Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4910 E. 2020/1260 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4910 Esas
KARAR NO: 2020/1260 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI: 2015/1400 E., 2017/627 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında, davalıya ait Ekmek Fırını işletmesinin devralınması konusunda 70.000,00 TL bedelli anlaşma yapıldığını, bu anlaşmaya istinaden müvekkili ile davalı arasında sıralı senetler düzenlendiğini, müvekkilinin daha sonra yaptığı anlaşmadan caydığını ve fırını vermek istediğini, aradan sadece 3 gün geçtikten sonra müvekkilinin, söz konusu fırını teslim ettiğini, davalı tarafından fırının geri teslim alınmasına rağmen verilen senetlerin teslim edilmediğini, daha sonra davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, davalı tarafın aralarındaki ticari ilişkiyi reddettiğini ve ihtarnamenin tarafı olmadığını belirterek ihtarnamenin kendisine yanlışlıkla gönderildiğini savunduğunu, davalı tarafından 35.000,00 TL bedelli senetlerin kötü niyetli olarak icra takibine konulduğunu belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin devrettiği fırının devir işlemi için davacıdan 75.000,00 TL bedelli senet aldığını, …’nın müvekkilinin oğlu olduğunu, ödenmeyen bonoları takip edebilmesi amacı ile cirolamak suretiyle müvekkile verdiğini, davacı tarafın sadece devrolunan işletmenin anahtarını yer sahibi olan …’e teslim ettiğini, bu hususun sadece kiralayan ve kiracı arasındaki iç ilişkiyi ilgilendiren bir durum olduğunu, yapılmış bir sözleşmeden hiçbir geçerli sebep göstermeden tek taraflı dönmenin söz konusu olamayacağını, bu hareketin müvekkilinin yada oğlunu ilgilendiren bir durum olmadığını, keyfi olarak söz konusu devir sözleşmesi tek taraflı irade beyanıyla fesih edilemeyeceğinden haksız nedenle açılan davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın; davacının takip konusu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu (İİK 72.md), davacının işletmeyi tekrar devraldığı kişi veya vekiline devrettiğini ispatlayamadığı, devralma konusunda bir anlaşma olup olmadığı belli olmadığı, şayet anlaşma var ise söz konusu fırına ait anahtarın da devir edene değil de, neden mülk sahibine teslim edildiğinin anlaşılamadığı, yapılmış bir sözleşmeden hiçbir geçerli sebep göstermeden tek taraflı olarak dönmenin mümkün olmadığı, davacının devir sözleşmesinden döndüğünü iddia etmiş ise de; davalıya karşı usulüne uygun gönderilen fesih ihbarnamesi bulunmadığı, dosyadaki kanıt ve belgelere, dinlenen tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davalının işletmeciliğini yaptığı fırının davacıya devri hususunda şifahi anlaşma yapılarak fırının devrinin gerçekleştirildiği ve devir bedeli olarak dava konusu senetlerin verildiği, senetlerin tahsil edilmek üzere davalı tarafın oğluna ciro edildiğini, daha sonra fırının devri konusundaki sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı olarak fesih edildiği, feshin karşılıklı olarak yapıldığı hususu ispatlanamadığı , davacı yanın fırını tek taraflı olarak fesihte haklılık nedeni bulunmadığı ve fırının usulüne uygun olarak devralanan kişiye teslim edilmeyerek anahtarın dükkan sahibine bırakıldığının anlaşıldığı, koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat isteminin de yerinde olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “… Müvekkilin sözleşmeden dönme iradesi ve fırını iade etmesinin, davalı … tarafından kabul edilmiş olduğu, tanık ifadeleri ile de sabittir ve ispatlanmıştır. Öncelikle davacı tanıklarının ifadelerine baktığımızda fırını davalı tarafın geri aldığını ve geri aldıktan sonra da bir süre daha çalıştırdığını söylemektedirler. Hatta taraflar arasında sözleşmeden dönme konusunda anlaşma olduğunu, …’ın ifadesinde, …’ nın 100 çuval un istediğini, vermediği takdirde senetleri icraya koyacağını söylediğini belirtmiştir. Buradan da görülecektir ki davalı …, kendi belirlemiş olduğu bir nevi cezai şartı müvekkilden talep etmektedir, ancak en önemlisi fırının iadesini kabul etmiş ve sözleşmeden dönme iradesini de kabul etmiştir. Davacı yani bizim tanıklarımızın yanı sıra davalı tarafın tanık olarak göstermiş olduğu ve aynı zamanda söz konusu fırının mülk sahibi olan …’ in ifadesine baktığımızda ise, müvekkilin fırını iadesinden sonra, fırının kurban bayramı arifesine kadar tekrar çalıştırıldığı, fırındaki çalışanların …’ nın elemanları olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca yine … tarafından kendisi tarafından belirlenmiş olan cezai şart gibi 200 çuval undan o da bahsetmiştir. Tüm bu tanık ifadeleri ve dosya kapsamından ise anlaşılıyor ki müvekkil, devir almış olduğu fırını davalı …’ ya İADE ETMİŞTİR. … ise bu iadeyi KABUL ETMİŞTİR. Müvekkil sözleşmeden dönmüş, fırını iade etmiş, ancak müvekkile senetleri iade edilmemiş, bir de kötü niyetli olarak icra takibi yapılmıştır. ….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava senede dayalı menfi tespit isteminden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava dosyası incelendiğinde; dava ile birleşen Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1442 Esas sayılı dava dosyası bulunduğu, ancak bu dosya hakkında hiç bir karar verilmediği görülmüştür. Kabule göre de ; davanın çözümü için önem arzeden husus olarak; fırının kimin tarafından işletildiği hususunda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği ve ayrıca akdin feshinin mümkün olmadığı yönünde hukuki bir sonucun yazılı olduğu görülmektedir. Borçlar Kanunu’nda akdin feshini engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar sonuçlarına katlanmak koşulu ile akdi tek taraflı feshedebilir. Mahkemece haklı/ haksız fesih kavramları ile akdin feshi kavramının karıştırıldığı da görülmektedir. Bu nedenle asıl dava açısından eksik inceleme yapılması ve birleşen dava açısından ise hiç yargılama yapılmadan karar da verilmeden dosya esasının kapatılmış olması hatalı olup, kararın kaldırılması gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1-Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 355. Maddesi yollaması ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE ve İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; Yargılamaya devam edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2-Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3-İstinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 11,00 TL ve posta gideri 25,00 TL ki toplam 121,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 4- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/07/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.