Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4921 E. 2020/1258 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4921 Esas
KARAR NO : 2020/1258 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2017
NUMARASI : 2016/674 E., 2017/114 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında alacaklı tarafça haksız olarak icra takibi açıldığını, müvekkilinin hiçbir borcu olmadığını, ilamsız icra takibine konu mahkeme ilamında müvekkiline borç yüklenen bir karar olmadığını, daval alacaklı icra takibinde Üsküdar 5.Asliye Ceza Mahkemesi 2008/623 Esas 2009/344 Karar sayılı ilamına dayandığı, bu kararda müvekkili hakkında verilmiş bir ceza ya da müvekkilline yüklenen bir sorumluluğun olmadığı, müvekkilinin icra takibinden 17/02/2010 tarihinde yapılan hacizle haberi olduğunu, müvekkilinin icra mahkemesinde usulsüz tebliğ nedeniyle şikayet yoluna başvurduğunu, müvekkilinin şikayeti kabul olduğunu, müvekkilinin icra dosyasına itiraz başvurusunda da bulunduğu, müvekkilinin icra takibinin durduğunu zannettiğini, müvekkilinin ekonomik ve ve ailevi sebepler nedeniyle dosyadan bihaber bugünlere geldiğini, icra dosyasından müvekkilinin maşaaşına haciz konulunca müvekkilinin dosyanın devam ettiğini öğrendiğini, müvekkilinin İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında borcunun olmadığının tespitine, dava sonuna kadar icra takibinin durdurulmasına, taleplerinin kabul olmaması halinde yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi açan davalı alacaklının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirkete yapılan ticaret neticesinde borçlu olan … San.ve Tic.Ltd.Şti.hakkında Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası ile yaptığı takibin sonuçsuz kaldığını, takip dayanağı çek için karşılıksız çek düzenlemekten dolayı suç duyurusunda bulunduklarını, Üsküdar 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/623 Esas sayılı ceza davasında çekteki imzanın şirket yetkililerine ait olmadıklarından beraat kararı verildiği, çekte imzası olan … hakkında suç duyurusunda bulundukların, Üsküdar 5.Asliye Ceza Mahkemesinin suç duyurusu sonucunda şüpheli … ve … hakkında bu kez Üsküdar 3.Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1123 Esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığı ve beraat kararı ile sonuçlandığı, dava konusu zamanaşımına uğradığını, davanın kabul edilmemesi halinde dahi davanın açılmasına neden olmadıklarını, belirterek davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerini davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “İstanbul Anadolu 32.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/623 Esas 2009/344 Karar sayılı dosyasında … Ltd Şti tarafından … A.Ş lehine keşide edilen 29.05.2008 tarihli … Ümraniye Çarşı Şubesine ait 38.000 tl bedelli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle alacaklı … Şirketi tarafından Üsküdar C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, bunun üzerine … Şti ile … ve … hakkında 3167 sk 16/1 maddesine muhalefetten kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda beraatlerine karar verildiği, şirket müdürü oldukları anlaşılan … ve … hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği,bu karar üzerine … hakkında Üsküdar 3.Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığının anlaşıldığı, dava sırasında sanık …. “… şirketinin ortağı olmadığını fakat çeki kendisinin imzaladığını” söylemesi üzerine mahkemenin 2010/1123 esas 2011/ 413 karar sayılı kararıyla şirket ortağı olmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiğinin görüldüğü, İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı …A.Ş tarafından borçlu … hakkında 20.11.2009 tarihinde 38.000 TL asıl alacak ( yukarıda özelikleri yazılan çekle ilgili) , 13.557.55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.557.55 tl üzerinden ilamsız takip talebinde bulunulduğu, borçlu … tarafından 10.03.2010 tarihinde” usulsüz tebligatın iptali ile Kadıköy 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/175 esas sayılı itirazının lehine karara bağlandığı için süresi içerisinde borca, ferilerine ve ve takibe kesin olarak itiraz ettiğine” dair dilekçe sunduğunun görüldüğü, 26.02.2010 tarihli Kadıköy 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/ 175 esas- 287 karar karar sayılı dosyasında ” ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı borçlu … adına yapılan tebligatların usulsüz olması nedeniyle yaptığı şikayetin kabulüne, 19.02.2010 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne ” dair karar verildiğinin görüldüğü, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 19.02.2010, itiraz tarihinin 10.03.2010 tarihi olmakla borçlu …in yasal süresinden sonra takibe itiraz ettiğinin anlaşıldığı, zaten İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü tarafından ” itiraz süresi geçtiğinden reddine” dair açıklamanın yazılarak borçlu aleyhine haciz işlemlerine başlandığının görüldüğü, bunun üzerine … tarafından 31.05.2016 tarihinde borçlu olmadığının tespiti ile davalı alacaklının yüzde 