Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5445 E. 2020/1575 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5445 Esas
KARAR NO : 2020/1575
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2017
NUMARASI : 2016/9 2017/430
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin 05/10/2015 tarihli ve 65.348,40 TL bedelli fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, davalının alacağı ödememesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, icra takibinin 33.842,40 TL bakiye asıl alacak üzerinden 07/12/2015’den itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline ve davalının %20 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 03/05/2017 havale tarihli ıslah ve beyan dilekçesinde, taleplerinin 65.348,40 TL olan faturanın bakiyesine itirazın iptali davası olduğunu, bilirkişi tarafından tespit edilen 28.443,40 TL ile müvekkilinin talep ettiği tutar arasındaki 5.399,00 TL’lik farkın icra dosyasındaki ferilerden kaynaklandığını belirterek bakiye 28.443,40 TL’nin icra masrafı, icra vekalet ücreti, icra harçları ile birlikte ödeme emri tebliğ tarihi olan 07/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle davalıdan tahsili ile %20 oranında inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan su jeti hortum başlığı emtiasını almak için anlaştıklarını, faturada belirtilen fiyatın fahiş hata ile fazla gösterildiğini, davacı ile yapılan görüşmede sorunun halledileceğini söylediklerini, ancak davacının takip yapmayı tercih ettiğini, piyasada emsal ürün araştırması yapıldığında davacının sebepsiz zenginleşme amacıyla hareket ettiğinin anlaşılacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, buna göre davacının alacağını ispatladığının kabulü gerektiği, davalının fahiş hata ile yüksek fiyattan fatura düzenlediğine ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceği, davalının ödediği 31.506,00 TL asıl alacaktan düşüldüğünde davacının halen 33.842,40 TL alacaklı bulunduğu, davacının 03/05/2017 tarihli ıslah ve beyan dilekçesi gözetildiğinde, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 28.443,40 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; takibe konu alacağın verilen teklifler doğrultusunda hesaplanan tutarının taraflarınca kabul edildiğini ve ödendiğini, icra dosyasına müvekkili tarafından 31.506,00 TL’ye denk gelecek şekilde 36.905,00 TL yatırıldığını, faturada fahiş hata yapıldığını, davacının düzelteceğini söylemesine rağmen takip başlattığını, davacının faturasının sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikte olduğunu, davacının dava dilekçesi ekinde sunulan 24/11/2015 tarihli BA/BS mutabakatının müvekkilini doğrular nitelikte bulunduğunu, müvekkilinin sadece faturayı kontrol edip yanılgıya düştüğünü, mahkemenin emsal ürünlerin fiyatlarını ve özelliklerini dikkate almadığını, bu konuda araştırma yapmadığını, bilirkişi raporunun faiz konusundaki beyanlarının kendilerini destekler nitelikte olduğunu, davacının müvekkilini temerrüde düşürmediği için işlemiş faiz talep edemeyeceğini, bu bakımdan mahkemenin faiz hususuyla ilgili kararının yerinde olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasında 65.348,40 TL’si asıl alacak, 1.105,48 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 66.453,88 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, dayanak olarak fatura, irsaliye ve 24/11/2015 tarihli BA/BS mutabakatını gösterdiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davalının itirazında faturanın 31.506,00 TL’lik kısmını kabul ettikleri, asıl alacağın bakiyesi olan 33.842,40 TL’lik kısmına ise itiraz ettiklerini bildirdiği görülmüştür. İcra dosyasının incelenmesinde; davalı tarafça takipte kabul edilen kısımla ilgili olarak 15/12/2015 tarihinde icra dosyasına 36.905,00 TL ödeme yapıldığı, bu miktardan 34.487,72 TL’sinin 17/12/2015’de davalı vekiline reddiyat yapıldığı görülmüştür.Takip ve dava konusu faturanın 05/10/2015 tarihli, 65.348,40 TL olduğu, içeriğinin su jeti hortum başlığı olduğu görülmüştür. Davacı tarafından sunulan 24/11/2015 tarihli BA/BS mutabakatı konulu belgenin incelenmesinde; davalı tarafından muhasebe bölümüne gönderilen yazıda davacı firmaya 55.380,00 TL borçlu olduklarına dair mutabakat yazısı gönderdiği, muhasebeci … tarafından mutabıkız şeklinde kaşe ve imza atıldığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; dava konusu faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının davacıya 28.443,40 TL borçlu olduğu, davacı kayıtlarında ise davalıdan 38.245,52 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının söz konusu faturaya süresinde itiraz etmediği, fatura tutarı olan 65.348,40 TL’den davalının icra dosyasına yatırdığı 36.905,00 TL düşüldüğünde davacının 28.443,40 TL alacaklı olduğunun hesap edildiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalının aldığı mal bedellerinden bakiye kısmını ödemediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının fahiş fatura düzenlediğini savunmuştur. Yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, dava konusu faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf, faturadaki fiyatın fahiş olduğunu ve bu durumun davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açtığını ileri sürmüş ise de, faturaya süresi içerisinde itiraz etmediğinden fatura içeriği kesinleşmiştir. Kaldı ki defterlerine işlemekle kendi aleyhine de kayıt oluşturmuştur. Davalı taraf tacir olup işlem ve eylemlerinde basiretli davranmak zorundadır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Alacak faturaya dayalı olup likit nitelikte olduğundan, icra inkar tazminatına yönelik istinaf talebi de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 1.942,97 TL harçtan, peşin alınan 485,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.457,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/10/2020