Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5335 E. 2020/1600 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5335 Esas
KARAR NO : 2020/1600
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2017
NUMARASI : 2014/530 2017/349
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince teleskopik direklerin sevk irsaliyeler ile birlikte … inşaatındaki davalının istediği … şantiyesine teslim edildiğini, irsaliyerde teslime dair imza bulunduğunu, bu mallar ile ilgili olarak 02/01/2013 tarihli faturanın düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini, faturanın ödenmesi için davalının müvekkiline 76.843,96 TL bedelli çeki verdiğini, davalının çeki vadesinde ödeyemeyeceğini beyan etmesi üzerine taraflar arasındaki güvene dayalı olarak müvekkilinin bu çeki davalıya iade ettiğini, ayrıca davacı tarafından 25/09/2013 tarihli mutabakatın gönderildiği, davalının ise mutabık olmadıkları yönünde cevap verdiğini, ayrıca bu faturayla ilgili olarak iade faturası düzenlediğini, müvekkili tarafından ise iade faturasının kabul edilmeyerek davalıya iade edildiğini ve fatura bedelinin 3 gün içinde ödenmesinin istendiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, alacığın tahsili için başlattıkları icra takibinin ise davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dayandığı irsaliyelerde imzası bulunan kişinin müvekkili şirketin yetkilisi ya da çalışanı olmadığını, irsaliyelerde belirtilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin bu malların … İnşaatın şantiyesine teslimi yönünde bir talimatı bulunmadığını, irsaliyelerde adı geçen … müvekkili ile bir bağlantısı olmadığını, davacının müvekkiline teslim etmesi gereken malları teslim etmediğini, bu nedenle almış olduğu 15/08/2013 tarihli 76.843,96 TL bedelli çeki de kendi rızasıyla müvekkiline iade ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere, bilirkişi raporu ve tanık beyanına göre; teslimin davalı şirkete yapılmadığının subuta erdiği, uyuşmazlık konusu faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına içeriği malların teslim edildiğini ispata yeterli olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, davalının savunmalarının inandırıcı olmadığını, dava dışı … dinlenilmesini istemişler ise de, mahkemenin bu talebi yerine getirmediğini, davalı tarafın vermiş olduğu 31/07/2013 tarihli çeki neden verdiğini izah edemediğini, bu konudaki beyanların mahkemece dikkate alınmadığını, davalı yanın yargılama süresince çelişkili beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin davalının talimatı üzerine … teslim edilen malzemelerle ilgili olarak 02/01/2013 tarihli 76.843,96 TL bedelli faturayı düzenlediğini, faturanın elden davalı şirkete teslim edildiğini, davalının da 15/08/2013 tarihli 76.843,96 TL’lik çeki verdiğini, daha sonra ise güven ilişkisi nedeniyle bu çeki iade ettiklerini, öte yandan davacının 31/07/2013 tarihli, 61.208,96 TL bedelli çeki neden müvekkiline verdiğini açıklayamadığını, ayrıca BA ve BS belgelerinden anlaşılacağı üzere müvekkilinin yükümlülüklerini ifa ettiğini, ancak bedelini tahsil edemediğini, davalının önce hiç ticari ilişki olmadığını söylediğini, daha sonra ise kendilerine mal teslim edilmediğini savunduğunu, savunmanın değiştirilmesinin doğru olmadığını, davalının dinlettiği tanıkların gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak mahkemeyi yanılttığını, davalının mal ve hizmet satışına ilişkin bildirimlerinde müvekkilinden alınan malların yer aldığını, müvekkilinin çekle ilgili olarak yargılandığı davada beraat ettiğini, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu yönünde görüş bildirildiğini, ancak mahkemenin bunu dikkate almadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 10/10/2013 tarihinde toplam 82.334,33 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, takip dayanağı olarak cari hesap 02/01/2013 tarihli fatura alacağı ve ihtar gideri gösterildiği, davalının borcun bulunmadığından bahisle takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/07/2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; dava konusu 02/01/2013 tarihli faturanın davacı … davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin düzenlemiş olduğu 15/08/2013 tarihli 76.843,96 TL bedelli çekin davacı adına düzenlendiği, çekin ticari işlerde kullanılan tacir çeki olduğu, borçlunun fatura ve içeriği malların ayıplı olduğuna dair bilgi ve belge sunmadığı, fatura içeriğinin kabul edildiği, davalının düzenlediği 02/09/2013 tarihli 76.843,96 TL bedelli iade faturasının gerçeği yansıtmadığı, davacıdan alınan malların fiilen iade edilmediği, borcu kapatmaya yönelik olarak iade faturası düzenlendiği, takip tarihi olan 10/10/2013 tarihi itibariyle davacının, davalıdan 76.842,04 TL alacaklı olduğu, davalının 27/09/2013 tarihli ihtarname ile temerrüde düştüğü, ihtarnamede verilen 3 günlük süreden sonra