Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5109 E. 2020/1475 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5109 Esas
KARAR NO: 2020/1475 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2017
NUMARASI: 2015/926 E., 2017/576 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında “dana karkas et ” alım-satımı hususunda ticari ilişki bulunduğunu, davalının satış bedelini kendi kredi kartı ile ödeyeceğini beyan etmesi nedeniyle davalı adına toplam 64.053,19 TL tutarında 5 adet fatura düzenlendiğini ve faturaya “KK ile satış” şerhi düşüldüğünü, fatura konusu malların teslim edildiğini, ancak satış bedelinin türlü bahanelerle ödenmediğini ve bunun üzerine davalı aleyhine icra takibine girişildiğini ,borçlunun “takibe konu fatura bedellerinin tamamının ödendiği”nden bahisle ödeme emrine itirazı neticesinde takibin durduğunu, borçlunun bu beyanının bölünebilir nitelikte ikrar olduğunu, bu açıdan borçlunun ödeme hususunu ispat etmesi gerektiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra -inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı cevap dilekçesinde; “…davacıya herhangi bir borcu olmadığını, takibe konu edilen faturaların kapalı fatura ve kredi kartı ile satış olarak tahsilatının yapıldığının açık olduğunu, davacıya bankadan/kredi kartları/ elden nakit ve 3. kişi veya firmalarca ödettiği fatura bedellerinin yeniden talep edildiğini, bu ödemelere ilişkin firmalardan ve şahıslardan bilgileri toplamaya çalıştığını, davacı ile aralarındaki ticari alışveriş ve ödemeleri gösteren kasa defterini ibraz edeceğini, takibin ve davanın haksız, itirazın yerinde olduğunu beyanla davanın reddini, davacının % 20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın; taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili hususunda girişilen takibe vaki itirazın iptali ve icra-inkar tazminatı talebine ilişkin İİK 67 vd md ne dayalı eda davası olduğu, celp olunan Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı /alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 5 adet faturaya dayalı toplam 64.053,19 TL alacağının tahsili istemiyle 13/01/2015 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 20/01/2015 tarihinde tebellüğ eden borçlunun 21/01/2015 tarihinde (süresi içinde ibraz ettiği dilekçe ile ) takip dayanağı faturaların kapalı fatura olduğunu, kredi kartı ile satış ve tahsilat yapıldığının açık olduğunu, ödenmiş fatura bedelinin mükerrer olarak tahsiline girişildiğini ,takip alacaklısına borcunun bulunmadığını beyanla borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğü’nce İİK 66 md gereğince takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içerisinde mahkemeye başvuru yaparak itirazın iptali/icra inkar tazminatı talebi ile işbu davayı ikame ettiğinin anlaşıldığı, mahkemece verilen ara karar gereğince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, taraflarca ibraz olunan ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi olarak atanan SMMM-Finans Uzmanı … tarafından yapılan ince- leme sonucu düzenlenen 27/07/2016 tarihli raporda : -Davacının 2013 ve 2014 yıllarına ait Ticari Defterlerinin HMK. ve TTK. hükümlerindeki unsurlara uygun olmadığı, -Davalının 2013 yılına ait Ticari Defterlerinin HMK. ve TTK. hükümlerindeki unsurlara uygun olmadığı, -Davacı taraf her ne kadar 64.053,19 TL üzerinden icra takibi başlatmış ve huzurdaki davayı 56.265,99 TL. Asıl Alacak üzerinden harçlandırıp ikame etmiş olsa da; Kendi 2014 yılı ticari defterlerine göre davalıdan icra takip tarihi itibariyle 48.465,99 TL. Alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, Davacının icra takibine konu ettiği beş adet faturanın kapalı fatura (teamülen bedeli ödenmiş ) olmasına karşın faturaların üzerinde “K.K. ( Kredi Kartı ) ile Satış” ibaresinin mevcut olduğu, ancak davalı yanın kredi kartları ekstresinin tetkikinden ödemelerin fatura miktarı kadar olmadığı ve açık hesap şeklinde ödemelerin yapıldığı, Davalının kredi kartı hesap özetlerinin tetkikinden 10 kalem halinde toplamı 13.050,00 TL olarak tespit edilen ödemelerin tümünün davacının ticari defterlerinde davalıdan yapılmış tahsilat olarak kayıtlı olduğu, Davalı, davacı tarafa toplamı 8.450,00 TL bedelli … Bankası’na ait 3 adet çeki verdiğini iddia etmekle birlikte bu çeklere ilişkin muhasebe kaydının davalının ve davacının ticari defterlerinde görünmediği, dava dosyasına ibraz olunan çeklere ilişkin ciranta zinciri ve/veya davacının teslim alındı imzası mevcut olmadığından davacının bu çekleri alıp almadığının tespit edilemediği, çeklerin ciranta zincirinde şayet davacı yanın kaşe ve imzası mevcut olduğu tespit edilirse taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacının iddiasının aksine 35 günlük süreye ait olmadığın, çeklerin tümünün keşide tarihlerinin icra takibine konu fatura tarihlerinden önce olduğu, Davalının sunmuş olduğu kasa defterinin V.U.Kanununa göre resmi ve geçerli bir özelliği bulunmadığı, her zaman tek taraflı olarak tanzim edilebilecek, hesap-kitap takibi için kullanılagelen defterlerden olduğu, Davalının tuttuğu defterde yer alan elden ödemelerin ödeme