Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5354 E. 2020/1591 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5354 Esas
KARAR NO : 2020/1591
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2014/1721 2017/53
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin aracından 25/07/2014 tarihinde 20.000 TL bedelli çekin çalındığını, iptali ile ilgili açılan davada davalının çeki ibraz ettiğini, çek arkasındaki … adına atılı bulunan imzanın bu kişiye ait olmadığını, davalının yetkili ve meşru hamil sıfatı bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, çekin bedelinin ödenmesi halinde bu bedelin faiziyle istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çekin … adına keşide edildiğini, bu kişiden de çekin … geçtiğini, en son olarak da müvekkiline ciro yoluyla geldiğini, müvekkilinin iyiniyetli ve meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve hazırlık soruşturması kapsamına göre; davacının, dava konusu çekte hamil olduğu, davalının çeki kötüniyetli iktisap ettiği ya da iktisabında ağır kusurlu olduğu hususlarının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin … savcılık beyanlarını dikkate almadığını ve bunların doğruluğunu araştırmadığını, … 16/09/2014 tarihinde savcılıkta verdiği ifadede, çeki müvekkiline verirken cirolamayı unuttuğu yolundaki beyanlarının dikkate alınmadığını, kararın gerekçesinde bu hususa değinilmediğini, HMK’nun 27.maddesindeki hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, ayrıca mahkeme kararında iddiaların ve sunulan delillerin tartışılarak hüküm kurulması gerektiğini, kararın hem kanuna hem de Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, mahkemeye … tanık olarak dinletmek istediklerini söylemelerine rağmen bu beyanlarının duruşma zaptına geçirilmediğini ve dikkate alınmadığını, bu hususun hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğunu, çekin arka yüzünde bulunan ciro silsilesinin hayali olduğu ve çeki elinde bulunduran üçüncü kişilerin kötüniyetli olduğu yönündeki iddiaların açıklığa kavuşması adına yeterli ve gerekli araştırmanın yapılmadığını, ciro silsilesinin sağlıklı olmadığını, … isimli şahsı tanımadığı yönünde savcılıkta beyanda bulunduğu, çekin çalındığına dair beyanların dikkate alınmadığını, ispat külfetinin yazılı olarak yerine getirdiklerini, çekin çalınmasından sonra müvekkilinin tehdit telefonlar aldığını, mahkemenin bu beyanları dikkate almadığını, kararın eksik inceleme ile verildiğini bildirmiştir. Dava konusu çekin 30/08/2014 tarihli, 20.000,00 TL bedelli, keşidecisinin…, lehtarının …, sonraki cirantanın …, sonraki cirantanın …, hamilin ise davalı olduğu görülmüştür. Davacı tarafından İstanbul 10.ATM’nin 2014/776 esas sayılı dosyasında aralarında dava konusu çekin de bulunduğu bir kısım çekler için zayi nedeniyle iptal davası açıldığı, dava konusu çek yönünden ibraz nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından yapılan suç duyurusu sonunda 22/03/2016 tarihinde hırsızlık suçuna dair polis merkezi tarafından somut bir bilgi bulunmadığının bildirildiği, konunun hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, suçun ve faillerinin tespitine dair soruşturmanın devam ettirilmesine yarar bir bulgu ve emare tespit edilemediği gerekçeleriyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. Hazırlık soruşturması sırasında dinlenen … isimli şirketleri bulunduğunu, … ablasının kocası olduğunu, ona ait çekteki kendi adına yapılan cironun sahte olduğunu, davacıya borcu bulunduğunu, eniştesinden rica ederek çek yazıp vermesini istediğini, kendisinin de çeki davacıya verdiğini, çeki verirken cirolamayı unuttuğunu, bu arada çekin çalındığını, … da tanımadığını, çeki davacının çaldırdığını beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Davacı, işbu davasında dava konusu çekin gerçek hak sahibinin kendisi olduğunu iddia etmiş, ayrıca çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile çek bedelinin ödenmesi halinde bedelinin faiziyle istirdadına karar verilmesini istemiştir. Dava konusu çekin keşidecisi dava dışı …, lehtarın dava dışı …, sonraki cirantaların …, hamilin ise davalı olduğu görülmüştür. Davacı vekili, dava konusu çekin müvekkilinin aracından çalındığını, müvekkilinin çekin gerçek hamili olduğunu iddia etmiştir. Somut olayda davacı tarafın dava konusu çekin hamili olduğunu ve rızası dışında elinden çıktığını ispat etmesi gerekir. Dava konusu çekte davacının sıfatı bulunmamaktadır. Öte yandan çekte lehtar ciranta olarak adı geçen … isimli kişi savcılıktaki ifadesinde dava konusu çeki davacıya verdiğini beyan etmiş ise de, bu husus usulüne uygun delillerle kanıtlanamamıştır. Öte yandan çekteki lehtar ciranta imzasının adı geçene ait olup olmaması somut olay bakımından sonuca etkili değildir. Davalı çekte hamil sıfatında olup çekin düzgün ciro silsilesiyle davalıya geçtiği görülmektedir. Öte yandan davalının çekte kötüniyetli hamil olduğu veya çeki iktisabında ağır kusurlu olduğu da usulüne uygun delilerle kanıtlanamamıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde, davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/10/2020