan çek bedellerini tevsik edici faturalara dayanarak temlik aldığını, yani tümü ile yasal mevzuata uygun olarak hareket edildiğini, müvekkili şirketin faktoring işlemini yaparken alacağın faturaya dayalı olup olmadığını araştırmakla yükümlü olup, faturalardaki işlerin tamamlanıp teslim edilip edilmediğini araştırma yükümlülüğünün olmadığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/14983 E 2013/19969 K sayılı, 17/12/2013 tarihli kararının bu yönde olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş’nin davacıya teslim ettiği mallar karşılığında düzenlediği fatura ile ilişkilendirerek … A.Ş ile yapmış olduğu faktoring işleminin tamamen yasadaki kurallara uygun olduğu ve bu durumun davacı tarafından da dava dilekçesinde doğrulandığının gözetilerek davanın Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9. Maddesinin 3. Fıkrası ve Türk Ticaret Kanununun 687. Maddesi gereğince reddine karar verilmesini…” talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; ” davanın, davacı tarafından açılan dava, bedelsiz kaldığı iddiası ile davacı tarafından dava dışı şirkete verilen ve şirket tarafından davalı şirkete temlik edilen çeklerin istirdatına ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, … Çan Şubesi … , …, … numaralı çeklerden dolayı davacının borçlu olup olmadığı, ödenmiş olan çek bedellerinin istirdatının gerekip gerekmediği hususlarında olduğu, TTK 687. maddesinde ” poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri başvuran hamile karşı ileri süremez, meğerki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne yer verildiği, bu hüküm çerçevesinde, senetteki ciro silsilesinin düzgün olması ve senedi ciro ile devralanın kötü niyetli olmaması veya iktisabında ağır kusuru bulunmaması halinde iyiniyetli ve yetkili hamil sayılacağının kabul edilmesi gerektiği, somut olayda, ispat yükü üzerinde olan davacının dava dışı … A.Ş aleyhine açtığı menfi tespit ve istirdat davası Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/98 E 2016/107 K sayılı kararı ile davacı lehine sonuçlanmış ise de, davalı … şirketinin Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 9. maddesinin 2. fıkrasına uygun olarak dava konusu çekleri faktoring müşterisi dava dışı … A.Ş ile 03/03/2014 tarihinde imzaladığı faktoring sözleşmesi temelinde 08/10/2014 tarihli alacak bildirim formu ödeme araçları tevdii bordrosu ile ve dava konusu çeklerin bedellerini tevsik edici faturalara dayanarak temlik aldığı anlaşılmış, davalı … şirketi fatura ibrazını arayarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğinden davacı tarafça davalının kötü niyetli veya çekin iktisabında ağır kusurlu olduğu kanıtlanamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan istinaf dilekçesinde özetle “…. Davalı yanın yasal süresinde cevap dilekçesi vermediği için delil de bildiremeyeceğini ,savunmanın genişletilmesine onay vermediklerini, mahkemenin davalı delillerine dayanan gerekçeli kararının bu nedenle usule aykırı olduğunu öncelikli olarak belirtmiş olup; esasa ilişkin olarak da Faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle belgelenmelidir. Faktoring şirketinin müşterisinden devraldığı bir alacağı icra yoluyla takip edebilmesi için; faktoring sözleşmesi ile beraber, alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri de icra dosyasına ibraz etmek zorundadır. Faktoring şirketi ile kambiyo senedini kendisine ciro eden arasında bu şekilde bir Faktoring sözleşmesi bulunmaması halinde çek, bono veya poliçe faktoring şirketine geçmemiş sayılır. Faktoring şirketi, kambiyo senedine dayalı alacağı temlik alırken yukarıda bahsedilen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve çek, bono veya poliçenin, bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik alındığını kanıtlayamamışsa bu kambiyo senetlerini icra takibine koymaya yetkili değildir.Bunun amacının uygulamada boş ve hileli ve hatır için verilen çek ve senetlerin faktoring şirketlerince devir alınmasını önlemek olduğu kabul edilmektedir (Ünal Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları,s.497). Faktoring şirketi bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura ve benzeri belgelerle desteklenmeyen alacakları usule aykırı olarak satın alır ve tahsilini üstlenirse çek veya senedi ibrazı nedeniyle ödemek zorunda kalan kişi sebepsiz yere ödediği paranın geri ödenmesini dava edebilir. Faktoring şirketi tarafından girişilen icra takiplerine karşı ise borca itiraz, takip kesinleştikten sonra borçlu olmadığının tespiti, çek iptali ve teminat karşılığı ödenen meblağın iadesi ve icra takibi sonucunda borç ödenmek zorunda kalınırsa istirdat davalarının açılması mümkündür. Dava dışı firmanın mal teslimi yapmadığı mahkeme ilamı ile sabit olmakla , kambiyo senedindeki hakkın temlikinin geçersiz olduğu iyi niyetli üçüncü kişi durumunda kabul edilemeyeceğini….” beyan ederek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava menfi tespit ve istirdat isteminden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı yan dava dışı şirketin mal teslimi edimini yerine getirmediğini beyanla borçlu bulunmadıklarını ,bu hususta Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın lehlerine sonuçlandığını, ancak çeklerin üçüncü kişilere ciro edilmesi nedeni ile ; çekleri factoring sözleşmesine göre temlik alan davalı yanın mal teslimi yapılmayan ve dayanağı olmayan faturalara göre yapmış olduğu işlemin geçersizliği nedeni ile paranın istirdadından da sorumlu olduğunu iddia etmektedir. Davalı yan ise yasal süresinde cevap vermemiş, tahkikat aşamasındaki yazılı beyanında faktoring işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını ve belgelerin tevsikli olduğunu, mal teslimini sorgulama yükümlülüklerinin bulunmadığını savunmuştur. