Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4895 E. 2020/1032 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4895 Esas
KARAR NO : 2020/1032 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2017
NUMARASI : 2014/1076 E., 2017/17 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında … Mah … Cad No:… K:… No:… Kağıthane İstanbul adresindeki ofis için müvekkilince seçilen mermer alım satımı hususunda anlaşmaya varıldığını, mermerlerin müvekkilince 09/12/2013 tarihinde teslim alındığını ve 10/12/2013 tarihinde döşendiğini ve mermerlerin tek tip olarak sipariş edilmiş iken birbirinden farklı renklerde olduğunun anlaşıldığını, 11/12/2013 tarihli ihtarname ile davalıya ayıp ihbarında bulunulduğunu, teslim edilen malın iade alınmasını ve bedelinin döşeme için ödenen işçilik masrafı ile birlikte iadesinin davalıya ihtar edildiğini, ancak davalının ihtar edilen hususları yerine getirmediğini beyan ile davalıdan mermerler için ödenen 16.930 TL ve 4.000 TL döşeme bedelinin avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde, satılan ve teslim edilen ürünün davacının görerek ve beğenerek tercih ettiği mermer olduğunu, istenilen ölçüde kesildiğini, davacının ayıp iddiasını rek ve desen farkına dayandırdığını, oysa mermerin özellik itibari ile plakada renk ve deseninin farklı olabileceğinin kabulunun gerektiğini, bunun bir ayıp unsuru olmadığını, üstelik davacının mermerin özellik itibari ile talep edilen ölçülerde kesilmesi halinde istenen verimin elde edileceği hususunda uyarıldığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın, ayıplı ürünün iadesi ve ürün bedeli ile ürünün söküm masraflarının tazmini istemine ilişkin olduğunun görüldüğü, mahkemece mahallinde keşfen inceleme yapılmasına karar verildiği, İnşaat Mühendisi Bilirkişi … ile Yüksek Mimar …’ın refakate alınarak davacıya ait iş yerinde, dava konusu mermerler üzerinde inceleme yapıldığı, bilirkişi heyetinin …. mermerde desen farklılıklarının olmasının normal olduğunu, doğan mermerde aynı desende bulmanın mümkün olmadığını, mutfak köşesindeki 18 nolu 2 adet mermer ile koridordaki üçgen şeklindeki 10 nolu mermerdeki büyük desen farklılığı ve diğer mermerlerdeki küçük desen farklılığı için işin nefaset farkı kesilebileceğini, A sınıfı lüks bir ticari yapının değer kaybına uğramasından ötürü mermer nefaset kesintisinin % 15 olarak uygun görüldüğünü, bu durumda 16.930 TL olan mermer bedelinden nefaset kesintisinin 2.540 TL olarak hesap edildiğini, ancak asıl değer kaybı yaşatan unsurun, davacının kendi yükümlülüğünde bulunan mermer işçiliği ve onun gözle bile görülen ciddi işçilik kusurları olduğunu, mutfak köşesindeki 18 nolu 2 adet mermer ile koridordaki üçgen şeklindeki 10 nolu renk farklı mermerlerin sökülüp yerine uyumlu mermer koyulması için yapılacak mermer değiştirme işçiliğinin yaklaşık 800 TL ye mal olacağını, davacının davalıdan toplamda 3.340 TL talep edebileceğinin 01/02/2016 tarihinde rapor edildiği, bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itiraza uğramış olmakla, alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli görülmemekle ve yerinde görülen itirazların tartışılması bakımından dosyanın bu kez resen tayin edilen İnşaat Mühendisi Prof Dr …, Jeoloji Yüksek Mühendisi … ve Hukukçu Bilirkişi Prof Dr …. tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin; davacının satılan üründeki ayıp sebebiyle satım sözleşmesinden dönmekte haklı bulunduğunu ve 16.930 TL bedelin davalıdan iadesini talep edebileceğini, ancak mermerlerin ayıplarının anlaşılması için döşenmelerinin gerekmediğini, döşenmeden de ayıbın anlaşılabileceğini, bu nedenle mermerin ayıplı haliyle rayiç bedeli olan 8.500 TL nin satım bedelinden indirilmesi gerektiğini, davacının bu nedenle davalıdan ancak 8.430 TL talep edebileceğini 25.10.2016 tarihinde rapor ettikleri, dosyada bulunan fatura örneğinden, davacının davalıdan … mermer satın aldığının görüldüğü, davacının, dava konusu mermerlerin ayıplı olduğunu ve mermer bedeli olan 16.930,00 TL ile döşeme bedeli olan 4.000,00 TL uğranılan zarar bedeli olan 4.000 TL olmak üzere toplam 24.930,00 TL nin, avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalının dava konusu mermerleri davacının seçtiğini