Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5058 E. 2020/1587 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5058 Esas
KARAR NO: 2020/1587 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2016/164 E. – 2017/162 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 13/07/2017 tarihli karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1993 yılından bu yana mobilya tasarım ve imalatıyla ticari hayatta faaliyetlerine devam ettiğini, … adıyla piyasada tanınmış ve yüksek itibara sahip bir firma olduğunu, http://www…com internet adresinde müvekkilinin kendi tasarımı olan ürünlerin bulunduğunu, marka hakkı müvekkillerine ait olan … “…” ; … “…”; … “…” ve … “…” markalarının davalı yanca aynıları ve/veya ayırt edilmeyecek derecede benzerinin işyerinde, basılı evraklarında, tabelasında, vb. tüm ticaretinde ve http://www…com.tr/ internet sitesinde kullanımın 556 sayılı KHK’ ya aykırılığının, marka tecavüzü ve haksız rekabet olduğunun tespiti, durdurulması, gelecekteki tecavüzlerin önlenmesi ve tüm bu hususların ulusal bir gazete yoluyla ilanına ve ihtiyati tedbire karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde; Müvekkiline ait mobilyacı dükkanının, mobilya sektöründe 1995 yılından beri faaliyette bulunduğunu, “…” markasını TPE nezdinde tescil ettirmek için başvurmuş olsa da söz konusu başvurusunun reddedildiğini, Müvekkili şirketin kendi fikri, emeği ve ekonomik yatırımları sonucu piyasada kalite ve itibar kazandığını, “www…com.tr” internet adresini günde yüzlerce kişinin ziyaret ettiğini, facebooktaki “…” sayfasının da 55 binden fazla beğenisi olduğunu, Müvekkilinin kendi çabalarıyla reklamlar verip markasını piyasaya tanıttığını, davacı tarafın marka tecavüzüne uğradığını iddia ettiği markanın “…” olduğunu, müvekkilinin kullanmış olduğu marka isminin “…”’ olduğunu, kullanılan iki logonunda tamamen birbirinden farklı olup, “karıştırılma ihtimali”nin bulunmadığını, İki logoda da her ne kadar kırmızı beyaz renkleri kullanılmış olsa da, söz konusu renklerin Türk bayrağını temsil eden renkler olmasının yanında, 6 ana renklerden ikisi olduğunu, müvekkilinin 1995 yılından beri tamamen kendi tasarımlarını oluşturan bir portföye sahip olduğunu, mobilya sektöründe satılan ürünler daha çok görünüşe, göz zevkine dayalı ürünler olduğundan dolayı, … kelimesinin sıklıkla kullanılan bir terim olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/07/2017 tarihli 2016/164 Esas- 2017/162 Karar sayılı kararıyla; “davalının kullandığı … markasının esas unsurunun … olduğu, “…” ibaresinin markada yardımcı unsuru ancak işlevsiz bir tamamlayıcı olarak kullanıldığı,davalının yaptığı marka başvurusunun davacı itirazı üzerine reddedildiği, TPE kayıtları, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları, gerçek hak sahipliği ilkesi , faaliyet gösterdikleri ticari alanın mobilya sektörü olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davalının adına kayıtlı www…com.tr uzantılı web sitesindeki kullanımının davacının tescilli marka hakkına tacavüz ve haksiz rekabet teşkil ettiği” gerekçesiyle; ” “DAVANIN KABULÜNE, 1-Davalının adına kayıtlı www…com.tr uzantılı web sitesi aracılığıyla davacının tescilli marka hakkına tecavüz ve haksiz rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesine, 2-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak ulusal bir gazetede bir kez ilanına, 3-6100 sayılı HMK.’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 5.000- TL nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜNE, 4-Bugünden itibaren 1 hafta içinde teminat getirildiği takdirde,davalının … markasını tabela. basılı kağıt, internet sitesi ve her türlü ticari faaliyetinde kullanımının tedbiren önlenmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin 1995 yılından beri mobilya sektöründe faaliyet gösterdiğini, “…” markasını tescil ettirmek için yaptığı başvurunun TPE tarafından reddedildiğini, -mahkeme karar gerekçesinde, müvekkilinin kullandığı markanın davacı markasının serisi olabileceği intibasını uyandırma ihtimali olduğu açıklanarak, müvekkilinin “…” markasının esas unsurunun “…” olduğu belirtilmişse de bunun kabul edilemeyeceğini, davacının “…” markasının tecavüze uğradığını iddia ettiğini, tarafların isim ve logosunun birbirinden farklı olduğunu, -tarafların mobilya portföyünün birbirinden farklı olduğunu, bu hususun internet sitesinden anlaşıldığını, markaların kapsadığı mal ve hizmet benzer olsa da markaların farklı olduğunu, -“…” ibaresinin Fransızca kökenli olup