Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5371 E. 2020/1589 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5371 Esas
KARAR NO : 2020/1589 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 22/05/2017
NUMARASI : 2016/233 E. – 2017/462 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 22/05/2017 tarihli kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine, dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı borçlunun, müvekkili şirketten 9.261,14 TL tutarında ürün satın aldığını, bu borcun 4.000TL’lık kısmını, 19/08/2014 tarihinde banka havalesi ile ödediğini, bakiye ödenmemiş olduğunu, davalı tarafça başlatılan icra takibine, itiraz ettiğini, müvekkilinin düzenlediği ve davalı borçlunun itirazının olmadığı faturalardan kaynaklı 5.261,14 TL tutarındaki borcunun bulunduğunu,, borçlu şirketin borcu ödememek ve sürüncemede bırakmak maksadı ile ürünleri teslim aldıktan itibaren yaklaşık bir yıl sonra ürünlerin hatalı olduğunu ve hatalı döşendiğini iddia ederek Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/1206 Esas sayılı dosya ile tespit davası açtığını, davalı borçlunun iddia ettiği hataların, ürünlerin zemine döşenmesi esnasında zemin tesviyesinin düzgün yapılmamış olması sebebi ile meydana geldiğini, bu hususun müvekkilinin bayisi olduğu … eksperi … tarafından da tespit edildiğini, beyan ederek borçlunun itirazının iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafça davaya cevap verilmemiş, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; ödeme emrine itiraz dilekçelerinde malların ayıplı olduğunu beyan etmelerine rağmen bilirkişi raporunda sadece ivazın ödenip ödenmediği üzerinde durulduğunu, davacının edimini yerine getirmediğinden müvekkilinin borcunun doğmayacağını, mahallinde keşif yapılması gerektiğini beyan ettiği görülmüştür.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2017 tarihli 2016/233 Esas-2017/462 Karar sayılı kararıyla; hesap bilirkişisinin raporu karara esas tutularak davanın kabul edilerek inkar tazminatına hükmedildiği, karar gerekçesinde açıklanarak; “Davanın kabulüne, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı şirketin 5261,00TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına, 5.261,00TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına, 5.261,00TL’sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin icra dosyasına ibraz ettiği itiraz dilekçesinde, satılan malların ayıplı olduğundan bahisle, takibe, borca, faizlere ve faiz oranına itiraz ettiğini, mahkemenin bu hususu dikkatten kaçırarak karar verdiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, malın ayıp nedeniyle kullanılamaz olması nedeniyle müvekkilinin davacıya ivaz ödemesinin düşünülemeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vermemiştir.
DELİLLER; Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının celp ve tetkikinde; davacı tarafından borçlu … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. – … aleyhine 5.261,00 asıl alacak 525,38 işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.786,38 TL alacak için 5.261,00 TL asıl alacak (29.08.2014 tarihli) dayanak gösterilerek takip başlatıldığı, davalının süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, davalı tarafın faturalara konu malın ayıplı çıktığından bahsettiği bu hususta beykoz sulh hukuk mahkemesinde 2015/1206 Esas sayılı dosya ile tespit davası açtıklarını söyleyerek itiraz ettikleri görülmüştür.Dosyaya UYAP üzerinden celp edilen örneğinden; mahkemenin 07/09/2015 tarihinde açılan davada, davalı borçlu tarafça, bodrum katına yapılan seramiklerin ayıplı olup olmadığının tespitinin talep edildiği, mahkemenin 24/12/2015 tarihli 2015/1655 Karar sayılı kararıyla davanın usulden reddine karar verdiği, kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 10/10/2016 tarihli kararıyla onandığı anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince olanın 07/03/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; “davacı tarafın yasal defter kayıtlarına göre 15.10.2015 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 5.261,14 TL’ si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı, ancak talepte bağlılık ilkesi doğrultusunda davacının asıl alacağının 5.261,00 TL olduğunu” teknik kanaati olarak belirtmiştir.Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek keşif incelemesi talep etmiş ise de davacı vekilinin 28/03/2017 tarihli duruşmada, bu aşamada delil sunma talebine muvafakat etmediklerini bildirmiştir.Davalı vekilinin 23/10/2017 tarihli ek beyan dilekçesi sunduğu ve Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/71 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırarak rapor aldıklarını beyan ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E ; İtirazın iptali talepli davada; istinaf başvurusuna konu uyuşmazlığın, davacı tarafın takip tarihi itibarıyla, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasına konu 5.261,00 asıl alacak 525,38 işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.786,38 TL alacaklı olup olmadığından kaynaklanmıştır. İlk derece mahkemesince asıl alacak ve inkar tazminatı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalı tarafça davaya cevap verilmemiş ve delil bildirilmemiştir. Davalı borçlunun icra dosyasına itirazında, ödeme emri ekinde bulunan faturalara ait malların tümünün ayıplı olduğu, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/1206 Esas sayılı dosyası üzerinden tespit davası açıldığı beyan edilmiş, dosya içerisinde bulunan karar örneğinden tespit davasının 07/09/2015 tarihinde açıldığı ve mahkeme tarafından usulden reddedildiği, Yargıtay tarafından onandığı görülmüştür.Takip dayanağı faturaların irsaliyeli faturalar olduğu, teslim alan imzasının bulunduğu, davalı tarafça da teslim hususuna karşı çıkılmadığı, bilirkişi raporuyla davacı ticari defterlerinde faturaların kayıtlı olduğu ve 5.261,00 TL asıl alacak miktarınca ödenmediğinin tespit edildiği anlaşılmakla, itiraza konu ayıp iddiasının ve süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun davalı tarafça ispatlanması gerektiği ancak ispatlanamadığı, davalı tarafın iddiasını ispat edemediği, rapora itiraz dilekçesiyle keşif talebinde bulunulmuşsa da, davacı tarafın savunmanın genişletilerek yeni delil sunulmasına karşı çıktığı, bu durumda mahkemenin talebi yerinde görmeyerek dosya kapsamındaki delillere göre davanın asıl alacak ve inkar tazminatı yönünden kabulüne karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin 23/10/2017 tarihli ek beyan dilekçesi sunduğu ve Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/71 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırarak rapor aldıklarını beyan ettiği görülmüşse de yargılama sırasında süresinde sunulmayan delilin , HMK 357/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu sırasında sunulamayacağından ve ayrıca dilekçe de süresinde ibraz edilmediğinden incelenmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 359,38 TL harçtan, peşin alınan 121,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 238,14 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 23,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.