Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5127 E. 2020/1621 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5127 Esas
KARAR NO: 2020/1621 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2017
NUMARASI: 2014/614 E., 2017/237 K.
DAVA TARİHİ: 17/08/2012
BİRLEŞEN İST.AND. 15 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/55 ESAS DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/10/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında 03.02.2011 tarihinde şirket ortakları ve sözleşmede garanti ve taahhüt edenler olarak bulanan müvekkili … ve …’ m maliki olduğu … Mevkii, … Beldesi Çekmeköy İstanbul adresinde bulunan Çekmeköy … Köyü … ada, … pafta, … parselde kayıtlı bulanan taşınmazda akaryakıt satış ve servis istasyonu olarak işletilmesi için Bayilik ve İşletmecilik Sözleşmesi imzalanmış olduğu, bu binan donanım dış cephe dizaynının, tank, pompa, kanopinin vs. donanım ve ekipmanın inşa ve iktisap bedellerinin davalı firma tarafından karşılanacağı intifa hakkı resmi senedinde ve sözleşmenin 4. maddesinde açıkça belirtilmiş olduğu, davalı firma,ayrıca müvekkillerinin maliki olduğu taşınmaz üzerine 1.500.000,00 TL. bedel ile ipotek tesis etmiş, kendi lehine ipotek tesis eden davalının sözleşmedeki hiçbir taahhüdünü yerine getirmemiş olduğu, müvekkillerinin yapılan sözleşmeye inanarak ve güvenerek 08.011.2006 tarihinde işletme belgesini 22.02.2007 tarihinde akaryakıt satış istasyonu ruhsatını almış olduğu, müvekkillerinin ayrıca maliki bulundukları taşınmaz üzerine davalf lehine 5 yıl süreli intifa hakkı tesis erek yapması gereken tüm edimleri zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğu, davalı tarafın yapması gereken hiçbir edimi yerine getirmemiş olduğu, davalı tarafın taahhüt ettiği akaryakıt istasyonu olarak kullanılacak binaya da bugüne kadar tekbir çivi dahi çakmamış ve hiçbir tesis ve donanımı müvekkillerine vermemiş olduğu, bunun üzerine davalıya Üsküdar … noterliğinin 06.06.2006 tarih ve … no.lu ihtarname keşide edilerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği bildirilmiş ve intifa hakkının ve ipoteklerin fekki talep edilmiş, davalı tarafın 26.07.2012 tarihinde tebellüğ etmiş olduğu bu ihtarnameye cevap vermemiş olduğu, sözleşmenin karşılıklı irade birliği ile feshedilmiş olduğu, her iki tarafın da bu sözleşmenin devamından yana olmadığı, taraflar arasındaki sorunun davalı tarafın feshedilen bu sözleşme ile sahip olduğu intifa hakkını ve ipotekleri fek etmemesi olduğu, feshedilen bu sözleşmenin davalı tarafa haksız bir menfaat temin etmiş olduğu, feshin nedeni davalı tarafın edimlerinden hiçbirini yerine getirmemesi olduğu, davalı tarafın akaryakıt istasyonunu eksiksiz hale getirip teslim etme edimini yerine getirmemiş olduğu, müvekkilinin ise sözleşmeye bağlılık kuralı gereği üzerine düşen edimleri yerine getirmiş olduğu, davalı tarafın kendi kusuru ile feshedilen bir sözleşme ile sahiplendiği ve haksız olarak elde ettiği intifa hakkının fek etmeyerek müvekkilini mağdur ve ekonomik olarak yıkma derdinde olduğu, intifa hakkının tesisi ile davalı haksız bir menfaat elde ettiğinden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de bu intifa hakkının ve ipoteğin fekki gerekmekte olduğu, davalı tarafın edimlerini yerine getirmeyerek istasyonu işler hale getirmemesi ve sözleşmenin feshedilmesi nedeni ile müvekkillerinin çok büyük zararlar uğramış olduğu, davalı