Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5514 Esas
KARAR NO : 2020/1620 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2017
NUMARASI : 2014/162 E., 2017/634 K.
DAVANIN KONUSU Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesiyle; davacı şirketler arasında 12/08/2013 tarihli finansal kiralamaya konu olan … 10/07/2013 tarihinde davalı şirketten satın alındığını, makinanın 1.100.000+ KDV(% 1) EURO bedelle alındığını; bedelin peşin olarak ödendiğini; satın alınan makinanın teslim tarihinden itibaren ve garanti süresi içinde defalarca arızalandığını, arızaların giderilmesi için davalının servis elemanlarının defalarca makinayı incelediğini fakat süre gelen arızaların sona ermediğini; arızanın temelde hız sensörü arızası, tanbur basınç sensörünün arızası, hortum arızası ve 5 kere keçe patlatması arızası olarak görüldüğünü; müvekkilinin bu makinadan umduğu menfaati elde edemeyip zarara uğradığını; iş makinasında kesinlikle bir gizli ayıbın bulunduğunun anlaşıldığının; davalıya 31/03/2014 ile 03/04/2014 tarihli ihtarnamelerin keşide edilerek sözleşmenin feshi ile satılan malın geri alınması ve ödenen bedelin iadesini talep edildiğini; zaten ayıbın, 1 yıl yada iki bin çalışma saati olan garanti süresi içinde gerçekleştiği nazara alındığında, müvekkilinin haklı olduğunun anlaşıldığını; ihtarlara rağmen davalı satıcının bedelin iadesine yanaşmadığını belirtmek suretiyle; makinanın gizli ayıplı olmasından dolayı sözleşmenin feshine, makinanın davalıya iadesine karşılığında davalıya ödenen bedelin iadesi yönünden şimdilik 1.000 EURO’luk ( 2.936,10 TL) iade bedeli ile tamir süresi içinde boş kalınan 30 gün için 10.000,00 TL zararı olmak üzere 12.936,10 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesiyle, söz konusu makinanın 21/09/2013 tarihinde davacıya teslim edildiğini, makinanın dava tarihine kadar ve halen de kullanılmakta olduğunu; teslim tarihinden sonra, garanti süresi içinde gerçekleşen arızaların tamamının kullanıcı hatasından ve makinenin çalışma prensiplerine aykırı kullanılmasından meydana geldiğini; her defasında da bu arızaların kalıcı olarak giderildiğini; davacının bir çok kez iradesini tamire yönelttiğini, tercihi bu yönde kullanması nedeniyle artık iadeyi talep etmesinin mümkün olmadığını, keçe patlamalarının davacının kusuruyla meydana geldiğini zira şantiyeden şantiyeye nakli sırasında ve hatalı nakilden kaynaklandığını; satış bedeli belirgin ve likit olduğu için kısmi dava açmasının da mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; ” davanın TBK 227/1 ve TBK 229 maddelerine dayalı olarak satış sözleşmesinden dönme satım bedelinin iadesi ve uğranılan zararın tazmini davası olduğu, mahkemece alınan ve kabule şayan bulunan uzman bilirkişi heyetinin raporuyla; dava dosyasında yer alan satış teklifinden, davalı satıcının satım konusu makina için garanti vermiş bulunduğu, makinenin satın alınıp teslim alınmasından itibaren, sık sık hidromotor keçelerinin patlaması nedeniyle meydana gelen arızlarının kaynağının hidromotorlar ve yağ toplayıcı blok üzerindeki valflerden kaynaklandığı; makinenin hidromotorlarının başlangıçta ayıplı oldukları, fakat davalının garanti kapsamında yaptığı onarım talebi ile hidromotor değişiminin sağlandığı; davacının bu yönden tamir tercihini kullandığı, bu sebepten dolayı artık iade talep edemeyeceği zira hidromotor ayıplarının giderildiği ve bir daha ortaya çıkmadığı, bilirkişi heyetinin yerinde yaptığı incelemeylede; makinenin düzgün ve artık arızasız çalıştığının sabit olduğu; öte yandan bu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu belirlenmiş; söz konusu ayıbın en son 2240 çalışma saatinde giderildiği; davalının servisinde giderilmesi nedeniyle davalı yanca, garanti süresinin son tamir süresini de içine alacak şekilde uzatılmış kabul edildiği; tamirden bu yana 4237 saat makinenin arızasız çalıştığı ve çalışmaya devam ettiği; oluşan bu duruma nazaran iade talep edemeyecek olan davacının, söz konusu ayıbın gizli ayıp olması nedeniyle onarım süresi içindeki zararını davalıyandan isteyebileceği; davacının her ne kadar 30 iş günü çalışamadığını iddia etmişse de bilirkişi heyetince yapılan incelemede çalışılamadığı iş gününün 12,5 gün olduğu ve her gün 6.000,00 TL kazanç kaybına uğrandığı; zira davacının eş değer bir makineyi günlük 6.000,00 TL’den kiralayabileceği ve işlerini kiralık makinayla görebileceği; bu sebeple günlük kazanç kaybının kira bedeli ile sınırlı