Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5279 E. 2020/417 K. 21.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5279 Esas
KARAR NO: 2020/417 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2017
NUMARASI: 2016/22 E. – 2017/31 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; “davalının, … Limited Şirketi ile bir sözleşme imzaladığı, 15/10/2011 tarihli bu sözleşmeye göre …’ ın (…) sunuculuğunu yapacağı bir televizyon programı yapılmasının ve yapımcı şirketin icracı sanatçı, sunucu, orkestra, konuklar, makyaj, kostüm gibi unsurları sağlamasının öngörüldüğü, sözleşmede davacının sözleşme dışı tutularak davalı şirketin ve dava dışı … Şirketi’ nin hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği, televizyon program kasetlerinde davacının yapımcı olarak adının geçtiği, müvekkili davacının program yapımında çalışmak için aylık 20.000 TL talep ettiği, ancak ücret konusunda anlaşılamadığı için sözleşme dışı bırakıldığı, daha sonra aylık 10.000 TL ücret ödemesi konusunda anlaştıklarını, ancak davalının ücret alacaklarını ödemediklerini, ödenmeyen 9 aylık ücret alacağı için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak davalının takibe itiraz ettiğini” iddia ile itirazın iptalini, takibin devamını, % 20 den az olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatı ödemesine hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; “müvekkili ile davalı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, 15/10/2011 tarihli sözleşmenin dava dışı … Limited Şirketi ile yapıldığını, davacının bu şirketin çalışanı olduğunu, herhangi bir ücret alacağı var ise bu şirketten talep etmesi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, icra takibinin haksız olduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir. İstanbul (Kapatılan) 4.FSHHM’nin 07.03.2017 tarihli 2016/22 E. – 2017/31 K.sayılı kararıyla: “Dava konusu olan icra takibinin dayanağı olan … adlı televizyon programının yapımcısının … Ltd. Şirketi olduğu dava dışı bu şirketin davalı … A.ş ile sözleşme imzaladığı davacının ise söz konusu sözleşmede taraf olmadığı ancak programın gösterimine ilişkin dvdlerde … logosunun yer aldığı yapımcısının da … olduğu anlaşılmış olup, yapımcı varsa bir ücret alacağını yapımcı şirketten isteyebileceğini, yapımcı şirketin ise dava dışı olan … Ltd. Şirketi olduğu bu itibarla davalı kanalın davacıya sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcu olmadığı” gerekçesiyle; davacının davasının reddi ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinin iptali ile, asıl alacak likit olduğundan asıl alacağın %20 si oranında davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; 15/10/2011 tarihli sözleşmenin 3.2.maddesinde “Yapımcı … hariç denilerek müvekkilinin dava dışı … şirketinden ayrık tutulduğunu, müvekkilinin programın yapımcısı olarak 20.000 TL talep ettiğini, davalı şirkette ücret konusunda anlaşamadıkları için, sözleşme dışı bırakıldığını, müvekkilin daha sonra 10.000 TL ödeme için davalı kanalla anlaştığını, herhangi bir ödeme yapılmadığı için davalı kanal genel koordinatörü …’e 12/06/2012 tarihli mail attığını ancak cevap alamadığını, -Mahkemenin kararında, sözleşmenin 3.2.maddesinde “Yapımcı … hariç ibaresinin neden bulunduğunu açıklamadığını, bu düzenleme göz önüne alındığında, davalı şirketin müvekkiline ücret ödenmeyeceğinin iddia edilmesinin mantık kuralları ile çeliştiğini, – Müvekkilinin …’ın sunuculuğunu yaptığı “…” adlı programın başından sonuna yapımcılığını yaptığını, ücrete hak kazandığını, – Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, müvekkilinin yapımcı olduğunun, şirket ortağı veya davalı şirketin çalışanı olmadığının beyan edildiğini, buna rağmen raporda, müvekkilinin dava dışı şirketten alacağını talep etmesi gerektiğine dair beyanın çelişkili olduğunu, – Mahkemenin emsal ücret