Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4903 E. 2020/1262 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4903 Esas
KARAR NO: 2020/1262 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2017
NUMARASI: 2014/939 E., 2017/247 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı tarafça müvekkilleri aleyhinde Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe itiraz ettiklerini, ancak icra müdürlüğünce alacağın fon alacağı olduğu dikkate olması nedeni ile itirazlarının dikkate alınmadığını ve müvekkilleri aleyhinde haciz işlemlerine devam edildiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkillerinin davalıya icra takibine konu edildiği gibi bir borcunun bulunmadığını beyan ile mahkemece müvekkillerinin borçlu olduğu kanaatine varılması halinde borç miktarının sözleşmeye istinaden 30.000 TL olduğunun tespitini, takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, % 20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların … A.Ş Merter Şubesi ile … Ltd Şti arasında akdedilen kredi sözleşmesine başkaca kişiler ile birlikte kefil olduklarını, borcun ödenmemesi üzerinden … A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, bu dosyadan alacağın 09/10/2001 tarihinde TMSF ye 14/02/2006 tarihinde de TMSF den müvekkiline temlik edildiğini, davacıların yetki itirazı gereği takibin Kahramanmaraş … İcra Müdürlüğüne tevzi edildiğini, bu takibin de davacıların itirazına uğradığını, davacı şirketin tasfiyeye girdiğini, ihtarların usulüne uygun olarak yapıldığını, bu nedenle alacağın zaman aşımına girdiği iddiasının yerinde olmadığını, davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin de yerinde olmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, dosya içerisinde bulunan Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı … A.Ş.nin borçlular …. Ltd. Şti., … A.Ş., … Tic. A.Ş., …, … ve … hakkında 31.342,55 TL asıl alacak, 246.414,69 TL işlemiş faiz, 92,01 TL masraf olmak üzere toplam 277.849,25 TL alacak üzerinden ilamsız takip başlatmış olduğu, takibin … ile borçlular arasındaki genel kredi sözleşmesine ve alacak temlik sözleşmesine dayalı olarak yapıldığı, … A.Ş.’nin 09/10/2001 tarihinde alacak temlik sözleşmesi ile … Ltd. Şti den olan alacağı, TMSF’na temlik ettiği, 11/02/2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi ile TMSF’nun bu alacağı … A.Ş.’ne temlik etmiş olduğu, dosyamız davacıları … ve … A.Ş.’nin takibe itiraz etmiş oldukları, Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip konusu alacağın, TMSF alacağı olması nedeni ile satış işlemleri hariç takibin devamına karar vermiş olduğunun görüldüğü, dosyanın tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılmak üzere Emekli Banka Müdürü Bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişinin; davalı bankanın dosyaya sunduğu hesap kat ihtarı ekinde bulunan hesap özeti bilgileri esas alındığında, davacı kefillerin temerrüt tarihi olan 21/06/2013 itibariyle 30.000 TL alacağı bulunduğunu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar % 27,5 temerrüt faizi ve faizin % 5 i BSMV istenebileceğini 28/07/2015 tarihinde rapor ettiği, bilirkişi raporunun taraflara tebliği neticesinde tarafların itirazına uğradığı, ve dosyanın yeniden Borçlar Hukuk Uzmanı Prof Dr …, SPK Uzmanı Mali Müşavir … ve önceki bilirkişi …a tevdi edildiği, bilirkişilerin; … A.Ş den davacıların kredi borcunun kullandırımına ilişkin kredi kulanım talimatı, tediye fişi ve borçlu cari hesap ekstreleri yerinde inceleme için talep edildiğni, kayıtların Gebze de olduğunun belirtildiğini ve zaman istenildiğini, bu görüşmeleri neticesinde de davaya konu kredi ilişkinisi kanıtlayacak talep edilen belgelerin dosyaya sunulmadığını, 28/07/2015 tarihli bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığını 21/10/2016 tarihinde rapor ettikleri, Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar hakkındaki takibin dava dışı temlik eden ile yapılmış olan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yapıldığının görüldüğü, davacıların menfi tespit davalarında borçlu olmadıklarının tespitini istedikleri, menfi tespit davalarında ispat yükü davacı borçlunun üzerinde olduğu, davacının ortaya koyacağı delillerle borçlu olmadığını ispatlamak zorunda olduğu, davacı borçlunun borçlu olmadığını borcun hiç doğmadığını iddiasına dayandırması halinde, borcun var olduğunu, davalı alacaklının ispatlaması gerektiği, dava konusu olayda da davacının borçlu olmadığını savunmakta borcun doğmamış olduğunu iddia ettiği, bu durumda davalı alacaklının borcun varlığına ilişkin ispat külfeti kapsamında delilerini ortaya koyması gerektiği, mahkemece