tarafın taşınmaz üzerinde hiçbir bedel ödemeden sebepsiz olarak intifa hakkı ve ipotek tesis ederek müvekkillerinin taşınmazdan yararlanma hakkını ortadan kaldırdığı gibi, müvekkillerinin intifa hakkı ve ipotek için tapuda harç ödeyerek zarar uğramışlar olduğu, ayrıca eğer istasyonu işler hale getirmiş olsalardı müvekkillerinin akaryakıt satışından dolayı her ay çok büyük oranda bir gelire sahip olacaklardı, tüm bunların müvekkillerinin bu sözleşme nedeni ile uğradıkları menfi ve müspet zararlar olduğu, müvekkilinin ipotek için ve intifa hakkı için 25.000,00 TL.-26.000,00 TL.harç yatırmış, çalışma ruhsatı için 8.731,25 TL. harç ödemiş, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 9.000,00 TL. talep edildiği, Müspet zararlarının (yoksun kalınan kar) sözleşmenin 3.md. bakıldığından müvekkilinin yıllık 1.800 m3 beyaz mal satmayı taahhüt etmiş olduğu, sözleşmenin imzalanmasından bu güne kadar 27 ay geçmiş olduğu, 27 ayda müvekkilinin 2.700 m3 yakıt (mazot ve benzin) satmış olacaktı Mazotun litre fiyatı ortalama 3.500,00 TL. olarak alındığında 2.700 m3 x 3.500,00 TL.= 9.450.000,00 TL. miktarında mal satılmış olacaktı Bu malın % 14 taral satılacağı sözleşmede belirtildiğinden 9.450.000,00 x % 14 = 1.323.000,00 TL. kar elde edilecekti, bu karin % 2,5 i davalı firmaya ait olup kalan % 11,5 i müvekkile ait olacaktı, Dolayısıyla 1.323.000,00 TL % 11,5 = 992.925,00 TL. müvekkili kar elde etmiş olacaktı, bu rakam müvekkilinin yoksun kaldığı kar olup müspet zararını oluşturmakta olduğu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL. talep edildiği, müvekkillerinin maliki bulundukları … Mevkii, … Beldesi Çekmeköy İstanbul adresinde bulunan Çekmeköy … Köyü … ada, … pafta, … parselde kayıtlı bulanan taşınmaz üzerine davalı lehine 5 yıl süreyle tesis edilen intifa hakkının ve 1.500.000,00 TL. bedelli ipotek’ in fekkine, fazlaya dair talep ve dava haklan saklı kalmak kaydı ile şimdilik, (işletme belgesi, çalışma ruhsatı, geçiş yolu izin belgesi, ipotek ve intifa hakkı tesisi için yatırılan harçlar) masraflar olarak yaptıkları 9.000,00 TL. nin davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, akaryakıt satışı yapılamaması nedeni ile yoksun kaldıkları kar olarak 1.000,00 TL. nin toplamda 10.000,00 TL. nin ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Birleşen Davada; Davacı vekili dava dilekçesinde ; mülkiyeti dava dışı … ve … adına kayıtlı olan İstanbul Ümraniye ilçesi … Bölge … Köyü … pafta , … ada , … parsel nolu 3271,28 m2 arsa vasıflı taşınmazın intifa hakkının 06.05.2011 tarih ve 4916 yevmiye sayılı resmi senet ile 5 yıl süreyle müvekkili şirket lehine tesis edilen intifa hakkı ve resmi senette yer alan hükümler doğrultusunda müvekkili şirketin söz konusu taşınmazı 5 yıl süreyle akaryakıt istasyonu olarakbizzat kendisi kullanabileceği gibi yine aynı iştigalle 3 şahıslara kullandırma hakkına sahip olduğunu, müvekkili şirketin intifa hakkına sahip olduğu söz konusu taşınmaz üzerindeki istasyon işletilmesi ile ilgili olarak davalı … Ltd Şti ile anlaştığını ve 3 ay içerisinde bayilik sözleşmesi imzalamak şartıyla 03.02.2011 tarihli ön sözleşme imzaladıklarını , ancak davalı firmanın bayilik sözleşmesi imzalamaya yanaşmadığı gibi tek tarfalı olarak herhangi bir haklı nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshettiğini belirterek davalının gerek sözleşme gve gerekse yasal düzenlemelere