Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5227 E. 2020/1469 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5227 Esas
KARAR NO: 2020/1469 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2017
NUMARASI: 2015/1041 E., 2017/626 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında vuku bulan ticari ilişkiden dolayı, müvekkilin davalıya satış karşılığında mal teslim ettiğini ve fatura bedelinden kaynaklanan USD alacak oluştuğunu, müvekkil şirket ile davalı arasındaki cari hesap kayıtları, USD faturalar mevcut olup, şirket ticari defterleriyle bu ticari ilişkinin sabit olduğunu, mevcut ticari teamül gereği müvekkil şirketçe satılan ürünün ” %75 Gıda Sınıfı Fosforik Asit” olduğundan faturaların USD olarak düzenlendiğini, Fosforik Asit Ürününün Alım/Satımının hem Türkiye’ de hem de tüm dünyada dövizle yapılmakta olduğunu, ürünün tedarik maddesinin alışları dövizle yapıldığından, alışverişin döviz özellikle USD para birimi dışında bir para birimiyle yapılmasının ticari hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edeceğini, müvekkil şirketin söz konusu alacak için; 10.09.2014 Tarihli, … Nolu, 27.074,16 USD Tutarlı, 06.08.2014 Tarihli, … Nolu, 26.801,10 USD Tutarlı, 22.06.2014 Tarihli, … Nolu, 27.431,22 USD Tutarlı, 23.05.2014 Tarihli, … Nolu, 26.381,02 USD Tutarlı, 24.04.2014 Tarihli, … Nolu, 26.780,16 USD Tutarlı, 02.04.2014 Tarihli, … Nolu, 26.297,01 USD Tutarlı, 29.04.2015 Tarihli, … Nolu, 26.885,12 USD Tutarlı, 15.03.2015 Tarihli, … Nolu, 22.267,80 USD Tutarlı, 19.01.2015 Tarihli, … Nolu, 26.654,08 USD Tutarlı, 09.11.2014 Tarihli, … Nolu, 27.578,25 USD Tutarlı, 11.12.2014 Tarihli, … Nolu, 27.053,15 USD Tutarlı Açık Faturaları keşide ettiğini, davalı borçlunun kendisine teslim edilen fatura ve fatura içeriklerine herhangi bîr itirazı olmadığından müvekkil şirketin alacağının da kesinleşmiş olduğunu, müvekkil ile davalı arasındaki cari hesap ilişkisi incelendiğinde görüleceği üzere, davalı şirketin müvekkil şirkete sürekli olarak gecikmiş ve eksik ödemeler yaptığını, yılsonu cari hesap dökümü yapıldığında davalının müvekkil şirkete 19.009,14 USD borcu bulunduğunun tespit edildiğini, davalıyla yapılan mutabakat görüşmeleri ve noter ihtarnamesine rağmen borcun davalı tarafından ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasında 20.02.2012-31.10.2013 tarihleri arasında ilk dönem 24.04.20l4-29.04.2016 tarihleri arasında ikinci dönem olmak üzere iki dönem halinde ticari ilişki yaşandığını ve bu ticari ilişki kapsamında davacı şirketin müvekkil şirkete “%85-%75 Food Grade Fosforik Asit” sattığını, ilk dönem ticari ilişkinin olduğu 20.02.2012-31.10.2013 tarihleri arasında müvekkil şirketin davacı tarafından kendisine gönderilen fatura bedellerini, aralarındaki ticari ilişki ve teamül gereği fatura tarihindeki TCMB USD Kuru üzerinden TL’ sına çevirerek 30 gün vade ve tl üzerinden davacı şirketin banka hesaplarına ödediğini, davacı şirketin bu ödemelere herhangi bir itirazı ve itiraz şerhi olmadan ödemeleri kabul ettiğini, fiyatların davacı şirketçe sürekli arttırılması nedeniyle müvekkil şirketin davacı şirketle ilişkisinin 31.10.2013 tarihinde sona erdiğini ve müvekkil şirketin dava dışı başka bir şirketle çalışmaya başladığını, tarafların bilahare tekrar anlaşmaları neticesinde 24.04.2016 tarihinde müvekkil şirketle davacı şirket arasında ikinci dönem ticari ilişkinin başladığını, ikinci dönem ticari ilişkilerde müvekkil tarafından davacı …ya gönderilen sipariş formlarında sipariş tarihindeki USD kurunun yazıldığını ve 90 gün vade belirlendiğini ve davacı şirket tarafından gönderilen faturaların bu şartlar dâhilinde davacı şirketin banka hesaplarına ödendiğini, davacı şirketin bu ödemelere herhangi bir itirazı ve itiraz şerhi olmadan ödemeleri kabul ettiğini, ikinci dönem ilişkilerin 29.04.2015 tarihindeki en son mal siparişinden sonra devam etmediğini, müvekkil ile davacı arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığı gibi, bu ticari ilişkinin niteliği gereği bir cari hesap ilişkisi de olmadığını, müvekkil şirketin davacı şirketten ihtiyacı olduğu zamanlarda miktarlarını da belirterek sipariş formu göndermekte ve “%85-%75 Food Grade Fosforik Asit” satın almakta olduğunu, sipariş formlarında sipariş tarihindeki USD kurunun yazıldığını ve söz konusu sipariş formlarının davacı şirketçe nizasız ve fasılasız kabul edildiğini, müvekkil Şirketin davacının dava dilekçesinde bahsettiği faturalar sebebiyle borçlu olmadığını, söz konusu fatura bedellerinin taraflar arasındaki anlaşma ve ticari teamül gereğince eksiksiz ödendiğini, davacının Ticari Faiz Talebinin de fahiş ve hukuka aykırı olduğunu, icra takibinde %9 Yasal Faiz talep eden davacı şirketin dava dilekçesinde 3095 SK.4/a maddesine göre ticari faiz talep ettiğini, davacının bu talebinin dahi net olmadığını ve açıklığa kavuşturulması gerektiğini, davacının %20 Kötü Niyet Tazminatı talebinin dava konusun çekişmeli bir konu olması ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddinin gerektiğini savunarak, haksız ve hukuksuz davanın reddine, davacının kötü niyetli talebi nedeniyle davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olduğu, dosya içine celp edilen İst. And. … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden 23/10/2015 Tarihinde 55.280,88 TL alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğunun anlaşıldığı, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında hukuki ilişkini devam ettiği dava konusu edilen davalı tarafa teslim edildiği taşrtışma konusu olmayıp uyuşmazlığın faturaya dayalı olarak yapılan ödemelerde ödemenin fiili ödeme tarihindeki kur üzerindenmi yoksa sipariş veya fatura tarihindeki kur üzerinden