Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5213 E. 2019/902 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5213 Esas
KARAR NO : 2019/902
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2017
NUMARASI : 2015/1006 E. – 2017/396 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Bahçeşehir 2. Kısım mah. … adresinde bulunan “…”un devri hususunda sözlü olarak davalı borçlu ile işletmenin demirbaşı, ticari unvanının, müşteri portföyünün ve telefon numarasının devri ve devir bedelinin karşılığı olarak 70.000 TL ödenmesi hususunda sözlü olarak anlaştıkları,08/07/2015 tarihinde… Bankası Şirinevler Şubesinden davalının eşi …’nın …. numaralı hesabına … pet shop’ un devir parası kaydı ile 65.000 TL aynı tarihte davalı …’nın … numaralı hesabına da kalan 5.000 TL’ lik bedel havale ettiğini, bu sırada müvekkilinin doktor olduğundan ve mesleği gereği işyeri ile fazla ilgilenemeyeceğinden, eşinin de yabancı uyruklu olması ve işyerinin adına tescil edilmesine yasal engellerin bulunması nedeniyle söz konusu işyerinin …’ nın eski çalışanı … tarafından davacının eşinin nam ve hesabına işletilmesi konusunda tarafların iç ilişkide mutabık kaldıklarını, bu hususta davacının eşi … tarafından 08107/2005 tarihinde, “İradi Temsil Belgesi” düzenlenerek dava dışı….’e temsil yetkisi verildiğini, taraflar arasında sözlü olarak akdedilmiş olan sözleşmeden hemen sonra davacının sözleşme gereği kararlaştırılan 70.000 TL bedeli ödediğini, buna rağmen davalı …’ nın işyerini bir süre kullanmaya devam ettiğini, bu süreçte davacının bilgisi ve muvafakati dışında bütün müşterilerini arayarak işyerini kapattığını bildirdiğini, davalı …’ nın işyerinden ayrıldıktan sonra işyeri unvanının patentini aldığını, bu sebeple davacının kullanamayacağını iddia ederek işletmenin tabelasını da aldığını, davalının işyerini bırakıp giderken bırakılan ürünlere ilişkin olarak fatura da düzenlemediğini, davacının açıklanan nedenlerle havale ile sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen davalı tarafın edimini hiçbirini yerine getirmemesinin sözleşmenin feshi ve ödenen bedellerin iadesi talebini zorunlu kıldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalı borçlunun, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün…E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının eşi olarak kendini tanıtan … isimli kişi ile davalı arasında işletmekte olduğu pet shopun devri hususunda anlaşıldığını, devir öncesi görüşmelerin davalı ile davacının eşi … arasında gerçekleştiğini, davacının söz konusu anlaşmanın tarafı olmadığını, dilekçe ekinde yazışma suretlerinin devir öncesi görüşmelerin davalı ile davacının eşi … arasında gerçekleştiğini gösterdiğini, bu görüşmeler incelendiğinde davacının devir ilişkisinde taraf olmadığının açıkça görüleceğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, aktif husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, “Pet Shop isimli işyerinin davalı tarafından yürütülen bir şahıs şirketi iken, davacının eşinin davalı ile görüşüp iki tarafın işletmenin davacının eşine devri hususunda anlaştıklarını, bu görüşmenin Whatsapp isimli sohbet uygulamasıyla gerçekleşmiş olup, tüm yazışmaların işbu dilekçe ekinde sunulduğunu, aynı zamanda davacının eşinin kendini avukat olarak tanıtıp kendi adına şirket kurulamayacağını beyan ettiğinden karşılıklı anlaşma ile dava dışı … adına yeniden kira sözleşmesi yapıldığını, bu hususta mal sahibinin aracı kılınarak ikna edildiğini, davacının eşinin devirden sonra bugüne dek ticari faaliyetini sürdürdüğünü, bu süreçte davalıya hiçbir ayıp ihbarı yapılmadığını, dava dilekçesinde sayılan demirbaşların eksik olması, müşteri bilgilerinin gizlenmesi vs. hususların hiçbirinin davalıya bildirilmediğini, zira bu hususların hiçbirinin gerçekte mevcut olmadığını, davacının eşine işyerinin tüm demirbaşlarının dürüstlük kurallarına uygun olarak teslim edildiğini, mahallinde yapılacak keşif incelemesi ile bu hususun tespitinin mümkün olduğunu, müşteri bilgilerinin … aracılığı ile paylaşıldığını, davacının eşinin işyerini bir süre işlettiğini, beklediği ticari karı elde edemeyince pişmanlık yaşayarak bu kez ticari faaliyetinden doğan zararını davalıdan tahsil etme çabasına girdiğini, davacının bu tutumunun ticari ahlaka, dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli, 2015/1006 E. -2017/396 K.sayılı kararıyla; “Davacının, dava dışı … ile davalı arasındaki İşletmenin devri sözleşmesinden doğan 70.000-TL’lik bedel borcunun 5.000,00-TL sini davalıya … yerine üçüncü kişi sıfatıyla ifa ettiği, ödemenin 27/08/2015 tarihinde havale yolu ile yapıldığı, para borcunun şahsen ifasında davalının menfaatinin bulunmadığı, dava dışı … tarafından ifaya karşı çıkılmadığı, davalının ifayı kabul ettiği böylece davacının, dava dışı …’i işletmenin devri sözleşmesinden doğan avans borcundan kurtartığı, davacı tarafça davalının işletmenin devri sözleşmesinden doğan, “işletmeyi oluşturan unsurların devri” edimini gereği gibi yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmeden döndüğünü ileri sürmekle birlikte, sözleşme ilişkisinin tarafı olmayan davacı tarafın sözleşmeden doğan hak ve def’ileri ileri süremeyeceği, sözleşmenin