Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5139 E. 2020/1495 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5139 Esas
KARAR NO: 2020/1495 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2016
NUMARASI: 2014/84 E., 2016/1078 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketle imzaladığı sözleşme ile, davalı şirket tarafından sıcak ve soğuk su sayaçlarının ve modüllerin tedarik edilmesi ve montajının yapılması hususunda anlaşma yaptığını, bu anlaşma çerçevesinde davalının tedarik ettiği sayaçların büyük bölümün, Avrupa Konutları İspartakule ve Kayaşehir Konut Projesinde kullandığını, ancak ısı paylaşım sisteminin işlemeye başlamasından kısa bir süre sonra sayaçların pek çoğunda su kaçakları ve sayaç içerisinde terleme, sayaç kadranlarının dönmemesi ve sayacağın patlaması şeklinde arızalar meydana geldiğini öne sürerek, müvekkili şirketin arızalı sayaçlar nedeniyle uğradığı maddi zararlar sonucu 19.688.00 Euro maddi tazminatın en yüksek banka mevduat faizi ile, müvekkil şirketin yeniden takılan sayaçlara ilişkin ödediği montaj bedelleri nedeniyle uğradığı maddi zarar sonucu 17.670 TL maddi tazminatın ticari faizi ile ve ayrıca sarsılan ticari itibarı nedeniyle 200.000 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu ticari ilişkinin 2010 yılı içinde vuku bulması nedeniyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ayrıca BK.’nun 207.maddesi uyarınca ihbar süresinin 6 ay olduğunu, davacı tarafından süresi içinde ve usulüne uygun ihbarda bulunmadığından davacı taleplerinin dikkate alınmasını mümkün olmadığını, müvekkili firmanın sözleşme konusu su sayaçları ve modüllerini yurtdışından ithal etmek sureyitle başka firmalara da sattığını, müvekkilinin davacıya sattığı ürünlerde bir ayıp ve kusurun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “uyuşmazlığın taraflar arasında yapılan sıcak-soğuk su sayaçlarının ve modüllerin tedarik edilmesi ve montajının yapılması hususundaki sözleşmeye aykırılık olup olmadığı, sayaçlarda gizli ayıp olup olmadığı, ayıbın ürünlerden mi, montajdan mı kaynaklandığı, montajın davalı tarafından yapılıp yapılmadığı, davalının tedarikçi sayılıp sayılmayacağı, sayaçlarda ayıp varsa yasal süresinde ihbar edilip edilmediği, istemin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının dilekçesindeki belirttiği maddi zararlarını davalıdan talep etme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davacının zararı varsa miktarı, manevi tazminat istemi şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı, davanın, eser sözleşmesinden kaynaklandığından Borçlar Kanunu’nun 147.maddesine göre 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmakla davalının zamanaşımı def’i yerinde görülmediği, dava konusu sıcak-soğuk su sayaçları ile modüllerinin ayıplı olduğu iddia edildiğinden ve taraflar tacir olduğundan eski Türk Ticaret Kanunu’nun 25/3. (yeni 23.) maddeleri gereğince inceleme yapılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 23. Maddesine göre; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde duruma satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda Türk Borçlar Kanunu’nun 223.maddesi uygulanacağı, Türk Borçlar Kanunu’nun 223. Maddesine göre; satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde ve bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı, taraflar arasında yazılı olarak akdedilmiş bir sözleşme olmadığı, davacı ve davalı tarafların farklı tarihlerde delil tespiti yaptırıldığı, davacının talep ettiği arızalı sayaçlar nedeniyle uğranılan maddi kayıp isteminin 19.687,50 EURO olduğu, davacının talep ettiği ikinci alacak kaleminin ise, yeniden takılan sayaçlara ödediği montaj bedeli nedeniyle 17.670,00 TL zarar talebine ilişkin olduğu, dava konusu malların davacıya 2010 yılında satıldığı ve teslim edildiği, davacının 2012 yılında cihazların büyük bir kısmını değiştirdiğinin anlaşıldığı, davacı iddia ettiği hususlarla ilgili 2013 yılında tespit yaptırdığı, davacı şirketin kendi iç yazışmalarına göre, sayaçlardaki arızaların ve sorunların 2011 yılında görülmeye başladığı ancak o tarihlerde davalı tarafa gönderilen bir ihtar ya da mail olmadığının anlaşıldığı, bu durumda davacının Türk Ticaret Kanunu’nun 223 ve Türk Borçlar Kanunu’nun 23.maddesine göre, iddia ettiği ayıpları derhal satıcıya bildirmesi gerekirken tacir olan davacının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması sebebiyle malları o şekilde kabul ettiği kanaatine varıldığı, bu durumda teknik bilirkişi tarafından ayıplı olduğu tespit edilen dava konusu mallar nedeniyle uğradığı zararı talep edemeyeceği kanaatine varıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle ;bilirkişi kök ve ek raporlarında ayıp ihbarının yasal sürede yapıldığı yönündeki görüşe rağmen davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, ayıp ihbarına ilişkin tanık dinlenmeden karar verildiğini, ayıbın gizli ayıp olması hususunun ve satıcının iğfalinin mahkemece değerlendirilmediğini gizli ve imalattan kaynaklı ayıbın kanıtlandığı halde davanın reddine karar verildiğini, bu olaylar nedeni ile büyük ölçüde prestij kaybına uğrayan davacının manevi tazminata da hak kazanması gerektiğini beyanla kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava satılandaki ayıp nedeni ile mal bedeli, maddi ve manevi zarar istemlerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davacı yanın yasal sürede ayıp ihbarında bulunmaması nedeni ile ayıba bağlı haklarını yitirdiği nedenle davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı yanca istinaf edilmiştir. Öncelikle ilk derece mahkemesinin gerekçesinde dayandığı davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan bir dava olduğuna ilişkin tespiti yerinde olmayıp, dava satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Tacirler arası satımda TTK 23 atfı ile uygulanması gereken TBK 223/2 maddeye göre değerlendirme yapılacağı hükme bağlanmıştır. Davalı yanın cevap dilekçesinde de beyan ettiği üzere davacı yandan gelen şikayetlerin kendilerince kabul edilip ürün değişimi yapıldığı da kabul ve ikrar olunduğu nedenle davacının ayıp ihbarını süresinde yapmadığı kabulü doğru görülmemektedir. Ancak mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde davacının bedel iadesi talebinin değerlendirilmediği, ürünlerin kullanılmış olması ve yenileri ile de değiştirilmiş bulunması karşısında bedel tenzili hususunda hiçbir hesaplama yapılmadığı ve bu hususta ek rapor taleplerinin mahkemece yerine getirilmediği de anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava sonucuna doğrudan etki edecek deliller toplanmadan karar verildiği anlaşılmakla kararın kaldırılması gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ HMK 353/1-a – 6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2-Dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın talebi halinde davacı yana iade edilmesine 4-İstinaf yargılama gideri olan ; başvuru harcı 85,70 TL, tehir-i icra karar harcı 51,70 TL 2 tebligat gideri 22,00 TL ve posta gideri 19,00 TL ki toplam 178,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine 5- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/09/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.