ve istenilen ölçülerde kesiminin yapıldığını, teslim edilen mermerlerin ayıplı olmadığını, renk farklılığının ürünün özelliğinden kaynaklandığını, ürünün zemine yerleştirilmesinin kendileri ile ilgisinin olmadığını, bundan kaynaklanan ayıbın kendilerine yüklenemeyeceğini beyan ile davanın reddini talep ettiği, dosyada bulunan, Beyoğlu …. Noterliği’nce düzenlenen 11/12/2013 tarihli ihtarnamede, davacının davalıya teslim edilen mermerlerin ayıplı olduğunu, ihbarını yapmış olduğu dosyadaki fatura örneğinden fatura düzenleme tarihinin 20/12/2013 olduğu, taraflar arasındaki cari hesap ekstresi örneğinden, davacının davalıya 16.930 TL mermer bedeli ödemiş olduğunun görüldüğü, Türk Borçlar Kanunun 219. maddesine göre ” Satıcı, alıcıya karşı her hangi bir suret ile bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebi ile sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından sorumlu olur.” hükmünü içerdiği, tarafların tacir olup, Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesine göre; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde inceleme veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır, hükmünü içerdiği, Türk Borçlar Kanunun 223/2 maddesine göre; gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal eder ise, satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılır ise, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği, bildirilmez ise satılan bu ayıp ile birlikte kabul edilmiş sayılır, hükmünü içerdiği, Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesine göre; satılan malın ayıplı çıkması halinde, alıcı seçimlik hakka sahip olduğu, davacının, dava dilekçesinde, dava konusu mermerlerin ayıplı olduğunu ve mermer bedeli olan 16.930,00 TL ile döşeme bedeli olan 4.000,00 TL uğranılan zarar bedeli olan 4.000 TL olmak üzere toplam 24.930,00 TL nin, avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece keşfen inceleme sonucunda aldırılan 01/02/2016 tarihli rapor, bilimsel ve denetime açık hüküm kurmaya elverişli olmaması ve rapora karşı yapılan itirazlarda yerinde görülerek yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve bu bilirkişi heyetinden 25/10/2016 tarihli rapor alındığı, aldırılan 25/10/2016 tarihli raporda, mermerlerdeki tespit edilen fark ve damar yönleri itibariyle ters kesimden bahsetmenin mümkün olduğu, mermerlerde kesim bozukluğu özelliklerinin bulunduğu, bu durumun ayıplı bir durum olduğu, davacının bu ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme hakkının olduğu, ayıplı mermerler iade edilmeyeceğinden, ayıplı mermerlerin döşenmeden önce davacıya teslim edildiği gibi aynen iade edilmesi halinde rayiç bedeli olan 8.500 TL nin satım bedelinden indirilmesi gerektiği rapor edildiği, dosyada bulunan fatura örneğinden, davacının davalıdan mermer satın aldığı ve bunun ödemesini yaptığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, dosyadaki fatura ve noterden yapılan ihtar örneğinden, ayıp ihbarının süresinde yapılmış olduğunun görüldüğü, keşfen yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 25/10/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, davalının teslim ettiği mermerlerin ayıplı olduğunun tespit edilmiş olması, ayıplı mermerlerin teslim edildiği tarihte zemine döşenmeyip aynen iade edilmesi halinde değerinin 8.500 TL olduğunun tespit edilmiş olması nedeni ile bu bedelin ayıplı mermerlerin fatura bedelinden indirilmesi gerektiği, mermerlerin söküm ve davacının bu olaydan doğmuş başka zararı bulunmadığı” gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne ve 8.430 TL nin 17/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarakdavacıya ödenmesine, bakiye istemin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı her iki yan da istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle “…Müvekkil şirket tarafından yeni ofis için satın alınan mermer 09.12.2013 tarihi akşamı mesai saatlerinden sonra teslim alınarak döşenmiştir. Müvekkil şirket yetkilisi tarafından 10.12.2013 günü aynı plakadan kesilerek teslim edilmesi gereken mermerin, farklı parçalardan oluştuğu, parçalar arasında renk, ton, doku, görünüm bakımından fark olduğu görülmüştür. Davalı şirketin teslim ettiği ayıplı mal, müvekkil şirketin satın aldığı