Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5329 E. 2020/1558 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5329 Esas
KARAR NO : 2020/1558 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2017
NUMARASI : 2015/63 E. – 2017/123 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bilgisayar ve bilgisayar ile ilgili her türlü ürün ve hizmeti geliştiren, satışa sunan ve onaran bir şirket olduğunu, davalı yanın 28/01/2011 tarihinde … ibarelerini 09. sınıfta yer alan emtialar bakımından tescil ettirmek amacıyla TPE nezdinde ve başvuruda bulunduğunu ve 2011/07521, 2011/07527, 2011/07534 ve 2011/07 sayı ile söz konusu başvuruların tescil edildiğini, dava konusu markalar üzerinde kullanılacakları mallar için tanımlayıcı olduğunu ve ayırt edici nitelikten yoksun olduklarını, söz konusu markaların ticaret alanında herkes tarafından kullanıldığını, müvekkilinin işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğunu, davalının dava konusu tescillerinde kötü niyetli olduğunu ve kötü niyetin başlı başına bir hükümsüzlük sebebi olduğunu iddia ederek, 2011/07521 sayılı “…”, 2011/07527 sayılı “…”, 2011/07534 sayılı “…” ve 2011/07546 sayılı “…” ibareli marka tescillerinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, davalıya ait www….com.tr, www….com.tr, www…..com.tr ve www…..com.tr alan adlarının tahsisinin iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının aksine müvekkiline ait markaların hükümsüz kılınmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili adına tescil edilen markaların özgün olduğunu ve kötü niyetten uzak olarak tescil edildiğini, davacı yanın dünyanın en büyük üçüncü Uluslar arası bilgisayar şirketi olmasından dolayı, ticari menfaat ve etki alanını arttırmak amacıyla müvekkilinin marka tescillerine bağlı olarak tescil edilmiş bulunan alan adlarının da terkinini talep ettiğini, ayrıca bu alan adlarının başka firmalar tarafından com uzantılı olarak uluslararasında ticaret sitelerinde kullanıldığını ve tescil edilerek satıldığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul (Kapatılan) 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11.07.2017 tarihli 2015/63 E. – 2017/123 K. sayılı kararıyla;”-Davanın kısmen kabulü ile, davalı adına tescilli 2011 07546 sayılı “…+şekil” ibareli markanın 9. sınıfta tescilli olduğu “Bilimsel amaçlı ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil, ölçme aletleri, cihazları, göstergeler ve labaratuvarlarda kullanılan malzemeler, ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi, (Reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar, bilgisayar yazılımları ve bilgisayar çevre donanımları dahil) manyetik, optik veya tozlanmış film halinde kayıt taşıyıcılar, antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları, otomatik satış makinaları, bilet otomatları, nakit para çekme makinaları, Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar, birim zamandaki tüketim miktarı ölçen sayaçlar ve zaman ayarlacıları, radarlar, deniz altı radarları, (sonerler), gece görüşü sağlayıcı ve arttırıcı aletler ve cihazlar” emtiaları yönünden, -Davalı adına tescilli 2011 07534 sayılı “miniPC+şekil” ibareli markanın tescilli olduğu 9. sınıfta “Bilimsel amaçlı ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil, ölçme aletleri, cihazları, göstergeler ve labaratuvarlarda kullanılan malzemeler, ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi, (Reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar, bilgisayar yazılımları ve bilgisayar çevre donanımları dahil) manyetik, optik veya tozlanmış film halinde kayıt taşıyıcılar, antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları, otomatik satış makinaları, bilet otomatları, nakit para çekme makinaları, Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar, birim zamandaki tüketim miktarı ölçen sayaçlar ve zaman ayarlacıları, radarlar, deniz altı radarları, (sonerler), gece görüşü sağlayıcı ve arttırıcı aletler ve cihazlar” emtiaları yönünden, -Davalı adına tescilli … sayılı “inceistemci+şekil” ibareli markanın tescilli olduğu 9. sınıfta “Bilimsel amaçlı ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil, ölçme aletleri, cihazları, göstergeler ve labaratuvarlarda kullanılan malzemeler, ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi, (Reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar, bilgisayar yazılımları ve bilgisayar çevre donanımları dahil) manyetik, optik veya tozlanmış film halinde kayıt