Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5537 E. 2020/1653 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5537 Esas
KARAR NO: 2020/1653
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2017
NUMARASI: 2016/448 E. – 2017/359 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile diğer müvekkili … ve …’in kefaleti ile davalı bankanın Kartal Şubesi’nden kullandığı krediye istinaden, müvekkili şirketin maliki olduğu İstanbul ili, Kartal ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde kayıtlı ana taşınmazda … Blok … nolu bağımsız bölüm 17.06.2011 tarih ve … yevmiye nolu ipotek sözleşmesi ile davalı bankaya rehnedildiğini, Müvekkili … ve …’in davalı banka ile başkaca hukuki ilişkisi olmadığı gibi diğer davacı şirketinde davalı bankadan başkaca bir kredi kullanmadığını, davalı banka, müvekkil şirket aleyhine, kullanılan krediye ilişkin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiğini, davalı banka, 03/12/2013 tarihinde müvekkillerinin tümü aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 06/02/2012 tanzim, 03/10/2013 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığını, takip konusu bonoya dair yeni bir alacak kaydının olmadığını, davalı bankanın bahse konu tarihte müvekkiline kullandırdığı bir kredi bulunmayıp müvekkillerinin davalı bankaya takip konusu bonoya ilişkin bir borcu olmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı maddi ve manevi zararlara ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla davacıların davaya konu takip dosyasından davalıyı borcu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil banka ile davacı şirket arasında akdedilen 06.01.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca 100.000,00.-TL limitli kredi açılarak kullandırıldığını, işbu krediden doğacak borçlara da aynı sözleşmede diğer davalılar … ve …’in müteselsil kefil olduklarını, Genel kredi sözleşmesinin diğer bir güvencesi olarak davacı yşirketin maliki olduğu İstanbul İli, Kartal İlçesi, … M ah, … Ada, … Parselde kayıtlı … Blok … nolu bağımsız bölümü müvekkil banka lehine ipotek edildiğini, Kredi Sözleşmesinden doğan banka alacağının geri ödenmesi amacıyla da borçlu … Ltd. Şti. kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan … ve …’in aval veren konumunda olduğu, 06.02.2012 tanzim, 03.10.2013 vade tarihli 100.000,00.-TL bedelli bono keşide edilerek müvekkili bankaya teslim edildiğini,müvekkil banka ile aralarındaki Genel Kredi Sözleşmesi ve bununla kurulan temel borç ilişkisini kabul eden davacıların hukuki sorumluluğu kadar müvekkil banka emrine düzenleyip tevdi ettikleri kambiyo senedi, sözleşme iradesine aykırılık teşkil etmediğini, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine karşıda borca ve imzaya itiraz edilmediği ve takibin kesinleştiğini, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddine, takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacılara yükletilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafın davalı tarafa İstanbul …İcra Dairesinin … Sayılı İcra dosyasında başlatılan icra takibinden dolayı talep edilen 100.000.TL.asıl alacağın 4.267,07.TL.asıl alacaktan, 300.TL.Komisyon bedelinin 50,03.TL.sinden borçlu olmadığının tespitine; fazlaya ilişkin talebin reddine; davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kambiyo senedinde nakden kaydı olsa da müvekkillerinin bankadan herhangi bir para almadığını, 100.000TL limitli genel kredi sözleşmesi dışında taraflar arasında başkaca borç ilişkisi kurulmadığını, davalının 100.000TL bedelli bononun teminat senedi niteliğinde olduğunu iddia ettiğini, bu durumda senedin sebebini davalı yan talil ettiğinden iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davalının senedin 06.01.2012 tarihli kredi sözlemesinin teminatı olarak verildiğini yahut 06.02.2012 Tarihinde davalılara nakden para verdiğini yazılı delil ile ispatla yükümlü olduğunu, 06.02.2012’de kullandırılmış bir kredi olmadığını, kambiyo senedinin teminat karşılığı olduğunun kabulü halinde dahi bilirkişi raporunda dava tarihi itibarı ile borcun 20.610,48TL olduğunun belirlenmiş olması ve bankanın kötüniyetli olması nedeni ile 20.610,48TL yönünden talep reddilerek bakiye kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kararın gerekçesinin anlaşılır olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyada mevcut 100.000TL bedelli 06.01.2012 tarihli Genel kredi sözleşmesinde davacı şirket asıl borçlu diğer davacılar müşterek müteselsil kefil olarak yer almıştır. