Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5171 E. 2020/1782 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5171 Esas
KARAR NO: 2020/1782
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2017
NUMARASI: 2015/49 2017/105
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davaci vekili dava dilekçesinde; yiyecek, içeçek ve lokantacılık hizmetleri ile iştigal etmek üzere 2007 yılında kurulan davacı şirketin 2008 yılından beri İstanbul Galata Meydanındaki … Lokantası’nı işlettiğini ve 2012 de … Holding bünyesine katıldığını, … grubuna katılımsonrakı … Lokantası’ hnının yeni bir yüze kavuştuğunu ve İstanbul’un yanı sıra Ankara’ da şubeler açtığını, davacı şirketin TPE nezdinde 43.sınıf başta gelmeküzere muhtelif sınıflarda tescilli bir dizi …/… ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının 30 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı ” … ” ibareli markasının davacının önceki tarihlerde tescil edilmiş seri markaları ile 556 sayılı KHK md. 8/1-b yönünden iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, davacının “… “ibaresi üzerinde yiyecek ve içecek hizmetleri bakımından 556 sayılı KHK md. 8/3 ve 8/5 uyarınca da önceye dayalı hak sahibi konumunda bulunduğunu ileri sürerek … sayılı “…” ibareli markanın 43. Sınıf bakımından hükümsüz kılınmasına harç masraf ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “…” sözcüğünün Türkçe’de “kahvehane ” anlamına geldiğini “…”ın Osmanlı da ilk kez kahve satılan yer olarak tanındığını, davalının faaliyet alanına uygun olarak “…” kökenli markaları ve ticaret ünvanını seçmiş bulunduğunu 2007 den bu yana ticari faaliyetini “…” kökenli unvan ve markalar ile sürdürdüğünü ve dünyanın çeşitli ülkelerinde “…” kökenli markalarını tescil ettirdiğini, davalı ürününün tüm dünyayı tanıtmaküzere TRT ile birlikte “…” adlı belgesel hazırladığını vebüyük rağbet gördüğünü, kahve, kakao ,çikolata esaslı içecekler alıp satmak,kahve kloskları açma ve catering hizmeti sağlamak üzere kurulmuş bulunan ve ticaren ünvanında “…” ibaresi geçen davalının ticaret sicil kaydının davacıdan daha eski olduğunu, davalının 30 ve 43. Sınılarda tescilli “…” kökenli “…” .”…”. “…” gibiseri markaları bulunduğunu, davalının “…” kökenli markalara ilk başvuru tarihinin davacıdan eski olduğunu, davalının … kökenli markalarını 43. Sınıftüa sekiz yıl boyunca tescilsiz kullanımlarına davacının sessiz kaldığını ve bu seretle dava hakkını kaybettiğini,”…” markasının “…”(Kahvehane) ve “…” (fincan), sözcüklerinin birleşiminden oluşuk ” … ” anlamına geldieğini, markanın anlamı, renkleri, dizaynı, yazım karakteri itibarıyle davacının markalarından bütünsel olarak ayrıldığını, davacının faaliyetini tescilli markası ile değil “…”,” …”,”…” olarak kullandığını, davacının web sitesininde “www…com” olduğunu, davacının bu kullanımları nedeeniyle benzerlik iddiasında bulunduğu markaları ile davalının hükümsüzlüğü talep edilen markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını beyanla daanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “davanın, davalının 23.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 30 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı … ibareli şekil markasının davacının tescilli … ibareli markaları ile iltibas yarattığından bahisle 43.sınıf bakımından kısmen hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, davalı tarafın ticaret ünvanında yer alan ibareyi kuruluşundan beri kullandığını, gerçek hak sahibi olduğunu ve seri markasının bulunduğunu beyan ettiği, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan celbedilen tescil kayıtlarından; davacının 19.09.2007 başvuru ve koruma tarihli 31, 33,34 35,40 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı … Şekil, 27.12.2007 başvuru ve koruma tarihli 30.sınıfta tescilli … sayılı … Şekil, 21.05.2009 başvuru ve koruma tarihli 43.sınıfta tescilli … sayılı …, 16.03.2010 başvuru ve koruma tarihli 35,40 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı …, 11.