Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4892 E. 2018/1632 K. 13.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4892 Esas
KARAR NO : 2018/1632
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2017
NUMARASI : 2011/103 2017/135
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/07/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı … vekili; müvekkili ile davalılar arasında 25/06/2010 tarihinde “…” isimli sinema filmine ilişkin senaryo ve diyalog metinlerinin yazılması yönünde senarya ve diyalog sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirip senaryoyu karşı tarafa zamanında ve eksiksiz olarak teslim ettiğini, ancak davalıların sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkilinin hak edişinin bir defada ve nakden ödenmesine rağmen iki ayda ödendiğini, ayrıca müvekkilinin filmin her türlü basım ve tanıtımlarında ismi senarist yazar sıfatıyla ikinci sırada yer alması gerekirken tanıtımlarda isminin zikredilmediğini, sözleşmeye aykırı davranıldığını, konu ile ilgili davalılara ihtar çektiklerini, müvekkilinin maddi ve manevi yönden zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca senaryonun diyalog metinleri davalı ile… arasında yazıldığını, davacının iddialarının hukuken kabulünün mümkün olmadığını, davacının 5846 Sayılı Kanunu hiçe sayarcasına senaryo …’e ait olmasına rağmen eseri menferit olarak kendi adına tasdik ettirdiğini, davacının …in manevi haklarına tecıavüz ettiğini, …hakkında Kartal FSHHM’nin 2011/77 Esas sayılı dosyasında eser sahipliğinin tespiti ve manevi tazminat konulu dava açtığını, filmin eser işletme belgesinde, künyesinde, afişinde hatta gala davetiyelerinde davacının adına yer verildiğini, sözleşmeye aykırı davrananın davacı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen İstanbul 1.FSHHM’nin 2011/40 esas sayılı dosyasında davacı …Ltd. Şti tarafından açılan davada “…” isimli sinema filminin senaryosunu ve diyalog metinlerinin davalı tarafından hazırlandığını, 25/06/2010 tarihli sözleşmeye davalının aykırı davrandığını, davalının filmin çekim, set çalışmaları, karakterleri ve senaryosu, müvekkili ortaklar hakkında yazılı ve görsel medya araçlarında beyan ve röportaj vermemeyi beyan ve taahhüt etmesine rağmen sözleşmeye aykırı davranarak müvekkilini kamuoyu önünde küçük düşürmeye çalıştığını, bu nedenle sözleşmede öngörülen 100.000 USD cezai şartın şimdilik 10.000 USD’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı yanın sözleşmenin bir nüshasını müvekkiline vermeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, ayrıca İstanbul 1.FSHHM’nin 2011/103 esas sayılı dosyasında davacı olarak açtığı davanın bulunduğunu, müvekkilinin yazılı ve görsel medyada davacı aleyhine beyanda bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve kesinleşen Anadolu FSHHM’nin 2014/40 Esas 2014/271 Karar sayılı dosyası içeriği dikkate alındığında; dava konusu filmin senaryo ve diyalog metinlerinin …ile asıl davanın davacısı … tarafından birlikte yazıldığı ve birlikte eser sahibi oldukları, asıl davada davacının davasını ispat edemediği, davalı tarafça sunulan belge ve dökümanlara göre tanıtım ve isim yazılması ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirildiği, sadece filmin jeneriği ve afişinde “Yazan ve yöneten …” yazısına rastlandığı, filmin konusunun yani ana öyköyü yazan kişinin yönetmen de olması hususu birlikte değerlendirildiğinde bu yazının bir unsur olarak ortaya çıktığı, bu durumun senaryo ve diyalog yazarının kim olduğu etkisini tamamen ortadan kaldırmayacağı, afiş, jenerik, davetiye ile eser işletme belgesinde davacının adının okunur şekilde yer aldığı, buna göre asıl davanın ispatlanamadığı gerekçeleriyle asıl davanın reddine; birleşen davada ise davalı …’ın internet, facebook sayfasında … isimli şahıs ile karşılıklı diyaloglarında geçen türkücü sinemacıları yerel yazışmalarda şahıs ve firma isimlerine rastlanmadığı için doğrudan …’i ya da yapımcı firmaları kastettiğini söylemenin ve bu isimleri açıkça tanımlıyor kanaati çıkarılamayacağı, sosyal medya yazışması içeriğinin sözleşmeye aykırılık teşkil etmediği, yazışmada … ismine yer verilmediği, bu yazışmaların davalının kişisel düşünceleri olup davacıyı kastettiğine dair matufiyet unsurunun gerçekleşmediği, ortalama bir okun ya da sosyal medya takipçisinin davalının sözlerinin muhatabının davacı ya da dava konusu film olduğunu anlayamayacağı gerekçeleriyle birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiştir.
