Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5339 E. 2021/115 K. 22.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5339 Esas
KARAR NO : 2021/115
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2017
NUMARASI : 2015/177 2017/7
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin 1968 yılından beri turizm sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkilinin 40 yılı aşkın süredir “…” unvanının kullandığını, ayrıca müvekkilinin “…” ibareli marka tescilleri de bulunduğunu, müvekkilinin bilinen ve tanınan bir şirket olduğunu, davalının ise bu sözcüğü kendi markasıymış gibi ticaret unvanında kullandığını, bu durumun müvekkilinin markasına ve ticaret unvanına tecavüz oluşturduğunu, ayrıca davalının ticaret unvanında kullandığı “…” ibaresinin iltibasa yol açtığını, şirketler arasında bağlantı izlenimi uyandırdığını belirterek davalının haksız rekabet yoluyla müvekkilinin unvanına ve tescilli markasına olan tecavüzünün tespitine ve men’ine, davalıya ait “…TİCARET LİT. ŞTİ” unvanının sicilden terkinine ve unvandaki VIP ibaresinin kaldırılmasına, davalının kullandığı her türlü yazılı evrak, matbu belge ve eşya ve tabelalarda VIP kelimesinin silinmesine ve bunların imhasına, davalıya ait olan ve içinde VIP geçen bir markanını olması halinde ise markanını hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; “1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,KISMEN REDDİNE, 2-Davalı tescilli ticaret unvanını kullandığından ve terkine kadar geçen sürede olan unvan kullanımı da yasal olduğundan tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönündeki isteminin REDDİNE, 3-Davalı şirkete ait “…” nin Ticaret unvanından VİP ibaresinin kaldırılmasına, unvan terkini yönündeki karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirimde bulunulmasına, 4-Davalı şirketin kullandığı her türlü kırtasiye, yazılı evrak, matbu belge ,eşya ve tabelalardan “…” ibaresinin silinmesine, silinme imkanı olmayanların imhasına, karar tarihinden sonra olası kullarımın tedbiren men’ine, TPE yazısı kapsamına göre davalının içinde … ibaresi geçen tescilli markası bulunmadığından davacının markanın hükümsüz kılınması yönündeki istemi yönünden dilekçesinde tescilli bir marka da bildirmemiş olması gözetilerek bu yöndeki isteminin reddine, ” şeklinde karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; davalının, davacıya ait markayı kullandığının sabit olduğunu, bu nedenle tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebinin reddi kararının doğru olmadığını bildirmiştir. Davacıya ait 181082 tescil numaralı … Önemli Kişilerin Acentası + şekil markasının 39, 41 ve 42.sınıflarda 16/03/1998 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Dosya içinde bulunan Ankara 4.FSHHM’nin 2009/115 esas, 2010/254 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacıya ait … markasının tanınmış olduğu yolunda gerekçeye yer verildiği görülmüştür. TPMK’dan gelen 14/09/2015 tarihli cevabi yazıda; davalı adına “…” ibaresiyle kayıtlı herhangi bir marka ya da marka başvurusuna rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür. TPMK’dan verilen 10/10/2014 tarihli bilgi talebi konulu yazıda; davacıya ait 155162 ve 181087 tescil numaralı “… Önemli Kişilerin Seyahat Acentesi” ibareli markanın tanınmış marka olarak kaydının yapıldığı, dayanak olarak da Ankara 2.FSHHM’nin 2012/7 Esas, 2012/140 Karar sayılı kesinleşmiş kararının gösterildiği görülmüştür. Davalı şirketin 27/03/2008 tarihinde Çorlu Ticaret Siciline tescil edildiği, şirketin taşıma sektöründe faaliyette bulunacağının belirtildiği görülmüştür. Davacıya ait ticaret sicil kaydının incelenmesinde ise; odaya kayıt tarihinin 07/10/1968 olduğu, firmanın iş konusunun turizm ve seyahat acentalığı, turistlerin konaklama, yerleşme, gezi ve rehberlik vs turistik ihtiyaçlarının karşılanması olarak belirtildiği görülmüştür. Dosyanın yapılan incelemesinde, gerekçeli kararın davalı tarafa tebliğ edilmediği, davalı tarafa sadece davacı vekilinin istinaf dilekçesinin tebliğ edildiği görülmüştür. Yargılama sırasında ise dava dilekçesinin davalının … Mahallesi, … Bulvarı, No:…, Çorlu/Tekirdağ adresinde işyerinde daimi çalışana tebliğ edildiği, sonraki çıkarılan ihtarnamede ise taşındığından bahisle iade edildiği, davalı şirketin ticaret sicilindeki adresinin ise … Mahallesi, … Bulvarı, … Apt. No:… Çorlu olduğu, Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen 15/03/2016 tarihli yazı içeriğinden anlaşılmıştır. Kararın ise … Mahallesi, … Bulvarı, No:.., Dükkan Çorlu/Tekirdağ adresine çıktığı, yeni adresinin bilinmediği belirtilerek taşındığından bahisle iade edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, ticari unvana ve markaya tecavüzün tespiti, men’i ve davalı şirketin ticari unvanı ile bu unvanda yer alan “…” ibaresinin kaldırılmasına, davalının kullandığı her türlü evrak, kırtasiye, matbu belge, eşya ve tabelalardan “…” kelimesinin silinmesine ve imhasına, ayrıca davalıya ait “VIP” ibaresi geçen bir marka ortaya çıkması halinde hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilmesi taleplerine ilişkindir. Dava dosyası istinaf incelemesi için dairemizde bulunduğu sırada yapılan incelemede, gerekçeli kararın usulüne uygun bir şekilde davalıya tebliğ edilmediği anlaşılmakla, gerekçeli kararın tebliği sağlanmış, ayrıca UYAP ekranında davalı yönünden “TERKİN” şeklinde bir açıklama bulunduğundan bu durumun açıklığa kavuşturulması bakımından Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası’na müzekkere ile durum sorulmuş olup gelen cevabi yazıda, davalı şirketin oda sicil kaydının silindiği, ancak ticaret sicil kaydının devam ettiği bildirildiği görülmüştür. Dosya içeriğinden davalıya ait “…” ibareli markanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Yine davacının markasının tanınmış marka olduğu dosya içeriği ile sabittir. Davacının “… önemli kişilerin acentesi + şekil ” markasının 39,41 ve 42.sınıflarda 16/03/1998’de tescil edildiği, davalı şirketin ise 27/03/2008 tarihinde tescil edilmiş olup faaliyet alanının ağırlıklı olarak taşıma sektörüne ilişkin olduğu, bu hususun ilk derece mahkemesi kararında da isabetle belirtildiği üzere tüketiciler nezdinde karıştırılmaya yol açacağı anlaşılmış olup mahkemece davalı şirketin ticari unvanında yer alan “…” ibaresinin kaldırılmasına ve bu ibarenin davalı şirketin kullandığı her türlü kırtasiye, yazılı evrak, matbu belge, eşya ve tabelalardan silinmesi, silinme imkanı olmayanların imhasına dair karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı vekili diğer talepleri yönünden de davanın kabulünün gerektiğinin ileri sürmüş ise de, davalının ticaret unvanında yer alan “…” ibaresini markasal olarak kullandığı hususu usulüne uygun delillerle kanıtlanamamış olup davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/01/2021