Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5330 E. 2019/819 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5330 Esas
KARAR NO : 2019/819
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2017
NUMARASI : 2016/897 E. – 2017/312 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin babası müteveffa … … Bank T.A.Ş nezdinde 07/07/2000 açılış tarihli 3 ay vadeli 27.5558 USD tutarlı hesap açıldığını, daha sonra bu bankanın TMSF’ye devrolunduğunu ve el değiştirdiğini, hesapların oradan oraya devredildiğini ve hesabın tamamının TMSF’ye devredilerek bu meblağa el konulduğunu, bu hesapta bulunan meblağın iadesi için İstanbul ….İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalıların % 20 oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı TMSF vekili cevap dilekçesinde; Dava ve takipte husumetin müvekkili kuruma yöneltilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin pasif husumet sıfatının bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlığın müvekkili kurum yönünden idari nitelikte olduğunu ve görevsiz mahkemede dava açıldığını, dava konusu talep zamanaşımına uğradığını ve davanın yasal süresi içinde açılmadığını belirterek öncelikle esasa girilmeden husumet, görev ve zamanaşımı itirazları doğrultusunda usul yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde; Açılan davanın süresinde açılmadığını, dava konusu olayda davacın miras bırakanın vefatından sonra 10 yıldan fazla süre içinde mirasçıları tarafından işlem yapılmadığını, davacının müvekkili bankadan talep ettiği tutarın müvekkili bankanın değil TMSF’nin tasarrufunda olduğunu belirterek zaman aşımı ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Alacaklı davacının, borçlu davalılar aleyhine 29.300,20 USD Asıl Alacağın (83.212,56 harca esas değer) tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, yasal süre içerisinde borçluların borca ve ferilerine itiraz ettiği, borçlu TMSF vekilinin husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduğu görülmüştür. İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli 2016/897 E. – 2017/312 K.sayılı kararıyla, hesap sahibi … ‘in başkaca mirasçılarının da bulunduğu, icra takibinin ve davanın, mirasçılardan … tarafından yürütüldüğü anlaşılmakla HMK’nın 640/2, HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde istinaf dilekçesi ibraz ettiği, tüm varislerin vekaletinin kendilerinde bulunduğunu, davaya konu alacağın müvekkillerinin murisi babasının …BANK’a yatırdığı mevduatın iadesi talebi olduğunu, dar yorumla hareket etmesinin adaletin tecellisine engel olduğunu, Yargıtay kararlarına göre mirasçıların muvaffakat vermeleri halinde taraf teşkilinin sağlanmış olduğunu ve sonradan temin edilmesinin mümkün olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı … Bankası istinafa cevabında; Davacı tarafından usul ve hukuka uygun bir takip bulunmadığını, vekaletnamenin Türk Hukuku tarafından geçerliliğinin bulunmadığını, tasdiksiz olduğunu beyanla istinaf isteminin reddini istemiştir.Davalı TMSF vekili istinafa cevabında; Mahkeme kararında hata bulunmadığını, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerektiğini, Yargıtay 11.HD’nin 23.09.2014 tarihli 2013/12065 E. – 2014/14335 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere, “…iştirak halinde mülkiyete paydaşlar, haklarını ve özellikle ortak mal üzerindeki tasarruf yetkilerini oybirliğiyle verecekleri karara göre kullanabileceklerini, dava açılmasını bu anlamda önemli bir hukuki tasarruf niteliğinde olacağından, paydaşlarını hep birlikte hareket etmelerinin zorunlu olduğunu…” beyanla istinaf isteminin talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin, dava dilekçesinde; müvekkilinin babası …., davalı TMSF’ye devredilen bankada mevduatı bulunduğunu ve davalı tarafça el konulduğunu beyanla iadesi için yapılan takibe itirazın iptali, %20 inkar tazminatı talep edildiği, mahkemenin davacı dışında murisi babasının mirasçıları bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacı vekilinin mirasçıların kendisinde vekaleti olduğu ve davaya muvaffakatlarının sağlanabileceğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Dosya içerisinde bulunan … Mahkemesi Nüfus Dairesinin düzenlediği 03/03/2014 tarihli veraset belgesinden, davacının babası …. 19/01/2014 tarihinde vefat ettiği, eşi … ile çocukları …. kaldığı davacı dışında başka mirasçılarında bulunduğu görülmüştür.Davacı ve babasının Libya uyruklu olduğu, 5718 Sayılı MÖHUK 20.Madde’de ” Miras ölenin millî hukukuna tâbidir. Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır.Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir….” hükmü düzenlendiği, miras Türkiye’de bulunduğundan iktisabı ve taksimine ilişkin olarak Türk Kanunlarının uygulanacağı, mirasın iktisabına ilişkin TMK 575. Madde de ” murisin miras bırakanın ölümü ile mirasçılarına geçtiği” ve mirasın geçmesinin sonucunu düzenleyen TMK 640.maddesi gereğince “paylaşmaya kadar mirasçılar arasındaki terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana geldiği, mirasçıların terekeye el birliği ile sahip oldukları, bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edeceklerinin” düzenlendiği, mirasın elbirliği ile mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve tüm mirasçılar tarafından tasarruf edilebileceği, davacı tarafça mirasçıların muvaffakatının sağlanabileceği ileri sürülmüş ise de icra takibinin davacı tarafça tek başına yapıldığı ve eksikliğin sonradan giderilemeyeceği anlaşılmakla, mahkeme kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,İstinaf yargılama gideri olarak, davalı avansından karşılandığı anlaşılan 22,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.