faiz istenebileceği, takip tarihi itibariyle uygulanacak faizin avans faizi olup oranını %13,75 olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 27/09/2013 tarihli ihtarname ile takip dayanağı yapılan 02/01/2013 tarihli faturaya atıf yapılarak fatura bedelinin ödenmediği, bilahare 25/09/2013 tarihinde müvekkiline 02/09/2013 tarihli iade faturasının gönderildiği, 02/01/2013 tarihli faturaya karşılık olarak 15/08/2013 tarihli 76.843,96 TL’lik çekin verildiği, çekin vadesinde ödenmediği, bu nedenle davalıya iade edildiği, düzenlenen iade faturasını kabul etmediklerini bildirerek fatura tutarının 3 gün içinde ödenmesinin istendiği, ihtarnamenin davalıya 03/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Takibe konu faturanın 02/01/2013 tarihli, 76.843,96 TL bedelli olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlendiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli 15/08/2013 tarihli 76.843,96 TL bedelli çek fotokopisinin incelenmesinde, keşidecisinin davalı, lehtarının davacı olduğu görülmüştür. Davalı tarafından düzenlenen 02/09/2013 tarihli iade faturasının 76.843,96 TL bedelli olduğu görülmüştür. Tanık … duruşmada; “Ben kendi işimi yapıyorum, davacı firma ile de mal alırdık, … firmasının gayri resmi ortaklarından birisi idim, bir süre … şirketinin resmi müdürlüğünü yaptım, davalı firmayı da tanırım, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi bilmiyorum, her hangi br ticari ilişkilerine şahit olmadım, … şantiyesi …projesinin yeridir, 2012 yılının Eylül ayında kuruldu tahminim, ortaklarından birisi … dir ( … firmasının), şantiyeyi o kurdu, 2013 yılında Şubat ayında ben geldim, o zamana kadar Erman bey yönetti, ondan sonra ben yönettim, 2013 yılı Ağustos ayı başına kadar ben yönettim, davacı firma davalı firmaya herhangi bir mal teslim etmedi, bütün mal teslim alımlarını Erman beyden sonra ben yaptım, … firmasının zaten … projesi ve şantiyesi ile alakası yoktu, dolayısı ile o şantiyeye gelen tüm mallar … nın mallarıdır, ortağımdan ve kendilerinden ( olaylardan sonra trans of firması ) duyduğum kadarıyla … nın muhasebesinde çekler ”… tarafından ödenecek çekler ” olarak kayıtlı idi ve Trans Of ‘ un çekleri idi, daha sonra bu çekleri biz … firmasında … ve … beyler ile birlikte değiştirdik, çek karnemiz geldikten sonra değiştirdik, ben bu iki çekin yerine … firmasına 2 tane yaprak verdim, çek keşide edilerek verildi, arkasında benim şahsi kefaletim oldu, ve protokol yapıldı aramızda, muhasebecimiz … Beye teslim etmiştim, 2013 yılı Ağustos ayında şirketten ayrıldım ve müdürlük görevime son verdiler, daha sonra gelişen olayları ben bilmiyorum ben iki çeki … firmasına bahsettiğim o iki hatır çekine karşılık verdim, o çekler de yazıldı, sonra hatırn çeklerinin karşılığında … inşaat malzemeleri, teleskopik direk, tel, çivi, konteyner, ply wood kereste kalıp aldı , … battıktan sonra davacı … firması gelip bu malların tamamını haczettiler , ben orada değildim ama beni arıyorlardı ve ben böyle öğrendim, davacı vekilinin sorusu üzerine … Maltepe Şubesi 31/07/2013 vadeli, 61.208,96 TL bedelli B6510900 numaralı, (… Çeki) çekin bulunduğu gün … Bey bizi aradı, hayırlı olsun çeki ödeyin dedi, bizim kayıtlarımıza göe çekin vadesi 1 ay sonraydı, çekin tarihi ile oynandığını duydum TransOf o çeki yazılmasın diye ödedi,ben … firması adına …firmasına 61.000 küsür TL borçlandım, halen de borcumuz vardır, … firmasının sahibi … olup,… firmasının sahibi olan … yeğenidir, aralarında ki ticari ilişkiyi bilmiyorum, başka diyeceğim yoktur ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Tanık … duruşmada; “Ben … yapıda teknik yapının şantiyesinde muhasebecilik yapıyordum, davacı firma ile bir ilişkim yok, davalı firma ile de ilişkim yok, ben …San ve Tic şti de şantiye muhasebecisi olarak görev yapıyordum, … yapı ile davalı firmanın tanışıklığı var, ricaen çek almıştır…rdan malzeme almak için , o dönem Evrakının çek defteri yoktu, Tranofdan hatır çeki alındı, onu da malzeme almada kullandı, aralarında … ile Transof arasında ticari bir sözleşme yok, Evrakının davacı ile mal alımları oldu, … ile … arasındaki ilişki Evrakının ricası ile yapılmıştır … çeki … adına keserek fatura düzenlemiştir, daha sonra çek Evrakının çeki ile değiştirildi, … çeke karşılık mal verildi, … şantiyesine teslim edilen mallar teleskobik direk, playut(kalıpta kullanılan tahta) gibi inşaat malzemeleri verdi, mal karşılığında çek verildi, çek daha sonra evrakının çeki ile değiştirildi, verilen çek 76.000 TL çek alınarak, evrakının 80.000 TL lik çeki verildi, çek verilirken protokolde yapılmıştı, bu çek değişimi rıza dahilinde protokol ile yapıldı, şantiye muhasebecisi olduğum için biliyorum, sevk irsaliyesinde adı geçen … evrakının çalışanıydı, 76.00 TL lik çek alınarak … iade edildi, 80.000 TL çek evrakı direkt erkoçlara verildi, protokolü gördüm, bende saklıydı, firma