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talebiyle iş bu davanın açıldığının anlaşıldığı, Üsküdar …Noterliğinin 20.04.2007 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletnamesinde … LTD ŞTİ ni temsilen …in açıkça çek karnesi almaya ve çek kesmeye yetkili kılındığı anlaşılmakla davaya konu çek üzerindeki imzanın …e ait olduğu , çekten doğan borcun şirkete ait olduğu, …in şahsi olarak herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı, davalı tarafın son celsede davayı kabul ettiğini bildirmiş olmakla HMK 312 gereğince davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum olacağından davalı vekilinin bu ücretlerin davacı üzerinde bırakılmasına dair talebinin yersiz olduğunun anlaşıldığı, kaldı ki davalı şirketin, davanın açılmasına kendi hal ve hareketleriyle sebebiyet verdiği ve kabul beyanını ilk celsede yapmadığından aleyhine yargılama giderlerine hükmedileceği, alacak miktarının likit olup ceza yargılamasından bu yana davacı … , çeki şirket adına kendisinin imzaladığını söylemesine, icra takibine itiraz etmesine, hatta Kadıköy 4.İcra Hukuk Mahkemesinden tebligatın usulsüzlüğü ile ilgili karar almasına, yine çekte keşideci olarak … limited şirketi görünmesi nedeniyle şahsi sorumluluğu bulunmamasına rağmen davalı tarafın ısrarla … adına icra takibi yapıp haciz işlemleri uygulatması nedeniyle yapılan icra takibinde kötüniyetli olduğu anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı …’in İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … e. sayılı dosyası çerçevesinde davalı … A.Ş’ ye borçlu olmadığının tespitine, alacak tutarının (38.000,00tl) % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle “…Davacı dava dilekçesinde bilgisini vermediği, dava dilekçesine ekli delil listesinde bulunmayan, davanın ilk duruşmasının yapıldığı 11.01.2017 tarihinde bilgisini verdiği vekâletnameyi ilk kez gördüğümüz 14.02.2017 tarihli duruşmada davayı kabul ettik. Bu nedenle davanın açılmasına neden olmadığımız, fiilen ilk duruşmada da davayı kabul ettiğimize göre tazminata, yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu olmamamız gerekir. HMK. 312/2.mad.) Keza davacının müvekkilimize borçlu olan şirket adına yetkilisi olmadığı ve çek düzenlediği de yine ceza dava dosyası ile sabittir. Hak arama hürriyeti kötüniyet değildir…” denilerek kararın kötüniyet tazminatına ilişkin ve yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava icra takibine dayalı menfi tespit isteminden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İcra takibinin dayanağı ; dava dışı şirketin keşide ettiği çekin karşılıksız kalması üzerine Asliye Ceza Mahkemesi kararının suç duyurusu üzerine davalının çekten şahsi sorumluluğu olduğu gerekçesine dayanmaktadır. Davalı şirketin Ceza davasında müşteki olduğu, yetkilisi … şikayetçi ve müşteki sıfatı ile davada yer aldığı, davalı şirketin dava dışı şirketin keşide ettiği çekin karşılıksız kalması üzerine karşılıksız çek keşide etmekten dolayı şikayetçi olduğu , yargılamanın Üsküdar 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/623 Esas sayılı dosyasında yapıldığı, şirket yetkilileri hakkında beraat kararı verildiği görülmektedir.Yine ilgili ceza dosyasında ” dosyada toplanan belge ve bilgilere göre şirket adına çek keşide yetkisi bulunan müdürler … ve davacı … hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.Eldeki davanın davalısı olan şirketin takip tarihi itibari ile şirket yetkilisi … ceza davasında taraftır. Dosyaya gelen tüm belgeler bilgisi dahilindedir. Bu nedenle davacının şirket adına çek keşide etmeye yetkili müdürününün hakkındaki suç duyurusundan da haberdardır. Zaten bu suç duyurusu dahi, imzanın şirketi bağlayacağı nedenle yapılmıştır. Değilse zaten karşılıksız çek keşide etme suçu unsurları itibari ile oluşmaz.Davalı şirket ise imzanın şahsi sorumluluğu doğuracağı hukuki yanılgısına kapılarak takip yaptıklarını beyan etmektedir. ( Takip talebinin borcun açıklanma sebebine dair alacaklı yanın yazısı) İcra takibi incelendiğinde Asliye Ceza Mahkemesi kararındaki şahsi sorumluluk ve eski TTK 590 dayanak gösterilmiştir.Bu durumda davalı yanın imzanın şirket adına ve şirketi temsilen atıldığı halde şirkete değil, imzayı atana karşı takip yaptığı anlaşılmaktadır.Bu durum hak arama hürriyeti olarak da nitelendirilemez .Zira Medeni Kanun’un 2. maddesinde, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir.Dava dilekçesinde de ilgili vekaletname eklidir. Bu nedenle takipte davacının sorumlu olmadığı bilinerek takibin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kötüniyet tazminatı talebinin kabulü yönündeki kararı ve davanın açılmasına davalının sebep olması nedeni ile harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmesi doğru olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 649,00 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 594,60 TL nin davalı yana iade edilmesine 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı yan üzerinde bırakılmasına 4- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/07/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.