Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4980 E. 2020/1246 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4980 Esas
KARAR NO: 2020/1246
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2017
NUMARASI: 2016/1274 E. – 2017/689 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 27/01/2009 tarihli temlik ve ödeme sözleşmesi düzenlendiği, temlik sözleşmesi gereğince davalı şirketin dava dışı … A.Ş’nin borcunun toplam 415.000,00 Tl olarak üstlenildiğini, buna göre asıl alacak, faiz ve vekaleti dahil olmak üzere davalı şirketin dava dışı … A.Ş’ye olan borcunu ödemeyerek dava dışı şirketin davacı şirkete olan borcana yönelik olarak ödeyeceğinin belirlendiğini, ödeme yapılmaması nediniyle İstanbul 47.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/10 Esas sayılı dosyasında 100.000,00 TL bedelli kısmi dava açıldığını, bu davada davalı tarafından sözleşmenin varlığının kabul edildiğini, yapılan yargılama neticesinde 100.000,00 TL için davanın kabulüne karar verildiğini, bu nedenle bakiye 315.000,00 TL alacaklarının kaldığını, bu alacağın tahsili için de Bursa …icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, 315.000,00 TL asıl alacak, 85.000,00 TL faiz ve diğer fer-i’leri olmak üzere toplam 400.000,00 TL yönünden itirazın iptali ile %20 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının 1 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını, Bursa Mahkemesinin yetkisiz olduğunu, İstanbul Adliyesinin yetkili olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesini, davanın esası yönünden ise dava dışı … A.Ş tarafından üçüncü şahıslara olan borçlarını ödemek amacıyla konaklama sözleşmesinden doğan alacaklarını iki ayrı temlik sözleşmesi ile iki ayrı alacaklıya temlik ettiğini, bu temlik alacaklılardan birinin de davacı şirket olduğunu, davacı tarafından İstanbul 47.Asliye Ticaret Mahkemesinde kısmi dava açtığını, bu davada alınan bilirkişi raporlarına göre 2009 yılı yaz sezonu tüm hasılatının 206.279,43 TL olduğu, bunun da ilk temlik alacaklısının dava dışı … A.Ş ödendiğini, ancak Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından kararın bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde 100.000,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiği, davacı tarafından 100.000,00 TL’nin tahsili için icra takibi yapıldığı ve bu bedelin icra dosyasına yatırıldığını, 2009 yılı konaklama hasılatının tamamı 206.297,43 TL olduğundan ödenen 100.000,00 TL’nin mahsubu sonucunda bakiye 106.297,43 TL borçlarının kaldığını, ödemek için davacı şirketin iş merkezine gidilmiş ise de ödemeyi kabul etmediklerini, bu bedeli ödemeye hazır olduklarını,bu nedenle davacının alacak miktarı yönünden talebinin doğru olmadığını, alacağın likit olmaması nedeniyle icra- inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını belirterek, davayı 106.297,43 TL üzerinden kabul ettiklerini, alacaklı temerrüdü hükümlerinin uygulanmasına, faiz ve masraf taleplerinin reddine karar verilerek %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; davacının, Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazının 147.057,89 TL.asıl alacak, 85.000,00 TL.işlemiş faiz, icra gideri ve vekalet ücreti ile 147.057,89 TL.asıl alacağa 06/07/2015 takip tarihinden tahsil gününe kadar avans faiziyle birlikte İPTALİNE, Fazlaya ait istemin reddine, -Hüküm altına alınan alacak miktarının %20’si üzerinden hesap edilen 29.411,57 TL.icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, -Yasal şartlar oluşmadığından davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Yerel mahkemenin taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmadan, delilleri toplamadan ve taraflarca imzalanan 27.01.2009 tarihli Temlik ve Ödeme Sözleşmesi üzerinde hukuki irdeleme yapmadan, sadece İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/449 E. 2015/555 K. Sayılı kararını dikkate alarak davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/449 E. 2015/555 K. sayılı dosyası, 415.000,00 TL.lik alacağın 100.000,00 TL.lik kısmı bakımından açılan bir alacak davası olduğunu, bu davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi, davalı tarafın 27.01.2009 tarihli Temlik ve Ödeme Sözleşmesi nedeni ile müvekkil davacı şirkete toplamda ne kadar ödeme yapması gerektiği konusunda bir araştırma yapmadığını ve bu konuda bir karar vermediğini, sadece dava konusu olan 100.000,00 TL. Lik alacağın var olup olmadığı konusunda araştırma yaptığını, 27.01.2009 tarihli Temlik ve Ödeme Sözleşmesi ile dava dışı … Tic. A.