Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4906 E. 2020/1261 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4906 Esas
KARAR NO: 2020/1261 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/04/2017
NUMARASI: 2015/698 E., 2017/306 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili ile davalı yanın aynı sokakta oturmakta olduğunu, komşuluk ilişkileri dışında herhangi bir ticari ilişkileri bulunmadığını, müvekkili 16/03/2015 tarihinde davalının odun kestiğini gördüğünü, kendisine yardım amaçlı olarak odun kesmesine yardımcı olduğunu, müvekkili odun kesmek için baltayı kaldırdığında davalının kızının müvekkilin arkasına gelmesi sebebiyle davalının kızının yanağından yaralandığını, müvekkilin çocuğu hastaneye götürdüğünü tedavi giderlerini karşıladığını, davalı kaza tarihinden üç gün müvekkilini çağırdığını, davalı kızının tüm masraflarını karşılaması, kendisini güvence altına almak için boş olan senede imza atmasını eğer ki 18.000-TL tutarında bir ödeme yapmadığı taktirde müvekkilini icraya vereceğini belirttiğini, müvekkilini döveceğini, korkutup zorla boş bir senede imza attırdığını, davalı söz konusu kazayı kendisine maddi menfaat elde etme yolu olarak gördüğünü, davalı tarafça müvekkili aleyhine 01/04/2015 tarihli 150.000-TL tutarında sadece imzanın müvekkiline ait olduğu davalı tarafından müvekkilinin bilgisi dahilinde olmaksızın doldurulmuş olan bir adet senedi Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, senedin boş kısımlarının müvekkili tarafından yazılmadığını, müvekkilinin el ürünü olmadığını sadece imzanın müvekkiline ait olduğunu, bilirkişi neticesiyle de ortaya çıkacağını, müvekkilinin halihazırda herhagni bir işi olmadığını bu nedenle de davalı ile aralarında para alışverişinde bulunmasını gerektiren bir durum da söz konusu olmadığını, aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, para alışverişi olmadığını ve 150.000-TL tutarındaki paranın verildiğine dair herhangi bir banka kaydı bulunmadığını, ve müvekkilinin bir işi olmadığndan söz konusu senette dvalı tarafındanyazılmış olan tutarda bir para alış verişinin olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın kabulüne, tehdit ve korku ile müvekkiline imzalatılan senetten dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, Bakırköy … İcra Müdürlüğnüün … Esas sayılı dosyası ile müovekkilinin cebri icra tehdidi ile karşılaşmaması için icra dosyasına öncelikle ihtiyati terbir kararı verilmesini, 01/04/2015 vade, 22/03/2015 keşide tarihli, ve 150.000-TL bedelli tutarındaki senedin irade sakatlığı nedeniyle iptaline, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevabında, dava konusu senedin dava dilekçesinde kısmen doğru anlatıldığını, haksız fiil sonucu davacı tarafından davalı müvekkiline verildiğini, her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde “müvekkilinin odun kesmek için baltayı kaldırdığında davalının kızının müvekkilinin arkasına gelmesi sebebi ile davalının kızı yanağından yaralanmıştır” şeklinde haksız fiili anlattığını, müveklinin elinde mevcut görüntü kaydı ve olay yerinde bulunan tanık anlatımları olduğunu, haksız fiilin davacı vekilinin anlatımlarındaki gibi olmadığını, mevcut görüntüler incelendiğinde davacının balta ile odun kırarken sinirlenmesi üzerine sinirle baltayı yere savurduğunu, yerden seken baltanın ise müvekkilinin kızının yanağından yaralanmasına sebep olduğunu, bu bağlamda oluşan haksız fiil sonucu tarafların anlaştığını, müvekkilinin yaralanan kızının estetik ameliyat olma yaşının en az 21 olduğunu, bu zamana kadar yüzündeki yara sebebi ile 7 yaşındaki bir kız çocuğunun 14 yıl boyunca çekeceği eziyet, ilişkilerindeki bozulma, eğitiminden geri kalma ve nihayetinde olacağı estetik ameliyat için maddi en önemlisi manevi tazminat olarak davaya konu senedin verildiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde hastane masraflarının ödendiğini belirtmiş ise de bunun inandırıcılıktan uzak bir beyan olduğunu, müvekkilinin kızının henüz 7 yaşında ve ilk müdahalenin devlet hastanesinde yapıldığını, davacının verdiği senedin sonrasında bu bedeli ödemekten vazgeçmiş ve senedinin yağmalandığı gerekçesiyle savcılığa başvurduğunu, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/10518 Soruşturma ve 2015/6427 Karar numarası ile herhangi bir suret ile senedin yağması suçunun oluşmaması ve ilişkinin hukuki nitelikte olması gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca senedin yağması söz konusu olmadığından ve davacı tarafın