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyada; davalı banka tarafından davalılar aleyhine 100.000TL bedelli bono asıl alacağı, 2704,17TL işlemiş faiz, 300,00TL komisyon olmak üzere 103.004,17TL üzerinden kambiyo senedine dayalı takip başlatılmıştır. 06.02.2012 düzenleme, 03.10.2013 tarihli 100.000,00TL bedelli “nakden kaydı olan” bonoda lehtar davalı banka olup keşideci olarak davacıların imzası mevcuttur. Davacılar vekili, davalı tarafın bononun teminat bonosu olduğuna ilişkin iddiasını ispatla yükümlü olduğunu belirterek bu hususu istinaf istemi olarak ileri sürmüştür. Davalı, Bankacılık Kanunu’na tabi olup bankaların ticari faaliyetlerinin kanunda açıkça belirtildiği, taraflar arasındaki tek hukuki ilişkinin genel kredi sözleşmesi olduğunun çekişmesiz olduğu, davalıların senetteki imzayı inkar etmedikleri, bankanın senette lehtar olarak yer aldığı dikkate alındığında mahkemece bononun teminat senedi olduğunun kabulü yerindedir. (Aynı yönde Y.19HD, 2016/6505E, 2017/2150 K sayılı, 15.03.2017 Tarihli ilamı) Takipten sonra gerçekleşen sebeplere dayalı menfi tespit davalarında haklılık durumu dava tarihine göre belirlenir. Dava konusu olmayan İstanbul … İcra md nün … Esas sayılı dosyasında “İstanbul … icra … ile tekerrür oluşturmamak üzere” davalı banka tarafından davacı şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi talebi ile 04.12.2013’de takip başlatılmış, ipotekli gayrimenkul 05.04.2016’da 176.404,00 TL’ye satılmıştır. Ancak yapılan bu tahsilat İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına bildirilmemiştir. Bilirkişi raporunda; davanın menfi tespit davası olması nedeni ile tahsilat tarihine kadar işlemiş faiz ve ferileri hesaplanıp tahsilatın mahsubu ile dava tarihindeki alacağı hesaplanması yerinde ise de; ilk derece mahkemesinin dava tarihine göre değil, takip tarihine göre hatalı değerlendirme yapması yerinde olmamış, davacılar vekilinin bu yöndeki isteminin kabulü gerekmiştir. Bilirkişi raporuna göre dava tarihi itibarı ile alacak miktarı 20.610,48TL olarak hesaplanmıştır. Toplam takip değeri; (100.000TL asıl alacak+2704,17TL işlemiş faiz+300TL komisyon) olmak üzere 103.004,00TL’dir. 20.610,48TL’nin mahsubu ile bakiye 82.393,69TL borçlu olmadığının tespiti gerekli olup takip ferileri dikkate alındığında; Davanın kısmen kabulüne, davacıların dava tarihi itibarı ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 2.704,17TL işlemiş faiz, 300,00TL komisyon ile 79.389,52TL asıl alacak yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip tarihi itibarı ile davalının kötüniyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacılı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.04.2017 gün ve 2016/448 Esas, 2017/359Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın KISMEN KABULÜNE, -Davacıların dava tarihi itibarı ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 2.704,17TL işlemiş faiz, 300,00TL komisyon ile 79.389,52TL asıl alacak olmak üzere toplam 82.393,69TL yönünden davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, – Davacının tazminat talebinin reddine, – Fazla istemin reddine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -Alınması gereken 5628,31TL harcın peşin alınan 1758,99TL’den mahsubu ile bakiye 3.869,32TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, -Davacı taraftan alınan 1758,99TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, -Davacı tarafça yapılan 681,80TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 538,62Tl’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, – Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereği hesaplanan 11.511,09TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, – Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince hesaplanan 3400,00Tl vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 42,25 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 127,95TL’nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 09/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.