Asıl davanın davacı – birleşen davanın davalı vekili istinaf sebebi olarak; asıl dava yönünden kararı istinaf ettiklerini, buna göre asıl davanın davalı tarafından 25/06/2010 tarihli sözleşmedeki yükümlülüklerin gereği gibi ifa etmediklerini, filmin her türlü basım ve tanıtımlarında müvekkilinin isminin senarist yazar olarak yer alması gerekirken tanıtımlarda yer verilmediğini, bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gibi müvekkilinin maddi ve manevi yönden zarara uğrattığını, bilirkişi raporundaki görüşlerin doğru olmadığını, zira filmin senaryo yazarının …olarak kamuoyunda algılandığını, ayrıca bilirkişilerin tanıtım için kullanılan fragman basım dosyaları, internet fragmanlarının bir kısmında da müvekkilinin ismine yer verilmediğini beyan ettiklerini, bu noktada müvekkilinin işbu sektörde tanınması, gerek yeni bir iş alabilmesi ve isminin bilinmesi basın, tanıtım ve internet ortamıdaki dökümanlar aracılığıyla mümkün olacağından müvekkilinin basın, tanıtım ve internet dökümünlarında isminin yer almaması müvekkili uhdesinde iş kayıplarına sebebiyet vereceğinin son derece açık olduğunu, İstanbul 4. FSHHM tarafından yapılan 2011/12 D.iş sayılı tespit neticesinde müvekkilinin ismine gerek afişte gerek filmin başlangıç ve bitiş fragmanlarnıda yer verilmediği, internet film adı yazıldığında ve söz konusu filmin vresmi vew sitesinde filmi yazan ve yönetmeninin … olduğu hususunda tespit yapılmış olup, böylelikle müvekkilinin zarara uğradığının subuta erdiğini, mahkemenin tespit dosyasının içeriğini dikkate almadığını, yine kesinleşen Anadolu 1. FSHHM’nin 2014/40 esas sayılı dosyasında müvekkilinin …ile birlikte iştirak halinde eser sahibi olduğu hususunun kesinleştiği, ancak mahkemenin bu kararı red kararının gerekçesi yaptığını, mahkemenin yaptığı bu değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca mahkemenin maddi zarara uğranıldığı yönünde belge sunulmadığını gerekçe yaptığını, maddi zararın ne kadar olabileceği yolunda bilirkişi incelemesi talep ettiklerini, bukonuda belge sunulabilmesinin hayatın olağan akışında mevcut olmadığını, bu durumun ancak bilirkişi raporu ile tespit edilebileceğini, manevi zararın mevcudiyetinin ise takdirinin yerel mahkemeye ait olduğu, kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin manevi yönden de zarara uğradığının izahtan vareste olduğunu bildirmiştir.
Asıl davanın davalı – birleşen davanın davacısı. … Ltd. Şti vekili; kararı birleşen dava yönünden istinaf ettiklerini, müvekkilinin 25/06/2010 tarihli sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiğini, sözleşmenin gizlilik başlıklı 7.maddesine göre davalının sözleşmenin devamı sonrasında sözleşme şartlarının ve yapılacak çalışmalar sırasında kendi uhdesinde tutmayı görevi ve iş ilişkisi sebebiyle vakıf olduğu bilgileri ve sırların 3.kişilere aktarmamayı , yazılı ve görüntülü basımda, müvekkili, ortakları ve çalışanları aleyhine hakare, sövme, iftira gibi suç teşkil eden beyanlarda bulunmamayı, aksi halde 12.maddedeki cezai şartı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde müvekkili ve ortakları hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak onlara hakaret ettiğini, müvekkilini kamuoyunda küçük düşürdüğünü, davalı tarafa 28/01/2011 tarihli ihtarname gönderdiklerini, sözleşmeye aykırılığın giderilmesini istediklerini, ancak davalının ihtarnameyi hiçe sayarak sözleşmeye aykırı eylemlerine devam ettiğini, yazılı ve görsel medya araçlarıyla sosyal paylaşım sitelerinde müvekkili aleyhine beyanlarda bulunduğunu, müvekkilini kamuoyu önünde küçük düşürmeye çalıştığını, mahkemenin ise matufiyet şartının gerçekleşmediği şeklinde gerekçeye yer verdiğini, oysa davalının filmin vizyona girmesinden hemen önce bu şekilde beyanda bulunduğunu, bu husus dikkate alındığında matufiyet unsurunun gerçekleştiğini, yerel mahkemenin bu hususu gözardı ettiğini bildirmiştir.
İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2014/40 Esas, 2014/271 Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının …, davalının ise … olduğu, davacının iddiasının davalının eseri kendi adına tasdik ettirdiğini, FSEK 15 ve 70.maddeye göre müvekkilinin manevi haklarına tecavüz edildiğini ve müvekkili aleyhine küçük düşürücü beyanlarda bulunulduğu öne sürülerek sinema eserinin senaryosunun ve diyalog metinlerinin sahibi müvekkili olduğunun tespitine ve 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesinin istendiği, yargılama sonunda dava konusu “… ” isimli sinema eserinin senaryosunun ve diyalog metinlerinin sahibi müvekkili olduğunun tespitine ve 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesinin istendiği, yargılama sonunda dava konusu “… ” isimli sinema eserinin senaryosunun ve diyalog metinlerini FSEK 10.maddesi gereğince iştirak halinde davacı … ve …’ın eser sahipleri olduklarının tespitine ve 5000 TL manevi tazminata karar verilmiş, işbu kararın davalı … vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD’sinin 10/03/2016 günlü ilamı ile hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği, onanan kararın gerekçesinde davalının facebook sayfasındaki sözlerinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu yolunda gerekçeye yer verildiği görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan 25/06/2010 tarihli senaryo ve diyalog sözleşmesinin incelenmesinde; . …. Ltd. Şti’nin uygulayıcı yapımcı, …’ın senarist ve diyalog yazarı … ve … Prodüksiyon Ltd. Şti’lerinin ise yapımcı olarak yer aldığı, sözleşmenin konusunun … filminin senaryosu ve diyalog metinlerinin … tarafından hazırlanması, yapımcı ve uygulayıcı yapımcıya teslim edilmesi olduğu, madde IV’de tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği, buna göre IV/3’senarist ve diyalog yazarı isminin sinema filmi ile ilgili tüm fragman teaser, jenerik, basın bültünleri, yazılı ve görsel tüm medya araçlarından sinema filminin tanıtım, reklam ve tüm materyallerinde uygulayıcı yapımcının dilediği biçim sıra (jenerikte senaristler arasında 2.sıradan aşağı olmamak kaydıyla), konum, şekil ve büyüklükte yer alacağının kabul edileceği, eser sahibi haklarının devrinin madde V ‘de düzenlendiği, madde VII’de gizlilik konusunun düzenlendiği, buna göre senarist ve diyalog yazarının sözleşmenin devamı ve sonrasında gerek akdettiği bu sözleşme şartları, gerekse bu çerçevede gerçekleştireceği çalışmaları kendi uhdesinde tutmayı, vakıf olduğu bilgileri ve sırları gerçek veya tüzel kişilere aktarmamayı yapımcı ve uygulayıcı yapımcı firma ortakları ve çalışanları aleyhine hakaret, sövme ve iftira gibi suç teşkil eden beyanatta bulunmamayı, aksi halde madde XII’deki cezai şartı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, madde XII’de sözleşmeyi ihlal eden tarafın sözleşme XII – 1 uyarınca kendisine yapılan uyarıya karşı 5 gün içinde sözleşmenin ihlaline neden olan durumu gidermeyerek ihlali sürdürdüğü takdirde karşı tarafa 100.000,00 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiği görülmüştür.
…’ın senarist ve diyalog yazarı olarak FSEK madde 21,22,23,24,25 ve bu çerçevede her türlü hakkını yapımcıya devrettiğini ve devretmeyi taahhüt ettiğini ve caymayacağını kabul ettiğine dair muvafakatnameyi imzaladığı görülmüştür.
Asıl dava dosyasına verilen cevap dilekçesi ekinde davacı …’ın facebook yazışmalarının sunulduğu görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 12/06/2012 havale tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda; … filminin Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğü’nden gelen kayıt örneğinin ilgili bölümlerinde senaryo yazarı ve diyalog yazarı kısımlarında .. . ve … adlarının yazılı olduğu, filmin sinemada oynayan kopyalarının ön ve arka jeneriklerinde ve DVD kopyalarının jenerik bölümlerinde …’ın adının … ile birlikte senaryo ve diyalog yazarı olarak geçtiği, dosyaya sunulan film afişinde …’ın senarist ve diyalog yazarı olarak geçtiği, filmin jeneriği ve afişinde ayrıca yazan ve yöneten … yazısına rastladıklarını, bu yazma biçiminin zaman zaman rastlanan bir yazım biçimi olup özellikle filmin konusunun yanı sıra ana öyküyü yazan kişi yönetmen de olunca yazılan bir unsur olarak ortaya çıktığı, bu durumun senaryo ve diyalog yazarlarına baskın olduğu, onların etkisini biraz zayıflattığını söylediğini, ancak buna rağmen senaryo ve diyalog yazarının kim olduğunun etkisinin tamamen ortadan kaldırdığını söylenemeyeceğini, afiş , jenerik, davetiye ile eser işletme belgesinde davacının adının okunur şekilde yer alması gözükmekte ama tanıtım için kullanılan fragman ve basım dosyaları ve internet ortamında kullanılan dökümanların bir kısmında davacının adının konulmadığını da tespit ettiklerini, bu tabloya bakarak davacı …’ın iş kaybına uğramanın zor olduğunu, …’ın facebbok sayfasında … isimli şahıs ile karşılıklı diyaloglarında geçen türkücü sinemacıları yeren yazışmalarda şahıs ve firma ismine rastlanmadığı için doğrudan …i ve yapımcı firmaları kastettiğini söylemenin ve bu isimleri açıkça tanımlıyor kanaatinin çıkmadığını bildirmiştir.