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 29,32,33 ve 35. sınıflarda tescilli … sayılı … ve 11.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 31,33 ve 35. sınıflarda tescilli … sayılı … markalarının tescilli olduğunun görüldüğü, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan celbedilen tescil kayıtlarından; davalının 23.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 30 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı … markalarının tescilli olduğunun görüldüğü, davacı şirketin tescil kayıtlarından; 10.09.2007 tarihinde … Ltd. Şti. ünvanı ile tescil edildiği, 04.04.2012 tarihinde ünvan değişikliği yaparak Anonim Şirket olduğunun görüldüğü, davalı şirketin ticaret sicil kaydından; 13.08.2007 tarihinde … Ltd. Şti. ünvanı ile kurulduğunun görüldüğü, mahkememizce dosya kapsamında alınan 19.11.2015 tarihli raporda; “davalının … kökenli …, …, …, … seri markalarının sahibi olduğu savunmasında bulunduğunu, davacı … kökenli markalardan daha önce tescil ettirdiği kivahan markasının sınıf bakımından “kahve, kakao… Kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” mallarında 30.sınıfta tescil ettirildiğinin anlaşıldığını, davalının … esas unsurlu markasına asli ve / veya tali unsurlar ekleyerek seri marka oluşturabilmesinin mümkün olduğu, ancak daha önce tescilli markada yer alan sınıflar dışındaki mal ve/veya hizmetler bakımından seri marka kapsamında markanın genişletilemeyeceği, hükümsüzlüğü talep edilen markanın davalının önceki tarihli … sayılı … markasının tescilli olduğu 30.sınıf dışında “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş hizmetleri dahil) hayvan bakım evleri hizmetleri” bakımından 43.sınıfta da tescil edildiğini, dolayısıyla davalının … markasının 43.sınıf bakımından seri marka olarak değerlendirilemeyeceğini, önceki tarihli markanın kapsadığı hizmet ve mal sınıflarında kullanılan bir markadan söz edilebileceğini, markaların benzerliği yönünden yapılan incelemede de; davacı markaları ile davalı markasının kelime, harf ve şekil unsurları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bütün olarak bıraktığı izlenim dikkate alındığında, markaların benzer olmadığının” beyan edildiği, davacı tarafın bilirkişi raporuna itiraz ettiği, markaların asıl unsurunun … ibaresi olduğu, tüketicinin markalar arasında aynı kökene ait olduğu yanılgısına düşeceğini, rapordaki iltibas ihtimalinin bulunmadığına yönelik beyanı kabul etmediklerini, objektif iltibas yönündeki değerlendirmelerin objektif kriterlere, doktrin ve yargı görüşlerine aykırılık teşkil ettiğini beyanla yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmesini talep ettiğinin görüldüğü, davalı vekilinin … kökenli markaların gerçek hak sahibinin davalı olduğuna ilişkin savunmaları ile ticaret ünvanından kaynaklanan hakları davacının sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığına ilişkin iddialarının ve davacının markasının tescile uygun kullanmadığına yönelik savunmalarının değerlendirilmediğini beyanla rapora itiraz ettiklerini, mahkememizce tarafların itirazlarıda gözönüne alınarak yeni bir heyetten alınan 23.05.2016 tarihli raporda davacı markaları ile davalı markasının görsel açıdan benzer olmadığı, her iki taraf markalarının işitsel yönden ayırt edici unsurunun … sözcüğü olduğu, aralarında işitsel benzerlik bulunduğu, kavramsal benzerlik yönünden yapılan karşılaştırmada ortalama tüketicinin zihninde kavramsal yönden her ikisinin de yeme, içme sektörüne ilişkin bulunması ve ayırt edici unsur olarak … ibaresini içermeleri sebebi ile benzer etki doğuracağının kabul edildiğini, genel izlenim olarak görsel unsurların işitsel unsuru geri planda bırakacak ölçüde baskın bir karakter arz etmediğini, ortalama tüketici nezdinde seri marka zannedilmesi ve davalının markasındaki görsel farklılığın yenilenmiş marka imajı olarak algılanması ve netice itibari ile tüm bu markaların birbirleri ile ilişkili sanılması ihtimalinin mevcut olduğunu, davalının markasının 14.11.2013 tarihinde tescil edildiğini, davacının www…com alan adlı internet adresindeki kullanımı gözönüne alındığında … ve … adlarının restoranlarının mekansal konumlarını işaret ettiğini, bu yer adlarının markanın ayırt ediciliğini ortadan kaldırmadığını beyan ettikleri, davalı vekilinin rapora itiraz ettiği gözönüne alınarak alınan 26.04.