mermerin kullanım amacı bakımından değerini ve ondan beklediği faydaları ortadan kaldırdığı gibi talep edilenin aksine ofisin girişinde çok çirkin parça parça bir görüntüye neden olmuştur. Türk Borçlar Kanunun 219. Maddesi hükmü gereği ” Satıcı, alıcıya karşı her hangi bir suret ile bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebi ile sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından sorumlu olur.Yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile de malın ayıplı olduğu bu suretle dava ve taleplerimizin de haklı ve yerinde olduğu sabit hale gelmiştir. bilirkişi raporunun Teknik Sonuç ve Kanaat kısmında “Çok nadir olarak görülebilmekle birlikte, davaya konu olan şikayetin ana sebebi olan renk tonu ve doku farklılığına sebep olan plakaların aynı BLOK dan üretildiğini varsaysak, etik olarak taş satıcısının konu hakkında müşterisine bilgi vermesi ve plakaların kesimine girildiğinde iki renkten birini kesmeyip konuyu müşteri ile paylaşması olması gereken bir durumdur.” denilerek esasında bu taşların bütününün müvekkilin istediği taşlar olmadığı, aynı bloktan kesim yapılmadığı belirtilmiş olmaktadır. Süresinde ayıp ihbarında bulunan, yasal yükümlülüklerini ve taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getiren ve hukuki kurallara uyan müvekkilin, hukuki sorumluluklarını yerine getirmeyen davalı karşısında korunması gerekir iken yerel mahkeme tarafından bakiye istemin reddine ilişkin verilen karar ile ayıplı mal nedeni ile uğranılan bütün zarara müvekkil şirketin katlanması keza kısmen red nedeni ile yargılama giderleri ve vekalet ücretine mahkum edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi hukuki yargılamanın amacına da aykırıdır. …” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle “… Davacı şirket … san.ve. tic. Ltd. şti. yetkilisi; müvekkil şirketin merkezine gelerek ; müvekkil şirket deposunda plakalar halinde ve 2 em kalınlığında bulunan … marka mermerleri beğenerek seçmiştir. Fiyat ve kesilecek ebat ve boyutlar konusunda anlaşma sağlanmış. Müvekkil kesim sonunda mermerleri fabrikada teslim edecek şekilde anlaşılmıştır. Söz konusu mermerlerin zemine uygulama sorumluluğu davacı alıcıya aittir. Davacı süresinde Ödemesini yapmış ve süresinde uygulamaya hazır mermerleri fabrikadan teslim almıştır. Bu mermerler özellik itibari ile her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi AYNI KALIPTAN KESİM YAPILMIŞ OLSA BİLE( Kaldı ki aynı kalıptan kesilmiştir) RENK VE DESEN FARKI OLAĞANDIR.. Alıcı bunu bimektedir veya bilmelidir. Müvekkil firmanın sorumluluğu teslim ile bitmektedir, İstenilen ebatlarda kesilerek ve fabrika teslim edilmiştir. Davacı teslim aldığı mermerleri zemine uygulamıştır. Üstelik uygulama bittikten sonra derzini vererek; olayı dönüşü olmayan şekle sokmuştur. Bu davranıştan sonra davacı ayıplı olduğunu iddia ettiği malları iade etmeden verdiği parayı da geri istemiştir. Üstelik sökme masraflarını da müvekkilden istemektedir. İddia edildiği gibi müvekkil firmanın satmış olduğu mal ayıplı olsa bile ; davacı satın aldığı ürünün ayıplı olduğunu uygulama yapmadan görmeliydi veya uygulama yaptıktan sonra derzini vermeden hasarsız sökmek mümkün iken davacı bu durumu ihbar etmemiştir. Bu süreler geçtikten sonra uygulama yapılmış, derzi verilmiş sökmek imkansız hale gelmiş, (buna rağmen süresi geçmiş ayıplı mal sebebi İle ) cayma ihbarı göndermiştir. Hatta ayıplı olduğu iddia edilen üç parçanın diğer parçalar zarar görmeden anın da değişimi sözkonusudur. Aynı mermerlerden müvekkil firmada depoda mevcuttur ve değiştirilmesi mümkündür. Davacının haksız davranışları ile tüm bu olanaklar kaçırılmıştır. Dolayısı ile davacının iyi niyetli olmadığı açıktır. Davacı süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Sorun çok basit halledilebilirken, davacının haksız ve kötü niyetli davranıştan neticesinde mermerlerin iadesi imkansız hale gelmiştir. Ayıplı olduğunu iddia ettiği malları iade yükümlülüğü kendi hatalı davranışları neticesinde imkansız hale gelmiştir. Bütün bunlara rağmen davacı süresi içinde ihbarda bulunmamış olmasına rağmen sayın mahkeme süresinde ihbar yükümlülüğü yerine getirilmiş gibi karar vermiştir. Deliller toplanmadan ve eksik toplanarak