mi yapılıp yapılmayacağı , davacı tarafın takibe konu yaptığı miktar kadar alacağınını bulunup bulunmadığı vade farkı olarak talep edilen miktarın haklı olup olmadığı veya miktarı ile karşılıklı tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı uyuşmazlığın konusu olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez 25/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterlerindeki kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, tarafların Muavin Hesap Ekstreleri karşılaştırıldığında davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş faturaların, faturaların düzenlenme tarihindeki kurlar üzerinden hesaplanmış TL tutarlarının davalı şirket tarafından banka havaleleri vasıtasıyla tamamen ödenmiş oldukları, taraflar arasında 2012 yılından itibaren 2015 yılına süre gelen ticari ilişki boyunca, davacı yanca takip ve işbu davaya konu yapılan kur farkı talebi dışında TEAMÜL oluşturabilecek bir KUR/VADE FARKI uygulamasının bulunmadığı gibi taraflar arasında bu konuyu düzenleyici bir yazılı sözleşmenin de bulunmadığının tespit edildiği, yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçelere göre davacının davalı hakkında düzenleyerek gönderdiği fatura bedellerinin fatura tarihindeki kurlar üzerinden hesaplanıp banka havalesi ile de tamamen ödenmiş olduğu, taraflar arasındaki 2012-2015 yılları arasında süregelen ilişki boyunca taraflar arasında kur vade farkı adı altında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi teamül oluşturacak bir uygulamada bulunmadığı anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın reddine, şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş olup; dilekçesinde ; satışın döviz üzerinden gerçekleştiğini ve faturalarda döviz cinsinden düzenlendiğini, ayrıca faturalara fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme kabul edileceğinin yazıldığını ve davalı yanın bu faturalara bir itirazının bulunmadığını , kur farkı alacaklarının sabit olmasına rağmen mahkemece hesaplama yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava kur farkına ilişkin cari hesap alacağı nedeni ile yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece kur farkı anlaşması bulunmadığı ve teamül de olmadığı nedenle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya ibraz edilen satım konusu mallara ilişkin bazı faturaların bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere bedellerinin öncelikle yabancı para cinsinden gösterildiği ve Vergi Usul Kanunu’ndaki zorunluluk nedeniyle Türk Lirası üzerinden düzenlendiği anlaşılmaktadır.Davalı tarafın bu faturalara itiraz ettiğine yönelik bir savunmasına rastlanılmamıştır. Bu durumda bedeli yabancı para olarak gösterilen faturalar yönünden akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğunun kabulü gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama yada teamül aranmaz. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Ancak ; YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2018/2135 K. 2019/4709 T. 10.10.2019 tarihli kararında da belirtildiği gibi “….İtirazın iptali davaları, takip talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Yapılan tahkikatta taraflar arasındaki ihtilafın, davacı tarafından davalıya satılan malların dövize endeksli olarak satılıp satılmadığı hususundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Türkiye’de faaliyet gösteren iki Türk şirketi arasındaki davacının icra takibine ve davaya konu ettiği açık hesap alacağının, kur farkından kaynaklandığı, başka bir deyişle kur farkı alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Kur farkı alacağı, Türk Lirası olarak talep edilebilir. Türk Kanunları’na göre döviz alacağının Türk Lirası olarak istenmesi mümkün ise de, Türk Lirası alacağının dövize çevrilerek istenmesi mümkün değildir. Davacının kur farkından kaynaklanan Türk Lirası alacağı saklıdır. İş bu itirazın iptali davasının yukarıda açıklanan nedenlerle reddi gerekirken, açıklanan yönde bir değerlendirme yapmadan miktar üzerinden tahkikat yapan istinaf mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir..” denilmektedir. Eldeki davada da kur farkı faturası düzenlenmesi sözkonusu olmayıp, TL cinsinden cari hesap USD ye çevrilmek suretiyle kur farkı talebi USD olarak talep edilmiştir. Davanın bu nedenle reddi gerekirken farklı bir gerekçe ile ve kur farkı alacağını talep etme hakkını ortadan kaldırır şekilde hüküm kurulması hatalı olmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yukarıda açıklanan gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA 2- İlk derece mahkemesine açılan davada A Davacının kur farkı talep hakkı saklı kalmak üzere açılan itirazın iptali davasının REDDİNE B-Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebinin de reddine , C -Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 667,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 613,17 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, D-Davacı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, E-Davalı tarafça yapılan 44,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, F-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 7.986,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, G-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YARGILAMASINDA 3-Davacı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 4- Davacı yanın istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 12,50 TL ve posta gideri 25,00 TL ki toplam 123,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 5- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/ 1- a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/09/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.