Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5047 E. 2020/1478 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5047 Esas
KARAR NO: 2020/1478 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2017
NUMARASI: 2015/60 E., 2017/172 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia : Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında 20/10/2014 tarihli konsept danışmanlığı isim kullanım hakkı sözleşmesi uyarınca müvekkili tarafından işletilen … otelinde kurulacak olan … konseptinin yaratılması, buna bağlı olarak mekanın dekor ve menüsünün oluşturulmasında danışmanlık vermek suretiyle organizasyonu sağlamak, salon ve mutfak ekiplerinin oluşumunu sağlamak, belirli günlerde danışmanlık hizmeti verilmesi konularında anlaştıklarını, isim hakkının kullanımı hususunda marka sahibi olan diğer davalı … ile sözleşmeye göre danışmanlık hizmeti verecek olan …’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını sözleşme uyarınca müvekkil tarafından davalı şirkete ödeme yapılmış ise de, davalıların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, …’nin danışmanlık için geldiği esnada mekanda sigara içtiğini, sorumluluğunu yerine getirmediğini, yine bu davalıya olumsuzluklar mail yoluyla bildirilmiş ise de gereğinin yapılmadığının, bunun üzerine sözleşmenin fesih edilerek ödenen 100.000 TL bedelin iadesinin talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine başlatılan icra takibine karşı haksız yere itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaliyle takibin devamına, asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalılar karşı davacılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, müvekkili …’nin marka sahibi olduğu …’ın isim hakkını 5 yıl süre ile karşı tarafa kiralandığını, kullanım hakkı olarak 100.000 USD konusunda anlaşıldığını, bir kısım bedel ödenmiş ise de bakiyenin ödenmediğini, müvekkillerinden …’nin konsept dekorasyon ve sair hususlarda sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek asıl davanın reddini savunmuş olup; karşı davasında 5 yıl süre ile davacı karşı davalıya kiralanan isim kullanım hakkı 100.000 USD’nin 20/10/2014 tarihli 265.500 TL bedelli fatura ile karşı taraftan talep edildiğini, faturaya herhangi bir itiraz edilmediğini belirterek ödenmeyen 165.500 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davacı karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “asıl davanın hukuksal niteliği itibariyle taraflar arasındaki konsept danışmanlık ve isim hakkı sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine karşı yöneltilen itirazın iptali; karşı dava ise aynı sözleşme uyarınca 5 yıllığına davacı karşı davalıya kiralanan isim hakkı bedelinin ödenmeyen bakiye kısmının tahsili istemlerine ilişkin olduğu, sözleşmeye aykırılığın tespiti için tarafların bildirmiş olduğu tanıkların dinlendiği, tanıkların beyanlarından ve davalı vekilince sunulan mail yazışmalarından tabela tasarımı, menü, sandalye, masa, ses sitemi, aydınlatma ve benzeri hususlarda davalılarca sözleşmede belirtilen şekilde edimlerini ifa ettikleri, gelişmeleri takip ederek eksiklikleri giderdiklerinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, dekorasyon ve menü oluşturulmasında …’nin danışmanlık hizmeti vereceğinin yazılı olduğu, bilirkişilerce yapılan keşifte …’nin dekorasyon çalışması kapsamında kullandığını iddia ettiği ürün ya da ürünlerden hali hazırda kullanıma açık bir adet yuvarlak masa ile sandalyeler olduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalılar davacının açacağı restoran ve bar için 5 yıllık sözleşme süresince konsept danışmanlığı ve tanıtım hizmeti vermeyi ve … isminin kullanım hakkını vermeyi borçlandıkları, davacı karşı davalı ise bunun karşılığında 100.000 USD (KDV Dahil 265.000 TL) ödeme yapmayı ve cirodan da pay vermeyi borçlandığı, davacı tarafça davalılara 100.000 TL peşin ödeme yapıldığının çekişmesiz olduğu, 05/12/2014 tarihinde ise davalılardan …’nin sözleşmesi iptal etmesi ve üzerine düşeni yapmaması gerekçeleri ile sözleşmenin feshedildiği, ancak dosya içeriğindeki mail yazışmaları, dinlenen tanık beyanları, özellikle davacı tarafın da bildirdiği tanıkların …’nin mekana gelerek gerekli çalışmaları yaptığına ilişkin açık ya da dolaylı beyanları ile sektör bilirkişisinin mahallinde yapmış olduğu teknik gözlem ve tespitler bir arada değerlendirildiğinde fesih tarihine kadar davalılardan …’nin üzerine düşen hizmeti ifa ettiğinin anlaşıldığı, bir başka söyleyişle sözleşmenin ihlal edildiğine dair dosya kapsamında somut delil ve belge tespit edilemediği, davacı karşı davalının …’nin mekanda sigara içtiği ve bu hususta uyarıldığı yönündeki iddialar ise sözleşme kapsamında değerlendirilecek hususlardan olmadığı, …’nin sözleşmeyi ihlal ettiği ihtimalinde ise TBK’nin 117/1 maddesi uyarınca davacı tarafça sözleşmenin sürekli edimli sözleşmelerden olması da göz önünde bulundurularak borcunu ifa etmesi için usulüne uygun olarak ihtarname ile uyarılması ve makul bir süre verilmesinin gerekli olduğu, ancak somut dosya kapsamında …’ye 04/12/2014 tarihinde e-mail yoluyla ihtar gönderilmiş ise de hemen ertesi gün sözleşmenin feshedildiği, yani sözleşmeye aykırılık söz konusu olsa dahi bunun giderilmesi için uygun ve makul süre verilmediği, her durumda sözleşmenin feshinin bu yönden de haksız olduğu, karşı davada 5 yıllık süre için davacı karşı davalıya isim kullanım hakkı verilmiş olup, haksız fesih nedeniyle davalıların toplamda