Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5071 E. 2020/1588 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5071 Esas
KARAR NO: 2020/1588 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI: 2016/178 E. – 2017/77 K.
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 11/04/2017 tarihli kararına karşı davacı-karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 43. sınıf emtia Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri vs. olan … markasının 18/11/2015 tarihinden itibaren on yıl süreyle 25/05/2016 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, müvekkilinin daha önce de Suriye Arap Cumhuriyeti’nde de … markasını kendi adına 19/07/2011 tarihinde … nolu talebine istinaden tescil ettirdiğini, 9 Mayıs 2014 tarihinden itibaren İstanbul ilinde lokanta işleterek sürdürdüğünü, davalının, marka sahibi olan müvekkilinin izni olmaksızın … markasını veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini işletmesini açtığı tarihten beri kullanmak suretiyle markayı taklit ettiğini, İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/60 D. iş sayılı dosyasında davalının ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itiraz dilekçesinde müvekkilinin markasını kullandığını da kabul ettiğini, davalının müvekkiline yakın mesafede Fatih ilçesinde restoran işlettiği, müvekkiline ait olan markayı müvekkilinin izni olmaksızın işletmesinin ön cephesine … yazan bir tabela asmak suretiyle, ayrıca ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi bastırmak suretiyle kullanarak müvekkilinin markasına tecavüz teşkil eden fiillerde bulunduğunu, müvekkilinin noter aracılığı ile davalı yana ihtarname göndermesine rağmen davalının faaliyetlerine devam ettiğini belirterek tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması; haksız rekabetin önlenmesi, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, şimdilik müvekkilin yoksun kaldığı kazanç nedeniyle 1.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalının müvekkilinin markasını kullanmaya başladığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davalı şirketin ticaret unvanı olarak kullandığı … ibaresinin unvanından terkinini ve kullanmaktan men edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu markayı 2015 yılında açtığı lokantada kullandığını, …’un yemekleri ile ünlü arap coğrafyasında meşhur Yemen Ülkesinde bir il adı olduğunu, davacının tescil ettirdiği … markasını yalnız başına kullanmadığını, özellikle iyi yaptığını iddia ettiği … yöresinin en meşhur yemeği olan … yapmaya özgülediği, bu amaçla lokantada … coğrafi işaretini kullandığı ve bununla ilgili olarak Türk Patent Enstitüsüne tescil talebinde bulunduğunu, müvekkilinin ise lokantasında Arapça ve latin harfleri ile … ibaresini kullandığını, bu ibare ile lokantasında hem … iline ait hem de Yemen ülkesinin diğer yörelerine ait tüm yemekleri üretip satmayı amaçladığını, ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkilinin büyük zarar gördüğünü, … coğrafi bölgesi, bu coğrafi yer ile bağlantılı mal ve hizmetlerin yöreye aitliği netleşmiş yemekler, bu bağlantıyı kavrayan çevrenin ise Araplar olduğunu, dolayısıyla … adının tek başına tescil edilemeyeceğini belirterek, hukuka aykırı olarak tescil edilen … markasının hükümsüz kılınmasını, İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/60 D.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbirin müvekkili açısından telafisi imkansız zararlar meydana geleceğinden kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/04/2017 tarihli 2016/178 Esas- 2017/77 Karar sayılı kararıyla; ” Toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ışığında, … tescil nolu “…” markasının 43. sınıfta davacı adına tescil edildiği, “…” ve “…” markaları için de tescil başvurusu yapıldığı, …’un Yemen Arap Cumhuriyetinde lezzetli yemekleriyle ünlü bir il olduğu, tüketicilerin “…” ifadesini coğrafi bir işaret olarak gördüğü, markanın münhasıran “…” ibaresinden oluştuğu ve 43. sınıfta yiyecek içecek hizmetlerinde tescilli olduğu göz önüne alındığında … tescil nolu “…” markasının hükümsüzlük şartlarını taşıdığı, bu sebeple karşı davada markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, hükümsüzlük nedeniyle markanın tescilden itibaren doğmamış sayılacağı ve ortada tecavüz iddiasına dayanak teşkil edecek bir markanın kalmaması sebebiyle asıl davanın da reddi gerektiği ” gerekçesiyle; “Asıl davada; davacı … tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine, İstanbul 1.Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 2016/60 D.iş dosyasında verilen 04/08/2016 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, Karşı davada; davacı şirket tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile; davalının TPE nezdinde tescilli … … +( arapça …) ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı-karşı davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı tarafın yargılama sırasında Yemen Büyükelçiliğinden aldığını beyan ettiği, fakat Büyükelçilikten alınıp alınmadığı belgenin muvaffakatlarının olmamasına rağmen, doğruymuş gibi bilirkişi raporu düzenlendiğini, oysa …’un yemekleri ünlü bir yer olmadığını, davalı vekilinin kendilerine aynı zamanda Yemen Büyükelçiliğinin vekili olduğunu beyan ettiğini, bu beyan doğruysa Yemen Büyükelçiliğinin kendi vatandaşı lehine belge düzenlediğini, içeriğinin doğru olmadığını, bilirkişileri reddettiklerini, tarafsız Büyükelçilik ve kurumlardan konuya ilişkin belge ve bilgiler sorulması gerektiğini, -müvekkilinin lokantasına Suriye’liler kadar Türklerin de geldiğini, davadan önce bilirkişiler dahil hiç kimsenin … isminden haberdar olmadıklarını, Yargıtay kararlarına göre, yabancı başkent, eyalet ve şehirlerin isimlerinin yalnızca meşhur ve bilinir oldukları doğrudan çağrışıma neden oldukları taktirde marka olarak tescil edilemeyeceğini, … isminin ise meşhur olmadığını ve çağrışım yapmadığını, tescile engel bir durum bulunmadığını, -…’un Yemen’de bir vadi ismi olduğunu ve Suriye ile ilgisinin bulunmadığını, Suriye Arap Cumhuriyeti tarafından davacıya verilen tescil sertifikasından, müvekkilinin … markasını Suriye’de tescil ettirdiğini ve meşhur ettiğini, -Yargıtay kararlarına göre Yabancı şehir isimlerinin Türkiye’deki ilçe isimleri gibi muamele gördüğünü, davalının müvekkilinin markasını izinsiz olarak taklit ederek lokanta işlettiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER: İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/60 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davacı …’ın markanın haksız olarak kullanıldığı hususunda tespit isteminde bulunduğu, yapılan tespitte, davacının (büyük puntolarla) … ibaresinin davalı restaurant hizmeti veren bir işletmede markasal olarak kullanıldığının görüldüğü, aynı ibarenin davalının kartviziti üzerinde, yemek menüsünde, işyerinde dışarıdan görünen yan kenarında bulunan 2. katın üzerinde … ibaresinin kullanıldığı, masa altı kağıt servisi üzerinde, kartvizitte, içecek standının alt kısımlarında ayrı ayrı … ibaresinin yazdığı ve ibarenin markasal olarak kullanıldığı, tespit isteyenin tescilli … ibareli markası ile iltibas oluşturacak kadar belirgin biçimde aynı ve benzer bir markasal kullanımın olduğunu beyan etmiştir. Davacı-karşı davalı tarafın, … tescil nolu “…” markasını 43.sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri”nde kullanmak üzere 25/05/2016 tarihinde tescil ettirdiği ve söz konusu markanın 18.11.2015 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle koruma altına alındığı görülmüştür. … başvuru nolu … markasının 43.sınıftaki emtialarda tescil edilmesi için 11/12/2015 tarihinde davacı adına TPE’ye başvurulduğu görülmüştür. Davalıya ait … başvuru nolu “…” markasının 43.sınıf emtialar bakımından tescil edilmek üzere 20/07/2016 tarihinde TPE’ye başvurulduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 07/02/2017 tarihli raporda; davacı/karşı davalı taraf 19/07/2011’de “…” ibaresini 7132 sayılı talebine istinaden Suriye Arap Cumhuriyetimde tescil ettirdiğini ifade etmiş olup, Şam’da “…” isimli bir lokanta işlettiği anlaşılmıştır. Ancak söz konusu kullanımın “…” kelimesinden ibaret olmadığı, “…” ibaresi ile birlikte kullanıldığı, kullanımın Türkiye’de değil Suriye’de gerçekleştiği ve ayırt edici bir nitelik kazanmadığı göz önüne alındığında davacı MarkKHK m. 42/3’deki özel hükümden faydalanamayacağı, … nolu “…” markasının münhasıran Yemen’de bir il olan “…” ibaresinden oluştuğu, söz konusu ibarenin tüketiciler nezdinde coğrafi yer çağrışımı yaptığı, ayrıca söz konusu ilin lezzetli yemekleriyle meşhur olduğu ve davacı/karşı davalı tarafa ait markanın 43. sınıftaki “yiyecek içecek sağlanması hizmetlerinde” tescilli olduğu göz önüne alınarak, davacı/karşı davalı tarafa ait … nolu “…” markasının hükümsüz kılınması için gerekli şartların oluştuğu kanaatine varıldığı, markanın hükümsüz kalması durumunda asıl davanın da ortada tecavüz iddiasına dayanak teşkil edecek bir marka kalmaması nedeniyle reddedileceği” beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Asıl dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talepli ve davalının ticaret unvanının terkini talebi ile açılmıştır. Karşı dava da ise, davacı adına tescilli … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep edilmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporunda yapılan tespit esas alınarak; “…” ibaresinin Yemen’de bir il adı olduğu , tüketiciler nezdinde coğrafi yer çağrışımı yaptığı, bu ilin lezzetli yemekleriyle meşhur olduğu, 43. Sınıfta “yiyecek içecek sağlanması hizmetlerinde” tescilli olduğu için , hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle karşı davanın kabulüne, davacı-karşı davalının TPE nezdinde tescilli … … + ( arapça …) ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, asıl davanın reddine karar verilmiştir.Dosyaya sunulan fotoğraflardan davacı ve davalı işyerlerinin tabelalarında Latin harfleriyle ve ayrıca Arapça isimlerinin yazıldığı, Türk ve Arap müşterilere lokanta hizmeti verildiği görülmüştür. Davalı karşı davacı tarafça; … ibaresinin Yemen’in 21 ilinden biri olduğu, en eski yerleşim yerlerinden birinin adı olup lezzetli yemekleriyle meşhur olduğu ileri sürülmüş, bu hususta Dünya’da birçok ülkede halen faaliyette olan …/… isimli restaurantların Google arama motorlarından temin edilen reklam ve tanıtım görüntüleri ile Yemen Büyükelçiliği’nin mahkemeye hitaben