tarafı olmayan davacının bedel iadesi talebi yönünden aktif husumetinin bulunmadığı, davalının itirazının haklı olduğu” gerekçesiyle davanın sıfat (aktif husumet) yokluğundan esastan reddine, koşulları bulunmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. Dosyasının incelenmesinde; davalı aleyhine 5.000,00 TL Asıl alacağın takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek Yıllık %9 Yasal Faiz ve değişen oranlardaki faizi ile, tahsili için ilamsız İcra takibi başlattığı, borçlu vekilinin süresinde yaptığı itiraz nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/976 Esas Sayılı dosyasında sunulan dava dilekçesinden; davanın itirazın iptali davası olduğu, davacısının …, davalısının… olduğu, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına … tarafından yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, anlaşılmıştır.Dava dilekçesine ekli havale dekontu incelediğinde, göndericisinin …, alıcısının …, havale tutarının 5.000,00 TL olduğu, havale nedenine ilişkin açıklama bulunmadığı anlaşılmıştır.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin doktor olduğunu, eşi yabancı uyruklu olduğundan işyerinin adına tescil edilmesine yasal engel bulunduğunu, işyerinin davalının eski çalışanı … tarafından hem davacı hemde müvekkilinin eşi …’in nam ve hesabına işletilmesi konusunda mutabık kaldıklarını, her ikisi adına iradi temsil belgelerini sunduklarını, mahkemenin müvekkilinin …’e verdiği 08/07/2015 tarihli iradi temsil belgesini değerlendirmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, müvekkilinin sözleşmenin tarafı olduğunu, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 25.02.2013 tarihli, 2013/1715 Esas- 2013/2939 Karar sayılı ilamı incelendiğinde, müvekkilinin aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ortaya koyduğunu, dosyada alınan kök bilirkişi raporunun, müvekkilinin dava açmakta haklı olduğunu açıkça tespit ettiğini beyanla, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davacının … ile müvekkili arasında doğan işletmenin devri sözleşmesi kapsamında üçüncü kişi sıfatında bulunduğunu, müvekkilimize ödenen 5.000,00 TL’nin bu sözleşme ilişkisi çerçevesinde … adına gerçekleştirildiğini, bu sebeple de davacının taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisi çerçevesinde taraf sıfatı bulunmadığını, davacının kurulan sözleşme ilişkisinde taraf ehliyeti bulunmadığını, müvekkilinin “pet shop” olarak işletmekte olduğu işyerindeki demirbaş eşyalar ve ürünler ile kiracılık ilişkisini davacının eşi olan … ile yapmış olduğu görüşmeler ve varılan anlaşma sonucunda devrettiğini, yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde müvekkilinden geri istenemeyeceğini, davacı tarafça davacı ve …’in kendi nam ve hesaplarına …tarafından işletilmekte olan işyeri ile ilgili verilmiş olduğu iddia edilen iradi temsil belgesinden bahsedilmişse de bu temsil ilişkisinin taraflarının olsa olsa davacı, … ve … isimli kişiler olacağını ve böyle bir temsil ilişkisi içerisinde müvekkilinin herhangi bir taraf durumunun söz konusu olmadığını beyanla davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
G E R E K Ç E :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde, “… Shop” isimli işyerinin devri hususunda davalı ile anlaşıldığını, söz konusu işyerinin …’ nın eski çalışanı …tarafından davacının eşinin nam ve hesabına işletilmesi konusunda tarafların iç ilişkide mutabık kaldıklarını, bu hususta davacının eşi … tarafından 08107/2005 tarihinde, “İradi Temsil Belgesi” düzenlenerek dava dışı …’e temsil yetkisi verildiğini, davacının havale ile sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen, davalı tarafın edimin hiçbirini yerine getirmediğini, sözleşmenin feshini ve ödenen bedellerin iadesi talebini zorunlu kıldığını beyanla itirazın iptaline konu icra takibinde bu bedellerin iadesini talep ettiği, ödeme emrinde, borcun sebebi olarak ” alacağın tahsili talebi”nin gösterildiği anlaşılmıştır. Davalıya 5.000,00 TL’nin davacı tarafından banka havalesiyle gönderildiği anlaşılmışsa da; dava dilekçesinden, davalı tarafın edimini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshiyle ödenen bedelin iadesinin istendiğinin belirtildiği, dosyaya sunulan ve davacı tarafça da karşı çıkılmayan Whatshapp yazışmalarından işyerinin devri konusunda ki anlaşmanın davacının eşi … ile davalı arasında yapıldığı, işyerinin davacının eşinin nam ve hesabına işletilmesi konusunda mutabık kalındığı, davalının eski çalışanı …ile davacının eşi arasında düzenlenen “İradi Temsil Belgesi”nden de sözleşmenin tarafının davacının eşi olduğunun anlaşıldığı, ilk derece mahkemesinin, davacının sözleşmenin tarafı olmadığından husumet yönünden red kararının yerinde olduğu, istinaf aşamasında davacı vekilinin işletmenin davacı ve eşi hesabına işletileceğine yönelik beyanının HMK 357. Madde gereğince dikkate alınamayacağı, davacı vekilinin dilekçesinde dayandığı, Yargıtay kararı, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan uyuşmazlık konusuna ilişkin olduğundan, dava konusu ihtilafa uygulanamayacağı kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/04/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.