göre taşınmazı talhiye ederek müvekkiline teslim etmemesi nedeni ile müvekkili taşınmaz üzerinde bulunan istasyona yeni bir işletmeci tayin edemediğini ve intifa hakkınında süreli olması nedeni ile her geçen gün artan ve ileride telafisi mümkün olmayacak zararlara uğradığını belirterek keşfen tespit ile istasyonun müvekkili şirketin veya yedieminde teslimi ve tedbir kararı verilmesini, davalıların intifa hakkı müvekkili şirkete ait olan taşınmaza vakı haksız elatmalarının önlenmesine ve taşınmazdan tahliyeleri ile müvekkili şirkete teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Asıl Davada ; Davalı vekili cevap dilekçesinde ; yetki yönünden ve dava dilekçesindeki eksiklikler yönünden itirazları ile esasa ilişkin olarak, müvekkili davalı … ile Davacı … … Ltd. Şti. arasında 03.02.2011 tarihinde bayilik sözleşmesi akdedilmek üzere bir ön sözleşme imzalanmış olduğu, bu sözleşmeye göre tarafların ileride akdedeceği bayilik sözleşmesine esas olmak üzere karşılıklı taahhütler belirlenmiş olduğu, bu sözleşmenin 3. md. bayi taşınmaz ürende intifa ve ipotek tesisi ve bayilik sözleşmesi imzalamayı şirkete karşı taahhüt etmiş iken ön sözleşmenin 4. md. ise buna karşılık şirketin taahhütlerine yer verilmiş olduğu, 4. md. son fırkasında bayi’ nin taahhütlerinin tamamını yerine getirerek bayilik sözleşmesini imzalamasını müteakip şirketin taahhütlerinin gerçekleşeceği taraflarca imza altına alınmış olduğu, davacının ipotek ve intifa tesisini gerçekleştirmekle beraber müvekkilinin tüm davetlerine rağmen bayilik sözleşmesini imzalamaktan imtina etmiş olduğu, davacı taraf bayilik ve işletmecilik sözleşmesi imzalandığını beyan etmekte ise de görüleceği üzere 03.02.2011 tarihli sözleşmenin bayilik ve işletmecilik sözleşmesi değil, bir ön sözleşme olduğu, bayilik sözleşmesinin ise davacı tarafın hiçbir zaman imzalamamış olduğu, bu ön sözleşmenin bayilik sözleşmesinin kurulması için ön şartları belirlemekte ve şirketin taahhütleri başlıklı 4 md. ise bayinin taahhütlerinin tamamının yerine getirerek bayilik sözleşmesi imzalamasını müteakip şirketin yani müvekkili davalının taahhütlerini yerine getirmekle yükümlü olacağı taraflar arasında karara bağlanmış olduğu, davacı taraf bayilik sözleşmesini tüm davetlere rağmen imzalamadığından müvekkilinin ön sözleşme gereğince edimlerini yerine getirme borcu doğmamış olduğu,ön sözleşme gereği müvekkilinin taahhütlerini yerine getirme konusunda henüz temerrüde düşmemiş ve davacının müvekkiline yönelik bugüne kadar sözleşmenin imzalanması talepli bir daveti de olmamış olduğu, davacının tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih talebinin haklı bir sebebi bulunmamakta olduğu, taraflarına tebliğ edildiği iddia edilen 06.06.2008/21430 no.lu ihtarnamenin ne içerikli olduğu anlaşılamamış olduğu, zira taraflar arasındaki hukuki ilişki ön sözleşme ile 2011 tarihinde başlamış olup 2008 yılına ait bir ihtarname ile neyin talep ve bayan edildiğinin davacı tarafa açıklattırılması gerekmekte olduğu, bu yöndeki beyanlara karşı itiraz ve cevap haklarının saklı tutulduğu, sözleşmenin tarafların tam bir irade birliği içinde feshedildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, müvekkili şirketin hali hazırda ön sözleşme gereğince davacının bayilik sözleşmesini imzalamasını ve müteakiben kendi edimlerini yerine getirmeyi beklemekte iken davacı tarafın işbu davası ile karşı karşıya kalmış