Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5161 E. 2020/1498 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
istanbul
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5161 Esas
KARAR NO: 2020/1498
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI: 2015/234 E. – 2017/416 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 28/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı ile Beşiktaş … Noterliğinin 07/01/2009 tarih ve … yevmiye numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi imzaladığını ve sözleşme kapsamında davalı taraftan … Ltd Şti firmasına ait ve 20/11/2008 tarihli … numaralı ekipman ve aksesuarların toplam 60.000,00 USD bedelle alındığını, müvekkili şirketin 14/01/2009 tarihinden başlamak ve 08/09/2010 tarihinde sonlanmak üzere davalıya 60.000,00 USD asıl, 36.496,94 USD faiz olmak üzere toplamda 96.496,94 USD ödeyeceğini ve ödemeler yapıldıktan sonra da ekipman ve aksesuarların mülkiyetinin müvekkiline devir edileceğini, müvekkilinin taahhüt ettiği ödemeleri yapmakta acze düştüğünü, davalının İstanbul 44 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/29 D.iş sayılı dosyası ile sözleşme konusu 1 adet 2008 model takuma marka CNC dikey işleme merkezinin tedbiren kendisine teslim edilmesini konusunda karar aldığını ve bu kararı İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icraya konu ettiğini, Yine davalının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 Esas sayılı dosyası ile açtığı davasında sözleşme konusu dikey işleme merkezinin kendisine iadesine dair karar aldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı müvekkil aleyhine 62.530,15 USD asıl alacak, 2.329,85 USD faiz olmak üzere toplam 64.860,00 USD alacak talepli sözleşmenin teminatı olarak aldığı bonoları işleme koymak sureti ile icra takibi başlatıldığını, davalının bununla birlikte yine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile de 08/11/2012 tarihinde sözleşmeden kaynaklanan alacağını gerekçe göstererek toplam 23.346,20USD ve 619,24 TL alacak talebi ile icra takibi başlattığını, davalının yine İstanbul … İcra Müdürlğünün … Esas sayılı dosyası ile 14/01/2013 tarihinde sözleşmeden kaynaklanan alacağı gerekçe göstererek toplam 94.998, 00 USD ve 1.655,00 TL alacak talebi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, davacı taraf olarak sözleşme çerçevesinde 96.496,94 USD borçlarının bulunduğunu bildirerek: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları ile İstanbul … İcra Müdürlğünün … Esas sayılı dosyalarının taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmeden yani tek borçtan doğduğunun tespitine, ilgili icra dosyaları dikkate alınarak toplam borç miktarından temerrütten önceki 80.622,00 TL , temerrütten sonra toplam 172.956,00 TL olmak üzere toplamda 253.578,00 TL ile makine bedeli tenzil edilerek en nihayetinde gerçek borç mitarının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı taraf arasında 3226 sayılı finansal kiralama kanunu çerçevesinde düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme uyarınca 1 adet … seri nolu, 2008 model … marka, …’nin mülkiye müvekkil şirkete ait finansal kiralama yoluyla davacıya kiralandığını, davacı yanın borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, davacıya ihtarname gönderildiğini ihtarnamenin 15/09/2009 tarihinde tebliğ edildiğini sonrasında sözleşmenin feshedildiğini, İstanbul 11 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/32 Esas sayılı dosyası ile malın iadesi davası açıldığını, davanın kesinleşmesi ile birlikte dava konusu ekipmanın müvekkili şirketçe satışa çıkartıldığını, davacı yanın ödenmeyen borçları nedeniyle İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davacının takibe itiraz ettiğini, borçlunun takip sonrasında taraflarına ödemede bulunduğunu, tüm bu ödemeler sonrasında da davacının müvekkili şirketteki ekipmanı Şubat 2015 de 25.000 USD ye satılarak kalan bakiyesi indirim ile