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalının seri marka olduğunu beyan ettiği … sayılı 30.sınıfta tescilli …, … sayılı 30 ve 39.sınıfta tescilli …, … sayılı 30.sınıfta tescilli … markalarının bulunduğu, hükümsüz kılınması istenilen markanın ise 43.sınıfta tescilinin ihtilaflı olduğu, seri marka olarak alındığı beyan edilen markaların ise 43.sınıfta tescilinin bulunmadığını, ancak davacının 43.sınıftaki ilk tescilinin 19.09.2007 başvuru tarihli … sayılı … markası olduğu, 43.sınıf yönünden davalıya göre önceliği bulunduğu, ticaret ünvanından dolayı hükümsüzlük istenmediği, davalının 2007 den günümüze kadar kahve kioskları açarak kahve satışı gerçekleştirdiğini beyan ettiği ancak bu konuda delil sunulmadığının beyan edildiği, marka tescil kayıtları, ticaret sicil kayıtları, taraflarca dosya kapsamına sunulan deliller ve hükme esas almaya elverişli 26.09.2016 tarihli bilirkişi raporu ile 26.04.2017 tarihli bilirkişi ek raporundan tarafların markalarının esas unsurunun … ibareli olduğu, markaların işitsel ve kavramsal benzerliğinin bulunduğu, görsel olarak markalar benzemiyorsa da markaların tescilli olduğu 43.sınıfın hitap ettiği tüketici kitlesi yönünden dolaylı karıştırma ilkesi gözönüne alınarak markaların 556 sayılı KHK 8/1-b bendi gereğince halk nezdinde birbirleri ile ilişkili zannedilmesi ihtimali bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2008 tarihli 2008/11505 Esas – 2008/12839 Karar sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere “bir işletme tarafından uzun süredir kullanılan markanın asli unsur muhafaza edilerek, markanın bir işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak sureti ile önceki markanın kapsadığı ürünlerin veya bir ürün çeşidinin tüketiciye yenilenmiş bir marka imajı ile sunulması ve bu yolla marka sahibi işletmenin piyasaya arz ettiği ürünlerinin işletmesel köken olarak öncekilerle bağlantılı olduğu mesajını veren yeni markalar yaratmak amacıyla önceki markada yer alan asıl unsurun yanına başkaca asli ve/veya tali unsurlar ekleyerek oluşturduğu markaların seri marka olarak kabulünün olanaklı olduğu”na yönelik içtihadı gözönüne alınarak dolaylı karıştırma/iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının, davalı markasının hükümsüzlüğünü istediği 43.sınıfta (yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı, kreş hizmetleri, huzurevleri hizmetleri dahil) hayvan bakım evleri hizmetleri) sınıfında tescilli markaları bulunduğu, davalı şirketin ticaret ünvanının, davacı şirketten önce tescil edildiği anlaşılmışsa da bu ünvanın markanın tescilli olduğu hizmet sınıfında markasal olarak kullanıldığına dair dosyaya delil ibraz edilmediği anlaşıldığı, davalının önceye dayalı hak iddiasını ispatlayamadığı, davanın markanın tescil edildiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açıldığı, sessiz kalma sureti ile dava açma hakkının kaybının şartlarının oluşmadığı, davalının bilirkişi raporunda görülen marka tescil kayıtlarından; seri marka iddiasının (43.sınıf yönünden) yerinde olmadığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 2012/47225 sayılı … şekil markasının 43.sınıf yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na bildirilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Davalı müvekkilin faaliyet alanı gıda sektöründe olup, seri markaları ile … kökenli markaları tanıtmıştır. davanın kabulüne ilişkin kararın gerekçesinde, 43. sınıfta hükümsüzlüğe karar verilirken bu husus değerlendirilmemiştir. İki kök ve bir ek raporda cevap ve düplik dilekçelerimizde ileri sürdüğümüz bu iddia hiç değerlendirilmemiştir.Davalı müvekkil 30.sınıfta “…” kökenli markalara ilk başvuru tarihi 04.06.2007 iken, davacının ise 43. sınıfta “…” Kökenli Markalarına ilk başvuru tarihi 19.09.2007 dir. Davalının bilgisi dışında, davacı aynı kökenli marka ile başvuruda bulunarak markaların tescilini sağlamıştır. Davacı kötüniyetlidir. Davacının “…” kökenli markalarının hepsi müvekkilin … kökenli markalarından daha sonraki tarihlidir. “…” ibareli seri markaları kullanma hakkı davalı şirkete aittir. İkinci kök bilirkişi raporunda davalı müvekkilin seri marka iddiaları değerlendirilmemiştir.Davada iki kök ve bir ek rapor alınmıştır. 