Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5147 E. 2019/95 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5147 Esas
KARAR NO : 2019/95
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2016
NUMARASI : 2016/601 2016/698
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili tarafından yazılım ürünü olan Miopro Acente Ofis İçi Uygulaması ürününün kullanımının müvekkili tarafından davalıya sağlandığını, davalının ise her ay sonunda kesilen hizmet bedeli faturalarını ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iş akışını hızlandırmak için davacı ile anlaşarak yazılımını kullanmaya başladığını, ancak davacının sözleşmede yer alan ve taahhüt ettiği hizmetleri sunamadığını, müvekkilinin iş akışını yavaşlattığını, durum davacıya bildirilmiş ise de herhangi bir düzeltme yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yazılım programı kira sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçeleriyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davanın konusunun müvekkilinin geliştirdiği yazılım programının davalı tarafça kullanımından kaynaklı kullanım bedeline ilişkin fatura bedellerinden kaynaklandığını, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, kaldı ki faturaların da hizmet bedeli adı altında düzenlendiğini, faturalarda kira bedeli tanımının bulunmadığını, müvekkilince sunulan fiyat teklifinin davalı tarafından imzalanmadığını, müvekkilinin yazılım programının davalı şirketin bilgisayarlarına kurulumunu sağlayarak davalının kullanımına tahsis ettiğini, programın kiralanması söz konusu olmadığını bildirmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine 18/02/2016 tarihinde toplam 9.826,30 TL alacak için cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, takip dosyasında ayrıca davacı tarafından davalıya düzenlenmiş hizmet bedeli konulu faturaların yer aldığı görülmüştür.
Dava dosyası içerisinde davacı tarafından davalıya gönderilen 21/07/2014 tarihli fiyat teklifi başlıklı yazı bulunduğu, söz konusu yazı içeriğinde davacının Miopro Acente Ofis İçi Uygulaması ile ilgili fiyat teklifi sunduğu, söz konusu teklif altında davalı adına … isim ve imzasının yer aldığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, cari hesap kaynak gösterilmek suretiyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından cari hesabı oluşturan faturaların birer örneğinin icra dosyasına sunulduğu görülmüş olup söz konusu fatura içeriklerinin çeşitli aylara ilişkin hizmet bedellerine ve program kurulum bedeline ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece her ne kadar taraflar arasında kiralama sözleşmesi bulunduğu belirtilerek davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle usulden red kararı verilmiş ise de, dosya içeriğinde taraflarca imzalanmış herhangi bir kira sözleşmesi bulunmadığı, tarafların imzasını taşıyan sadece 21/07/2014 tarihli fiyat teklifinin bulunduğu, söz konusu teklifin bir kısım programların kullanımına ilişkin fiyat teklifini içerdiği görülmüştür. Ayrıca e-postalar da kira sözleşmesinden bahsedilmiş ise de, bunun neye ilişkin olduğu açık olmadığı gibi dosyada herhangi bir kira sözleşmesi de bulunmamaktadır. Öte yandan itirazın iptali davaları duran takibin devamını sağlamaya yönelik davalar olup takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Yukarıda da açıklandığı üzere takibin dayanağı davacı tarafından davalı şirkete bir kısım programların kullanımının sunulduğu iddiasıyla bunlara ilişkin hizmet bedeli faturaların düzenlendiği anlaşılmış olup dava ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla davaya bakma görevi tarafların tacir olduğu da gözetilerek asliye ticaret mahkemesinin görevi dahilindedir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2016 tarih, 2016/601 esas, 2016/698 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.17/01/2019