aldırılan 28/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalının alacağın varlığı için dosyaya sunması gereken belgeleri dosyaya sunmadığı, bilirkişi incelemesine hazır etmediği, dosyaya sunulan kredi ekstresi ve dekontlar itibari ile yapılan incelemede, davacı borçluların davalıya 30.000 TL borçlu olduklarının tespit edildiği, mahkemece yaptırılan 21/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda da davalının inceleme için kredi kullanım talimatı, tediye fişleri, cari hesap ekstrelerinin incelenmesinin talep edilmiş olmasına rağmen, incelemeye sunmamış olması nedeni ile davacılardan alacaklı olduğu tespitinin yapılamadığını, ispat külfeti kapsamında davalının alacağının varlığına ilişkin delilleri dosyaya sunup, alacağının varlığını ispatlayamamış olması ve dosyaya sunulan belgelerden ve yaptırılan denetime açık ve dosya kapsamıyla uyumlu bilirkişi raporlarından davacıların davalıya 30.000 TL borçlu olduğu, davacıların davalıya Adana …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 247.849,25 TL borçlu olmadığının tespit edilmiş olduğu” gerekçesiyle davacıların davasının kısmen kabulüne, davacıların Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, 247.849,25 TL borçlu olmadığının tespitine, yasal şartları oluşmadığından, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı hem davacı hem de davalı yan istinaf etmiş bulunmaktadır. Davacı yan istinaf dilekçesinde ; davalı yanın alacağının bulunmadığı miktar ile ilgili olarak takibin kötüniyetli olduğu halde kötüniyet tazminatı verilmemesinin hatalı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak kötüniyet tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini talep ve istinaf etmiştir. Davalı yan ise istinafında; öncelikle ispat külfeti konusunda mahkemenin hatalı tespitte bulunduğunu ve ispat külfetini kendilerine yüklediğini, akdi ilişki tarafların kabulünde olup, davacının davasını kanıtlaması gerektiğini, ikinci olarak mahkemenin ispat için kendilerinden talep ettiği belgelerin hazırlanması konusunda süre talep ettiklerini ve talebin kabul edildiğini, ellerinde olmayan belgeleri bir başka yerden getirtip sunduklarını ancak ek rapor alınmadan karar verildiğini, kararın bu yönü ile de eksik incelemeye dayandığını , yine borcun dayanağı ile ilgili olarak … A.Ş. Merter Şubesi ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesine davacılar … ile … A.Ş. de bir takım kişilerle birlikte kefil olmuşlardır. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacılar da dahil olmak üzere asıl borçlu ve kefillerin tamamına Bakırköy … Noterliği’nin 10.09.2001 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilerek hesap kat edilmiş ve ihtarname tarihi itibariyle 31.342,55 TL borçlu oldukları borçlulara bildirilmiştir. (Yerel Mahkeme dosyasında Bakırköy … Noterliğinin 10.09.2001 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğ şerhli örneği istendiğinde gelen cevapta ihtarnamenin imha edildiği bildirilmiştir) Borcun ödenmemesi üzerine … A.Ş. tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2… E. sayılı dosyayla icra takibi açılmıştır. Daha sonra … A.Ş.’nin batması üzerine banka alacakları TMSF’ye 09.10.2001 tarihli alacak temlik sözleşmesiyle devredilmiştir. TMSF de kendilerine temlik edilen bu alacakları 14.02.2006 tarihli temlik sözleşmesiyle müvekkil şirket … A.Ş.’ye temlik etmiştir. Temlikten sonra İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası aranmasına rağmen, dosya bulunamamıştır. (Yerel Mahkeme tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası müzekkereyle istenmiş ve gelen cevapta “İstenilen dosyanın Uyap sisteminde olmadığı, aramalara rağmen bulunamadığı, sekaya gönderilen evrak listesinde olmadığı, esas defterinden yapılan incelemede alacaklının …, borçlunun …, takip çıkışı bedelinin 31.342.550 TL olduğu” bildirilmiştir. ) Bu nedenle tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla Adana … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi açılmıştır. Davacılar ise, Yerel Mahkemede açmış oldukları davada; … A.Ş. Merter Şubesi’nden kullanılan ve iş bu davaya konu olan kredi borcu ile … A.Ş. Kahramanmaraş Şubesi’nden kullanılan kredi borçlarının tek şubede (Kahramanmaraş Şubesi) toplandığını, bu şekilde … A.Ş. Merter Şubesi’ndeki kredi borcunun kapandığını, … A.Ş. Kahramanmaraş Şubesi’yle de yeni bir kredi sözleşmesi imzalandığını, Kahramanmaraş Şubesi’nden kullanılan bu krediyle ilgili de Kahramanmaraş … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip açıldığını ve takibin devam ettiğini iddia etmiştir. Davacı taraf, tamamen birbirinden farklı 2 krediyi tek krediymiş gibi göstermeye çalışmıştır. Oysa, davacı tarafın iddiası doğrultusunda her iki krediye, kredinin borçlularına kredi tarihlerine baktığımızda dahi, davacı tarafın beyanının aksinin ortaya çıktığı görülmektedir. … A.