taşıyıcılar, antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları, otomatik satış makinaları, bilet otomatları, nakit para çekme makinaları, Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar, birim zamandaki tüketim miktarı ölçen sayaçlar ve zaman ayarlacıları, radarlar, deniz altı radarları, (sonerler), gece görüşü sağlayıcı ve arttırıcı aletler ve cihazlar” emtiaları yönünden, -Davalı adına tescilli … sayılı “…+şekil” ibareli markanın tescilli olduğu 9. sınıfta “Bilimsel amaçlı ve laboratuvarda kullanım amaçlı olanlar dahil, ölçme aletleri, cihazları, göstergeler ve labaratuvarlarda kullanılan malzemeler, ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi, (Reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar, bilgisayar yazılımları ve bilgisayar çevre donanımları dahil) manyetik, optik veya tozlanmış film halinde kayıt taşıyıcılar, antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları, otomatik satış makinaları, bilet otomatları, nakit para çekme makinaları, Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar, birim zamandaki tüketim miktarı ölçen sayaçlar ve zaman ayarlacıları, radarlar, deniz altı radarları, (sonerler), gece görüşü sağlayıcı ve arttırıcı aletler ve cihazlar” emtiaları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,-Davalı markalarının tescilli olduğu diğer sınıflar yönünden hükümsüzlük talebinin ve davalı adına tescilli www…..com.tr www…..com.tr, www…..com.tr, www……com.tr alan adlarının iptali ve sicilden terkinine yönelik talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporları ve mahkeme kararında, müvekkili markalarındaki ÜÇGEN şeklinin markaya ayırt edicilik katmadığı ifade edilmişse de, markanın geometrik şekil ile bir bütün olarak tescil edildiğini ve kullanıldığını, bilirkişiler tarafından basit bir geometrik şekil olarak adlandırılan LOGO’nun müvekkili şirketin kurumsal kimliğinin bir parçası olduğunu, -markaların kullanılarak ayırt edici hale geldiğini, müvekkilinin kendi ölçeği içinde çok yoğun şekilde bu markaları kullandığını, müşteri çevresinde LOGO+MARKA ayırt edici hale geldiğini, sunulan belgelerin hemen tamamında dava konusu markaların bulunduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevabında; her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; markaların bilişim literatüründe bir kategori tanımlayan ve sektörel alanda herkes tarafından kullanılan ve aynı zamanda cins ve vasıf belirten kelimeler olduğunu, kelimelerin kullanılacakları malların genel isimleri olması nedeniyle diğer işletmelerin mallarından ayırt edilmelerinin mümkün bulunmadığını, bilişim sektöründe birçok firmanın bu ibareleri kendi ana markalarıyla birlikte kullandığını, davalının bu kelimelerin kullanım neticesinde ayırt edicilik kazandığına yönelik savunmasının tamamen mesnetsiz olduğunu, bir malın cins ismini içeren sözcüklerin ne kadar süre için kullanılırsa kullanılsın ne kadar reklam ve tanıtım yapılırsa yapılsın ayırt edici hale gelemeyeceklerini, davalının sunduğu deliller incelendiğinde davaya konu kelimeleri … markası ile birlikte kullandığının görüleceğini, markalarda kullanılan şekil unsurunun dört markada da aynı olduğunu, logo’nun markayı ayırt edici hale getirdiği iddiasının yerinde olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: TPE Markalar Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, 2011/07521 sayılı thinclient + şekil ibareli markanın 9. Sınıfta 28/01/2011, 2011/07546 sayılı mobilpc + şekil ibareli markanın aynı sınıfta ayın tarihten, 2011/07534 sayılı minipc + şekil ibareli markanın 9. Sınfta aynı tarihten ve 2011/07527 sayılı … + şekil markasının aynı sınıfta aynı tarihten itibaren 10’ar yıl müddetle davalı adına tescil edildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 05/08/2016 tarihli raporda; markalardan thinclient ibareli olanın bilişim literatüründe uzun zamandan beri kullanılan anlam itibariyle merkezi bir sunucuya bağlanarak bu sunucu üzerinde oturum açmaya ve program çalıştırmaya yarayan kullanıcı terminali olduğunu, nitelik bakımından pc, laptop ve benzeri bilgisayarlarda tanımlayıcı ifade olarak kullanıldığı, ince istemci sözcüğünün thinclient sözcüğünün Türkçeye çevrilmiş hali olduğunu ve bilişim sektöründe faaliyet gösteren birçok uluslararası firma tarafından ve ülkemizde de markalarla beraber kullanıldığını, minipc ve mobilpc markalarındaki sözcüklerin bilişim literatüründe bir markadan ziyade bir türü, kategoriyi ifade etmekte kullanıldığını ve işlevsellik bakımından da pc’yi boyutları ve taşınırlığı bakımından