Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5500 Esas
KARAR NO: 2020/1781
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2017
NUMARASI: 2014/1678 2017/291
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketten Şubat 2013 tarihinde satın alınan … markalı kompresörün yağ soğutucusunun 08/12/2013 tarihinde arızalandığını, arızanın garanti süresi içinde meydana geldiğini, davalı tarafa tamir için ihtarda bulunulmasına rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, iş kaybı yaşamak istemeyen davacının tamir bedeli olan 15.264,65.-EURO tamir bedelini ödeyerek 17/12/2013 tarihinde arızayı giderdiğini, arızalı parça üzerinde Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/1398 sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, tespit dosyasına verilen raporda soğutucunun delik olduğu, soğutucuda kullanılan suda bir olumsuzluk bulunmadığı, bu sebeple arızanın üretim hatasından kaynaklandığı, garanti kapsamında değişim yapılması gerektiği hususlarının açıklandığını, işletmede çalışan aynı marka soğutucunun sorunsuz çalıştığını, garantili parçanın arızası ve bu arızanın geç giderilmesi sebebiyle davcı şirketin dokuz günlük üretim kaybı yaşadığını, bundan doğan zararlarının 242.711,58.-USD olması gerektiğini, ancak şimdilik 10.000 USD talep ettiklerini belirterek garanti kapsamında değişmesi gereken parça için ödedikleri 15.264,65. EURO nun 17/12/2013 ödeme tarihinden başlayan en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, makina arızası sebebiyle oluşan üretim kaybından doğan zararın tespitine ve şimdilik 10.000 USD’nin zarar tarihinden 08/12/2013 tarihinden başlayan en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, her iki yabancı para alacağının tahsil tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış kuru üzerinden ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekilli cevap dilekçesinde; davanın reddini savunarak, davanın davalı ikametgahı olan İstanbul Anadolu Adliyesinde açılması gerektiğini, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, yağ soğutucusundaki arızanın işçilik yahut imalat hatasından kaynaklanmadığını, arızanın davacı kusuru ile meydana geldiğini, işletmede kullanılan soğutma suyunun ph derecesinin uygun olmadığını, suyun analizini yaptıklarını, … Ltd.Ştinin 11/12/2013 tarihli raporuna göre soğutma suyunun korozif ve aşındırıcı olduğunu, Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/1398 sayılı dosyasına verilen raporu kabul etmediklerini, rapora esas alınan ve su karakter değerinin 6.01 ph olduğunu gösteren analiz raporunun tek taraflı olduğunu, tespit dosyasına rapor veren bilirkişinin suyu kendisi ölçtürmeden ve numune almadan davacının aldığı rapora istinaden görüş bildiremeyeceğini, kaldı ki tespit raporunda bir üretim hatasından bahsedilmediğini, davacı tarafın makina arızası sebebiyle uğradığını ileri sürdüğü kazanç kaybının soyut ve tahmini olduğunu, kaldı ki zararla olay arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, arıza ortaya çıkınca davacı tarafa gerekli desteğin sağlanmasına rağmen taleplere karşı olumsuz yanıt veren davacının arıza tespit ve tamirinde temerrüde düştüğünü, zira 09/12/2013 tarihli arıza bildirimden hemen sonra en hızlı biçimde parça teminine girişildiğini, uçak kargosu ile bir haftada temin edilen parça için doğan ek maliyetin davalı tarafından karşılandığını, gerekli analiz çalışmalarının başlatıldığını, parçadaki hasarın tayin ve tespiti için garanti kapsamında işlem uygulanmak üzere parçanın … fabrikasına gönderilmesinin istendiğini, ancak davacı tarafın bu uluslararası garanti işlemine onay vermediğini, arızanın gerçek sebebi belirlenip, gerekirse onarım bedelinin garanti kapsamında ödeneceğinin taahhüt edilmesine rağmen davacının bundan kaçındığını, üniversitelerin metalurji bölümündeki uzman bir bilirkişi tarafından kesit alınması halinde arızanın kök sebebinin anlaşılabileceğini ileri sürmüştür.