Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5346 E. 2020/1573 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5346 Esas
KARAR NO : 2020/1573
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI : 2017/39 2017/386
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince kiralanan taşınmazın davalıya teslim edildiğini, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine 22/09/2016 tarihli ihtarnamenin davalıya gönderilerek 60 gün içinde ödeme yapması, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, ihtarnamenin kefile tebliğ edildiğini, ancak verilen süre içerisinde ödeme yapılmadığını, buna göre 6361 Sayılı Kanunun 31/2 maddesi gereğince fesih hakkı doğduğunu, daha sonra 01/12/2016 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedilerek taşınmazın tesliminin istendiğini, ihtarnamenin tebliğ edildiğini belirterek finansal kiralama konusu malın müvekkiline aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; taraflar arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesi uyarınca davalının borçlarını ödemediği, davacı tarafından 22/09/2016 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamede verilen sürede de kira borcunun ödenmediğini, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, temerrüde düştüğü, davacının fesih hakkı doğduğu, feshin haklı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; 22/09/2016 tarihli ihtarnamenin kefil … usulsüz olarak tebliğ edildiğini, temerrüt şartının gerçekleşmediğini, kefile çıkarılan tebligat zarfı üzerinde “taşınmış sevk … ” yazıldığını, bunun kimin beyanı üzerine ve hangi adrese yapıldığının belirtilmediğini, buna rağmen tebliğ işleminin usule aykırı olduğunu, ayrıca 22/09/2016 tarihli ihtarnamenin keşidecisinin davacı değil, …A.Ş isimli dava dışı bir şirket olduğunu, dolayısıyla dava ön şartının yerine getirilmediğini, ayrıca bu ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edildiğini gösterir bir şerh bulunmadığını, yine gerekçeli kararda davalıya tebliğ edildiği yazılmış ise de, tebliğ tarihine yer verilmediğini, feshe dair 01/12/2016 tarihli ihtarnamenin müvekkili şirket ile şirket yetkilisi ve kefil … tebliğ edilmediğini, bu ihtarnamenin tebliğine dair şerhlerde iade olunduğunun yazıldığını, dolayısıyla usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini bildirmiştir. Taraflar arasında 02/10/2013 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı görülmüştür. 22 Eylül 2016 tarihli ihtarnamenin incelenmesinde; davalı ile dava dışı kefil … yer aldığı, 19.430,49 TL’nin 60 gün içinde ödenmesinin istendiği, davalıya çıkarılan bu tebligatın adreste şirket yetkilisinin bulunmaması sebebiyle daimi çalışan … imzasına 226/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat zarfında tebliğ isteyenin … A.Ş gösterildiği, yine … çıkarılan tebligatın üzerinde “taşınmış sevk …” yazıldığı ve birlikte daimi çalışan olan Hakan Kartal imzasına 27/09/2016’da tebliğ edildiği görülmüştür. 01/12/2016 tarihli ihtarnamede ise; sözleşmenin içeriğine uygun ödeme yapılmadığı belirtilerek sözleşmenin feshedildiği ve bir gün içinde 22.890,00 TL’nin ödenmesinin istendiği, ihtarnamenin davalıya ve kefile çıkarılan şerhlerinde, taşındığından bahisle iade edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Finansal kiralama konusu mal üzerinde İstanbul 10.Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2017/21 D.İş sayılı dosyasından 11/07/2017 tarihinde yediemin olarak davacı tarafa tarafa teslimi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği, huzurdaki davanın hüküm fıkrasında da ihtiyati tedbirin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, finansal kiralama konusu malın iadesi talebine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında 02/10/2013 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından 22 Eylül 2016 tarihli ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresi olan “… Mah. … Sk. … Pendik/İstanbul” adresine çıkarıldığı ve burada şirket yetkilisinin bulunmaması sebebiyle daimi çalışan imzasına tebliğ edildiği, verilen 60 günlük sürede ödeme yapılmadığı gerekçesiyle davacı tarafından aynı adrese gönderilen 01/12/2016 tarihli feshe dair ihtarnamenin ise davalının taşındığından bahisle iade edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı taraf istinafında, 22/09/2016 tarihli ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de, tebligatın incelenmesinde; adreste şirket yetkilisinin bulunmaması sebebiyle şirket çalışanına tebliğ edildiği, bu nedenle tebliğin kanuna uygun olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan 01/12/2016 tarihli ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, bu nedenle davanın dinlenebilir olmadığını ileri sürmüş ise de, taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin noterde düzenlendiği görülmüştür. 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 33/4 maddesinin 2004 Sayılı İİK’nun 68.maddesine yaptığı atıf nedeniyle finansal kiralama sözleşmesinde yazılı adrese noterce çıkarılan fesih ihtarnamesinin bila tebliğ dönmüş olması halinde fesih ihtarnamesinin tebliğ edildiğinin kabulü kanun gereğidir. Bu itibarla fesih ihtarnamesinin davalıya kanuna uygun şekilde tebliğ edildiğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan davalı vekili 22/09/2016 tarihli ihtarnamede keşidecinin davacı gösterilmediğini ileri sürmüş ise de, ihtarnamenin çekildiği Üsküdar ….Noterliği’nce gönderildiği, muhatabın davalı olduğu ve davalının tebligat içeriğine itirazı bulunmadığından bu istinaf sebebi de yerinde değildir. Bilindiği üzere HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılır. Davalı tarafın borcun miktarına vs yönelik istinaf talebi bulunmadığından bu konularla ilgili değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 185,80 TL harçtan, peşin alınan 46,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 139,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyizi kabil olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02/10/2020