Eser işletme belgesinde senaryo yazarı ve diyalog yazarı olarak … ve … isimlerinin yer aldığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Asıl dava, davacının film tanıtımlarında adının geçmediği, bu nedenle davacının maddi ve manevi yönden zarara uğradığı iddiası ile açılan tazminat davasıdır. Birleşen dava ise davalının 25/06/2010 tarihli sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şart alacağının kısmen tahsili talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki 25/06/2010 tarili senaryo ve diyalog sözleşmesinde asıl davanın davacısı …’ın sinema filmi ile ilgili tüm fragman, teaser, jenerik, basın bültenleri, yazılı ve görsel tüm medya araçlarında sinema filminin tanıtım, reklam ve tüm materyallerinde uygulayıcı yapımcının dilediği biçim sıra (jenerikte senaristler arasında ikinci sıradan aşağı olmamak kaydıyla) konum, şekil ve büyüklükte yer alacağının kabul edildiği düzenlenmiş olup, dava dosyasına sunulan filmin afişinde “… …” yazmakta ise de, yazan ve yöneten kısmında sadece …. adının yazdığı, yine filmin gala davetiyesinin zarfının üzerindeki yazan ve yöneten kısmında … adının yazılı olduğu, yine zarfın içindeki davetiye metninin ön kısmında yazan ve yöneten olarak sadece … adının yazılı olduğu, davacı …’ın ismine yer verilmediği, yine filmin sinema tanıtım afişinde filmin adının yazılı olduğu kısmın hemen üstünde yazan ve yöneten kısmında … adının yazılı olduğu ve bu kısmın ilk bakışta göze çarpar nitelikte olduğu ve yine İstanbul 4.FSHHM’nin 2011/12 D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda filmin başlangıç ve bitiş fragmanında ve internette film adı yazıldığında çıkan sonuçlar içerisinde filmin resmi web sitesinde de yazan ve yönetmen olarak …’in belirtildiği görülmüş olup, bu durumun asıl davanın davacısının maddi yönden bir zarara uğratmadığı, ancak davacının manevi haklarını ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine varılmış olup asıl davanın davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir.
Öte yandan davalı – birleşen davacı vekili istinaf talebinde bulunmuş ise de, birleşen davanın facebook sayfasındaki yazışmalarında matufiyet unsurunun gerçekleşmediği yazı içeriğinden muhatabının birleşen davanın davacıları ya da dava konusu film olduğunun anlaşılamayacağı görülmüş olup ilk derece mahkemesinin bu konudaki gerekçesi yerinde olup birleşen davanın davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda asıl davanın davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, birleşen davanın davacı vekilinin ise istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, birleşen davanın davacı vekilinin ise istinaf talebinin reddine,
2-İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklara Hukuk Mahkemesi’nin 08/06/2017 gün, 2011/103 Esas, 2017/135 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Asıl davada davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE, manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Asıl dava yönünden alınması gereken 683,10 TL karar ilam harcından peşin yatırılan 445,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 237,60 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Asıl davada manevi tazminat yönünden kabul edilen tutar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl davada manevi tazminat yönünden reddedilen tutar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Asıl davada reddedilen maddi tazminat yönünden AAÜT uyarınca hesaplanan 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8- Asıl davada davacı tarafından yapılan 119,60 TL posta ve tebligat gideri ile 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.739,20 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 579,73 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Asıl davada davalılar tarafından yapılan 61,00 TL posta ve tebligat giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 20,33 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, gerin kalan giderin davalılar üzerinde bırakılmasına,
10-Birleşen davanın REDDİNE, ( mahkememizin birleşen 2011/40 esas sayılı dosyası)
11-Birleşen davada alınması gereken 35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 201,85 TL harcın davacıya iadesine,
12-Birleşen davada, davanın reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi 13/1 madde uyarınca 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Birleşen davada, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
14-Asıl davanın davacı – birleşen davanın davalı vekilinin yatırdığı istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine iadesine,
15-Asıl davanın davacı – birleşen davanın davalısı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 56,00 TL posta masrafı olmak üzere 141,70 TL’nin asıl davanın davalılarından alınarak asıl davanın davacı – birleşen davanın davalısına verilmesine,
16-Birleşen davanın davacısından alınması gereken 35,90 TL istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın birleşen davanın davacısından alınarak hazineye irad kaydına,
17-Birleşen davanın davacısı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
18-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
19-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.13/07/2018