olduğu, bayilik sözleşmesinin davacı tarafın buna yanaşmaması nedeni ile imzalanmamış ve ön sözleşme gereği müvekkilinin edimlerini yerine getirmemiş, bu aşamada ise davacı tarafın tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeyi fesih iradesini müvekkile iletmiş olduğu, başka dağıtım şirketi ile görüşmeler yaptığı taraflarınca bilinmekte olduğu, ahde vefa kuralını hiçe sayan davacının daha fazla kar gayesi ile bayilik sözleşmesinin kurulmasını engellemiş ve kötü niyetli davanmış olduğu, sözleşmenin kurutmamasında müvekkilini hiçbir kusuru bulunmadığı ve bu nedenle davacınm hiçbir talebinin kabul edilme imkanı bulunmamakta olduğu, ön sözleşmeye bağlı olarak davacının kurulması öngörülen bayilik ilişkisine konu taşınmaz üzerine 06.05.2011 tarih ve 4916 sayılı işlemle intifa hakkı tesis etmiş, senedin 4. md.belirtildiği üzere taşınmazın intifa hakkı sahibi tarafından maliklere satış/servis istasyonu olarak işletilmesi hakkının tanınmış bulunması veya taraflar arasında imzalanmış bayilik, işletmecilik vs. diğer sözleşmelerin feshedilmesi hali iş bu intifa sözleşmesinin geçersiz hale geldiği yada feshedildiği anlamına gelmez olduğu, anılan sözleşmelerin her ne sebeple olursa olsun fesih veya diğer sona erme hallerinde istasyon ve tesislerin herhangi bir ihtar, ihbar veya mahkeme kararına gerek kalmaksızın tahliye edileceği malikler tarafından kabul ve taahhüt edilmiş iken 5.md. ise şirketin yazılı rızası alınmadıkça maliklerin taşınmaz üzerinde bina ve veya tesisatta ve veya ilaveler yapamayacak olduğu, buna rıza gösterildiği ve aksine sarahat olmadığı takdirde maliklerin bütün bu işleri masrafı kendisine ait olmak üzere yapacak, denildiği, görüleceği üzere intifa resmi senedi gereğince davalı ile akdedilen ön sözleşme veya diğer tüm sözleşmelerin tek taraflı yada karşılıklı feshi intifa hakkını ortadan kaldırmamakta ve müvekkil resmi senette yazılı süresinin sonuna kadar intifa hakkı sahibi bulunmakta olduğu, bu nedenle davacıların intifa hakkının terkini yönündeki taleplerini kabul edilmiyor olunduğu, müvekkili şirketin taraflar arasındaki ön sözleşme ile bayilik sözleşmesi kurulacağı saiki ile hareket etmiş ve davacının iddiasının aksine tesis edilen intifa ve ipotek harçları için 24.287 TL. ödeme yapılmış olduğu belirterek haksız davanın reddine yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Birleşen Davada; Davalının Ümraniye 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/888 esas sayılı dosyaya verdiği cevap dilekçesinde; dosyanın tarafları karşılıklı aynı olan ve aynı hukuki nedene dayalı bulunan ve aralarında fiili irtibat olan Kadıköy 2 ATM 2012/1077 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini, ayrıca iş bölümü itirazında bulunarak esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; ” İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/614 E.sayılı dosyasının davalısı şirket İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/614 E.sayılı dosyasının davacılardan … Ltd. Şti. Aleyhine İstanbul Anadolu 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/55 Esas numaralı dosyasına kayıtlı dava dilekçesinde mülkiyeti dava dışı … ve … adına kayıtlı olun İstanbul ili Ümraniye … Bölge İlçesi, … Köyü … Pafta No: …, Ada No: … de tapuya kayıtlı arsa vasıflı taşınmazın intifa hakkının 5 yıl süre ile ve resmi senetle davacı lehine tesis edildiğini, bu taşınmaz üzerinde istasyon