16.11.2015 tarihli bilirkişi raporu ile 23.05.2016 tarihli bilirkişi raporları, davanın çözümünde temel konu olan markalar arasında benzerlik bulunup bulunmadığı konusunda çelişkili olup, her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkileri gideren yeni bir heyetten bilirkişi raporu talep edilmişti. ek raporda da konu hakkında bir değerlendirme içermemektedir. Davalı müvekkil, şirketinin faaliyet konusu içinde yer aldığı üzere, kiosklarda kahve satışı yapmıştır. Bu nedenle 43. sınıfta eksiye dayalı kullanımları bulunmaktadır. Davacı, davalının tanıttığı markadan 43. sınıfta yine gıda sektöründe haksız yararlanmaktadır. Bu nedenle hükümsüzlük kararı haksız ve hukuka ve adalete aykırıdır. ..” denilerek kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; marka hükümsüzlüğü istemlidir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı yan ; davalının 23.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 30 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı … ibareli şekil markasının davacının tescilli … ibareli markaları ile iltibas yarattığından bahisle 43.sınıf bakımından kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmektedir. Dosyaya getirtilen Marka Tescil belgelerine göre ;davacının 19.09.2007 başvuru ve koruma tarihli 31, 33,34 35,40 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı … Şekil, 27.12.2007 başvuru ve koruma tarihli 30.sınıfta tescilli … sayılı … Şekil, 21.05.2009 başvuru ve koruma tarihli 43.sınıfta tescilli … sayılı …, 16.03.2010 başvuru ve koruma tarihli 35,40 ve 43.sınıflarda tescilli … sayılı … Şekil, 11.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 29,32,33 ve 35. sınıflarda tescilli … sayılı … ve 11.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 31,33 ve 35. sınıflarda tescilli … sayılı … markalarının olduğu anlaşılmaktadır. Davalının 23.05.2012 başvuru ve koruma tarihli 30 ve 43.sınıflarda tescilli .. sayılı … markalarının tescilli olduğu anlaşılmaktadır. 43. Sınıf ; yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri , geçici konaklama hizmetleri ve hayvan bakımevlerine ilişkin hizmet sınıflarıdır. Davacının bu sınıfta kullandığı … ( 29.0802008 tescil tarihli) , … ( 29.03.2010 tescil tarihli) ve … ( 04.05.2011 tescil tarihli ) markalarının bulunduğu görülmüştür. Davacının 43. Sınıfa ilişkin marka tescilinin davalıdan önceye dayalı oluşu, bilirkişi raporları ile ortaya konulduğu gibi davalı markasının daha önce tescilli davalı markası ile iltibas yaratacak şekilde bulunduğu tarafların markalarının esas unsurunun … ibareli olduğu, markaların işitsel ve kavramsal benzerliğinin bulunduğu, görsel olarak markalar benzemiyorsa da markaların tescilli olduğu 43.sınıfın hitap ettiği tüketici kitlesi yönünden dolaylı karıştırma ilkesi gözönüne alınarak markaların 556 sayılı KHK 8/1-b bendi gereğince halk nezdinde birbirleri ile ilişkili zannedilmesi ihtimali bulunduğu, anlaşılmaktadır. Davalı yan; 43. Sınıfa ilişkin olarak markayı ticaret ünvanı eski olmakla birlikte ünvanın markanın tescilli olduğu hizmet sınıfında markasal olarak kullanıldığına dair dosyaya delil sunulmadığı, sunulan görsellerin ( … ) yazan iki adet kiosk görselinin tarih bilgisi içermediği nedenle ilk derece mahkemesi kararı için davalı yanın istinaf başvurusu gerekçeleri yerinde görülmediğinden esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile eksik kalan 23,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı olmak üzere 22/10/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.