iddialarından başka yazılı veya elle tutulur bir delili olmadığından açılmış haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddedilmesini, icra inkar tazminatına, yarıglama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın İİK’nun 72 maddesi kapsamında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, taraflar arasında uyuşmazlığın konusu olan hususun, Bakirköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı, toplanan deliller, incelenen icra dosyası, senet sureti ve soruşturma dosyası ile tüm dosya kapsamına göre; davacının davalının …’i taksirle yaraladığı, bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davacının bu yaralanma sonrası davalını kendisine dava konusu keşidecisi davacı, lehdarı davalı, olan 150.000,00-TL bedelli senedin kendisine zorla imzalattığını, senedin bedel kısmının imza sırasında boş olduğunu, aslında 18.000-TL hususunda anlaşılmış olmasına rağmen senedin rızası hilafına 150.000,00-TL olarak doldurulduğunu iddia ettiği, bononun bedelsiz olduğunu ispat yükünün davacı borçlu da olduğu, davacının iş bu davanın ikamesinden önce davalının kendisine kızının tedavi masrafları için boş senet imzalatılmasını talep ettiğinden, kendisinin kabul ederek boş senet imzaladığından, akabinde davalının kendisine 18.000-TL para vermediği takdirde senedi icraya koymakla tehdit ettiğinden bahisle şikayetli olduğu, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet başsavcılığı’nın 2015/10518 soruşturma sayılı dosyasında tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davalı tarafça senedin icra takibine konulmasından sonra davacının bu kez evrakta sahtecilik ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarından ötürü yeniden şikayetçi olduğu, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet başsavcılığı’nın 2016/9138 sayılı soruşturmasında sanık(davalı) hakkında yeterli şüphe bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın, davacının itirazının İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nce reddedilmesi üzerine 29/03/2017 tarihinde kesinleştiği, somut olayda davacının senet altında ki imzayı inkar etmediği, soruşturma dosyasında dinlenen tanık beyanlarının senet altındaki imzanın zorla atıldığı yönündeki davacı iddiasını doğrulamadığı, davacının bu iddiasını ispat edemediği, senedin bedel kısmının taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yönündeki davacı iddiasının da ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça yazılı delil ile ispat edilemediği, her ne kadar davacı tarafça yemin deliline dayanılmış ise de 6100 Sayılı HMK’nun 226/1-c fıkrası uyarınca davacının iddiasını dayandırdığı vakıaların yemine konu olamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine, dava dosyasında 2004 sayılı iik’nın 72 maddesi kapsamında verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı anlaşıldığından yasal şartları oluşmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı hem davacı hem de davalı yan istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde “…Davalı taraf söz konusu icra takibinin iptali amacı ile 21.07.2015 tarihinde huzurdaki davayı açmış ve davacının açık tedbir talebi doğrultusunda mahkemece 01.10.2015 herhangi bir teminat alınmaksızın takibin durdurulması da dahil hiçbir işleme esas alınmamasına dair karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece 2004 sayılı İİK’nun 72. Maddesi kapsamında verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı olmadığı gerekçesi ile davalı müvekkil lehine icra inkar tazminat taleplerimizin reddine karar verilmişse de bu hususun kabulü tarafımızca mümkün değildir. ..” denilerek kararın kaldırılması ve icra inkar tazminatına da hükmedilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle “….G.O.Paşa Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmaya yer olmadığı kararında davalının kızı Aleyna Berçin in yaralanması olayıyla ilgili boş senet imzalattırıldığı 18.000TL verilmediği takdirde icraya verilmediği takdirde davalı tarafından davacıyı tehdit ettiği görülmüşse de tespiti yapılmasına rağmen her hangi bir icra takibi olmadığı olması durumunda bu işlemin hukuki nitelikte olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.Davaya konu olan 01/04/2015 tarihli 150.000TL tutarında senet davalı tarafından Bakırköy …İcra Müdürlüğünde icraya konulurken Adli yarrdım talebinden faydalanabilmek için fakirlik belgesiyle birlikte verilmiştir. İcraya verilmiş senet te borç sebebi olarak nakden olarak belirtilmiş ancak ne hikmetse 