düzenlediği yazı sunulmuştur. … ibaresinin Yemen’in ili olup coğrafi yer adı olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Türkiye’de yer almayan bir coğrafi yer adının münhasıran marka olarak tescil edilmesi mümkündür, ancak ilk derece mahkemesince alınan ve içerisinde sektör bilirkişisinin bulunduğu raporda da açıklandığı üzere; marka olarak tescil edilen yer adının tescili talep edilen mal ve hizmetlerde tanımlayıcı yada yanıltıcı nitelik taşımaması, tescile konu emtia konusunda meşhur olma, şube izlenimi uyandırma gibi sonuçlar doğurmaması gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/01/2007 tarihli 2005/13641 Esas-2007/572 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere ; “…” ve “…” ibarelerinin esas itibarıyla coğrafi alanı ifade ettikleri, her iki tarafın da restaurant ve gazino işletmeciliği yaptıkları, bu nedenle Uzakdoğu ve Çin yemeklerinin sunulduğu açıklamasını yapmak amacıyla kullandıkları, kimsenin tekeline bırakılacak nitelikte olmadıkları, ancak ayırt edici karakterlerle kullanılabilecekleri” denilerek, coğrafi yer adının bir kişinin tekeline bırakılamaması amaçlanmıştır.Somut olayda da, … ismini kullanarak tarafların işyerlerinde, Yemen mutfağına ait yemeklerin sunulduğunu açıklamak istedikleri, bu ismin Dünya da yaygın şekilde yanına ek getirilerek restaurant ismi olarak kullanıldığı, coğrafi bir bölgeye ait yemekleri ifade ettiği, ancak davacı-karşı davalının … markasını 43. Sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” sınıfında tescil ettirmesi coğrafi yer adı üzerinde tekel hakkı yaratacağından, karşı davada davacı markasının bu sınıfta hükümsüzlüğüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Markanın “Hayvanlar için geçici barınma hizmetleri sağlanması” sınıfında tescile engel bulunmadığından, karşı davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken, tümden kabulüne karar verilerek, markanın tüm alt sınıflarda sicilden terkinine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı-karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun reddine, karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, davacı markasının 43. Sınıfta lokantacılık hizmet sınıfında hükümsüzlüğüne karar verilmekle, markaya tecavüz ve haksız rekabete ilişkin asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı-karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun REDDİNE, karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/04/2017 tarihli 2016/178 Esas- 2017/77 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-ASIL DAVADA; – Davacı … tarafından davalı şirket aleyhine açılan DAVANIN REDDİNE, İstanbul 1.Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 2016/60 D.iş dosyasında verilen 04/08/2016 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, – KARŞI DAVADA; -Davacı şirket tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile; davalının TPE nezdinde tescilli … … +( arapça …) ibareli markanın 43. Sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” sınıfında KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE”, -Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, -Karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; a) Asıl davada; -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan tecavüz davası, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları yönünden üç adet 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 134,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline, Hazine’ye irat kaydına, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tecavüz talebine ilişkin 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, -Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, b) Karşı davada; -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 25,20 TL bakiye karar harcının davacı-karşı davalıdan tahsiline, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı-karşı davacı yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacıya verilmesine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı-karşı davalı yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı-karşı davalıya verilmesine, -Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 13,00 TL posta giderinin 1/2 oranda 6,50 TL’lık kısmının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, -Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 58,40 TL ilk açma giderinin (harç) davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine, -Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Asıl dava için Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan tecavüz davası, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları yönünden üç adet 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 132,00 TL bakiye karar harcının davacı-karşı davalıdan tahsiline,Hazine’ye irat kaydına, -Karşı dava yönünden istinaf talebi kabul edildiğinden davalı-karşı … tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı-karşı davalı … tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 12,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 98,20 TL’nin, karşı davada davacı … TİC. LTD.’den alınarak karşı davada davalı …’e verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.