KDV dahil 265.000 TL’ye tekabül eden kazançtan mahrum kalmış oldukları, 100.000 TL’nin peşin olarak ödendiği gözetilerek 165.000 TL bakiye ücrete davalı karşı davacıların hak kazandıklarının kabulünün gerektiği, davacı karşı davalı rapora itirazında ve duruşmadaki beyanında karşı tarafın masayı 5 cm yükseltmekten başka hiç bir şey yapmadığını, sözleşmenin de çok kısa sürdüğünü belirtmiş ise de sözleşmenin niteliği itibariyle danışmanlık hizmet sözleşmesi olması ve sektör bilirkişisi tarafından yerinde inceleme neticesinde konsepte uygun olarak organizasyonun gerçekleştirildiğine ilişkin tespiti karşısında bu itirazlara itibar olunmadığı, öte yandan sözleşmenin kısa sürmesi nedeniyle 3 aylık süren kısım yönünden karşı alacağın hesaplanarak hüküm altına alınmasını savunmuş ise de her iki taraf da tacir olup basiretli tacir gibi davranmak zorunda olduklarından sözleşmenin haksız nedenle davacı tarafından feshedildiğinden davalı karşı davacıların ücretin tamamına hak kazandıkları kanaatine varıldığı” gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile; 165.000,00 TL kazanç kaybının temerrüd tarihi 26/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faiziyle birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/karşı davacılar vekili istinafında ; vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını kararın bu açıdan düzeltilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı /karşı davalı vekili istinafında özetle “…Dava konusu asıl uyuşmazlık karşı tarafın sahibi olduğu … markasının 5 yıllık süre için franchise yapılması ve 1.5 ay sonra bu sözleşmesinin feshedilmesine ilişkindir. Uyuşmazlık markanın kullanımı ve feshine ilişkin olduğundan görevli mahkemenin, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemenin kararının öncelikle görevli mahkeme olunmadığından görevsizlik nedeni ile kaldırılarak davanın görevli mahkeme olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesine karar verilmesini talep ederiz. mahkeme davalı ve davacının delillerini toplamak ve savunmalarını dikkate almak ve tüm bunları değerlendirerek karar vermek durumundadır.Bilirkişi raporuna karşı hazırlayarak yerel mahkemeye sunduğumuz itirazlarımız ve rapordaki eksik ve hataları içeren dilekçemiz dikkate dahi alınmamış ve hiçbir şekilde değerlendirilmemiş ve bu durum Anayasamızın adil yargılama prensibi ile HMK hükümlerine aykırı olmuştur.Bu nedenlerle Yerel mahkeme kararının öncelikle usul yönünden kaldırılarak eksikliklerin tamamlanması için dosyanın iade edilmesi gerekmektedir.Müvekkil Tarafından Yapılan Feshin Haklı Nedenlere Dayanmaktadır.Kira Bedelinin Tümünün Ödenmesine Karar Verilmesi Hatalıdır …” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Asıl dava sözleşmenin feshi nedeni ile ödenen bedelin iadesi ; karşı dava ise isim kullanım hakkı alacağına ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı /karşı davacının davası isim kullanım hakkının 5 yıl süre ile kiralanması nedeni ile alacak isteminden ibarettir. Marka hakkının kullanımı ve kiralanmasından doğan davaların Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerekmekte olup; asıl ve karşı dava ayrılabilir taleplerden oluşmakla öncelikle karşı dava açısından mahkemenin görevli olmadığı nedenle tefrik işlemi yaparak davayı usul yönünden reddi gerekmekte iken esasa girildiği ; esasa ilişkin olarak da marka ile ile ilgili hiçbir delil toplanmadan karar da verildiği görülmektedir. Asıl dava açısından sözleşmenin haklı nedenle mi feshedildiği yoksa haksız fesih mi sözkonusu olduğunun tespiti gerekmekte olup; bilirkişi heyetinde sektör bilirkişi olmadığı anlaşılmıştır. Mevcut raporun kanaat içeren kısımlarının da denetlenebilir olmadığı her iki tarafın iddia ve savunmalarının ayrıntılı cevaplanmadığı , varsayımsal kanatlerin yer aldığı görülmekte olup; bu yöndeki yeni veya ek rapor taleplerinin hiç değerlendirilmediği ve bu yönde delil toplanmadığı görülmektedir. Bu nedenle karşı davanın tefriki ile görev hususunda markaya ilişkin belgeler celp edilip karar verilmesi ve asıl dava açısından da delillerin denetlenebilir raporla birlikte toplanması için ilk derece mahkemesi kararının davacı/ karşı davalı yan istinafı sonucu kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Kararın kaldırılış şekline göre ise ücreti vekalete ilişkin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmemiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı/karşı davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a- 3 ve 353/1-a-6 maddeleri uyarınca KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; Yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davalı /karşı davacı yanın istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 3-Davacı/ karşı davalı yanca yatırılan peşin harcın yatıranına iade edilmesine 4- Davacı/karşı davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan, başvuru harcı gideri 85,70 TL, posta gideri 34,30 TL ki toplam 120,00 TL yargılama giderinin davalı/ karşı davacı yandan tahsili ile davacı/karşı davalıya verilmesine 5- Tebligat giderleri davalı/karşı davacı yanca karşılanmış olmakla kendi üzerlerinde bırakılmasına 6- İncelenmediği nedenle davalı/karşı davacı yanca yatırılan peşin harcın ve başvuru harcının davalı/karşı davacı yana iade edilmesine 7- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-3 ve 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/09/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.