Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5297 E. 2020/1485 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5297 Esas
KARAR NO: 2020/1485
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2014/924 E. – 2017/518 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı … Ltd. Şti. ile imzalanan 04/04/2007 ve 21/05/2007 tarihli genel kredi sözleşmeleri doğrultusunda kredi kullandırıldığını, davalı …’nun da bu sözleşmeleri müşterek borçlu -müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduğunu, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin hissesini devrettikten sonra davacının yeni ortaklarla yaptığı genel kredi sözleşmesinden müvekkilinin de sorumlu olacağı sonucu çıkarılamayacağını, müvekkilinin borçlu şirketteki hissesini 04/10/2011 tarihinde dosyanın diğer borçlularına devrettiğini, davacı bankanın diğer borçlular ile arasında yapılan genel kredi ve kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacak için takibe geçtiğini belirterek müvekkilinin takip konusu borçtan dolayı borçlu olmadığından davanın reddini ve %20 si oranında tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe itiraz üzerine İİK 67 maddesine göre açılan takip itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesi; takip borcunun dayanağı olan sözleşmelerde davalının kefil sıfatı ile isim ve imzası bulunmadığından borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf isteminde; davalı genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile imzalamış olduğundan tüm dosya borcu ile sorumlu olduğunu, banka ile müşterileri arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden bankanın kredi limiti dahilinde birden fazla kredi kullandırılabildiğini, davalı-kefilin, sözleşmede belirtmiş olduğu tutarda sorumlu olduğu, bu sorumluluğun müvekkil banka tarafından verilecek tek bir kredi ile sınırlı kalmayıp, genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılacak diğer krediler ve bankacılık işlemlerinde de aynı tutarla sınırlı kalmak üzere devam edeceğini belirtmiş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesinin hükmüne esas olan ve Dairemizce yeterli ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunan son bilirkişi raporunda; takip alacağının davalının kefil sıfatı ile isim ve imzası bulunmayan sonraki tarihli sözleşmelerden kaynaklandığının açıkça tespit edildiği, mahkemece dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında birden çok genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sonraki tarihli sözleşmenin bir yenileme niteliğinde olduğu, davalının kefil olarak imzası bulunmayan genel kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan kredilerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermesinde usul ve esasa aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 25/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.