Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5224 E. 2020/1561 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5224 Esas
KARAR NO: 2020/1561 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/05/2017
NUMARASI: 2015/214 E. – 2017/84 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “Karın Bölgesindeki Yaralar İçin Pansuman Malzemesi” konulu buluşunun TPE nezdinde … sayılı patent belgesi ile koruma altında olduğunu ve … sayılı Avrupa Patentinin Türkiye validasyonu olduğunu, davalının “…” ürünlerinin, toplam 12 istemden oluşan dava konusu patentlerine tecavüz ettiğini ve haksız rekabette bulunduğunu iddia ederek, davalının, müvekkilinin … sayılı patentine tecavüz eden “…” ürünlerinin üretiminin, satışının, pazarlanmasının ve dağıtımının yapılmasının, ithalinin ve ihracının veya herhangi bir şekilde tanıtımının yapılmasının önlenmesini, imal edilmiş, depolanmış veya dağıtılmış bulunan davalıya ait “…” ürünlerinin bulundukları yerlerden toplatılmasını ve emin bir yerde muhafaza edilmesini, internet ortamı da dahil olmak üzere ilan, reklam tanıtım yapmasının engellenmesini ve her türlü tanıtım materyalinin toplatılarak muhafaza altına alınmasını, muhafaza altına alınan ürün, malzeme ve her türlü materyalin verilecek hüküm neticesinde imhasını, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin yara bakım malzemeleri ve ostonomi alanında faaliyet gösteren köklü bir firma olduğunu, uzun yıllardır bu işi yaptığını, davacı yanın müvekkilinin faaliyetinden haberdar olmamasının mümkün olamayacağını, davayı açmak bakımından uzun süre hareketsiz kalan davacının bu aşamadan sonra gecikmesinde sakınca bulunan bir durumun var olduğunu belirtemeyeceğini, müvekkilinin üretiminin, satışının ve diğer işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin müvekkili bakımından büyük sıkıntılara yol açacağını, davacının 5718 sayılı Kanunun 48/2 maddesine göre teminat göstermesi gerektiğini, pansuman malzemesinin davacının patentli ürününe herhangi bir benzerlik göstermediğini, müvekkilinin yasal izinleri alarak üretim yaptığı için davacının patentine tecavüz oluşturmadığını ve haksız rekabet ve patent hakkı ihlalinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul (Kapatılan) 3.FSHHM’nin 04.05.2017 tarihli 2015/214 E. – 2017/84 K.sayılı kararıyla; ” davacının dayanak patentinin iki adet bağımsız istem ve ürün istemine bağlı 4 adet bağımlı, usul istemine bağlı 6 adet bağımsız istemden oluşmakta olup, davalı yanın … markası ile ürettiği … isimli ürününün davacının … T4 sayılı patentinin tüm istemlerinin koruma kapsamına girdiği ve dolayısıyla davalı ürününün davacının patentine tecavüzde bulunduğu ayrıca davalı fiilinin 6102 Sayılı Ticaret Kanununun 55. Maddesinde ifadesini bulan haksız rekabet fiilini de oluşturduğu ” gerekçesiyle; davanın kabulü ile, davalının … markası ile satışa sunulan açık … ürünü ile davacının … sayılı patentine tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve ref’ine, davalının … markası ile satışa sunduğu bu ürünleri üretmesinin, stoklamasının, ithalinin, satışının ve dağıtımının önlenilmesine, davalı da bu ürün ile ilgili her türlü tanıtım materyali mevcut ise ürünler ve bu materyallerin toplatılarak imhasına, karar kesinleştiğinde özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek sureti ile Türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek 3 büyük gazeteden birinde bir kez ilanına, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının patent hakkına sahip olduğu yara kapatma bandı ile müvekkili tarafından üretilen … setinin tamamen birbirinden farklı olduğunu, ortak noktalarının aynı amaca hizmet etmek üzere üretiliyor olmaları olduğunu, söz konusu tedavinin uygulanması bakımından bu şekilde bir pansuman malzemesinin kullanılmasının zorunlu olduğunu, bu tedavi usulünün davacının tekel hakkına sahip olduğu bir alan olamayacağını, -gözenekli pedin patent istemlerinde belirtilen sıvıları geçiren gözenekli parça ile benzer olduğu iddia edilmiş ise de, söz konusu tedavinin uygulanması içen bu nitelikteki malzemenin kullanılmasının