olacağı; 12,5 günlük kazanç kaybının ise 75.000,00 TL olduğu; davacının sadece TBK 227/2 maddesi gereğince sözleşmeden dönme talebinde bulunamaksızın; sadece ayıp yüzünden uğramış oldukları zararın giderilmesi talebinde bulunabileceklerinin belirlendiği, hal böyle olunca, davacının fazlaya dair haklarını saklı tutarak satış bedelinden iadeyi talep ettiği 2.936,10 TL yönünden talebinin reddi gerektiği; fazlaya dair hakları saklı tutarak talep ettiği 10.000,00 TL kazanç kaybının kabulü gerektiği, kazanç kaybından geriye kalan 65.000,00 TL’lik kısım içinse dava hakkının saklı tutulması gerektiği” gerekçesiyle davanın davacıların zarara ilişkin taleplerinin kabulü ile; 10.000,00 TL’nin 04/04/2014’den itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, davacılara verilmesine; davacıların 65.000,00 TL yönünden dava haklarının saklı tutulmasına, davacıların bunun dışındaki diğer tüm taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılardan …. San.Tic.Ltd.Şti.vekil istinaf dilekçesinde özetle “… Davacı tarafça seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkı kullanılmış olup, garanti süresinde olan bir makine için birkaç kez servis çağrılmış olması davacının onarım tercihini kullandığını göstermez. Davacı tarafından malın geri verilmemiş olması davacının onarım hakkını kullanmış olduğunun kabulünü gerektirmez. Şöyle ki; Alıcı, satış bedelini geri vermeden veya ödemeyi önermeden malı geri vermeyebileceği gibi, satıcı da alıcının bedelin geri verilmesini istemesi halinde önce kendisinden ayıplı şeyi geri vermesini veya geri vermeyi önermesini ileri sürebilir. Yerel Mahkemece kazanç kaybı adı altında sadece emsal kira bedelleri baz alınarak hesaplama yapılmıştır. Ancak makinada arıza oluşması halinde ikame araç bedelinin oluşmasının yanısıra, çalışılmayan döneme ilişkin personel giderleri ile makine keçe patlamaları nedeni ile değişen yağların ve personel bedellerinin de hesaplanması ve tespit edilen zarara ilişkin yeniden rapor alınması taleplerimiz yerel mahkemece dikkate alınmamıştır. Oysaki gizli ayıp nedeni ile makinenin çalışmaması sonucu hem personel çalışamamış , hemde keçe patlamaları nedeni ile her seferinde makinenin tüm yağı değiştirilmek durumunda kalmıştır.Emsal kira bedeli davaya konu makinanın değil ondan daha küçük bir boyuta sahip olan L24 tipi makinaların emsal kira bedelidir. Buna rağmen gerçek emsal kira bedelinin belirlenerek yeniden rapor alınması taleplerimiz yerel mahkemece dikkate alınmamıştır. Müvekkile ait makinalar iki vardiya şeklinde çalışırken, arızalar meydana gelmiştir. oysaki; bilirkişi raporunda tek vardiyalı çalışma şekline dayalı olarak hesap yapılmıştır. Uydu görüntüleri incelendiğinde de durum açıkça ortaya çıkacaktır. Bu nedenle 19.09.2013 ve 03.04.2014 tarihli arızalar hesaplamaya dahil edilmemiş ve bu duruma ilişkin itirazlarımız da yerel mahkemece dikkate alınmamıştır.. Yatırılan peşin harcın hükmolunan miktarı karşıladığını ve harç iadesi gerektiği halde harç iadesine karar verilmediği …….” nedenle kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.Davacılardan alternatif Finansal Kiralama vekili istinaf dilekçesinde özetle “….Dava konusu makinada gizli ayıp olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olması karşısında; TBK’nun 227. maddesinde sayılan seçimlik haklardan birisi olan, “malın iadesi talebinin” hakkaniyete uygun olmadığından bahisle sadece zararın tazminine karar verilmesi haksız ve hukuka aykırıdır. TBK 227/2 madesi gereği, Kanun Koyucunun hakime verdiği takdir hakkı kullanılarak, alacaklının seçimlik haklarından özetle “malın satıcıya/bedelin alıcıya iadesi” talebi uygun görülmeyerek sadece davacı-alıcının zararının giderilmesi yönünde karar tesis edilmiştir. Hüküm kurulurken hakkaniyet ilkesi gözetilerek hakimin takdir hakkını kullanmış olması nedeniyle, malın iadesi talebinin reddi kararı ve bu nedenle karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka aykırıdır. İzah edilen nedenlerle, davanın “kısmen kabul kısmen red” şeklinde değil, “tam kabul” ile hükme bağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda, davacı tarafından fazladan ödenmiş olan 55.105,25 TL. peşin harcın davacıya iadesine karar verilmemiş olması da hatalı olmuştur. Makinenin arızalarından kaynaklı oluşan zararın tespitinde, emsal makine kira bedeli haricinde, bilirkişi raporuna itiraz dilekçemizde etraflıca belirtilen işçilik maliyetleri ve sair diğer maliyetlerinde zarar