Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5547 E. 2020/1646 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5547 Esas
KARAR NO: 2020/1646
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2017
NUMARASI: 2015/691 E. – 2017/387 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı Tasfiye halinde … A.Ş’de 65695 sayılı kar ve zarar katılım akdi cari hesaplar ve hesapların eklerinde bulunan 5312,00 USD alacaklı durumda iken bu alacağını ivazlı temlik sözleşmesi ile davalı şirkete temlik ettiğini, taraflar arasındaki bu temel ilişkinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 191. Maddesinde “bir edim karşılığı alacak devri” olarak tanımlandığını, davanın dayanağının oluşturan temlik sözleşmesi 18/12/2010 tarihinde kurulmuş bulunduğundan olayın o tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Kanun’un 169. maddesine uygulanması gerektiğini, 18/12/2010 tarihli ivazlı temlik sözleşmesi gereği tespit edilen vadelere göre belirlenen 27 adet ödeme karşılığı olarak 9 adet toplamı olan 1500 USD davalı tarafından müvekkiline ödenmiş olduğunu, bakiyesinin ödenmediğini, buna göre davalı halen dava konusu bakiye miktar olan 3.812 USD doları tutarında borçlu bulunduğunu, 3.812 USD doların fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsilini, dava konusu 3.812 USD dolarına 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince temerrüt tarihi olan 10/09/2014 tarihinden itibaren devlet bankalarının USD dolarına uyguladığı yıllık faiz oranının uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili şirket arasında tanzim olunan “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” ile takip alacaklısının Tas. Hal. … A.Ş. Nezdinde Kar ve Zarar Katılım Hesap Bakiyesinin temliki hususunda mutabakata vardırlarını, söz konusu takip dayanağı alacağın temlik sözleşmesine istinaden takip alacaklısının Tasfiye Halinde … A.Ş. Nezdinde henüz vadesinin gelmediğini, mutlak ödenmesinin de hukuken garanti edilmeyen Kar ve Zarar Katılım bakiyesinin temlik alındığını, müvekkili şirketin temlik sözleşmesinden dolayı davacıya dava miktarı kadar günü geç bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; mahkemenin yetkili ve görevli olduğu, davanın TBK 183/1.maddesinde yer alan temlik sözleşmesine dayalı alacak davası olduğu, davacının tasfiye halinde bulunan … A.Ş. ‘den alacağını davalıya ivazlı olarak temlik ettiği, her ne kadar …’nun tasfiye süreci devam etmekte ise de taraflar arasındaki temlik sözleşmesinin tasfiye sürecine bağlı olmayan ivazlı bir temlik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde temlik sözleşmesinin esas alınmasının gerektiği, temlik sözleşmesinin 4.3 maddesine göre temlik alınan alacağın karşılığı olan bedelinin bakiyesinin ödenmediği, raporun yerinde olduğu, sözleşmeye göre her bir taksidin ödenmemesi ve son taksidin ödenmemesi ile temlik bedelinin vadesi gelmiş ve temerrüd bu tarih itibariyle oluşmuş olacağından bu tarihten daha ileri bir tarih olan 10/09/2014 itibariyle taleple bağlı kalınarak faizin işlemeye başlayacağının kabulü gerektiği, alacağın, USD cinsinden olması nedeniyle talep edilen miktara 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince temerrüd faizi uygulanması gerektiği, gerekçesiyle davanın kabulü ile; 10/09/2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle 3.812,00 USD’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin uyuşmazlığın hukuki niteliğini hatalı değerlendirdiğini, dava konusu alacağın henüz talep edilebilir olmadığını, alacağın temliki değil, borcunun naklinin söz konusu olduğunu, … A.Ş’nin alacağın temlik edildiği yeni alacaklı değil, davacının Tasfiye Halinde … A.Ş.’ndeki alacağını ödemekle yükümlü olan ve borcu devralmış olan yeni borçlu olduğunu, dayanak sözleşmede müvekkil … A.Ş. ‘nin Davacının kendisine temlik ettiği tutarı taksitler halinde yine Davacıya ödeyeceği yazılı olduğunu, Tas.Hal. … A.Ş. ‘nin borcunun müvekkili şirkete devrini davacının kabul ettiğinin de sözleşmeden anlaşılamadığını, borcu devralan yeni borçlunun eski borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve defileri alacaklıya karşı ileri sürebileceğini , dava dışı Tas.Hal. … A.Ş. ‘nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, alacağın henüz muaccel hale gelmediğini, davanın zamansız açılmış bir dava olduğunu belirterek eksik incelemeye dayalı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, kesinleşen görevsizlik kararına istinaden Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilmiştir. Davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş, bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Kaldı ki davacı da tacir değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 Esas, 2019/328 Karar sayılı, 21.03.2019 tarihli ilamı, Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenle mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasa ilişkin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından davalının istinaf isteminin kamu düzeni dikkate alınarak kabulüne, HMK 355, 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk derece mahkemesinin kararının HMK 355 ve 353/1-a-3 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA; göreve ilişkin dava şartı yokluğu yönünden usulden red kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Davalı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde davalıya iade edilmesine 3- Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan başvuru harcı 85,70 TL, posta gideri 24,00 TL ki toplam 109,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla vekalet ücreti takdirine yer olmadığına Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.