zorunlu olduğunu, -hasta üzerinde uygulanacak negatif basınç uygulamasının düzgün bir şekilde uygulanabilmesi ve yapıştırmaların önlenmesi bakımından film örtüsünün zorunlu olduğunu, bu malzemenin de eşyanın doğası ve insan vücudunun doğal yapısı gereği, patent hakkına konu örtü ile aynı boyutlarda ve tedavinin yapılması aşamasında kullanılabilecek malzemelerden olması gerektiğini,-plastik film ve iç gözenekli ped bakımından da aynı zorunluluk bulunduğunu, -film tabakası üzerinde gözeneklerin bulunmasının da tedavi aşamasında yara eksüdansının gözenekli pede geçişine imkan sağlaması bakımından gerekli olduğunu, -bunun dışında gözeneklerin filmin etki alanının %10’undan az bir bölümü teşkil etmesi ve film tabakasının gözenekli ped yüzeyi ile temas halinde olması ve film örtüsünün gözenekli ped üzerine yerleştirilmesi gerekliliğinin tedavi usulünün uygulanabilmesi için zorunluluk teşkil ettiğinden, bu usullerin müvekkilince üretilmiş bulunan pansuman malzemeleri bakımından uygulanmasının benzerlik olarak kabul edilemeyeceğini, aksi halde KHK 6. Maddesine açıkça aykırılık teşkil edecek şekilde tedavi usulünün kullanımının bir kimseye tekel olarak tanınması anlamına geleceğini, mahkemenin rapora itirazlarını dikkate almadığını, -dava konusu yara kapatma sisteminin 551 Sayılı KHK 6/e bendine aykırılık teşkil ettiğini, patente konu pansuman malzemesinin karın boşluğunda cerrahi müdahale geçiren nihai iyileşmelerinin mümkün olmaması ve bu nedenle de karın boşluğunun temizlenmesi ile oluşan enfeksiyonları tedavi edilmesinde kullanıldığı gözetildiğinde, bir tedavi usulü olduğu ve kanuna aykırı olarak patente konu edildiğinin açık olduğunu, kararın patentin hükümsüz olması nedeniyle hatalı olduğunu, hükümsüzlüğe ilişkin dava haklarını saklı tuttuklarını, -hükme esas alınan 24/03/2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, davaya konu malzemede kullanılan sistemin, yara üzerine negatif basınç uygulanmasına imkan verirken , sargının çıkarılmasını engelleyen ve yapışmaların oluşmasını da sınırlayan bant ve bunun kullanımını detaylandıran usuller ile tedavinin uygulanması olduğunu, davacının tekel hakkına sahip olabileceği bir alan olmadığını, raporda parçalarda benzer olduğu beyan edilen ve yukarıda açıklanan özelliklerin tedavideki zorunluluktan kaynaklandığını, davacı patentine tecavüzün söz konusu olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesinde; dosyada müvekkilinin haklılığını gösteren 2 adet bilirkişi raporu ve davalı aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararı bulunduğunu, davalının istinaf dilekçesinde mütecaviz ürünlerde yer alan özelliklerin müvekkilinin … sayılı patenti kapsamında korunduğunu bizzat ikrar ettiğini ancak bunun zorunluluktan kaynaklandığını ileri sürmüşse de; özelliklerin teknik zorunluluktan kaynaklanmadığını, yara iyileştirme teknolojisinde düşük basınç kullanımı ile dünyada çok farklı metotların bilinip uygulandığını, davalının patent kapsamında kalmayan birçok uygulama varken, müvekkilinin patenti kapsamında kalan ürünü kullanarak kötüniyetli olduğunu, davalının ürününün tüm özelliklerinin müvekkilinin patenti kapsamında korunduğunu, davacının patent ile korunan ürününün “tedavi usulü” olarak nitelenmesinin kabul edilemeyeceğini beyanla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; TPE’den gelen kayıtlardan, … sayılı ve “…” buluş başlıklı patentin, Avrupa Patent Ofisi’ne 09/05/2001 tarihinde yapılan Avrupa Patent başvurusunun, 05/04/20026 tarihinde ilanından (…) sonra, 3 ay içerisinde 29/06/2006 tarihinde Türkiye’de tescil başvurusunda bulunulması üzerine 09/05/2001 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile davacı adına tescil edildiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince patent uzmanı bilirkişi …’ndan alınan 18/01/2016 tarihli raporda; davacı yanın patentinin 12 istemden oluştuğunu, 1 nolu istemin bağımsız ürün istemi, 6 nolu istemin ise bağımsız usul istemi olduğu, 2-5 nolu istemlerin 1 nolu isteme bağımlı, 7-12 nolu istemlerin ise 6 nolu isteme bağımlı olduklarını, davacıya