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Usule ilişkin istinaf nedeninin tartışılması : Davalı münkir durumdadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/2-695 Esas ve 2016/522 Karar sayılı ilamında bu konu incelenmiş ve özetle ; “…. Dava dilekçesinin usule uygun ihtar içerir şekilde tebliğinden sonra iki haftalık süre içerisinde delillerini bildirmeyen davalının sonradan delil gösterebilmesi için HMK’nın 145. maddesinde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyeti de somut olayda ileri sürülmüş değildir. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesini düzenleyen 141. madde koşulları da oluşmamıştır. Kaldı ki somut olayda davalı, cevap ve delil bildirmek için mehil talebini 18.09.2012 tarihli ön inceleme duruşmasından sonra tahkikat aşamasında 02.11.2012 tarihli duruşmada ileri sürmüştür.. Bu durumda; dava dilekçesinin davalıya 31.05.2012 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinden sonra süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğinden savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delil (HMK. m. 129/1-e) bulunmadığından yerel mahkemenin davalıya delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak imkân bulunmadığının kabulü gerekir…” denilmiştir. Eldeki dava açısından da davalının cevap dilekçesini sunmadığı nedenle delil de gösteremeyeceğinin kabulü gerekir. Bu durumda da menfi tespit davasında çekten dolayı borçlu bulunmadığını iddia eden davacının bu iddiasını kanıtlaması gerekecektir. Yani ispat külfeti halen de davacı yandadır. Davacının faktoring işlemlerinin usulsüz olduğunu kanıtlaması gerekecektir. Bunun için de faktoring sözleşmesi ve ekindeki dayanakların dosyaya celbi zorunlu olup aslında taraflar açısından somut olay özelinde sonuç değişmeyecektir. Esasa ilişkin inceleme: Somut olay açısından faktoring işleminin usulüne uygun olup olmadığı ve davacının dava dışı firmadan sipariş ettiği malların satış ve tesliminin yapılıp yapılmadığı ve bunun davalıya etkisi incelendiğinde ; faktoring sözleşmesinin dava dışı … A.Ş. İe davalı … Arasında imzalanmıştır. Dava dışı … A.Ş yine dava dışı … A.Ş. Ye mal satım faturalarını temlik etmiştir. Yani temlik eden şirketle davacının doğrudan ilişkisi yoktur. Davacının Biga 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davalısı da temlik eden şirket değildir. Temlik eden şirket ile mal satın alan şirket arasında bir ihtilaf da yoktur. Dava dışı … A.Ş nin mal satışı yaptığı ve Biga’daki davanın davalısı ile davacı arasında mal teslim etmeme durumu vardır. Yani faktoring şirketinin müşterisi doğrudan davacı ile iş ilişkisi olan şirket değil, üçüncü bir şirkettir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin incelenen evraklara göre faktoring işlemini usulüne uygun bulması , mal satış faturalarındaki ilk alıcının davacı olmayıp, satılandan satın alan konumunda oluşuna nazaran verilen karar yerinde olmakla birlikte mahkemenin gerekçesinde tarafları ve ticari ilişkileri hatalı belirlediği, faktoring sözleşmesinin tarafı olarak davacının Biga Asliye Hukuk Mahkemesindeki davalı olarak kabul ettiği , oysa o dosya davalısının sözleşmede mal satın alan konumunda olduğu , vakıalar dizisinin hatalı anlatıldığı ve davalı yanın münkir kabul edilmeyerek gerekçe oluşturulduğu nedenle kararın gerekçesi nedeni ile kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE ; İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ KALDIRILMASINA 2- İlk derece mahkemesine açılan davada A-Davanın reddine, B-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL ilam harcının peşin yatırılan 2.049,30 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.994,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, C-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 15.350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, D-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iade edilmesine, İSTİNAF YARGILAMASINDA 3-Peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iade edilmesine
4- İstinaf yargılama giderleri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 25,00 TL, posta gideri 18,00 TL ki toplam 128,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı olmak üzere 09/10/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.