kategorize ettiğini, sonuç itibariyle tescil edilmiş markalarda kullanılan bu kelimeler değerlendirildiğinde, literatürde yer alan ve bir kategori tanımlayan kelimeler olduğundan, diğer firmaların kısıtlanamayacağının açık olduğunu, markalarda kullanılan basit geometrik şekil olan üçgenden müteşekkil şeklin de ayırt ediciliği sağlamaktan uzak olduğunu, dolayısıyla hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu, ancak internet sitesi alan adlarının terkin edilmesi talebinin hükümsüzlük davası ile birlikte istenmesinin uygun olmadığını, zira tecavüz davası ve ref davası açılmadığını, beyan etmişlerdir.Rapora itiraz üzerine mahkemece alınan 08/05/2017 tarihli ikinci heyet raporunda, who is aidiyet araştırması yapıldığında alan adlarının, davalı şirkete ait olduğunun belirlendiğini, ancak domain iptal işlemlerinin kayıt kuruluşuna yapılacak bildirim ardından TRABİS tarafından gerçekleştirileceğini, ayrıca tecavüz iddiası da mevcut olmadığından alan adı iptal koşulunun yerinde olmadığını, marka hükümsüzlük talebi ile ilgili yapılan değerlendirmede de, markaların esaslı unsur niteliğindeki kelimelerin mobil (taşınabilir) pc (bilgisayar) thinclient (ince istemci) olarak anlamlandırılacağı ve bu ibarelerin ürünlere işaret ettiğinde duraksama bulunmadığını, yani kırmızı elma gibi bir ürün grubunun cinsini veya niteliğini betimleyen ibare olduğunu, hususi tescili halinde taşınabilir bilgisayar grubunda ürün veya hizmet sağlayan diğer rakiplerin çalışmasını engelleyici bir duruma yol açabileceğini, markaların sahipleri için tekel haklar bahşedeceğini, ancak tüketiciler nezdinde ayırt edicilik sağladığı şeyin yalnızca sahibinin ürünlerinin olması gerektiğini, sektörün tüm ürünleri kapsayamayacağını, yani başkasının çalışmasını engellemesi ve rekabeti yok etmesinin adaletli bir yaklaşım olmadığını belirterek, davaya konu markaların tescilli olduğu mal ve sınıflar yönünden ürün türlerine ve kategorilerine işaret eder şekilde olanlarının KHK’nın 7/c maddesi kapsamında kısmi hükümsüzlüğünün gerektiğini beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına tescilli 2011/07521, 2011/07546, 2011/07534 ve 2011/07527 sayılı markaların ayırt edici niteliği olmadığı, bilgisayar sektöründe tanımlayıcı nitelikte olduğu , kötü niyetli tescil edildiği, herkesin kullanımında olan ibareler olduğu iddaları ile markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, www….com.tr, www…..com.tr, www…..com.tr ve www…..com.tr alan adlarının iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, markaların 09. Sınıfta kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin talebin ve alan adlarının iptali talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; davaya konu markaların müvekkilinin kurumsal kimliğinin bir parçası olan logo ile birlikte tescil edildiğini, bütün olarak korunduğunu, markanın kullanım neticesinde ayırt edici olduğunu, 556 Sayılı KHK 7/son maddesinde öngörülen şartın gerçekleştiğini ileri sürmüştür. 556 Sayılı KHK’nın 42/1-a bendinde, 7. Maddede sayılan hallerde markanın hükümsüzlüğüne karar verilebileceği, 7/1-c maddesi gereğince, ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren, d bendinde ise, ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret gurubuna mensup olanların ayırt etmeye yarayan işaret ve adların münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların başvurularının reddedileceği, tescil edilmiş ise hükümsüz kılınacağı düzenlenmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile davacı adına tescil edilen “… ” ibaresinin “normal bilgisayardan farklı olarak kendi içerisinde işletim sistemi bulunmayan, sunucuya ağ yoluyla bağlanarak ekran görüntüsünü ve programları direkt olarak sunucunun işlem gücünü ve kaynaklarını kullanarak operatöre işlettiren cihazların adı ” olduğu, “İnce İstemci” ibaresinin .. tipindeki cihazların Türkçe karşılığı olduğu, “Mobil PC” ibaresinin çalışırken taşınabilir bilgisayar anlamına geldiği, “Mini PC” ibaresinin daha az enerjiye ihtiyaç duyan, büyük soğutma sistemlerine ve büyük güç kaynaklarına ihtiyaç duymayan bilgisayarlara verilen adlar olduğu, markalarda bulunan üçgen şeklinin markaya ayırt edicilik kazandırmadığı tespit edilmiştir. Davalı vekili tarafından markaların logo ile kullanılarak ayırt edici hale geldiğini ileri sürmüşse de, bu ibarelerin öteden beri bilişim sektöründe yaygın olarak kullanıldığı, davalı tarafça ayırt edici hale getirildiğinin ispatlanamadığı, mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.