Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5471 E. 2020/1748 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5471 Esas
KARAR NO: 2020/1748 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2017
NUMARASI: 2015/262 E. – 2017/24 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2020
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ tarafından verilen 16/02/2017 tarihli kararına karşı, davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı taraf dava dilekçesinde; müvekkiline ait … markasının müvekkili tarafından yaratılmış meşhur bir çikolata markası olup gerek Türkiye’de ve gerekse dünyanın bir çok ülkesinde yüksek bilinirliğe sahip olduğunu, davalıya ait … ve … markalarının müvekkil adına ülkemizde ve dünyanın bir çok ülkesinde tescilli tanınmış … markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davlının başvurularının dava konusu başvuruların müvekkilinden haberdar biçimde ve markasının itibarından yararlanma amacıyla gerçekleştiğinin aşikar olduğunu, bu nedenlerle 556 sayılı KHK. İlgili hükümleri uyarınca davalı adına haksız olarak tescil edilen ve dolayısıyla marka üzerinde öncelikli ve asıl hak sahibi olan müvekkil şirketin yıllardır üstün emek, para ve zaman harcayarak belli bir itibar kazandırdığı … ibareli markalar ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan … ve … markalarının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini, yargılama gideri giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesinde; … ibaresinin 556 sayılı KHK.nın 7/1 (c) maddesi kapsamında tek başına marka olarak tescil edilmeyecek vasıf bildiren bir ibare olduğunu ve davacıya bahşedilen münhasır bir koruma bulunmadığını, müvekkil markası ile davacı markası arasında iltibas yaratacak bir benzerlik olmadığını, davacının kötü niyet iddialarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının bilinen markasının … olduğunu, … ibaresinin çok sayıda firma tarafından kullanıldığını, … vasıf bildirir , herkes tarafından kullanılan bir marka olduğunu, müvekkilinin kötü niyeti olmadığını davanın reddini yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1.FSHHM’nin 16.02.2017 tarihli 2015/262 Esas – 2017/24 Karar sayılı kararıyla; “davalı tarafa ait … ve … markaları dikkate alındığında davacı tarafın … unsurlu tanınmış markası dikkate alındığında söz konusu … ibaresinin benzer olduğu … ibaresinin ayırt edicilik sağlamadığı, tanınmış davacı markasından yararlanma kapsamında kötü niyetli tescil olduğu, bir bütün halinde bakıldığında markaların aynı işletmeden gelen seri markalar imajı yarattığı ortalama tüketici nezdinde karıştırma ve bağlantı kurma ihtimalinin mevcut olduğu ve markaların aynı sınıf ve emtia grubunu da tescilli olup karıştırılma ihtimali bulunduğu” gerekçesiyle; davacı tarafın davasının kabulü ile davalı tarafa ait … … ve … … markalarının davacı tarafa ait … esas unsurlu markalar dikkate alınarak benzer nitelikte seri marka imajı yarattığından hükümsüzlüklerine, TPE kayıtlarından terkin edilmelerine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; bilirkişi rapor ve ek raporunda yapılan tespit ve değerlendirmelerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, markaların aynı veya benzer olduğu tespit ve değerlendirmelerinin hatalı olduğunu, müvekkilinin dava konusu markalarının esas unsurunun …, davacının markalarının esas unsurunun … olduğunu, davacının markaları bölerek … ibaresi üzerinde kendisine bahşedilmiş münhasır bir koruma varmış izlemini yaratmak istediğini, oysa davacı tescilinden önce dava dışı … AŞ adına tescilli … markası bulunduğunu, TPE’nin 3.