anlamının “görüntü, genel görünüş” olduğunu, mobilya sektöründe satılan ürünlerin daha çok görünüşe, göz zevkine dayalı ürünler olduğundan, … kelimesinin sıklıkla kullanılan bir terim olduğunu, … marka tescillerinden dolayı bu kelimenin kullanılmamasının beklenemeyeceğini, müvekkilinin kullandığı “…” ibaresinin marka tecavüz eylemi teşkil etmeyeceğini, markanın asıl unsurunun … kelimesi olmadığını, müvekkilinin kullanımında … kelimesinin ön plana çıkarılmadığını, “Türkiye’yi evlendiriyoruz ” sloganı ile bütünlük arz ettiğini, -bilirkişi raporunda yazı karakterlerinin farklı olduğu hususuna değinilmediğini, yeni rapor alınması taleplerinin değerlendirilmediğini, raporda “…” ibaresinin markada yardımcı unsur olduğu ve işlevsiz olduğu bildirilmişse de ayırt edici unsur olduğunu, markanın bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, – tanımlayıcı nitelikte zayıf marka seçenin , başka firmalar tarafından tanımlayıcı ibarelerin kullanımına katlanmak zorunda olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevabında; önceki dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; TPE yazı cevaplarından; davacı … ‘ya ait … nolu “…” ibareli markanın 20 nolu sınıfta, … başvuru, 09/03/2015 tescil tarihli olduğu, 20 sınıfta … nolu “…” şekil markasının,14/06/2012 başvuru tarihli, 11/11/2013 tescil tarihli olduğu, … nolu “… ” ibareli markanın 20,21,24 ve 35. nolu sınıf için tescilli olduğu, 05/09/2003 tarihinde tescil için başvuruda bulunulduğu ve 17/03/2005 tarihinde tescil edildiği, Markanın 05/09/2003 tarihinden itibaren koruma olduğu, bilirkişi raporunda online kayıtlardan tespit edilen ve 20 sınıfta “…” şekil ibareli markanın 25/02/2008 başvuru, 21/10/2009 tescil tarihli olduğu, anlaşılmıştır. Davalı adına … başvuru numaralı “…” ibareli şekil markasının 20. Sınıfta 08/02/2016 tarihinde başvurusunun yapıldığı, 27/07/2016 tarihinde tamamen reddedildiği, yine davalı adına … başvuru numaralı “…” ibareli markanın 20. Sınıfta 21/01/2013 tarihinde başvurusunun yapıldığı, 20/03/2014 tarihinde tamamen reddedildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince bilişim uzmanı marka patent vekili bilirkişiden alınan 23/11/2016 tarihli raporda; alan adının davalı … adına 06/12/2012 tarihinde oluşturulduğunun tespit edildiği, internet sitesindeki kullanımların tespit edildiği, yine davalının işyeri adresinde işyeri tabelası, işyeri içerisindeki ve mağaza vitrin camındaki “…” ibaresinin kullanımının tespit edildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince marka patent vekili bilirkişi ile mobilya sektör uzmanı bilirkişiden alınan 17/05/2017 tarihli raporda; davacı adına … başvuru numarası ile tescilli “…” ibareli şekil markası ve diğer markaları ile davalı yanın … marka kullanımının görsel karışıklığa yol açabilecek benzerlik arz ettiği, marka hakkına tecavüz sayılabileceği ve kullanım şekli itibarıyla haksız rekabet oluşturabileceği beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili, marka hakkı davacıya ait olan … “…” ; … “…”; … “…” ve … “…” markalarının davalı yanca aynıları ve/veya ayırt edilmeyecek derecede benzerinin, davalı tarafça işyerinde, basılı evraklarında, tabelasında, vb. tüm ticaretinde ve http://www…com.tr/ internet sitesinde kullanılması suretiyle marka tecavüz ve haksız rekabet edildiğinden bahisle, marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, ve tedbir istemiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları, taraf vekillerinin beyanları ve tescil kayıtlarından, tarafların mobilya sektöründe faaliyet gösterdiği, davacının 20. sınıfta “…” ibareli tescilli markalarının bulunduğu, davalının tescilli markasının bulunmadığı gibi … başvuru numaralı “…” ibareli, 20. Sınıfta marka başvurusunun davadan önce 20/03/2014 tarihinde reddedildiği, davalının kullanımları dikkate alındığında ” … unsurunun arka planda olduğu, … unsurunun ön plana çıkarıldığı “savunmasının yerinde olmadığı, markaların ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği, davalı markasal kullanımı ile davacı markaları arasında, 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında ilişkili olduğu ihtimali de dâhil halk tarafından karıştırılma ihtimalinin olduğu ve tüketici nezdinde davacının seri markalarından bir olarak algılanabileceği dikkate alınarak, davalı kullanımının davacının tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet tespit ettiğinin kabulü ile durdurulması ve önlenmesine, hükmün ilanına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.