belgeleri, makbuzları olmadıkça ödeme yapılmış olarak kabul edilmeyeceği, davalının ispat mükellefiyeti ve usulünun mahkemenin takdirinde olduğu, defterin davacıya ayrılan bölümünde 35. sayfada 13.05.2012 tarihinde başladığı ve 47.sayfada 19.07.2013 tarihi bölümlerinin icra takibine konu ilk faturanın 25.08.2013 tarihli olması hasebiyle tarafların bu tarihten önceki ticaretlerine ait olduğu tespit edildiği, Davacının işlemiş faiz talep etmediği, alacağına hükmedilirse takip tarihinden itibaren ticari avans faiz hakkının mevcut olduğu” hususunda görüş belirtildiği, her ne kadar davacı tarafından davalı borçlu aleyhine muhtelif tarihli toplam 64.053,19 TL tutarındaki fatura bedelinden kaynaklanan ( asıl ) alacağın tahsili talebi ile icra takibine girişilmiş ve davalı tarafça takip konusu alacağın tamamına itiraz edilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde 56.265,99 TL tutarındaki alacak itibariyle itirazın iptalini talep ettiği ve bu rakam üzerinden harç yatırdığı, toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda davacının takip tarihi itibariyle tahsili gereken alacağının 48.465,99 TL olarak tespit edildiği, davalının bu miktardaki likit alacağa haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığı” gerekçesiyle davalı/borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 64.053,19 TL’lık borcun 48.465,99 TL lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak % 10,50 oranında basit usulde ( 3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın (48.465,99 TL ‘nin) % 20 ‘si oranında (9.693,19 TL) icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yönünde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde ; kararın gerekçesiz olduğunu , esasa ilişkin olarak kapalı fatura düzenleyen davacının alacağın varlığını ve ödenmediğini ispat etmekle yükümlü olmasına rağmen ; cevap dilekçesinde ödeme detaylarını yazmasından kaynaklı olarak bölünebilir ikrar niteliğinde kabul edip ispat külfetini davalı müvekkiline yüklemesinin de hatalı olduğunu, kaldı ki, davacının ticari kayıtlarının usulsüz olması nedeni ile ispatladığı bir alacağının bulunmadığını , müvekkilinin kayıtlarının dayankasızlığından bahisle alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca reddedilen miktara göre takibin kötüniyetli olduğu kısım hakkında kötüniyet tazminatı verilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Takip dayanağı faturalar; kredi kartı i şerhi taşıyan faturalar olup, kartla ödendiğine dair bir açıklama da bulunmadığından ” kapalı fatura” olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamıştır. Bu nedenle ; alacağın varlık ve miktarını ispat davacı yanın ; ödemese savunmasını ispat da davalı yanın sorumluluğunda olup; incelenen ticari kayıtlara göre davacı yan cari hesap alacağının kanıtlamış ancak davalı yan ödeme savunmasının ispatlayamamış olmakla ; değiştirilen gerekçe nedeni ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ İle ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; 2 – İlk derece mahkemesine açılan davada Davanın KISMEN KABULÜNE, A.) Davalı/borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 64.053,19 TL’lık borcun 48.465,99 TL lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, B.) Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak % 10,50 oranında basit usulde ( 3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, C.) Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın (48.465,99 TL ‘nin) % 20 ‘si oranında (9.693,19 TL) icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, D.) Fazlaya ilişkin istemin reddine, E-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 3.310,71 TL karar harcından mahke- memiz veznesine yatırılan 960,89 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 320,27 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 2.029,55 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, F-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine AAÜT gereğince takdir olunan 5.681,26 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, G-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine AAÜT gereğince takdir olunan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, H Davacı tarafından sarf olunan ( 750,00 TL bilirkişi ücreti + 169,90 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 919,90 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 791,11 TL’si ile (27,70 TL başvuru harcı + 960,89 TL peşin nispi harç + 4,10 TL vekalet harcından ibaret) 992,69 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, I- Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, İ-)Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine dair,
İSTİNAF YARGILAMASINA 3- Davalı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 4- Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan; başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 12,50 TL, posta gideri 38,20 TL ki toplam 136,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı yana verilmesine 5- Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/09/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.