Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5207 E. 2020/1654 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5207 Esas
KARAR NO: 2020/1654
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2015/869 E. – 2017/473 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı dava dilekçesinde; davalı şirketin antrepo işletmeciliği ile iştigal ettiğini, davacının …anti Bankası Zeytinburnu Meydan Şubesi’nin 19/06/2015 keşide tarihli, … nolu 20.000.TL tutarında bir çekini davalıdan alacağı antrepo hizmetine karşılık verdiğini, ancak davacının davalıdan antrepo hizmeti satın almadığını, bu husus taraf ticari defterleri ile dayanak belgelerinin incelenmesi ile de sabit olacağını, bu halde davalı … Davacı … aleyhine sebepsiz zenginleştiğini, davalının bu çeki ciro ederek, dava dışı … A.Ş.ne verdiğini, davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak kalemi olan 20.000.TL sine isabet eden kısmının iptaline ve takibin kaldığı yerden takip talebindeki talepler ile (faiz vs.) devamına, takip konusu bedelin %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde; olayların davacı vekilinin anlattığı şekilde gelişmediği, dava dışı … isimli kişi, davalı şirketin yetkilisi … ile görüşerek, davalı şirkete ortak istediğini, … ve … aralarında sözlü olarak …’ın şirkete ortak olmasını kararlaştırdıklarını, bunun üzerine … tarafından davalı şirkete bir takım ödemeler yaptığını, … 26/09/2014 ile 16/12/2014 tarihleri arasında yaptığı ödemelerden sonra …’a gelerek ortak olmak istendiğinden vazgeçtiğini, yaptığı harcamalar ile ilgili olarak ise herhangi bir talebinin olmadığını, ancak … tarafından daha sonra Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları kapsamında davalı şirket aleyhine ödenen bu bedeller konu edilerek icra takipleri yapıldığını, davalının itirazı üzerine Büyükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/341 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtıklarını, …, Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarına konu etmiş olduğu ödemeler dışında davalı şirkete ciro etmeden vermiş olduğu çekler ile ilgili ohlarak , çek sahipleriyle veya cirantalarla anlaşarak davalı şirkete 3 ayrı icra takibi yaptığını, huzurda görülen davanın konusu olan Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının yanı sıra aynı icra müdürlüğü’nün … ve … sayılı dosyalarında da üçüncü kişilerden almış olduğu ve ciro etmeden davalı şirkete vermiş olduğu çekleri icra takibine konu ettiğini, davacı şirketin , davalı şirketten antepo hizmeti almak gibi bir talebinin hiçbir zaman olmadığını, davacının davalı şirket ile bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine, icra takibine konu bedelin % 20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…tüm dosya kapsamı ile davacının davalıya 20.000.TL meblağlı çek verdiği gerekçesini antrepo hizmeti almak olarak açıklayıp bu hizmeti almadığından çekin bedelsiz kaldığı iddiasında bulunduğu ancak antrepo sözleşmesi hakkında belge ibraz edemediği, davalının ise çekin limited şirketi hisse bedeli olduğu iddiasında bulunduğu ne var ki; bu konuda yazılı belge sunamadığının açık olduğu, bu durumda davacının dosyaya bir antrepo sözleşmesi yapıldığına ilişkin belge sunmasa da çekin hukuki ilişkiden mücerret belge olduğu, bilirkişi raporu ile davacı defterlerinde çekin işlenmiş olduğu, bu nedenle yanlar arasında antrepo sözleşmesi olup olmadığının sorulması irdelenmesine gerek bulunmadığı, ödendiği sabit olan çek nedeniyle takibin yerinde olup davalı itirazının iptali gerektiği…” gerekçesiyle davanın kabulü ile B.Çekmece …İcra Müd.nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 20.000.TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu çek, davacı tarafından alınacak antrepo hizmetine karşılık olarak müvekkiline verilmediğini, çeki, müvekkile, … isimli şahıs, farklı bir hukuki ilişkiye istinaden verildiğini, çekin müvekkil şirkete dava dışı … isimli şahıs tarafından, müvekkil şirkete ortak olacak olması nedeniyle yani, farklı bir hukuki ilişkiye istinaden verildiğini, müvekkili şirketle davacı şirket arasında hiçbir hukuki/ticari ilişki bulunmadığını, davacı yan, alacağını iddia ettiği antrepo hizmetini ispata yönelik herhangi bir delil, sözleşme sunamamış, bu husus bilirkişi raporu ile de sabit hale geldiğini, mahkemenin ispat yükünde hatalı değerlendirme yaptığını, davaya konu çekin, müvekkili şirkete davacı tarafından değil dava dışı … isimli şahıs tarafından, farklı bir hukuki ilişkiye istinaden cirolanmaksızın verildiğini, Dava dışı … isimli şahıs, müvekkil şirkete ortak olmak amacıyla, müvekkil şirket adına bir takım ödemeler yaptığını, ancak, …, daha sonra ortak olma isteğinden vazgeçtiğini, …’ın müvekkili şirkete ciro etmeden vermiş olduğu çekler ile ilgili olarak, keşideci veya cirantalarla anlaşarak, müvekkil şirket aleyhine, danışıklı bir biçimde 3 ayrı icra takibi yaptırmıştır. dosyaların derdest olduğunu, 20.06.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında tesisi edilen 2 nolu ara kararda, “Davalı vekilinin delil listesi sunması talebinin reddine” karar verilmesinin HMK 140/5 maddesine aykırı olduğunu, ispatı gereken hususun çekin keşidecisinin kim olup olmadığı veya defterlerinde kayıtlı olup olmadığı değil, çekin davacı tarafından, alınacağı iddia olunan antrepo hizmetine karşılık olarak müvekkile verilip verilmediği, davacı tarafından varlığı iddia oluna sözleşme ilişkisi çerçevesinde tahsil edilen paranın iadesinin gerekip gerekmediği hususu olduğunu, çekin davacı defterlerine kayıtlı olması sonuca etkili olmadığını, mahkemenin ispat yükü yönünden hatalı değerlendirme yaptığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, taraflar arasındaki antrepo sözleşmesinin davalı yanca yerine getirilmemesi neden ile takibe konu çekin bedelsiz kaldığını iddia etmiştir. Çek, bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Davacı karinenin aksini iddia ettiğinden davacının dava konusu çeklerin hizmet bedeline karşılık avans olarak verildiğini ve hizmetin yerine getirilmediğini HMK.’nun 200.maddesi hükmü uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerekir. Davalı savunmasında çeki, dava dışı kişiden ortalık payına karşılık aldığını savunmuştur. Kambiyo sebebi illetten mücerret olup davalının savunması ispat yükünü yer değiştirmemektedir. Davacının ticari defterlerinde dava konusu çekin kayıtlı olması da iddianın sübutu için yeterli delil niteliğinde kabul edilemez. Açıklanan nedenle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken ispat yükü ters çevrilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin yerinde görülen istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine, davacının takipte kötüniyetli olduğu sabit olmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacılı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 30.05.2017 gün ve 2015/869 Esas, 2017/473 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın REDDİNE, -Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; – Alınması gereken 54,40TL harçtan peşin alınan 240,66TL harcın mahsubu ile 186,26TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine, – Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, – Davalı kendini vekille temsi ettirdiğinden AAÜT gereğince 3400TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 30,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 115,70 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.