şahıslar adına tescilli markalar olduğunu bilerek davacının … markasını tescil ettiğini, davacının 3 adet marka tesciline dayanarak seri markalar oluşturduğu ve müvekkilinin de dava konusu markalarının bu seri markalarla karıştırılma riski bulunduğu gerekçesine dayanmasının haksız ve hukuka aykırı bulunduğunu, -… ibaresinin tanınmışlığı ile ilgili olarak bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını, davacının tanınmışlığı ispatlayamadığını, sunulan bilgi ve belgelerinin tamamının … markasına ilişkin olduğunu, … A.Ş.’ye kesilen 7 adet faturada onay bulunmadığını, Yargıtay’ın emsal kararları ve TPE uygulamalarında tanınmışlığın kabulü için öncelikli kriterin markanın kullanıldığı ürün veya hizmetin satış hacmi olduğunu, biran için faturaların doğru olduğu kabul edilse dahi toplam satış rakamının 223.209,78 CHF olduğunu, … ibaresi için Türkiye’de tanıtım ve reklam yaptığını gösterir fatura dahil herhangi bilgi ve belge bulunmadığını, bu markanın dünya çapında tescilini gösterir listenin resmi veriye dayanmadığını, davacının ürün tanıtımını gösterir resimlerinin her daim yaratılabilecek basit görseller olduğunu, şirket tarihçesi adı altında sunulan tanıtım dökümanının yabancı dilde olduğunu, sonradan düzenlenmiş olabileceğini, davacı delilleri arasında yer alan muhtelif marketlerde satışa sunulduğunu gösteren resimlerin alelade ve üzerlerindeki tarihlerin davacı tarafından konulduğunu gösterdiğini, … markasının sektörel açıdan nispeten daha bilinir bir marka olduğunu kabul etmekle birlikte … markası ile kullanılan her ibarenin aynı düzeyde tanınmışlığa haiz olduğunu göstermeyeceğini, -… ibaresinin 556 sayılı KHK 7/1-c maddesi kapsamında tek başına marka olarak tescil edilemeyecek vasıf bildiren bir ibare olduğunu, mükemmel anlamına geldiğini, ülkemizde yaygın olarak bilindiğini, KHK 12.maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına uygun kullanımın ve tescilinin engellenmesi yönündeki taleplerin mümkün olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; müvekkilinin … ibaresinin aynı sektörde başka bir çatı marka ile kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu, -… TARIM ÜRÜNLERİ firması adın başvurusu yapılan … sayılı … markasının hükümden düştüğünü, geçerli olmadığını, … çikolata adına tescilli markada da bu ibarenin anlamını belirten ve marka niteliğine haiz olmayan bir biçimde kullanıldığını, -müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, sektör bilirkişisinin de yer aldığı bilirkişi heyetinin bu hususu ortaya koyduğunu, -sunulan faturaların usul ekonomisi gereğince tüm satışlara ilişkin faturalar sunulamayacağından yeterli görüldüğünü ve tamamının … markasına ilişkin olduğunu, -müvekkilinin ürünlerinin yalnızca marketlerde değil, kitapçılar, kırtasiyeler ve benzin istasyonlarında da satışa sunulduğunu, -müvekkilinin yurtdışı menşeili olduğunu ve yurtdışı tescil belgelerinin sunulduğunu ancak 30.sınıfta tescilli olduğunun görüldüğünü, markaların benzer olduğunu, -30.sınıfta yer alan ürünler açısından cins vasıf belirten ibare olmadığını, Çikolata emtiası yönünden tanımlayıcılığının bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; Taraflara ait marka tescil kayıtlarından; davalı tarafa ait … markasının 14.01.2013 başvuru tarihli ve … sayılı, 14.01.2013 başvuru tarihli … sayılı … davalı adına tescilli olduğu geçerliliklerini koruduğu davacı adına 21.08.2006 başvuru tarihli … markasının 30. Sınıfta … sayı ile 16.03.2012 başvuru tarihli … şekil markasının … sayı ile 29.02.2000 başvuru tarihli … sayılı …, 19.01.2000 başvuru tarihli … sayılı … markasının, 01.10.2013 başvuru tarihli 2013/81974 sayılı … markasının 30. sınıfta tescilli olduğu gelen kayıtlardan anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 3 kişilik bilirkişi heyet raporunda; davacı adına tescilli … markasının davalı tarafın marka başvurusunda bulunduğu 2013 yılı itibariyle sektörel tanınmışlığı aşan bir tanınmışlığa sahip olduğu, davacı adına tescilli ve tanınmış marka konumundaki … sözcüğü içeren markalar ile davalı adına tescilli … markalarının aynılık derecesinde benzer olduğu, … ibaresinin vasıf belirtmediği beyan edilmiş, rapora itiraz üzerine mahkemece alınan ek raporda; davaya konu ibarenin bilinilirliğinin sağlandığı kuvvetli reklam, garanti ,kalite ve yaygın dağıtımı olduğu … markasının 2013 yılı itibariyle sektörü aşan genel bir tanınmışlığının olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; … … ve … … markalarının davacı tarafa ait tanınmış ve seri marka niteliğindeki … esas unsurlu markalar dikkate alınarak, kötüniyetli tescil edildiğinden bahisle hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; … ibareli dava dışı şirketlere ait tescilli markalar bulunduğunu, bunun … ibaresi üzerinde davacının münhasır korumasının bulunmadığını gösterdiğini, markaların aynı veya benzer olmadığını, tanınmışlık tespitinin hatalı olduğunu ve bu ibarenin KHK 7/1 (c) maddesi gereğince cins vasıf bildirdiğini beyan etmiştir.Davacı adına en eskisi 19/01/2000 başvuru tarihli … asıl unsurlu, 30. Sınıfta markaların tescilli olduğu, davalının hükümsüzlüğü istenen markalarının da yine aynı sınıfta ve … unsurlu olduğu anlaşılmaktadır. … ibaresi davacının ticaret unvanının unsuru ve çatı markasıdır. Davalı tarafça … ibaresinin İngilizce de “…” anlamına geldiği ve tescil edildiği çikolata emtiasında cins vasıf bildirdiği ileri sürülmüşse de; davacı adına … ibareli seri markaların çikolata emtiasında 2000 yılından beri tescilli olduğu ve ayırt edicilik kazandığı, davalı tarafça markaların başına … ibaresinin getirilmesi ve 2013/03140 sayılı markada … ibaresinden bir harfin (… harfinin) eksiltilmesinin markaya ayırt edicilik kazandırmadığı, ilk derece mahkemesinin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda … markasının, tanınmışlık kriterleri yönünden usulüne uygun incelemesinin yapılmadığı ileri sürülmüşse de, … ibareli 30. Sınıfta tescilli davacı markalarının,davacı tarafça sunulan yurt dışı tescil kayıtları, görseller, faturalar , tescil kayıtları ve ibraz edilen faturalardan uzun yıllardır Türkiye’de tescilli olduğu ve satışının yapıldığı, sektörel olarak tanınmışlığının sabit olduğu, aynı sektörde olan davalının davacı markasından haberdar olmamasının ve … markasını tesadüfen bulduğunun düşünülemeyeceği, davalının markasını davacı markasının bilinirliğinden faydalanmak amacıyla ve davacı markasına benzeterek aynı sınıflarda tescil ettirmesinin kötü niyetli olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, Bakırköy 1.FSHHM’nin 16.02.2017 tarihli 2015/262 Esas – 2017/24 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davacı tarafın davasının kabulü ile davalı tarafa ait … … ve … … markalarının hükümsüzlüğüne, -TPE kayıtlarından terkin edilmelerine, -Karar kesinleştiğinde TPMK’na gönderilmesine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; -Davacı taraf tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru, 27,70 TL peşin toplam 55,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, alınması gereken 54,40 TL harçtan, bakiye 25,70 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına, -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 2.860,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan tahsili, davacı tarafa ödenmesine, -Davacı tarafından yapılan 285,50 TL tebligat ve müzekkere gideri 2.250,00 TL bilirkişi ücreti toplam 2.535,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Artan avans giderinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı tarafın istinafı yerinde görülmediğinden alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -İstinaf yargılaması için davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 41,70 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 19/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.