Ş. Merter Şubesi’nden çekilen kredi Kahramanmaraş Şubesi’nden çekilen krediden daha sonraki bir tarihte çekilmiştir. (Bu durum, davacıların, bu iki kredinin kapatılarak Kahramanmaraş Şubesinde toplandığına dair iddiası açık bir şekilde çürütmektedir. Kredi kullanan şirketler farklı şirketlerdir. Davacının iddiası gibi ilk çekilen kredi Merter Şubesi’nden çekilen kredi olsa, kredi borçlusu olan … Ltd. Şti. neden Kahramanmaraş Şubesi’nden çekilen kredi de kefil değildir. Kahramanmaraş Şubesi’nden çekilen krediyle ilgili Kahramanmaraş … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının derdest olduğu zaten kabulümüzde olan bir durumdur. Davacı tarafın bahsetmiş olduğu … adına kayıtlı İstanbul ili, … ilçesi, … Mevkii, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tesis edilen 100.000,00 TL bedelli ipotek de … A.Ş. Kahramanmaraş Şubesi’nden … Tic. A.Ş. tarafından çekilen kredi için verilmiş teminat olup, dava konusu yapılan borçla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. (Bu ipotek de Türkoğlu İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla 30.000,00 TL bedelle paraya çevrilmiştir.) Görüldüğü üzere, dosyada alınan bilirkişi raporlarında ya da Yerel Mahkemece resen bu hususlar dikkate alınmış olsa, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığı çok net bir şekilde görülecekti. Bu nedenlerle eksik incelemeye dayanan ve hükme elverişli olmayan bilirkişi raporlarına dayanılarak verilen Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep ederiz. …” diyerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ;banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada ; davalı şirketin kredi kullandırımına ilişkin belgelerini sunmaması nedeni ile ispat külfetini yerine getirmediğini ,davacıların sadece 30.000,00 TL borçlu bulunduklarını 247.849,25 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece davacı yanın borç doğuran işlemi tümüyle inkar ettiği için alacağın varlığını ispat külfeti davalı yana yükletilmiş ise de ; davacılar borç doğuran işlemi inkar etmemekte, borcun ödendiğini savunmaktadır. Bu durumda ispat külfeti yer değiştirmemiştir. Ayrıca maddi vakıanın çözümü için gerekli belge 3. Kişi elinde ise bunların ibraz edilmemesinin prosedürü HMK da belirlenmiştir. Üçüncü kişinin belgeyi ibraz etmemesi başlığında ; MADDE 221- (1) Mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını emreder. (2) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen herkes, elindeki belgeyi ibraz etmek; belgeyi ibraz edememesi hâlinde ise bunun sebebini delilleri ile birlikte açıklamak zorundadır. Mahkeme yapılan açıklamayı yeterli görmezse, bu kimseyi tanık olarak dinleyebilir. (3) Belgeyi ibraz zorunda olanlar, tanıklıktan çekinmeye ilişkin hükümlere göre, belgeyi ibrazdan veya bu konudaki tanıklıktan çekinebilirler.Belgeyi ibraz veya bu konuda tanıklık yapmak zorunda olanlar hakkında, tanıklara ilişkin hükümler uygulanır. Denilmektedir. Kredi kullandıran Banka, bankaya el koyan TMSF ve nihayetinde temlik alan …i farklı tüzel kişilikler olup, el konulan banka kayıtları doğrudan davacının yedindeki belgelerden olmadığından HMK 221. Madde prosedürü de uygulanmadığından yani ibraz mükellefiyeti belge elinde olmayan davalıya yükletilerek , ibraz edilmemiş kabul edilmesi usul hükümlerine aykırı düşmektedir. Bu nedenle davalı yanca sunulan belgeler incelenmeden ve alacağın varlık ve miktarı tam olarak ortaya konulmadan eksik inceleme ile hüküm oluşturulduğu anlaşılmış olmakla ;davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Kararın kaldırılış şekline nazaran ise davacı yanın istinaf başvurusu bu aşamada incelenmemiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; Yargılamaya devam olunması için dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE 2-Davacı yanın istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 3-Davalı yan harçtan muaf olup harç yatırılmamış olmakla bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına ; davacı yanca yatırılan peşin harcın talepleri halinde iade edilmesine 4-Davalı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan 12,50 TL tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin davacı yandan alınıp davalı yana verilmesine ; diğer giderler davacı avansından yapılmış olmakla davacı yan üzerinde bırakılmasına 5- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/07/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.