150.000TL veren borç verebilecek nitelikte olduğunu iddia eden davalı cüzi miktardaki icra takip masraflarını bile ödeyememiştir. Davalının öncelikle müvekkilime borç olarak verdiğini iddia ettiğini 150.000TL yi kendisinde bulunduğunu ispat etmesi gerektiği düşünmekteyiz.Takibe konu senet te davacının ad adres ve kimlik bilgileri müvekkilimce yazılmış boş olarak davalıya razısı hilafına verilmiştir. Kambiyo senedinin taşıması gereken zorunlu unsurları olan tanzim yeri tarihi vade ve borç miktarı ve alacaklı kısmı bulunmadığından aslında belge kambiyo senet niteliğine haiz değildir. .Mahkemenin dikkate almaktan imtina ettiği şey ise senedin rıza ile değil korku, tehdit ve hile ile davacıdan alındığı gerçeğidir. ..” denilerek tanıklarının dinlenmesi yönünde karar oluşturulmasını ve eksik incelemenin tamamlanması için kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava; takibe konu edilen kambiyo senedinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti isteminden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Takibe ve davaya konu senedin 01/04/2015 vadeli , 22/03/2015 tanzim tarihli 150.000,00 TL bedelli nakden kaydı bulunan bono niteliğinde olduğu, keşidecinin davacı … , Lehdarın da davalı … olduğu anlaşılmaktadır.. Senette her iki taraf da senet nedenini aynı şekilde talil etmiş bulunmakla, senedin borç karşılığı değil, tedavi giderleri ve bedensel zararın tazmini için verildiği konusunda müşterek irade açıklamışlardır. Davacı anlaşılan miktarın 18.000 TL olduğunu, davalı ise 150.000 TL olduğunu iddia etmektedir. İhtilaflı husus; senedin anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı ve tehdit altında ve zorla imzalatılıp imzalatılmadığı noktalarındadır. Ceza soruşturmasının ; kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlandığı ve kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı yan tanıkları dinlenmemiş ise de ; ceza soruşturmasında ifade verdikleri, davacı tanıklarının cebir şiddet ve tehdit konusunda bilgi sahibi olmadıkları dosyaya celbedilen beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu nedenle tanıkların aynı konuda mahkemede dinlenmelerinin dosyayı aydınlatmada bir fayda sağlamayacağı kabul edilmiştir. İspat yükü kendisinde olan ve kambiyo senedinin tehdit ile ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden taraf olan davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı nedenle davacı yanın istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Davalı yanın istinaf başvurusu; inkar tazminatı verilmemesi yönündendir. İİK 72. Maddeye göre Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 – 2.7.2012 / m.15) “yüzde yirmiden” aşağı tayin edilemez. Düzenlemenin amacı ; alacaklının verilmiş ihtiyati tedbir kararı nedeni ile alacağına geç kavuşmuş olmasının alacaklı açısından muhtemel zararlarının tazmini içindir. Maddede tek şart alacaklının ihtiyati tedbir nedeni ile alacağına geç kavuşmuş olmasıdır. İhtiyati tedbirin İİK 72. Maddeye göre verilmiş olmayıp HMK ya göre verilmiş olması bu sonucu değiştirmez.Bu nedenle davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ; davanın reddine ve davalı yararına % 20 nispetinde tazminata karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Davalı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararanının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA 3-İlk derece mahkemesine açılan davada A-Davanın REDDİNE, B.Alacaklı lehine sonuçlanmış olmakla İİK 72/4 maddesi uyarınca % 20 nispetinde hesaplanan 30.673,15 TL icra inkar tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine C-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.619,11 TL harçtan mahsubuna, artan bakiye 2.564,71 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, D-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 18.519,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, E-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA, F-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İSTİNAF YARGILAMASINDA 4-Davacı yanca yatırılması gereken karar ve ilam harcı 54,40 TL olmakla peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 5-Davalı yanca yatırılan peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalı yana iade edilmesine 6-Davacı yanca yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 7-Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına 8- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 09/07/2020tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.