hesaplamasına dahil edilmemesi hatalı olmuştur. Makinenin emsal kira bedeli de piyasa rayicine göre düşük hesaplanmıştır. Bir kısım boşte geçen günler hesaplamaya dahil edilmemiştir….” denilerek kararın kaldrılması talep ve istinaf edilmiştir.Davalı vekili katılma yolu ile istinafında özetle “….Davacılar, davalarını “satış bedeli yönünden şimdilik 1.000 Euro (2.936,10 TL) ve uğranılan zarar yönünden şimdilik 10.000,- TL” üzerinden açmışlardır. Ancak Yerel Mahkeme itirazlarımızı da dikkate almış ve 25.03.2015 tarihli ön inceleme duruşmasının 1 nolu ara kararında talep konusu miktarın taraflarca bilindiğinden bahisle harç ikmali yapılmasına ve dava değerinin satım bedeli olan 1.100.000,- Euro’ya yükseltilmesine karar vermiştir Davacılar Vekili ise verilen kesin süre içinde 1.100.000,- EURO üzerinden harcını ödemiştir . Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında da görüleceği üzere, Davacıların 10.000,- TL’lik zararı dışındaki tüm taleplerini REDDİLMİŞTİR. Ancak Yerel Mahkeme, reddolunan miktar üzerinden nispi vekalet ücretimizi hesaplarken 1.100.000,- Euro’yu değil, Davacıların en başta zikretmiş olduğu 1.000,- Euro’yu dikkate alarak hatalı vekalet ücretine hükmetmiştir. Ayrıca AAÜT 5. Maddeye göre ücret hesaplanması gerektiği de göz önüne alınarak hükmün bu kısmının düzeltilmesi ….” talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava satılandaki ayıp nedeni ile; bedel iadesi ve uğranılan zararın tazmini isteminden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacılar ; finansal kiralama şirketi ve finansal kiracı olup; davalı da malın satışını yapan şirkettir.Ayıpla ilgili olarak alınan teknik raporlarda ; malın gizli ayıplı olduğu, ancak garanti kapsamında ayıbın giderildiği, tamirattan sonra makinenin sorunsuz çalıştığı tespit olunmuştur.TBK 227. Maddeye göre ; ayıp giderilmiş olmakla davacının ücretsiz tamire ilişkin seçimlik hakkını kullandığı ve sorun da çözüldüğü nedenle artık sözleşmeden dönme veya bedel tenzili talep edemeyeceğinin kabulü gerekir ki ilk derece mahkemesi de bu yönde karar vermiştir. Hemen kararın bu kısmı ile ilgili olarak ; reddedilen husus ” hakkaniyet ” gereği değil, şartların oluşmaması nedeni ile esastan red kararıdır. Bu nedenle de mal bedelinin tamamı üzerinde AAÜT ne göre ücreti vekalet verilmesi gerekir.Mahkemenin harç ikmalini gözden kaçırdığı anlaşılmaktadır.TBK 227. Maddee göre genel hükümlere göre tazminat istemli kısmi davada ; hüküm tesisini etkikileyecek nitelikte bulunan davacı yan itirazları hakkında raporda bulunan hatalı /eksik tespitlerle ilgili ek rapor alınıp hesaplama yaptırılmadığı da görülmektedir. Ayrıca tazminat istemi açısından ; davacılardan … A.Ş. Nin aktif davaehliyeti bulunmadığı da görülmekle; bu hususun resen nazara alınması gereken bir dava şartı olduğu da gözetilmemiştir.
Bu nedenle davacı … ‘in istinaf başvurusunun kabulüne hakman HMK 353/1-a- 6 maddesi gereğnce kaldırılmasına ; Davacı … şirketinin istinaf başvurusunun reddine , davalı şirketin istinaf başvurusunun da HMK 355. Maddeye göre kabulüne ve hükmün kaldırılmasına karar vermek gerekmmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacılardan … A.Ş. ‘nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b – 1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Davacı … şirketinin ve davalı şirketin istinaf başvurusunun HMK 355 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince KABULÜNE ; ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; Yargılamaya devam olunması ve delillerin tam olarak toplanması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3- Davacı … yönünden 23,00 TL eksik harcın bu davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 4- Davacı … şirketinin ve davalı şirketin peşin harcının talebi halinde kendilerine iade edilmesine 5- Davacılardan … A.Ş: nin istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 6- Davacı … tarafından fazla başvuru harcı yatırıldığı anlaşılmakla 85,70 TL nin mahsubu ile fazla harcın kendilerine iadesi ile ; yargılama gideri olarak 85,70 TL, ve posta gideri 12,50 TL ki toplam 98,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı … şirketine verilmesine 7- Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 12,50 TL, posta gideri 26,40 TL ki toplam 124,60 TL nin davacılardan müştereken tahsili ile davalıya verilmesine 8 – İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/10/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.