ait patentin 1 nolu bağımsız isteminde yazılı teknik özellikler ile benzerliklerin karşılaştırıldığını, Bir yaranın üzerine veya içine yerleştirilen çıkarılır özellikli yara bandı (10) , sıvıları geçiren gözenekli bir parça (12), esnek film tabakası (38), film tabakasının üzerinde çok sayıda deliğinin bulunması (32,34), kullanım esnasında esnek film tabakasının (plastik filmin) (38) yaranın yüzeyi ile gözenekli parça (12) arasına yerleştirilmesi , esnek film tabakasının (38) gözenekli pedin (12) yüzeyi ile temas halinde olması, gözenekli pedin (12) üzerine yerleştirilmek üzere sıvıları geçirmeyen bir film örtüsü (14), bağlantı araçları (18) yaradan sızan sıvıların akışını kolaylaştırmak üzere negatif basınç kaynağına bağlantıyı sağlaması, film örtüsünün (14) içinden ve gözenekli pedle (12) akış bağlantısı içinde uzanması olup özelliğinin yapışkan bir kenarının olması, filmin yüzeyi üzerine dağılan deliklerin (34), esnek film tabakasının (38) etki alanının %10’undan azını oluşturması unsurlarının davalı ürününde bulunduğunu, 1 nolu bağımsız isteme bağımlı 2-5 nolu bağımlı istemlerdeki teknik özelliklerin de davalı ürününde bulunduğunu,Davacı patenti 6 nolu bağımsız istemde; “yukarıdaki istemlerden birine uygun kapatma bandında (10), film örtüsü (14) ile gözenekli ped (12) arasına ikinci bir esnek film (38) tabakası (28) yerleştirilmesi, bahsedilen ikinci esnek film tabakası bir zarf oluşturmak üzere ilgili kenarlarının çevresinde esnek filmin (32) birinci tabakasına (30) kapatılması ve bağlantı aracı (18) bir negatif basınç kaynağına bağlandığında, yara eksüdansının gözenekli pedin (36) içinden ve esnek tabakadaki (28) deliklerden (32) parçadan (36) dışarı çekilmesi için, ikince esnek film (38) tabakası (28) deliklerle (22) oluşturulması ” buluşunun korunduğu, davalıya ait üründe ikinci bir gözenekli film örtüsü ile gözenekli ped arasında ikinci bir esnek film tabakası yerleştirildiği, bunun da gözenekli pedi (12) içine alan iki katmanlı esnek film tabakasından anlaşıldığı, esnek film tabakasının içine aldığı gözenekli pedin etrafını kaplayarak, bağlantı aracı bağlandığında negatif basınç kaynağının da etkisiyle yara eksüdansının gözenekli pedden ve ikinci esnek tabakadaki deliklerden (yarıklardan) geçerek yukarı doğru çekildiği, 6 nolu bağımsız isteme bağlı 7-12 nolu bağımlı istemlerdeki teknik özelliklerin de davalı ürününde bulunduğunu, beyan etmiştir.Davalı vekilinin davaya konu ürünün teknik özelliklerinin karın içerisinde iltihap ve enfeksiyon geçiren hastaların yaralarının iyileşmesi bakımından uygulanması zorunlu bir tedavi yönteminin ayrılmaz parçası olduğunu savunduğu, bilirkişi raporunda bu hususun da değerlendirildiği, davaya konu patentin konusunun insan ve hayvanda uygulanacak cerrahi ve tedavi usulünde kullanılabilecek bir tıbbi cihaz ile ilgili olduğu ve patent verilmesi sırasında unsurların zorunlu olup olmadığına bakılamayacağı, davalı tarafından iddia edildiği gibi; davacıya ait patent hakkına konu yara bandının, karın içerisinde iltihap ve enfeksiyon geçiren hastaların yaralarının iyileşmesi bakımından uygulanması zorunlu tedavi yönteminin ayrılmaz parçası olarak değerlendirilemeyeceği, piyasada bu alanda çok sayıda ve çok çeşitli yara bandı özelliği taşıyan tıbbi cihazlar bulunduğu, davalı tarafça aynı niteliklere sahip … ürünün bulunduğunun beyan edildiği, bu tıbbi cihaz ve başka tıbbi cihazların bulunmasının tedavi yönteminin uygulanması bakımından bu malzemenin zorunlu olmadığını gösterdiği, sonuç olarak davalıya ait “… marka çıkarılabilir özelliğe sahip … (… seti) ürününün davacıya ait … sayılı patentin 1-12 nolu istemlerinde belirtilen özelliklere sahip “çıkarılabilir özellikli yara kapama bandına” tecavüz ettiği kanaati bildirilmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 24/03/2017 tarihli, Avrupa Patent vekili …, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. … ve Patent vekili Kimya Yüksek Mühendisi … tarafından düzenlenen raporda da; davalıya ait “…” markalı …nin, davacıya ait … sayılı patentin koruma kapsamında olduğu belirtilmiştir.