işletilmesiyle ile ilgili davalı şirketle anlaşılarak bayilik sözleşmesi imzalamak koşuluyla 03/02/2011 tarihli ön sözleşme imzalandığını davalı yanın 3 ay içerisinde bayilik sözleşmesine yanaşmadığını ve haklı nedene dayanmadan sözleşmeyi fesh ettiğini, intifa resmi senedinin 3 ve 4. Maddelerine göre davalının işgal ettiği taşınmazın taliye etmesi gerektiğini belirterek taşımazın fiili durumunun tespiti, taşınmaza hakkız el atmanın önlenmesi ve tahliyesini dava etmiş, ayrıca karşı dava ile aynı zamanda davalı yanın fiili kullanımına bağlı ecrimisil talebinde bulunulduğu, karşılıklı iddia ve taleplere bağlı olarak taraflar arasında bağlayıcı olan 03/02/2011 tarihli …ve … Ltd. Şti. Ön sözleşmenin dosya arasında olduğunun görüldüğü, dayanak taşınmaza ait tapu kayıt örneği resmi senetleriyle birlikte getirtildiği, her iki yanın dayanağı delillerin toplandığı, karşılıklı taleplerin değerlendirilmesi amacıyla mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetinden 27/12/2013 tarihli rapor, itirazlar doğrultusunda 06/05/2014 tarihli ek rapor ve özellikle heyete inşaat bilirkişisinin eklenmesinin suretiyle 26/02/2015 tarihli 2. Ek raporun alındığı bu ek rapora itirazlar da gözetilerek heyetten 01/03/2016 tarihli 3. Ek rapor alındığı, davacı yan menfi zararı açısından 14/02/2014 tarihili ıslah dilekçesini sunduğu ve bu doğrultuda eksik harcını tamamladığı, davacı yanın davalarının hukuki niteliği özü itibariyle taraflar arasında yapılan akaryakıt bayiliği ön sözleşmesi uyarınca davalı şirket lehine bir kısımı davacılara ait taşıma üzerinde tesis edilen ipotek ve infakının TMK. 796 ve devam eden maddelerine göre tapu sicilinden terkini, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshi nedenine müsbet ve menfi zararların tazmini; karşı davacını talebi karşı davalıların taşınmazı fiili işgal ve kullanılmalarına bağlı intifa hakkı nedeniyle emrimisil; birleştirilen dosyadaki davacı yanın talebi ise lehlerine ipotek tesis edilen davaya konu taşımazın davalılar tarafından ne suretle kullanıldığını tespiti, haksız el atma nedeniyle taşınmaza müdahale edilmeyi ve tahliyesi isteminden ibaret olduğu, taraflar arasında akdedilecek akaryakıt bayilik sözleşmesinin kurulması amacıyla 03/02/2011 tarihinde ön sözleşme imzalandığı hususunda ihtilaf olmadığı, dosyalar arasında bulunan tapu kayıt örneğine göre davaya konu olan İstanbul ili Ümraniye … Bölge İlçesi, … Köyü … Pafta No: …, Ada No: … de tapuya kayıtlı arsa vasfındaki taşınmaz üzerine ön sözleşmeye göre davalı lehine ipotek ve 5 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, ayrıca taşınmazın 1/ 2 şer hisse ile davacılardan … ve … adına tapuya kayıtlı olduğu görülmüş, davacıların vekiller aracılıyla davalı şirkete ön sözleşmedeki kendi edimlerini yerine getirdikleri halde (davalı şirket lehine ipotek ve intifa hakkı aşamasında yapılan tapu harcı ve vergi masrafları ile ipotek ve intifa hakkı ) dalı yanın sözleşmesi uyarınca kendi edimini yaklaşık bir yıl süre geçmesine rağmen yerine getirilmediğini iddiasıyla 25/07/2012 tarihli ihbarnameyi çektiklerinin görüldüğü, ön sözleşmeye göre davacı şirketin garantörü ve taahhüt edeni olarak şirket ortakları diğer davacıların maliki olduğu taşınmaz üzerine ve davalı şirket lehine intifa ve ipotek hakkı tesis ve tescil edilmiş ancak taraflar arasında kurulması beklenen ve taraflar için bağlayıcı kabul edilecek olan bayilik