battığı için firmanın sahibine teslim ettim ne olduğunu bilmiyorum, duruşma salonunda bulunan …. bana ifade konusunda bir baskısı olmadı, davacı firma yetkilisinede çekin değiştirilmesi yönünde bir baskısı olmadı benim bildiğim kadarıyla” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Tanık …’in duruşmada; “Taraf firmaları tanıyorum, ben … firmasında proje müdürü idim, … nın çek koçanı yoktu, şantiyeye malzeme alıcaktı, … firmasından rica ettik, 136.000 TL bedelli 2 parça olmak üzere çek alındı, ödemeyi … firması yaptı, … firması … firmasına çek keşide etmiş oldu ama … firması bu çekler karşılığında herhangi bir mal almadı, … aldı, … daha sonra çek koçanı alınca, … adına yeni çekler keşide ettik, …’ nın çekleri karşılıksız çıkınca da … firması da …’ tan talep etti alacağını, taraflar her hangi bir ticari ilişki ve mal alım satımı yoktur, çeki Trans Of firması … adına kesti ama malı … firması aldı” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıya mal satıp teslim ettiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının mal teslimini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece tanık beyanları esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu husus usul ve yasaya aykırıdır. Zira yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, takip ve dava konusu 02/01/2013 tarihli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davalının fatura içeriği malı teslim almadığından söz edilemez. Yine davalı defterlerinde davalının 02/09/2013 tarihli 76.843,96 TL bedelli iade faturası düzenleyerek bunu kendi defterlerine kaydedip davacıya borcu bulunmadığı şeklinde kayıt oluşturmuş ise de, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere bu iade faturasının borcu kapatmaya yönelik olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki yine bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davalının fiilen malları iade ettiği hususu da ispatlanamamıştır. Açıklanan bu hususlar karşısında davacı vekilinin istinaf talepleri yerindedir. Davacı taraf, davalıya ihtarname keşide ederek temerrüde düşürmüştür. Söz konusu ihtarnamenin davalıya 03/10/2013’de tebliğ edilmiş olup ihtarnamede verilen üç günlük sürenin eklenmesiyle davacının 07/10/2013 tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkı doğmuştur. İcra takibi ise 10/10/2013 tarihinde başlatılmış olup her ne kadar tarafların tacir olması nedeniyle %13,75 oranındaki avans faizi uygulanması gerekiyor ise de, takip talebi ve ödeme emrinde işlemiş faiz ibaresinin yanında parantez içinde yasal ibaresinin kullanıldığı, bu nedenle takip öncesi dönem için o tarihte yasal faiz oranı olan %9 oranı üzerinden yapılan hesaplamada 3 günlük süre için hesap edilen işlemiş faiz tutarı 56,84 TL’dir (Faiz = Ana para X faiz oranı X vade ; 76.843,96X%9X3/365=56,84). Dolayısıyla davacının işlemiş faiz alacağı 56,84 TL olup işlemiş faiz yönünden talebinin kısmen kabulü, asıl alacak yönünden ise talebinin tamamen kabulü gerekmiş, yine takipte ihtarname gideri istenmiş olup ihtarname giderine ilişkin belge icra dosyasında mevcut olduğundan bu talebin de kabulü gerekmiş, ayrıca takibe konu alacak faturaya dayalı olup likit nitelikte bulunduğundan, hükmedilen tutar üzerinden davacı yararına İİK’nun 67/2 maddesi gereğince %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2017 gün, 2014/530 Esas, 2017/349 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu 22.İcra Müdürlüğü’nün 2013/29133 esas sayılı icra dosyasında 76.843,96 TL asıl alacak, 56,84 TL işlemiş faiz ve 166,03 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 77.066,83 TL’ye yönelik itirazın iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden asıl alacağa takipten itibaren %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle ve takip talepnamesindeki diğer koşullarla devamına, 4-Alacak likit olduğundan İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca hüküm altına alınan tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Alınması gereken 5.264,43 TL harçtan, peşin alınan 994,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.269,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan 994,50 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 24,30 TL başvurma harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 276,00 TL posta ve tebligat gideri ile 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.104,05 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.969,43 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 10.818,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Reddedilen kısım üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,10-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 11- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 120,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 13-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2020