G E R E K Ç E: Dava, davacının … sayılı patentine, davalı yanın “…” isimli ürünü yoluyla tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve ref’i, tecavüz ürünlerinin toplatılarak imhası ve verilecek kararın ilanı taleplidir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; söz konusu tedavinin uygulanması bakımından bu şekilde bir pansuman malzemesinin kullanılmasının zorunlu olduğu, bu tedavi şeklinin davacının tekel hakkına sahip olabileceği bir alan olmadığının ileri sürüldüğü ve patentin istemlerinde belirtilen sıvıları geçiren gözenekli parça, film örtü, plastik film ve iç gözenekli ped, film tabakası ve gözeneklerin filmin, gözeneklerin filmin etki alanının %10’undan az bir bölümü teşkil etmesinin ve film tabakasının gözenekli ped yüzeyi ile temas halinde olması ve film örtüsünün gözenekli ped üzerine yerleştirilmesi gerekliliğinin tedavi usulünün uygulanması için zorunluluk teşkil ettiği ileri sürülmüşse de; bilirkişi …’ndan alınan 18/01/2016 tarihli raporda bu hususun cevaplandığı, raporda ” davaya konu patentin konusunun insan ve hayvanda uygulanacak cerrahi ve tedavi usulünde kullanılabilecek bir tıbbi cihaz ile ilgili olduğu ve patent verilmesi sırasında unsurların zorunlu olup olmadığına bakılamayacağı, davalı tarafından iddia edildiği gibi; davacıya ait patent hakkına konu yara bandının, karın içerisinde iltihap ve enfeksiyon geçiren hastaların yaralarının iyileşmesi bakımından uygulanması zorunlu tedavi yönteminin ayrılmaz parçası olarak değerlendirilemeyeceği, piyasada bu alanda çok sayıda ve çok çeşitli yara bandı özelliği taşıyan tıbbi cihazlar bulunduğu, davalı tarafça aynı niteliklere sahip … ürünün bulunduğunun beyan edildiği, bu tıbbi cihaz ve başka tıbbi cihazların bulunmasının tedavi yönteminin uygulanması bakımından bu malzemenin zorunlu olmadığını gösterdiğinin” beyan edildiği, göz önüne alınarak, karın bölgesindeki yaralanmalarda kullanılacak malzemede bulunması gereken zorunlu unsurlar olduğu bu nedenle davacının tekeline verilemeyeceğine yönelik davalı istinafı yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin bir diğer istinaf sebebi de, dava konusu kapatma sisteminin 551 Sayılı KHK 6/e maddesine aykırı olduğu ve patente konu edilmesinin patentin hükümsüz olduğunu gösterdiği iddiası ile kamu yararı ve kamu sağlığının ön planda tutulması talebidir. Uyuşmazlık konusu davada; davacı patentinin hükümsüzlüğü dava konusu değilse de; mahkemece celp edilen tescil belgesinden, davacı patentinin Avrupa Patent Ofisi’ne 09/05/2001 tarihinde yapılan Avrupa Patent başvurusunun, 05/04/2006 tarihinde ilanından (…) sonra, 3 ay içerisinde 29/06/2006 tarihinde Türkiye’de tescil başvurusunda bulunulması üzerine 09/05/2001 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile davacı adına tescil edildiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da davaya konu patentin konusunun insan ve hayvanda uygulanacak cerrahi ve tedavi usulünde kullanılabilecek bir tıbbi cihaz ile ilgili olduğunun açıklandığı, tedavi usulünde kullanılan tıbbi cihazın usul içerdiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamında alınan her iki bilirkişi raporuyla da; davalıya ait “… marka çıkarılabilir özelliğe sahip … (… seti) ürününün davacıya ait … sayılı patentin 1-12 nolu istemlerinde belirtilen özelliklere sahip “…” tecavüz ettiği tespit edilmekle, ilk derece mahkemesince, patente tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile hükmün ilanına karar verilmesi yerinde görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 29,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.