sözleşmesinin gerçekleşmediği, bu durumda davalı şirketin keşide ettiği noter ihtarı ile hazırladığı bayilik sözleşmesinin imzalanması konusunda davalı lehine verilen ipotek ve intifa hakkı taraflar arasında bayilik sözleşmesi akdedilmediğinden karşılıksız kaldığı ve dolayısıyla davacı davalı tarafı temerrüte düşürmediği, bu durumda davacı yanın ön sözleşmeden yaklaşık bir yıl sonra keşide ettiği 25.07.2012 tarihli ihtarnameye bağlı olarak ön sözleşmenin feshinde haklı olduğu sonucuna varıldığı, buna bağlı olarak davacı yanın davalı lehine tesis ettiği ipotek ve intifa hakkının terkinini talep etme hakkı doğduğu, taraflar arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi yapılmadığından davacı yanın nispet zararını talep edemeyeceği, bilirkişi heyetinin 06.05.2014 tarihli ek raporu ve 01.03.2016 tarihli ikinci ek raporu gözetilerek ön sözleşmeye bağlı davacı yanın ipotek ve intifa hakkı tesisi için 18.354,20 TL tapu harcı masrafları yapmış olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmekle ve yapılan bu masraflar menfi zarar kabul edilerek, davacı yanın bu yönlü ıslah dilekçesi de gözetilerek bu yönlü isteminin kısmen kabulü gerektiği, davacı yan ayrıca müspet zararının tazminini istemiş ise de taraflar arasındaki sözleşme aşamasında bittiği, bu durumda müspet zararın koşular oluşmadığından bu yönlü istemin reddi gerektiği, birleşen dosyada davacı yanın davaya konu taşınmaza davalı yanın müdahalesinin meni ve tahliye istemi taşınmazın bilirkişi heyetince belirlenen değeri üzerinden mahkemenin 01.02.2017 tarihli oturum ara kararı ile verilen kesin süre içerisinde eksik harcı ikmal etmemesi ile birlikte değerlendirilerek birleştirilen dosyadaki davasının HMK 114/g maddesinin yollamasıyla ( eksik harç gider avansı olup gider avansının kesin süreye rağmen yatırılmaması, anılan madde hükmü gereği dava şartı olduğundan) HMK 115/2 maddesi gereği bu yönlü taleplerin dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği, davalı yanı iş bu dava dosyasında her ne kadar karşı davadan bahsetmiş ise de tüm dosya kapsamıyla davanın usulünce açık harçlandırıldığı bir karşı dava bulunmadığından bu yönlü talep ayrıca değerlendirilmediği” gerekçesiyle davacı yanın dava edilen taşınmazlarla ilgili gerek intifanın gerekse ipoteğin fekkine ilişkin talebi yasal koşulları oluştuğundan kabulü ile taşınmazlar üzerinde davalı yan lehine oluşturulan intifa hakkı tesisiyle ipoteğin fekkine, davacı yanın menfi zararına ilişkin istemin dayanak yapılan deliller bilirkişi raporu ve ek raporu ve tüm dosya kapsamıyla ve davacı yanın ıslah dilekçesi ile birlikte değerlendirilerek kabulü ile 18.354,20 TL menfi zararının 9.000 TL’si için dava tarihinden, kalan kısım için ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı yandan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacı yan her ne kadar müspet zararının da tazminini istemiş ise de taraflar arasındaki ilişkinin ön sözleşme aşamasında bittiği ve müspet zararın yasal koşulları oluşmadığı vicdanı kanaatinde bu yönlü istemin reddine, birleştirilen dosyada davacı yanın davacı yan her ne kadar müdahalenin men-i ve ecrimsil isteminde bulunmuş ise de birleştirilen dosyanın davacısına 01/02/2017 tarihli oturumda verilen ara kararına rağmen eksik harcı ikmal etmediği görülmekle HMK.114/g maddesi yollamasıyla HMK.115/2.maddesi gereği birleştirilen dosyanın