Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5436 E. 2018/798 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5436 Esas
KARAR NO : 2018/798
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2017
NUMARASI 2009/148 E. – 2017/21 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım
KARAR TARİHİ: 27/03/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili, “müvekkilinin … nezdinde … ve … no’lu tasarım tescil belgeleri bulunduğunu, bu kapı tasarımlarının davalı tarafça çok benzerleri üretilip satılarak müvekkilinin tasarım hakkının ihlal edildiğini,” iddia ile tasarım hakkına tecavüzün tespitini ve men’ini, şimdilik 1.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalı’dan tahsiline, verilecek kararın ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, “davacı tarafın tasarım hakkına tecavüz iddiasının doğru olmadığını, bu yönde bir delil sunulmadığını, tecavüzün söz konusu olmadığını, davacının tasarımlarının 554 sayılı KHK’ya aykırı olarak tescil edildiğinin, davalı tasarımların ayırd edici olmadığını ve koruma şartlarını taşınmadığını,” iddia ile davacıya karşı davalıya ait 2002/01564 sayılı saklı tasarımın 1, 2, 3, 7, 9 ve 12 no’lu, 2012/01565 sayılı tasarımın 2 no’lu tasarımın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini, asıl davanın reddini talep ve dava etmiştir. İstanbul 3.FSHHM, davacının dayandığı tasarımların hükümsüzlüğü talepli olarak İstanbul 2.FSHHM’de açılmış 2010/38 E. sayılı hükümsüzlük davasını bekletici mesele yaparak bu davanın sonucunu beklemiş ve sonucunu beklediği davada hükümsüzlüğü istenen 2002/01564 – 1, 2, 3, 7, 9 ve 12, 2012/01565-2 sayılı tasarımları hükümsüzlüğüne karar verildiği ve bu hükümsüzlük kararının da Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 18.03.2015 tarihli onama ilamı ile onandığı, KD isteminin de reddedildiğini gözeterek hükümsüzlük kararının sonuçlarının geçmişe etkili oluşu, böylece asıl davanın dayanağının kalmayışı, karşı davanın ise konusuz kalmış oluşu nedeniyle asıl davanın reddine, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair 07.02.2017 tarihinde karar vermiş, bu karara karşı davacı-karşı davalı vekili 22.08.2017 harç tarihli dilekçe ile istinaf isteminde bulunmuştur. Davacı-karşı davalı vekili istinafında, ” Her ne kadar İstanbul 2.FSHHM’nin 2010/38 E.sayılı dosyası ile müvekkilinin tasarımlarının hükümsüzlüğüne karar verilmiş ise de, davalının müvekkilinin katologlarında korner kapı olarak geçen kapı tasarımlarının çok benzerlerinin davalı tarafından üretilip satıldığını ve müvekkilinin fikri haklarına tecavüz edildiğini, hükümsüzlük kararının, davanın reddi için yeterli görüldüğü, bu hususun düzeltilmesi gerektiğini, karşı davada davanın konusuz kaldığı yönünde kaarr verildiğini, ancak müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, karşı davacının bu davayı keyfi olarak açtığını, müvekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini,” iddia ile kararın kaldırılmasını ve müvekkilinin davasının kabulünü talep etmiştir. Davalı karşı davacı istinafa cevabında, “görünmeyen tasarımların korunamayacağını, tasarımlardaki profiller birleştirildiği zaman görünen yüzey bakımından ortaya kapı tasarımı çıktığını, yenilik ve ayırd edilirlik vasıflarının bulunmadığını, davacının tasarımlarının hükümsüzlüğüne karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davacı tasarımlarının harcı alem tasarımlar olduğunu, hükümsüzlük kararının sonuçları geçmişe etkili olduğundan, bir tecavüzden söz edilemeyeceğini, müvekkili açısından bir hak kaybı yaşanmaması ve müvekkili aleyhine yanlış bir karar verilmemesi için karşı davanın açıldığını, karşı davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın karşı taraf olduğunu,” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.Asıl dava tasarım hakkına tecavüzün tespiti ve men’i maddi ve manevi tazminat davası, karşı dava ise tasarımın hükümsüzlüğü davasıdır.Davacı taraf … nezdinde tescilli 2002/01564 ve 2002/01565 sayılı tasarımın tescillerine dayalı olarak talepte bulunmuş, karşı davacı ise davacının dayandığı 2002/01564- 1,2,3,7,9,12 ve 2002/01565-2 sayılı tasarım tescillerinin hükümsüzlüğünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, aynı tasarımlarla ilgili olarak İstanbul 2.FSHHM nezdinde görülen 2010/38 E., 2016/296 K.sayılı tasarım hükümsüzlüğü davasının sonucunu bekletici mesele yaptığı ve sonucu beklenen bu davada mahkemenin, davalıya ait profil tasarımlarını görünür olmaması ve harcı alem tasarım olması gerekçesiyle hükümsüzlüğüne dair kararının, Yargıtay 11.HD’nin 18.03.2015 tarih ve 2014/17825 E., 2015/3747 K.sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme talebinin de 26.01.2016 tarih ve 2015/7589 E., 2016/782 K.sayılı kararla reddedildiği, böylece davacı tarafın dayandığı tasarımların hükümsüzlüğüne dair mahkeme kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 554 sayılı mülga KHK’nın 45.maddesine göre bir tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi durumunda tescil ile sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır. Dolayısıyla hükümsüzlük kararı geriye dönük etkiye sahiptir. Somut davada davacının dayandığı tasarımların, başka bir mahkeme kararıyla hükümsüz kılınmış oluşu ve kendisine karşı dava açılan davalının da karşı dava olarak tasarım hükümsüzlüğü davası açmasında hukuki yararının mevcut olması, karşı davaya karşı derdestlik itirazında bulunulmamış olması ve tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmekle, her ne kadar kesinleşen hükümsüzlük kararı nedeniyle karşı davada esas hakkında yer olmadığına karar verilmiş ise de, sonuç itibariyle davalı-karşı davacının karşı dava yönünden de haklı çıkması nedeniyle istinaf isteminde bulunan davacı-karşı davalı taraf lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin de davalı-karşı davalı taraf üzerinde bırakılmasında bir hukuka aykırılık görülmemiş, davacı tarafın istinaf isteminin bütünüyle reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle: Yukarıda açıklanan gerekçe ile yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacı-karşı davalı’dan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 27/03/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.