karar verilmiştir. Tanığımız dinlenmemiştir, Dinlenmeyen tanık bu konuyla ilgili sonucu ve kararı değiştirme niteliği olan uygulamayı bizzat yapan davacının ustasıdır. Yine delil listemizde belirtmiş olduğumuz kesif incelemesi yapılmamıştır. Şöyle ki; bizim keşif talebimiz müvekkil firmanın deposunda bulunan satışa konu mermerler ile aynı kalıptan kesilen mermerlerin bilirkişi marifeti ile yerinde birebir görmek sureti incelenmesidir. Eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılması gerektiği “….. Talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ticari satımdan kaynaklanan ayıp nedeni ile alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir.Davacı yan davalıdan satın aldığı … marka mermer ürününün ayıplı olarak satıldığını, sözleşmeden dönme seçeneğini kullanmaları nedeni ile malın bedelinin iadesi ile uğranılan zararlarının giderilmesini talep etmektedir.Davalı yan ise; ürünü bizzat kesilmiş hali ile görüp beğenen davacının talebi üzerine boyutlu kesim yapıldığını, ayıp sözkonusu olmadığını, kaldı ki davacının ürünü iade edilemeyecek hale getirerek ve kullanarak ayıba bağlı haklarını da tükettiğini savunmaktadır.Mahkeme keşfen inceleme yaparak davacının satın aldığı ürünlerde ayıp bulunduğunu, bu ayıp nedeni ile iade seçeneğinin kullanılamayacağını ancak bedel tenzili yapılması gerektiğini kabul ile alacağa hükmetmiş, fazla istenen alacak ile tazmini istemleri reddetmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, ticari satıştan kaynaklanan satıcının ayıplı mal satışından doğan sorumluluğu hukuksal nedenine dayanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca ; ” Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır.” Dava tarihinde yürürlülükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 223/2. maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır.” Hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre eldeki davada öncelikle ;ayıbın bulunup bulunmadığının tespiti açısından davalı yan savunmasını destekler mahiyetteki davacı yan delilleri arasında da bulunan … tarafından davalı şirkete gönderilen 26.10.2013 tarihli e-mail de “…salı günü size uğramış ve carrera mermere bakmıştım,ekte projeleri yolluyorum buna göre bana fiyatlandırma yapabilirmisiniz…” şeklinde yazışma mevcuttur.Bu yazılı delil başlangıcı kabul edilerek öncelikle davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesine konu mermerlerin blok halinde iken mi , yoksa ölçüsüz panel halinde kesilmiş iken mi görülüp satın alınmaya karar verildiği hususu netleştirilmelidir. Bu konuda davalı yanın tanık dinletme talebinin reddi eksik bir incelemedir.Buna göre mermerlerin bilirkişi raporlarındaki teknik değerlendirmelere nazaran ham blok halindeyken mi yoksa ölçülendirilebilir plaka halindeyken mi görülüp satın alındığı ve buna göre ; mermerin doğal yapısına göre bir ayıptan söz edilip edilemeyeceği incelenmemiş olup, davalı istinafı yerindedir. Ayrıca davacı yanın farklı mermer kitlelerinden satış yapıldığı yönündeki iddialarının da bu şekilde irdelenmediği görülmekle davacının satım akdine aykırı hareket edildiği yönündeki iddiaları açıklığa kavuşturulmamış olmakla davacının istinaf başvurusu da yerindedir. Ayıbın varlığı hususu eksik inceleme ile kabul edilmiştir. Ayıbın varlığı halinde açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olması gerekeceği yönünde de anlatımlar çelişkilidir. Yine raporlardaki teknik değerlendirmelere göre açık ayıp kabul edilebilecek bir ayıp hususu tarif edilmekle inceleme ve kontrol yükümlüğü ve ihbar süreleri üzerinde de durulmamıştır. Bu nedenle taraf delilleri yeterince incelenmeden verilen karara karşı her iki tarafın da istinaf başvurusu yerinde olup, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı ve davalı yanın istinaf başvurularının AYRI AYRI KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ;Yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı yanca yatırılan 31,40 TL ve davalı yanca yatırılan 144,00 TL karar ve ilam harcının talepleri halinde kendilerine iade edilmesine 3- İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına 4- Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/06/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.