Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5280 E. 2020/1502 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5280 Esas
KARAR NO: 2020/1502
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2017
NUMARASI: 2016/429 E. – 2017/284 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 28/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin, dava dışı … Şirketi ile olan ticari ilişkisi nedeniyle bu şirkete yapacağı ödeme karşılığında keşidecisinin müvekkili olan 18.000,00 TL tutarlı çekin … Şirketi emrine düzenleyip kargo vasıtasıyla gönderdiği, kargo dağtımını yaptığı esnada kargo aracından hırsızlık yapılması sonucu dava konusu yapılan çekin çalındığı, takibe konu çeki çalan şahıslar hakkında Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, ayrıca dava dışı … tarafından İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi 2016/102 E. Sayılı dosyası ile takibe konu çekin arkasında bulunan … Şirketi adına olan kaşenin ve kaşe üzerindeki imzanın sahteliğinden dolayı icra takibinin iptali talebiyle dava açıldığı mahkeme tarafından teminat mukabilinde takibin durdurulmasına karar verildiği, bu nedenle takip alacaklısı şirket, çekin keşidecisi müvekkilden sonra, tamamen kendilerine iyi niyetle hamil durumuna sokmak ve iyi niyetli üçüncü şahıs konumundan faydalanmak amacıyla sahte kaşe ve imza ile sahte cirolar oluşturulduğu, müvekkil ile kötü niyetli takip alacaklısı arasında oluşturulan cirolar sahte olduğundan, ciro silsilesinin koptuğu, bu nedenle davaya konu çekten dolayı müvekkilinin takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine, borcun ödenmesi halinde açmış olduğu davanın istirdat davası olarak devam edilerek ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap dilekçesi sunmamış olup ön inceleme duruşmasında davalı vekili davacının kendi imzasına itiraz etmediğini, imzaların istiklali uyarınca dava açma yetkisi bulunmadığını beyan ederek davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…somut olayda davacı keşideci, dava konusu çekteki kendi imzasını inkar etmediği, bu durumda yukarıda açıklanan imzaların istiklali prensibi gözetilerek davacı keşidecinin, dava dışı çek lehtarının çekteki ciro imzasının sahteliğini ileri süremeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine, mahkemece verilen takibin teminatsız olarak durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, bu hususta İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu çek yönünden Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/37673 Soruşturma no’lu dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, davalı tarafın kötüniyetinin ispatı açısından ceza soruşturmasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, … Ltd. Şti.’nin kaşe ve imzasının sahteliğinin İstanbul 19. İcra Mahkemesi 2016/102 E. sayılı dosyası ile karar bağlanmış ve kesinleştiğini, kötüniyetli olarak davalı tarafla birlikte hareket eden fason şirketlerce ciro silsilesi kurulduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2015/33101 E. sayılı dosyasında alacaklı …, borçlulardan biri ise davalı şirket olduğunu, … davalı şirketin yetkilisi olduğunu, yaptıkları tespitlerde dava konusu dışında bir kısım çeklerin hırsızlık sonucu ele geçirildiği, mahkemelerden tedbir kararları verildiğini, kötüniyetli davalı ve davalı ile birlikte kötüniyetli olarak hareket eden cirantaların çekleri cirolayarak ve aynı vekille temsil edilmek suretiyle icra tehditi altında çalıntı çekleri tahsil etme yoluna gittikleri sabit olduğunu, cirosu bulunan şirketlerin kötüniyetli olarak piyasayı dolandırmaya çalıştığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, İİK 72/4 maddesi gereğince tazminata hükmedilmesinin talebe bağlı olmadığını, mahkemenin bu hususta herhangi bir hüküm kurmamış olması nedeni ile kararın bu yönü ile kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı keşideci, bonodaki imzasını inkar etmemiştir. 6102 Sayılı TTK 818/1-c maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 677. maddesi uyarınca imzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olup, başkasının imzalarının sahte olması imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Dava dilekçesi ekindeki Gaziosmanpaşa CBS 2015/37673 Soruşturma sayılı dosyasına ilişkin daimi arama kararında müştekinin … olduğu, soruşturmanın kargo görevlisinin dağıtım aracından yapılan hırsızlık şikayeti yönünden devam ettiği, davacı keşidecinin imza inkarının da olmadığı dikkate alındığında soruşturmanın bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğuna ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.Davalı vekilinin istinaf istemine gelince; İİK’nın 72/4. maddesine göre menfi tespit davasının reddi halinde davacının tazminatla sorumlu tutulması için kötü niyetli olması veya davalı alacaklının talepte bulunması zorunlu değildir. Somut olayda; davacının talebi üzerine mahkemece takibin durdurulmasına karar verildiği ve ilgili icra müdürlüğüne yazı yazılmak suretiyle ihtiyati tedbir kararının uygulandığı dikkate alınarak davalı lehine İİK 72/4 maddesi gereğince tazminata hükmedilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş ve davalı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının bu yönü ile kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ İLE, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2017 gün ve 2016/429 Esas, 2017/284 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,3- A. Davanın REDDİNE, B. İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, asıl alacağın %20’si tutarında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,C. Alınması gereken 54,40TL harçtan peşin alınan 339,50Tl harcın mahsubu ile bakiye 285,10TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,D. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, E. Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.385,50TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,İstinaf talebi reddedildiğinden davacı taraftan alınması gereken 54,40Tl harçtan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00Tl harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınıp davalıya verilmesine,-İstinaf yargılaması için davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/09/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.