kapatıldığını, zira ekipmanın satıldığı tarihdeki bakiyesinin de 26.150,00 USD olduğunu, davacının müvekkili şirkete 1.150 USD +derdest olan kambiyo takibinde 11.230,00 TL icra vekalet ücreti borcunun bulunduğunu bildirerek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….13/02/2015 tarihi itibariyle toplam borç miktarının 19.317,69-USD olduğu, takip tarihi itibariyle toplam borç miktarının 23.346,20 USD olduğu, davalı vekilinin 07/04/2015 tarihli cevap dilekçesinde davacının kendi rızası ile imzalandığı sözleşmeden doğan gecikme ve fesih sonrası işletilen fesihli temerrüt faizleri sonrasında kalan bakiyesinin 1.150 USD ve derdest olan kambiyo takibinde 11.230 TL icra vekalet ücreti olduğunu kabul ettiği, davalının bu kabulü doğrultusunda takip tarihi itibariyle toplam borç miktarı olan 23.346,20-USD’ den, 1.150 USD’nin (davalının kabülü doğrultusunda) düşümü sonucunda davacının 22.196,20-USD borçlu bulunmadığı, davalı alacaklının masraf makbuzlarını da sunamadığı masraf bedeli olan 619,24-TL’yi talep edemeyeceği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporundan anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının İstanbul … İcra Müd.. … E sayılı dosyasına yönelik menfi tespit davasının açılmamış sayılmasına, davacının İstanbul … İcra Müd. … E sayılı dosyasında borçlu bulunmadığının tespitine, davacının İstanbul … İcra Müd. … E sayılı dosyasında 22.196,20 USD ve 619,24-TL davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: – Davacı vekili istinaf isteminde özetle; ilk derece mahkemesinin makinenin gerçek bedelinin tespiti ile bu değeri mahsup etmesi gerekirken mahsup edilmemiş olması, icra takiplerinde uygulanan faiz oranının hatalı olmasına rağmen rapora itirazın dikkate alınmamış olması nedeni ile kararın hatalı olduğunu, Makinenin üçüncü kişiye 25000USD bedelle satıldığı beyan edilmiş ise de; şirket arasında akdedilen sözleşmede makinanın değeri olarak kararlaştırılan bedelin 2009 senesinde aynı makina için belirlenen bedel 60.000 USD olduğunu, bu nedenle bir makinanın değerinin bu denli düşmesi ticaretin kural ve teamüllerine aykırı olduğunu, makinanın müvekkili şirketten geri teslim alındığı 26/03/2013 tarihindeki rayiç değerinin öncem arz ettiğini, makinanın rayiç satış bedelinin ayrı bir uzmanlık gerektiren husus olduğu bu nedenle de başka bir bilirkişiden bu yönden rapor alınması gerektiği ifade edilmesine ve bu yönde itiraz edilmesine rağmen itirazların gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, dosya kapsamında sözleşmeye konu makinanın satış bedelinin sadece davalı yanın beyanları üzerine tespit edildiğini, uygulanan faiz oranlarının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, İstanbul … İcra müdürlüğü’nün … e. Sayılı dosyası kapsamında sözleşme kapsamında teminat olarak veriliş olan bono takibe konulduğunu ve Yargıtay 12. HD. E. 2014/26533, K. 2015/3122, T. 17.2.2015 ilamı gereğince bilirkişi tarafından ilgili dosya kapsamında % 20 üzerinden faiz oranı hesaplanmasının yerinde olmadığını, Faiz oranının düzenlendiği madde ve genel kapsamıyla sözleşme maddeleri irdelendiğinde, sözleşmenin ve madde içeriklerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, Genel işlem şartı niteliğindeki sözleşmenin 18 maddesinin kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, faizin sözleşme tanzim edildiği tarihteki TTK hükümleri nazara alınarak bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.- Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davanın müspet tespit davası olarak açılmışken menfi tespit hükmü kurulamayacağını, davacının ıslah dilekçesi sunmadığını, Bilirkişi raporunda eksik hesaplamaya rağmen davacının müvekkiline 19.317,69USD borcu kaldığı tespit edilmişken mahkemece rapordan tamamen farklı ve çelişkili bir hüküm oluşturularak 1500USD ve 11.230Tl vekalet ücretinin mahsup edilerek 22.196,20USD borçlu bulunduğu sonucu yerine hatay düşülerek borçlu bulunmadığına karar verildiğini, mahkemenin hesaplasının anlaşılamadığını, 11.230TL vekalet ücretinin değerlendirilmediğini, 2013/199 Esas sayılı dosyası yönünden davacının borç miktarının hesaplanması talebinde vazgeçtiğini, ancak dava nisbi harca tabi olmasına rağmen maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, bakiye harcın haklılık oranına göre paylaştırılmamasının hatalı olduğunu, reddedilen kısım yönünden de nisbi vekalet ücreti takdiri gerktiğini, taleple bağlılık ilkesine aykırı hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davacının halen 19.317,69USD borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini, davanın menfi tespit yaht müspet tespit olarak yorumlanması halinde her halükarda hükmün ve vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, dava dilekçesinde üç ayrı icra dosyasını dava konusu ederek neticeten takiplerdeki borç miktarının tespitini ve icra dosyalarının tek bir finansal kiralama sözleşmesinden doğduğunun hükme bağlanmasını talep etmiş; mahkemece uyuşmazlık menfi tespit davası olarak nitelendirilerek davacıya talep miktarını açıklayıp nisbi harç yatırması için süre verilmiştir. Davacı, takip dosyalarında borçlu konumunda olup dava HMK’nın 106. maddesindeki tespit davası niteliğinde değil, İİK’nın 72/1. maddesine uygun menfi tespit davası niteliğindedir. (Benzer yönde Y.23HD, E.2015/299, K. 2015/6288, T. 5.10.2015) İlk derece mahkemesinin hukuki nitelendirmesi yerinde olup davalı vekilinin bu hususta usule ilişkin itirazlarının reddi gerekmiştir. Davacı tarafından dava tarihinden önce davalıya bir miktar ödendiği davalı tarafından da ikrar edilmektedir. Ancak ödemeler icra dosyalarına bildirilmemiştir. Menfi tespit davalarında tarafların haklılık durumunun dava tarihi itibariyle borcun tespiti gerekir. Bilirkişiden asıl alacağın takip tarihine kadar işlemiş faizinin hesaplanması, takip tarihinden itibaren ise takipten sonraki ödemenin yapıldığı tarihe kadar asıl alacağın işlemiş faizi ile birlikte icra dosyası harç, vekalet ücreti gibi giderleri için dosya kapak hesabı yaptırılarak dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti için rapor alınması, halen borç var ise bu borç miktarı üzerinden davanın reddine, bakiye alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda icra dosyası harç, giderleri hesaplamaya katılmamış, hesaplama dava tarihine göre değil son ödeme tarihine göre yapılmıştır. Bununla birlikte aracın rayiç değerinin değil fiili satış bedelinin esas alınması ve borçtan mahsubu yerinde ise de; davacı satış bedelinin 25.000USD olduğunu kabul etmemiştir. Mahkemece araç satışına ilişkin belgelerin davalıdan celbi ile satış tarihinin ve bedelinin belgelerine göre tespiti ile faiz hesaplaması yapılması gerekirken davalının beyanına göre Şubat 2015 tarihine göre yapılan faiz hesabının yeterli görülmesi yerinde değildir. Kabule göre ise; mahkemece borçlu olunmayan miktar varsa bu miktarın karar bağlanması gerekirken borç miktarının karara bağlanması ve davalı vekilinin beyanında yer alan 1500USD’lik borcun borçtan mahsubu çelişkiye yol açmıştır. Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin itirazının kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, eksikliklerin ikmali ile denetime elverişli ek bilirkişi raporu alınarak taraf itirazlarının değerlendirilmesi ve neticeten davacının borçlu olmadığı tespit edilirse bu kısım yönünden hüküm kurulması için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, kaldırma sebebine göre sair hususların bu aşamda incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Taraf vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İstanbul 5.ATM’nin 25/05/2017 gün ve 2015/234 Esas, 2017/416 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde taraflara iadesine, 4- İstinaf masraflarının taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirineyer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/09/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.