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; ” davanın ticari satımdan kaynaklanan ayıba karşı tekeffül sebebiyle alacak davası olduğu, davacı tarafın iş yerinde kullanılan ve davalı şirket tarafından imal ve temin edilen … marka kompresörün yağ soğutucusunun arızalandığı ve dava öncesi süreç içinde parçanın yenisi ile değiştirildiğinin tartışmasız olduğu, temel uyuşmazlık konusunun, arızanın kaynağının ve arızada hangi tarafın kusurlu bulunduğunun belirlenmesi olduğu, üründe bir imalat hatası yahut gizli ayıp var ise davalı tarafın sorumlu olacağı, ürünün garanti kapsamında değiştirilmesi gerekeceği, buna karşılık kullanım şartlarına riayet edilmemesinden kaynaklanan bir arıza söz konusu ise davacı tarafın herhangi bir talep hakkı olmayacağı, ürünün açık bir ayıbı bulunmadığının ortada olduğu, yaklaşık on ay süre boyunca sorunsuz biçimde çalıştığı, dolayısıyla ilk muayene ile belirlenecek türden ayıp bulunmadığından ihbar süresi konusunda değerlendirme yapılmadığı, üstelik ürünün arızasının dıştan bakılarak anlaşılacak türden bir arıza olmadığı, o halde yapılacak bilirkişi incelemesi ile üründe gizli ayıp bulunup bulunmadığını belirlemek gerektiği, keza aynı bilirkişi incelemesi ile arızada kullanım şartlarından kaynaklanan etkenlerin varlığı da araştırılıp davacının kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerle arıza meydana gelip gelmediğinin değerlendirileceği, davacı tarafın arızayı davalıya ihbar ettiği ve davalı tarafın üründe ayıp bulunduğunu kabul etmediği, parçayı ücretsiz biçimde yenisi ile değiştirmediğinin anlaşıldığı, bunun üzerine davacı tarafın bir tespit yaptırarak eşanjörü yenisi ile değiştirmiş bunun için gerekli 15.264,65 EURO ücreti karşıladığı, davacı tarafça Bursa Kapatılan 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/1398 D.iş sayılı dosyasına verilen raporda soğutucu sisteminde kullanılan suda herhangi bir olumsuzluk tespit edilemediği, sistemdeki titreşimin kabul edilebilir seviyede olduğu belirtilerek soğutucudaki delinmenin üretim hatasından kaynaklandığını, aynı adreste aynı marka kompresörler bulunduğunu ve onların soğutucularında arıza doğmadığını belirten bilirkişi, ürünün kullanma süresi nazara alındığında garanti kapsamında yenisi ile değiştirilmesi gerektiği görüşünün açıklandığı, tespit raporunu tarafların yokluğunda alındığı nazara alınarak bu kez davalının beyan ve savunmalarını da dikkate alacak şekilde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasının uygun görüldüğü, eşanjörün çalışma şartlarına doğrudan etki eden suyun asitlik seviyesi değerlendirmesi de yapılacağından heyete bir makina mühendisi bilirkişi yanında kimya metalurji konusunda uzman bir bilirkişi de katıldığı, bilirkişilerin uzmanlık alanları farklı olduğundan ve görüş bildirecekleri alanlar aynı olmadığından heyetin üç kişiden oluşturulmasına gerek görülmediği, zira bu iki bilirkişi arasında görüş farklılığının doğmasının söz konusu olmayacağı, neticede ortak rapor düzenleseler dahi farklı alanlarda görüş bildireceklerinden usul ekonomisi de gözetilerek iki kişilik heyet oluşturulması yeterli görüldüğü, heyetle birlikte mahallinde keşif icra edilerek, keşif sırasında sistemde kullanılan sulardan numune alındığı, sistemin çalışma şartlarının gözlemlendiği, keşif sırasında bilirkişilerin eşanjörün kesilip iç kısımları görülmeden görüş bildiremeyeceklerini beyan ettiği, bu sebeple kendilerine süre verilerek arızalı eşanjörün teslim edildiği, bilirkişilerin 03/01/2017 havale tarihli raporlarında su analizinin belirli periyotlarla yapılması halinde anlamlı bir sonuç doğabileceğini, tek bir rapora göre görüş bildirilemeyeceğini, işletmedeki suyun sürekli izlenerek kimyasal katkılarla su kalitesinin ayarlandığını, bu