Ş, … ve … A.Ş.’nin müvekkil şirkete olan borçlarının toplamı 415.000,00 TL.ye sabitlendiğini ve davalı …nin 01.10.2009 tarihine kadar bu borcu müvekkile ödeyeceğini beyan ettiğini, yerel mahkemenin taraflarca imzalanan 27.01.2009 tarihli Temlik ve Ödeme Sözleşmesi üzerinde hukuki irdeleme yapmadan, bilirkişi incelemesi yaptırmadan, delilleri toplamadan, sadece İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/449 E. 2015/555 K. sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporlarını dikkate alarak karar vermesinin hatalı olduğunu, Davalı tarafın, imzalamış olduğu 27.01.2009 tarihli Temlik ve Ödeme Sözleşmesi ile … A.Ş, …, … A.Ş.’nin, müvekkil şirkete olan borçlarını 415.000,00 TL. olarak ödemeyi üstlendiğini, ödenmesi gereken miktarın, davalı …Ş. ile dava dışı … A.Ş. arasında imzalanan otel konaklama sözleşmesi nedeni ile … A.Ş.’in … A.Ş.’ye ödemesi gereken miktar olmadığını, … A.Ş.’nin … A.Ş.’ye 2009 yılı yaz sezonu nedeni ile ödemesi gereken miktar 415.000,00 tl.den az olsa bile, imzalanan 27.01.2009 tarihli Temlik ve Ödeme Sözleşmesi nedeni ile, davalı tarafın 415.000,00 TL.’nin tamamını müvekkili şirkete ödemesi gerektiğini, 100.000,00 tl. asıl alacak ve bu miktara işlemiş faiz daha önce davalı tarafından ödendiği için, bakiye kalan 315.000,00 TL. asıl alacağa, Yargıtay tarafından kabul edilen 01.10.2009 faiz başlangıç tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilerek müvekkile ödenmesi gereken toplam alacağın hesaplanması gerektiğini, Mahkemenin gerekçeli kararının 4.ve 5.sayfalarında yapmış olduğu faiz hesabı hatalı olduğunu, Yerel mahkeme toplam 96.610,89 TL. faiz hesaplamış ise de; toplam işlemiş faiz miktarının 122.313,34 TL olduğunu, mahkemenin faiz ile ilgili yapmış olduğu hesabı tarafımıza tebliğ etmeden karar verdiği için, tarafımızca davanın faiz yönünden ıslah edilemediğini, Yerel mahkemenin temerrüt tarihi olarak 31.10.2009 tarihini esas almış ise de; temerrüt tarihinin 01.10.2009 olduğunu, Kesinleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/449 E. 2015/555 K. sayılı kararında da bu tarihin esas alındığını, 27.01.2009 tarihli Temlik ve Ödeme Sözleşmesinde de ödemelerin en geç 2009 yılı Ekim ayına kadar biteceği yazılı olduğunu, 22.12.2009 ile 30.12.2010 tarihleri arasında 368 gün varken, yerel mahkeme sehven 8 gün olarak hesap yapılması ve 24.052,13 TL. faiz hesaplaması gerekirken 522,87 TL. faiz hesaplamış olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki İstanbul (kapatılan) 47.ATM’nin 2010/10Esas, 2012/193 Karar sayılı ilamında davalı … Turizm şirketi yönünden davanın kabulü, davalı … yönünden ise davalının diğer temlik sözleşmesi gereği üçüncü kişiye ödeme yaptığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine; Yargıtay 11.HD 2013/4754 E, 2014/10843 Karar sayılı ilamında; “….Dosya içinde örneği mevcut, davalılarca da kabul edilen sözleşme incelendiğinde, davalı … tarafından diğer davalı … A.Ş.’nin davacıya olan borcunun üstlenildiği, bu kapsamda davalı şirketler arasında yapılan sözleşme gereğince davalı …Ş.’nin üstlenmiş olduğu borcu, … A.Ş.’ye ödeyeceği konaklama ücreti ile ödemesinin kararlaştırıldığı, bu hali ile sözleşme içeriğinin borcun nakli ve alacağın temliki hükümlerini içerdiği anlaşılmaktadır. Buna göre, otel işletmecisi olan davalı … A.