Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5414 E. 2018/211 K. 09.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/5414 Esas
KARAR NO : 2018/211
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2016
NUMARASI : 2016/81 2016/81
DAVANIN KONUSU : Tespit (D.İş)
KARAR TARİHİ : 09/02/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tespit isteyenler vekili, karşı tarafın 20 Nisan 2016 tarihinde Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat aldığı, … 200 mcg/2ml i.v Konsantre İnfüzyon Çözeltisi içeren ….isimli ilacının müvekkillerinden …un sahip olduğu … nolu patentine tecavüz teşkil ettiğini belirterek öncelikle başka inceleme yapılmaksızın karşı tarafın söz konusu ürünlerin üretimi, ithalatı , tanıtımındaki herhangi bir şekilde ticarete koymasının, elinde bulundurmasının önlenmesine, elindeki ürünlerin ve bu ürünlerin dağıtımı ve tanıtımı için hazırlanmış basılı malzeme ve diğer tanıtım malzeme araçların ve materyallerin toplanmasına ve muhafaza altına alınmasına, karşı tarafın bu ürünle ilgili geri ödeme yapılması için SGK’ya başvurmasının önlenmesine, bu ürünün geri ödemesi yapılacak ilaçlar listesinden çıkarılmasına, SGK tarafından ödenmesinin önlenmesine ve…. isimli ürüne ait ruhsatın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine karar verilmesini ve bu işlemlerle ilgili tespit yapılmasını istemiştir.
Mahkemece, tensiple birlikte 1 nolu ara kararda tespit ve tedbir konusu olan… isimli ürüne ait ruhsatın üçüncü kişilere devrinin tedbiren önlenmesine ve bu hususta Sağlık Bakanlığı’na yazı yazılmasına karar verilmiştir.
Karşı taraf vekili, müvekkilinin ürünü ile ilgili olarak tüm kayıtların bakanlık ve kurumlarda mevcut olduğunu, olayda delil tespiti gerektiren bir durum olmadığı gibi tedbir kararı verilmesinin ve şartlarının gerçekleşmediğini, ayrıca ortada açık bir patent tecavüzü de bulunmadığını bildirmiştir.
Mahkemece, Ankara 4 nolu FSHHM aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, sunulan 12/04/2017 günlü Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi ile Kimya Mühendisi tarafından düzenlenen raporda; davalının ürününün davacının patentinde koruma altına alınan kullanımdan farklı olduğu ve davacının patentine birebir veya eşdeğer tecavüzün söz konusu olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Mahkemece, 29/11/2016 tarihli duruşmanın 4 nolu ara kararı doğrultusunda gelen rapor üzerine ihtiyati tedbir talebi dosya üzerinden değerlendirilmiş ve 15/05/2017 günlü ara kararı ile tedbir kararı verilmesini gerektirecek nitelikte bir tecavüzün bulunmdaığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, işbu karar ihtiyati tedbir isteyenler vekilince istinaf edilmiştir.
İhtiyati tedbir isteyenler vekili, istinaf sebebi olarak mahkemenin bilirkişi raporuna karşı itiraz hakkını kullandırmadığını, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, esasen teknik uzmanlığı olmayan kişilerin dahi çok basit bir karşılaştırma yapmak suretiyle karşı yanın … adlı ürünün müvekkilinin … nolu patentini doğrudan ihlal ettiğinin tespitinin mümkün olduğunu, tecavüzün somut delillerle sabit olduğunu, yaklaşık ispat kuralının fazlasıyla gerçekleştiğini, mahkemenin uzun bir süre tedbir talebini değerlendirmeyip sonrasında bilirkişi incelemesine karar verdiğini, rapora karşı itiraz hakkının kullandırılmadığını, müvekkiline ait patentin tıbbi kullanım patenti olup deksmedtomidin etkin maddesini içeren bir ürünün yoğun bakım ünitesi sedasyonunda kullanım maksadıyla bir ilacın üretimin kullanımı ile patent tecavüzünün gerçekleşmiş olduğunu, karşı yana ait … ilacının KÜB ve KT’de belirtilen özellikleriyle müvekkiline ait patent istemlerinin karşılaştırılması ile açık bir şekilde ortaya çıktığını, Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu müzekkere cevaplarının iddiaların doğruluğunu