davacısının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı birleşen davada davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “… Davacı taraf ipotek fekki talebinin yanında menfi müspet zararı olduğu gerekçesiyle talepte bulunmuştur.Davacı tarafça dosyaya sunulan 14/02/2014 tarihli beyan dilekçesinde 387.075,45 TL, yine davacı tarafça sunulan 16/03/2015 tarihli beyan dilekçesinde 667.075,45 TL zarar olduğundan bahsedilmiş, hiçbir surette bu bedellere göre ıslah harcı davacıya tamamlattırılmamış ve eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur. Gerekçeli kararda ıslahtan bahsedilmiş ancak ıslah tarihi belirtilmemiştir. Herhangi bir harç alınmadığı, harç alınmaksızın davaya devam edildiği anlaşılmaktadır….UYAP kaydı ile anlaşılacağı üzere, dosyada gerekçeli karar yazılırken davacının tazminat talepleri reddedilmiş ve kısmen kabul kararı verilmiştir. Bu karara binaen dosyada yargılama gideri ve vekalet ücretleri de bu hususa göre yazılmıştır. Her nedense mahkeme kendisinin yetkisi olmadığı halde talebe binaen, kanun hükümlerini hiçe sayarak maddi hatanın düzeltilmesi şeklinde işlem yapmıştır. İşlemler maddi hataya ilişkin değildir. Esasa ilişkin olarak da A) Lisans başvurusu yapmayan davacı hmk 29 uyarınca kötüniyetli hareket etmiştir. B) Masraflar müvekkil şirket tarafından karşılanmış ve edim yükümlülüğü yerine getirilmiştir. C) Mahkemeye yanıltıcı bilgiler verilerek hayal ürünü bir zarar kavramı yaratılmıştır. ….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Asıl dava ipoteğin fekki ve tazminat , birleşen dava elatmanın önlenmesine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesi uyarınca – Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dâva dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça dâvaya devam olunmaz. Asıl davada ; ipoteğin fekki talebi açısından 1.500.000,00 TL değere göre 1/4 peşin harç miktarı 25.616,25 TL dir . Islah edilen miktara göre alınması gereken peşin harç miktarı 6.610,28 TL olup toplamda 32.226,53 TL peşin harç yatırılması gerekmekte iken ; davacı yanca 148,50 TL ve 25.446,00 TL olmak üzere toplam 25.594,50 TL harç yatırılmış ; ancak mahkemece ıslahtan sonra harç ikmali yoluna gidilmeden Harçlar Kanunu 30. Maddeye aykırı şekilde davaya devam edilmiştir. Ayrıca gerekçeli kararın maddi hata adı altında yapılan değişiklikler maddi hata niteliğinde olmayıp davanın kabul ve red oranlarını ve miktarını etkileyen esaslı değişiklikler olup, bu şekilde tahsisi işlemi de mümkün olmadığından kısa karar ile gerekçeli karar arasında mübayenete neden olunmuştur. Davalı yanın istinaf başvurusu bu nedenle kabul edilerek esasa ilişkin istinaf incelemesi yapılmadan ; usulü eksiklikler nedeni ile kararın kaldırılması ve mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Ana davada davalı/ birleşen davada davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 355 ve 353/1-a- 4 maddesi gereğince KABULÜNE ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA Dava şartlarına yönelik eksikliğin giderilmesi için işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davalı yanca yatırılan istinaf peşin harcın talebi halinde kendilerine iade edilmesine 3- Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 22,00 TL ve posta gideri 26,40 TL ki toplam 134,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı yana verilmesine 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/10/2020