araştırması yaptırmadığını, emsal faturalar sunduklarını, faturalardan müvekkili yapımcının prodüksiyon hizmet bedelinin ayrı olarak ödendiğinin anlaşılacağını, – Davalı tarafın dilekçelerinde ve duruşmalarda icra inkâr tazminatı talep etmemesine rağmen tazminata karar verilmesinin de yerinde olmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; dava dışı … ile yapılan sözleşmenin …’ın sunuculuğunu yapacağı programın yapımını ve prodüksiyonunu gerçekleştirmesi ve bununla ilgili tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi amaçlı imzalandığını, – Davacının müvekkili ile sözleşmesinin bulunmadığını, – Davacının talep ettiği ücretin kabul edildiğine dair yazılı ya da sözlü bir beyan da bulunmadığını, – Davacının talep ettiği tüm prodüksiyon bedelinin … şirketine ödendiğini, davacının müvekkilinden hiçbir alacağının bulunmadığını, sözleşme kapsamında alacağı varsa … şirketinden talep etmesi gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince alınan 21/04/2016 tarihli kök raporda; davacının DVD’lerde dava dışı … ile birlikte yapımcı olarak göründüğü, davalı Kanal ile de yapımcılık sözleşmesinin dava dışı bu şirket ile yapıldığı, diğer bir deyişle dava dışı …nın davacı tarafından yapımcı olarak temsil edildiği, davacının alacağı varsa bunu dava dışı bu şirketten talep etmesi gerektiği, zira davalı kanal ile davacı arasında herhangi bir sözleşmenin de olmadığı, davacının alacağı varsa bunu dava dışı … Şirketinden talep etmesi gerektiği bildirildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 02/06/2016 tarihli ek raporda kök rapordaki görüşlerini tekrar ettikten sonra, Ancak sayın mahkeme tarafından bu faturalardaki bedellerin emsal ücret olarak değerlendirmesi durumunda, dava dilekçesinde davacı tarafça istenen aylık 10.000.- TL ücretin net/brüt ayırımı yapılmadığından brüt olarak mütalaa edilerek, takdiri sayın Mahkemenin olmak üzere, 05 Ağustos 2011 Tarihinden 06 Temmuz 2012 tarihleri arasında tam 9 ay düzenli olarak yayınlanmış olmasıyla, 9 Ay x 10.000.- TL. = 90.000.- TL. ücret alması gerektiği,(icra takip tarihi itibariyle) Takip tarihi 05 Mart 2013 tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz, dava tarihi 19.03.2014 olup, talep tarihindeki mevduata uygulanan en yüksek banka faiziyle hesaplanarak, 4857 Sayılı İş Kanunu Ücretin gününde ödenmemesi Madde 34 – Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün İçinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. … Bankası Sitesinden alınan, 06.03.2013 tarihli mevduata uygulana en yüksek faiz oranı % 5.25 dır. Buna göre, Hesaplanan faiz hesabı: 90.000.- TL x 379 gün x % 5.25/ 360 = 4.974.38 TL. işlemiş faiz hesaplanmıştır, görüşü bildirilmiştir. İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklısının …, borçlusunun … Aş, toplam 101.073,95TL alacak yönünden açıldığı, borçlunun süresinde itirazı nedeniyle 28/03/2013 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin 3.2 maddesinde;” Yapımcı, işbu sözleşme konusu program için icracı sanatçı/sunucu ekibini ve orkestrasını; konukları, konukların ekibini ve gerektiğinde orkestrasını; program yapım grubunu (Yapımcı … hariç); yapım koordinatörü, 3 kişi yapım yardımcısı, konuk koordinatörü, yönetmen, 2 kişi yönetme yardımcısı, kurgu yönetmeni 2 kişi montaj operatörü, haber koordinatörü, 2 kişi muhabir, kameraman, stüdyo şefi, makyaj elemanlarını, kuaförü (sadece …’ın) en az 80 seyirci, kostüm sorumlularını ve yapımcı tarafından program bölümlerinin yayına hazır hale getirilmesi için ve gerekli olan diğer bütün elemanları (teknik ve stüdyo elemanları hariç) zamanında, gerektiği gibi ve tam olarak sağlayacaktır. Ancak, …’ın (…) sunuculuğunu gerçekleştireceği programda sunucu ile … ayrıca sözleşme yapacak ve sunucu ücretinin tamamı … tarafından karşılanacaktır. Yapımcı tarafından temin edilerek, programda