ortaya koyduğunu, buna göre karşı tarafın 20/04/2016’da ruhsat aldığını, ilacın etkin maddesinin deksmedtomidin hidroklorür olduğu, yine bu ilacın yoğun bakım ünitelerinde tedavi esnasında başlangıçtan itibaren entübe edilmiş ve mekanik olarak ventile edilen ve uyarılabilir ve yönlendirilebilir olmayan hastaların sedasyonunda endike olduğunun teyit edildiğini, bu cevapların patente tecavüz durumunu ortaya koyduğunu, bu hususların bilirkişi raporunda da tespit edilmesine rağmen bilirkişilerin ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiği yönünde patent hukuku ile tümü ile ters bir karara vardıklarını, bu hususun bilirkişilerin patent hukuku alanındaki bilgi eksikliğinden kaynaklandığını, bilirkişilerin müvekkiline ait patentin 1 nolu istemini incelediklerini, ancak bunu yaparken 1 nolu istem kapsamının aslında patentin tarifnamesinde yer alan ve tescil süresince patent sahibi tarafından beyan edildiği iddia edilen bir takım unsurlarla daraltılması gerektiğini iddia ettiklerini, bu durumun bilirkişilerin uzman olmadığını gösterdiğini, müvekkilinin 1 nolu isteminde “hastaların uyandırılabilir olup olmadıklarına ilişkin unsur ” yer almadığını, dolayısıyla müvekkilini böyle bir unsura dayanarak tecavüz iddiasını ileri sürmediğini, bilirkişi raporunun 16.sayfasında yer alan karşılaştırmalı tabloda müvekkilinin patentinin i)deksmedtomidin etken maddesinin ii)yoğun bakım ünitesi sedasyonu maksadıyla kullanımı unsurlarının her birinin tecavüz iddiasına konu … ürününün KÜB’ünde açıklandığını tespit ettiklerini, esasen bu noktada patente tecavüzün ortaya konduğunu, tedbir kararı verilmemesi nedeniyle müvekkilinin büyük zararlara uğradığını bildirmiştir.
TPE’den ihtiyati tedbir isteyenlere ait …. sayılı patent tescil dosyasının dosya içeriğine alındığı görülmüştür.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 17/11/2016 günlü cevabi yazısı ile karşı tarafa ait ilaç ruhsatının üçüncü kişilere devrinin tedbiren önlenmesi amacıyla tedbir kaydı düşüldüğü bildirilmiştir.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 17/11/2016 günlü cevabi yazıda, karşı tarafa ait ruhsatlandırılmış ilaca ait etken maddesinin deksmedtomidin klorür olduğu bildirilmiştir.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 17/11/2016 günlü cevabi yazıda, karşı tarafa ait ilacın kısa ürün bilgisi de yer alan ifadenin “yoğun bakım ünitelerinde tedavi esnasında başlangıçtan itibaren entübe edilmiş ve mekanik olarak ventile edilen ve uyarılabilir ve yönlendirilebilir olmayan hastaların sedasyonunda endikedir” şeklinde olduğu bildirilmiştir.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 17/11/2016 günlü cevabi yazıda, karşı tarafa ait ilaca … ürününe referans vermek suretiyle 20/04/2016 tarih ve 2016/367 sayılı ruhsatname düzenlendiği ve teslim edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Talep, ilaç patentine tecavüz edildiği iddiasıyla tespit ve tedbir talebine ilişkindir. Talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda: tarifnamede buluşla beraber ulaşılan sedasyonun hastanın oryante edilebilir, yardımcı , sakin ve sorulara cevap verebilir biçimde olmasını sağladığı, dolaysıylada buluşun her türlü sedasyonu değil,oryante edilir sedasyonu kapsadığı,koruma kapsamının eşdeğer unsurlarla genişletemeyeceği aleyhine tespit istenenin ürününün delil tespiti isteyen tarafın patentinde koruma altına alınan kullanımdan farklı olduğu, birebir veya eş değer tecavüzün söz konusu olmadığı belirtilmiş olup belirtilen rapora göre verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Tespit ve tedbir isteyenler vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın tespit ve tedbir isteyenler vekilinden tahsili ile hazineye irad kaydına,
Tespit ve tedbir isteyenler tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.09/02/2018