sebeple belli ölçüler içinde iniş çıkışların normal kabul edilmesi gerektiğini, soğutma suyunun aşınmada en büyük etken olduğunu ancak üründe korozyon izleri bulunmadığını, yüzeylerde makro ve mikro düzeyde korozyon bulunmaması sebebiyle alınan su örneklerinin analizinden yarar sağlanamayacağını, kullanıcı kaynaklı başka bir sebep görülmediğini, sıvama yöntemiyle yapılan borularda uzun bir süre sonunda bağlantılarda sızıntı görülmesinin normal olduğunu, fakat bu sızıntının çok daha uzun süre sonra ortaya çıkması gerektiğini, ortaya çıkan arızanın kullanıcı kaynaklı olmadığını, erken bakım gerektiren bir durum bulunduğundan satıcının sorumluluğu bulunduğunu beyan ettiği, eşanjörün arızalanmasına sebep olacak en önemli etkenlerden birinin soğutma sisteminde kullanılan suyun kalitesi olduğunun ortaya çıktığı, ancak su kalitesinin sürekli biçimde kötü olduğuna dair yeterli veri bulunamadığı, raporda da belirtildiği üzere su kalitesinde zaman zaman olumsuz değişiklikler yaşanabileceği, ancak su kalitesi sürekli izlendiğinden duruma müdahale edilip belli bir ortalama kaliteye ulaşılmasının esas olduğu, davacı tarafın bu şartları sağlamış olduğunun ürünün metal yüzeylerinde korozyon ve aşınma bulunmamasından anlaşıldığı, nitekim aynı iş yerinde aynı makinalardan kullanılmaya devam edileceği, suyun asitlik dengesinin her parçada aynı sürede etki göstermesinin beklenemeyeceği, ancak genel olarak sistemin çok daha uzun süreler sağlıklı biçimde çalıştığı da gözden kaçırılmaması gerektiği, arızalı parçanın kendisinden beklenen muhtemel kullanım ömründen çok daha kısa bir süre önce arızalandığı nazara alındığında ve aynı türden parçaların sistemde halen kullanılmaya devam edildiği gözetildiğinde üründe imalat kaynaklı bir hata bulunduğu sonucuna varıldığı, bu sebeple satıcı tarafın en azından garanti süresi içinde ürünü ücretsiz olarak yenisi ile değiştirmesi gerektiği, davacının parçayı değiştirmek için ödemek zorunda kaldığı 15.264,65 Euro ‘nun davalı tarafça karşılanması gerektiği, buna karşılık davacı tarafın iş gücü kaybı iddiasına dayalı tazminat talepleri haklı ve yerinde görülmediği, davacı tarafın tacir olduğu ve belli standart prosedürlere göre üretim faaliyeti sürdüren bir fabrikaya sahip olduğu, neticede insan yapısı olan bir çok parçanın zaman içinde arızalanmasının muhtemel ve beklenen bir durum olduğu, davacı tarafın bu ihtimali göz önünde bulundurarak meydana gelecek arızalar için acil önlem planları hazırlayarak hareket etmesi gerektiği, bir kompresöre ait ve nispeten basit bir soğutucu parçanın arızalanması sebebiyle koca fabrikada dokuz güne varan iş durması yaşanması makul kabul edilemeyeceği, davacı tarafın bu tür durumlara karşı hazırlıklı olup kısa sürede önlem alarak üretimini devam ettirmesi gerektiği, en azından somut olayda gecikmeli biçimde yaşandığı gibi hemen ürünün yenisi ile değiştirilmesinin sağlanması gerektiği, gerekirse ücretin derhal karşılanması gerektiği, ayıptan doğan sorumluluğun daha sonra tartışılmasının mümkün olduğu, zira arızalı olduğu söylenen parçanın yeni ile değiştirilmesi gerektiğinin gün gibi aşikar olduğu, parçanın tamir edilmesi gibi bir seçenek söz konusu olmayacağına, arızalı parça da davacı hakimiyet alanında kalmaya devam edeceğine göre davalı tarafın incelemelerini bitirmesini beklemenin yararı olmayacağı, bu tür arızaların her zaman olacak türden muhtemel arızalar olduğundan kısa süreli iş kayıpları parça ve makinaların üreticilerine yansıtılamayacağı, bu sebeple davacının fabrikada üretimin durmasından kaynaklanan zarara yönelik tazminat taleplerinin yerinde görülmediği, üstelik Türkiye’de çalışan ve Türkiye şartlarında üretim yapan, ürünlerini iç piyasaya da satan bir fabrikanın gelir kaybını Amerikan doları üzerinden talep etmesinin kabul edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.264,65-Euro