Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5383 E. 2020/1581 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5383 Esas
KARAR NO : 2020/1581 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2017
NUMARASI : 2016/476 E. – 2017/674 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 18/07/2017 tarihli kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine, dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında mevcut olan satım sözleşmesi ticari ilişkisinden kaynaklanan toplam 11.347,56 TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde ; itirazın iptali davasının süresinde açılmadığı, dava dilekçesinin HMK.119’daki içerikli olmadığı, davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı taraflar arasında ticari ilişki bulunmasına rağmen müvekkilinin tüm ediminin yerine getirdiği ve borcunun bulunmadığı , faiz isteminin yerinde olmadığı alacağın likit olmaması nedeni ile icra inkar tazminatı isteminin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/07/2017 tarihli 2016/476 Esas-2017/674 Karar sayılı kararıyla; “Taraflar arasında satım sözleşmesi bulunduğu, sözleşme gereğince davacının edimini yerine getirerek sözleşme konusu malın teslim ettiğinin, taraf defterleri ile sabit olduğu, süresi içerisinde satıma konu emtiada ayıp bulunduğu hususunun davalı yanca savunulmadığı, bu durumda sözleşme bedelinin tamamının ödendiğinin usulüne uygun deliller ile kanıtlanmadığı, taraf defterlerinde sözleşmenin bir kısım bedelinin ödendiğinin kayıtlı olduğu, ancak davalı kayıtlarında bulunan 13/12/2013 tarihli 9.734,56-TL ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmaması nedeni ile cari hesapta mutabakatsızlık bulunduğu, davalının defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen bu ödemenin yapıldığına ilişkin usulüne uygun kanıt sunulmadığı” gerekçesiyle; davacı vekilinin davasının kısmen kabulüne, davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 9.734,56-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 oranında yasal faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, davalının, hükmedilen alacağın %20’ı olan 1.946,91-TL icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVRUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davacı tarafa borcunun bulunmadığını, kısmen kabul kararının hukuka aykırı olduğunu, icra takibinde talep edilen 9.734,56 TL bedelin müvekkilinin taşeronu … tarafından 13/12/2013 tarihinde ödendiğini, bu hususun defter kayıtlarıyla da sabit olduğunu, alacak likit bulunmadığından inkar tazminatına karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini, zamanaşımı itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vermemiştir.
DELİLLER; Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının 03.03.2016 tarihinde davalı aleyhine Bakırköy icra dairesinde takip başlattığı, yetki üzerine dosyanın Büyükçekmece … İcra Müdürlüğüne gönderilerek yeniden ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı tarafından 01/04/2016 tarihli dilekçesi ile süresinde borç ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı görülmüştür.İlk derece mahkemesince; taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda alınan 06/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı taraf defterlerinin süresinde tasdik edilmesi nedeni ile sahibi lehine delil olduğu, davacı defterlerine göre takip tarihi itibari ile 9.734,56-TL alacak bulunduğu, davalı defterlerinin usulüne uygun kapanış tasdiki yapılmadığından ve 2016 yılı defterleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliğinde bulunmadığı, davalı defterlerinde borç kaydının bulunmadığı, aradaki farkın davalı defterlerinde kayıtlı bulunan 13/12/2013 tarihli …. ödemesi olarak kaydedilen, 9.735,00-TL’lik ödemeden kaynaklandığı, davacı defterlerinde … ödemesinin kayıtlı olmadığı, davalının ödemeye ilişkin belge sunmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 9.734 TL alacaklı olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E : İtirazın iptali taleple davada; Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyasında, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalının istinaf başvurusunda zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılıyorsa da; davaya konu alacağın, taraflar arasındaki alım satım ilişkisinden kaynaklanan 30/04/2014 tarihi itibarıyla cari hesap alacağı olduğu ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, 03/03/2016 takip tarihi itibarıyla zamanaşımı süresi dolmadığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacının başlattığı icra takibine davalının borcu bulunmadığından bahisle itiraz ettiği, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, tarafların ticari defterlerinde karşılıklı olarak faturaların kayıtlı olduğu, defterler arasındaki farkın davalı defterlerine kaydedilen 13/12/2013 tarihli … ödemesi olarak kaydedilen, 9.735,00-TL’lik ödemeden kaynaklandığı, bu ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davalı tarafça ödeme belgesi sunulmadığı, ispat yükünün davalıya geçtiği ve ödeme savunmasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek, likit olan alacak hakkında inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 664,96 TL harçtan, peşin alınan 197,54 TL harçtan mahsubu ile bakiye 467,42 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 53,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.