görev almış ve programlara her ne şekilde olursa olsun fikri ve bedeni çalışmalarla emek vermiş ve/veya ayni ve mali katkıda bulunmuş gerçek ve tüzel kişilerden kaynaklanabilecek taleplerden ve çıkması olası uyuşmazlıklardan tümüyle münhasıran YAPIMCI sorumlu olacaktır ” hükmü düzenlenmiştir. Sözleşmenin 7.md. “Mali Hükümler …, yapımcıya işbu sözleşme konusu hakların devri, yapım ve prodüktörlük masrafları için; 31/10/2011 tarihinde 15 günlük yapım ve prodüktörlük bedeli olarak 57.350,00 TL ödeme yapacaktır. Bu ödemeden sonra kasım ayı itibariyle haftalık 20.000,00 TL olmak üzere ayda toplam 80.000,00 TL ve aylık 136.000,00 TL her aybaşında nakden ödeme yapacaktır.” hükmü düzenlenmiştir.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; ödenmeyen ücret alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe, davalı tarafça yapılan itirazın iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince “.. programın gösterimine ilişkin dvdlerde … logosunun yer aldığı yapımcısının da … olduğu anlaşılmış olup, yapımcı varsa bir ücret alacağını yapımcı şirketten isteyebileceği, yapımcı şirketin ise dava dışı olan … Ltd. Şirketi olduğu bu itibarla davalı kanalın davacıya sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcu olmadığı” gerekçesiyle, davacının davasının reddine, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinin iptali ile, asıl alacak likit olduğundan asıl alacağın %20 si oranında davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, davacının davalı şirket kanalında yayınlanan programda yapımcı olarak görev aldığının beyan edildiği, yargılama sırasında davalı vekilinin buna karşı çıkmadığı ancak ücretin dava dışı şirketten talep edilmesi gerektiğini ileri sürdüğü, mahkeme kararının gerekçesinde de ” programın gösterimine ilişkin dvdlerde … logosunun yer aldığı yapımcısının da … olduğunun anlaşıldığının” açıklandığı, davalı tarafça da mahkemenin bu kabulüne karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmakla, taraflar arasında davacı tarafça yapımcı hizmeti verildiğinin sabit olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının davalı kanalda yayınlanan program DVD ‘lerinde yapımcı olarak görev aldığı tarafların ve mahkemenin kabulünde olmakla, uyuşmazlık davacının yapımcı ücretinin kimin tarafından ödeneceği ve miktarının tespitine ilişkin olduğundan, somut olayda ispat yükü kendisinde olan davacıya; davalı ile programda yapımcı olarak görev alması için sözlü anlaşma yapıldığını ve ödenecek ücreti , yemin dahil dayandığı tüm delillerle ispat hakkı tanınarak, sözlü anlaşmanın ispatı halinde, gerektiğinde emsal ücret araştırması yapılarak ve bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 ve 355. Madde gereğince kaldırılmasına, yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. Mahkemenin kabulüne göre de; 6100 Sayılı HMK 26. Maddesinde “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmü düzenlenmekle, kamu düzeniyle ilgili olmakla, HMK 26. madde ve HMK 355. madde gereğince bu husus Dairemizce resen dikkate alınmış, ilk derece mahkemesince, itirazın iptali talepli davanın reddine karar verilmesine rağmen, dava konusunun dışına çıkılarak ve talep aşılarak, takibin iptaline karar verilmesi , ayrıca davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde ve duruşmalardaki beyanlarında kötüniyet tazminatı talebi bulunmamasına rağmen, davacı tarafın kötüniyetli olduğu da ispatlanamadığı halde, davalı lehine tazminata hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi ve HMK 355. madde gereğince, İstanbul (Kapatılan) 4.FSHHM’nin 07.03.2017 tarihli 2016/22 E. – 2017/31 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 58,50 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 144,20 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/02/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.