alacağın 17/12/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı yan istinafında ;bilirkişi raporlarının kendi içinde çelişkili olduğu, makinenin üretimden kaynaklı gizli ayıbının bulunduğuna yönelik bir tespitin de bulunmadığını ,ayıp ihbarı ile ilgili hibir değerlendirme yapılmadığını, bu nedenle değiştirilen parca bedelinden sorumluluklarına dair kurulan hükmün kaldırılması ve davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı yan istinafında ; “…. arıza nedeniyle davacının üretimi durmuş, bedeli davalıya ödenmek zorunda kalınan yeni parçanın takılıp üretime geçilmesi arasında geçen 9 günlük sürede davacının üretim kaybı nedeniyle günlük 37.500,00.-Amerikan Doları olmak üzere ve toplamda 242.711,58.-Amerikan Doları’ndan az olmamak üzere zararının oluşmuştur. Polyester iplik üreticisi olan davacının zararı, yargılama sırasında yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenebilecektir. Davacının ürettiği polyester iplik alım ve satım değeri, Amerikan Doları ile değerlendirilmekte ve satışı da bu yabancı para birimi ile yapılmaktadır. Mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ….” beyanla kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; ticari satılan emtiadaki ayıp nedeni ile alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı yan satılandaki gizli ayıp nedeni ile makinede ücretsiz değişmesi gereken parçanın değiştirilmesi için yapılan gideri ve iş durma zararının giderilmesini talep etmiş; davalı yan satılanda ayıp olmadığını,ortaya çıkan arızanın kullanılan su kalitesizliğinden kaynaklandığını bunun sorumluluğunun da satıcıya yüklenemeyeceğini, kendilerine ihbar da yapılmadığını savunmaktadır. Davaya konu makine üzerinde gerek delil tespitine ilişkin ve gerekse mahkemece yaptırılan bilirkişi raporlarına göre arızanın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu ve kullanılan sudan kaynaklandığının saptanamadığı, değişen parça giderinin davalının sorumluluğunda olduğu belirlenmiş ve mahkemece rapor hükme esas kabul edilmiştir. İş durma kaybı ile ilgili olarak inceleme yapılmadığı , mahkemenin tacir olan davacının bu gibi durumlarda önlem alması gerektiği ,makul bir talep olmadığı ve döviz cinsinden talep edilemeyeceği gerekçesi ile talebin reddine karar vermiştir. Davacı yanın iş yerinin davaya konu makine arızası ve bu arızanın giderimine kadar geçen süre zarfında iş durması /azalması yaşayıp yaşamadığı, varsa bu durumun tamamen ilgili makine arızasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, iş yerinin kapasitesi, arıza tarihlerindeki mevcut siparişleri vb. kriterler gözetilerek zarar oluşup oluşmadığı ve miktarı konusunda hiç bir inceleme ve araştırma yapmadan salt tacir olan davacının bu gibi durumlara karşı hemen önlem alması gerektiği gerekçesine dayalı olarak istemin reddine karar verilmesi eksik inceleme ve araştırma ile ve bu konuda hiçbir delil toplanmadan verilmiş olmakla ; davalı yanın istinaf başvurusu incelenmeden, davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 2- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE , İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ,Yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-Davalı yan istinaf başvurusu incelenmediğinden yatırdığı peşin harcın ve başvuru harcının talebi halinde iade edilmesine 4-Davacı yanın istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırdığı peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 5- Davacı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan, başvuru harcı 85,70 TL, den ibaret yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 6- Diğer istinaf yargılama giderleri davalı avansından karşılanmış olmakla davalı yan üzerinde bırakılmasına 7 – İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/10/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.