Ş.’nin davacıya olan borcu, turizm acenteliği yapan diğer davalı tarafından, otele getireceği müşteriler için ödemek durumunda olduğu konaklama bedellerini davacıya ödeyerek üstlenilecektir. Davaya konu davacı alacağının ödenmediği hususunda taraflar arasında çekişme bulunmamasına karşın, yargılama sırasında davalı …Ş. vekili tarafından dosyaya sunulan önceki tarihli, davaya konu sözleşme ile aynı hukuki niteliğe sahip ancak davacının taraf olmadığı, önceki tarihli sözleşmelerle, davalı …Ş.’nin diğer davalı şirketin başkaca borçlarına ilişkin olarak borcun nakli ve alacağın temliki mahiyetinde sözleşmeler düzenlendiği ve bu kapsamda ödemenin yine turizm acentesi konumunda olan davalı …Ş. tarafından konaklama bedeli ile ödenmesinin kararlaştırıldığı, borcu üstlenen davalı …Ş. tarafından 2009 yılı konaklama bedelinin önceki sözleşmeler kapsamında dava dışı alacaklıya ödendiği ve bu suretle davaya konu alacak bakımından davacıya ödenmesi gereken konaklama ücreti borcu kalmadığı savunmasında bulunulmuştur. Buna karşın davaya konu olan sözleşme ile davalı …Ş., diğer davalı … A.Ş. tarafından işletilen otele getirdiği müşterilerin konaklama bedelini davalı … A.Ş.’ye değil davacıya ödemeyi üstlenmiş olup, davalıların taraf olduğu ve başka bir alacaklıya yapılan ödeme taahhüdünden davacının etkilenmesi mümkün olmadığından, davaya konu sözleşme bakımından, borcu üstlenen davalı şirketin ödeme yükümlülüğü devam etmektedir. Kaldı ki, yargılama sırasında davacı vekili tarafından, davaya konu sözleşme dışında sunulan sözleşmelerin muvazaalı olduğu yönünde itirazda bulunulmuş ancak mahkemece söz konusu muvazaa iddiası üzerinde de durulmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının tarafı olmadığı önceki sözleşmelerin kendisine olumsuz şekilde etki etmesinin mümkün olmadığı, davaya konu sözleşme nedeniyle borcu üstlenen davalı …Ş.’nin yükümlülüğünün devam ettiği göz önüne alınmaksızın, adı geçen davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir” şeklindeki kararı ile davalı … yönünden davanın reddi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamına istinaden İstanbul 9.ATM’nin 2015/449 esas sayılı dosyasında; “davalılardan … Şti yönünden karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkında açılan davanın kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere taleple bağlı kalınarak 100.000TL’nin 01.10.2009’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 24.10.2016 Tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar arasındaki temlikname ve ödeme belgesi başlıklı evrakın 4.maddesine göre; ödenecek meblağ asıl alacak faiz ve vekalet ücreti toplam 415.000TL olarak açıkça belirlenmiştir. Sözleşmenin 4/(a) maddesinde yer alan “… AŞ … Aş ile yapmış olduğu anlaşma çerçevesinde hak edişine göre ödenecektir” şeklindeki hüküm, borcun ödenme şekline ilişkin olup borcu üstlenen ile borcu devreden arasında değerlendirilebilecekse de; borç miktarı taraflar arasındaki yazılı belgede açıkça düzenlenmişken davalının davacıya karşı sorumluluğunun 2009 yılı yaz sezonunda davalının dava dışı asıl borçlu … AŞ’ye ödemesi gereken fatura bedeli ile sınırlı olduğundan söz edilemeyecektir. Bununla birlikte temlik ve ödeme sözleşmesi başlıklı belgede; borcun en geç 2009 yılının Ekim ayına kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve İstanbul 9.ATM’nin 2015/449 Esas, 2015/555 Karar sayılı kesinleşen dosyasında 01.10.2009’dan itibaren faize hükmedildiği dikkate alınarak 01.10.2009’dan itibaren faiz hesaplanması gerekirken 31.10.2009’dan itibaren işlemiş faize hükmedilmesi ve 22.12.2009-30.12.2010 tarihleri arasındaki sürenin 8 gün esas alınarak hesaplama yapılması yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temlik ve ödeme sözleşmesi başlıklı belge ve icra dosyası dikkate alınarak davacının itirazlarını karşılayacak şekilde denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve delillerin değerlendirilmesi sureti ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, ilk derece mahkemesinin kararının bu yönü ile kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.05.2017 gün ve 2016/1274 Esas, 2017/689 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 44,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 130,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/07/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.